Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/712 E. 2022/913 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/712 Esas
KARAR NO : 2022/913

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 02/09/2021
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde ÖZETLE; Londra’da gerçekleşen tahkim yargılaması neticesinde verilmiş ve kesinleşmiş olan …. numaralı ve 4 Ağustos 2020 tarihli ve …. numaralı ve 13 Ocak 2021 tarihli hakem kararlarının 1958 Tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcra Hakkında (New York Sözleşmesi) ve Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun(MÖHUK) uyarınca tenfizini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Taraflar, 17 Ocak 2020 tarihli sözleşme ile ayçiçeği tohumlarının … CIF sözleşmesi şartlarına göre satılması konusunda anlaştığını, müvekkil …. 27 Şubat 2020 tarihinde attığı mesaj ile ambarlarında yaşanan teknik sorunlar nedeniyle mümkün olması halinde satıcının sözleşme konusu yükü 20 Mart 2020 tarihinden önce yüklememesini rica ettiğini, ancak aynı gün gelen cevap ile müvekkilinin işbu talebi davacı firma tarafından kabul edilmemiş olup, yüklemeye başlandığını ve yüklemenin tamamlanması akabinde taşımaya ilişkin evrakların müvekkil ile paylaşılacağının belirtildiğini, ancak davacı söz konusu bitki sağlığı sertifikası ve konşimento gibi yasal belgeleri müvekkile göndermediğini, davacı ilerleyen günlerde müvekkillerin sözleşmeden cayma gibi bir iradesi söz konusu değilken davacı müvekkilin sözleşmeyi ihlal ettiğini beyan etmiş ve taraflar arasındaki sözleşmede yer alan teslimat tarihleri arasında sözleşme konusu malları dava dışı …. isimli firmaya sattığını belirttiğini, davacı müvekkile ait malları 3. bir firmaya satmakla ve müvekkili zarar uğratmakla yetinmeyip sözde uğradığı zararlar için tahkim yoluna başvurduğunu, müvekkilerin herhangi bir ihlali bulunmadığını, davacının uğramış olduğu herhangi bir zararın olmadığını, zira …. ve …. firması arasındaki …. (davacı tarafından eklenen) satış sözleşmesine göre fiyat ton başına 421 USD olup, sözleşmeler arasında farkın olmadığını ve satıcının zararının olmadığını, MÖHUK’un 62. maddesi ile New York Konvansiyonu’nun V. maddesi, yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinin esasa ilişkin koşullarının düzenlendiğini, işbu şartların birinin yokluğu halinde yabancı hakem kararının tenfizi isteminin reddinin gerektiğini, işbu huzurda açılan tenfiz davasında da gerek MÖHUK gerekse de New York konvansiyonunda düzenlenen şartlar oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, tarafların ehliyetsiz olması veya tahkim anlaşmasının geçersiz olduğunu, müvvekkili Soyyiğit açısından aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın bu yönüyle usulden reddine, tenfiz şartlarının oluşmadığı, tenfizi talep edilen hakem kararının savunma hakkımız ihlal edilerek verildiği ve türk kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği nazara alınarak davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
…. Bankasına ait …’in ıslak imzasının bulunduğu …. aslı, …. Bankası Anonim Şirketi’ne ait …. ‘in ıslak imzasının bulunduğu GKS aslı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı taraf, taraflar arasında imzalanan 17 Ocak 2020 tarihli alım satım sözleşmesinde tahkim şartının olduğunu, bu nedenle hakeme gidildiğini ve yabancı hakem mahkemesinin verdiği kararın tenfizi gerektiğini ileri sürmüş, davalı ise, taraflar arasındaki sözleşmedeki tahkim şartının geçersiz olduğunu, zira sözleşmeyi imzalayanın şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığını, ayrıca en başından itibaren tahkim prosedürüne itiraz edildiğini, tahkim sürecine dahil olunmadığını, geçerli bir tahkim anlaşması veya tahkim şartının olmadığının belirtildiğini, bu nedenle yabancı hakem kararının tenfizinin mümkün bulunmadığını savunmuştur.
Türk Hukukunda Yabancı Hakem Kararları’nın tenfizine ilişkin farklı düzenlemeler bulunmaktadır. Bu düzenlemelerden birisi 5718 Sayılı Mülletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun olup bu kanunun 60 ve 63. maddeleri arasında yabancı hakem kararlarının tenfizi düzenlenmiştir. İkinci düzenleme Türkiye tarafından onaylanan Yabancı Hakem Kararları’nın Tanınması ve Tenfizi Hakkında NewYork Kanvansiyonu’dur. Ayrıca Türkiye’nin bazı devletlerle yaptığı iki taraflı adli yardımlaşma anlaşmalarında hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilşkin hükümler yer almaktadır. 4686 Sayılı Kanunun 1. maddesinde amacının, Milletlerarası Tahkime ilişkin Usul ve Esasların düzenlenmesi olduğunun ifade edildiği, devamında da yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği veya bu kanun hükümlerinin taraflar ya da hakem veya hakem kurulunca seçildiği uyuşmazlıklar hakkında uygulanacağı ifade edilmiştir. Ayrıca Tahkim Anlaşması tanımı ve şekli ile mahkemede tahkim itirazı ve anlaşması başlıklarını taşıyan 4. ve 5. maddelerinin tahkim yerinin Türkiye dışında belirlendiği durumlarda uygulanacağı açıklanmıştır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya konu taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu ve 5718 Sayılı MÖHUK’nun 60. ve devamı maddeleri ile New York Konvansiyonunun V. maddesindeki hükümlerin uygulanacaktır. Bu düzenlemeler uyarınca davacı vekili tarafından istenen tahkim kararı aslı, onaylanmış sureti, kesinleşme şerhi, apostil şerhi ve tercümeleri usulüne uygun olarak dosyaya ibraz edilmiştir.
5718 sayılı MÖHUK ile hemen hemen aynı hükümleri içeren New York Konvansiyonun 5.maddesi ile hakem kararlarının tenfizine ilişkin şartlar mahkeme tarafından resen dikkate alınacak şartlar ve aleyhine tenfiz istenen tarafça ispat edilebilecek şartlar olarak iki başlık altında toplanmıştır. Mahkeme tarafından resen aranacak şartlar arasında hakem kararının tenfiz devletinin hukukuna göre tahkim yolu ile çözümü mümkün bulunmayan bir meseleye ilişkin olması ve hakem kararının tenfizi istenen devletin kamu düzenine aykırı olmaması şeklinde iki olumsuz şart getirilmiş olup, dava konusu uyuşmazlığa baktığımızda taraflar arasındaki uyuşmazlığın bizim hukukumuzda da tahkim yolu ile çözülmesi mümkün ve kamu düzenimize aykırılık teşkil etmeyen bir konuya ilişkin olduğu görülmüştür.
Aleyhine tenfiz istenen taratça ispat edilmesi gereken şartlar bakımından ise, tarafların tahkim sözleşmesi yapma ehliyetlerinin olmaması veya tahkim sözleşmesinin taraflarca tabi kılındığı kanuna ya da taraflarca hukuk seçimi yapılmamışsa hakem kararının verildiği yer kanununa göre hükümsüz olması, aleyhine hüküm dermeyan olunan tarafın hakem tayininden veya prosedüründen usulü dairesinde haberdar edilmemiş olması veyahut delillerini dermeyan etme imkanını elde edememiş olması, hakem kararının hakem sözleşmesinde veya hakem şartına konu edilmeyen bir ihtilafa ilişkin olması yahut hakem sözleşmesi veya hakem şartının kapsamını aşan hükümleri içeriyor olması, hakem mahkemesinin teşkilinin veya hakemlik prosedürünün tarafların anlaşmasına veya anlaşmada açıklık olmayan hallerde hakemliğin cereyan ettiği yer kanunu hükümlerine uygun olmaması, hakem kararının taraflar için bağlayıcılık kazanmamış, verildiği yer kanunu veya tabi olduğu kanun bakımından yetkili bir makam tarafından iptal edilmiş veya hükmün icrasının geri bırakılmış olması taraf bakımından ileri sürülebilecek olumsuz şartlar arasında sayılmıştır.
Bu bağlamda hakem kararının verildiği yer hukukuna (uygulanacak hukuk olan İngiliz Hukukuna) uygun hükümler içermediği yönünde karşı tarafça bir itiraz ileri sürülmemiş olup, uyuşmazlığın hakem kararının verildiği ülke kanuna göre taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak kesinleştiği, ibraz edilen kesinleşme şerhli onaylı karar örneği ile anlaşılmıştır.
Hakem kararlarının incelenmesinde hakem tayini usulünde da davalı tarafa çağrı yapılıp, savunma haklarını kullanması kanusunda bilgilendirilmesinde de bir usulsüzlük bulunmadığı görülmüş, nitekim davalı tarafın tahkim merciine cevap dilekçesi sunması da usulüne uygun çağrı yapıldığını göstermektedir.
Somut olayda davalı taraf, tahkim şartını içeren dava konusu sözleşmenin yetkili temsilcileri tarafından imzalanmadığından bahisle tahkim şartının geçersizliğini ileri sürmüştür. Ancak davalı taraf, tahkim yargılamasında bu hususu ileri sürmediği gibi taraf beyanları ve taraflar arası yazışmalardan taraflarca sözleşmenin benimsendiği, bu nedenle taraflarca benimsenen sözleşmedeki tahkim şartının geçerli olmadığı yönündeki savunmanın Medenin Kanunun 2. Maddesindeki dürüstlük kurallarına aykırı görülmüştür. Biran için bu geçersizliğin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanımı olarak görülmese dahi; 4686 Sayılı Yasanın 4. maddesinde, tahkim sözleşmesinin veya şartının yazılı olması gerektiği ve bu yazılı olma koşulunun bir belgeyle ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim anlaşmasının varlığının iddia edilmesine, davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması halinde gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir. Somut olayda, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları incelendiğinde davalı tarafın tahkimden haberdar olduğu ve davalı tarafın tahkim yargılamasında tahkim şartının geçersiz olduğunu ileri sürmediği, dolayısıyla New York Sözleşmesi’nin 2. maddesi uyarınca taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesi kurulduğu kabul edilmiş ve davalının bu yöndeki itirazları kabul görmemiştir.
Öte yandan davalı taralın uyuşmazlığın esasına ilişkin itirazları da incelenmiştir. Türk tenfiz hakimi kural olarak yabancı hakem kararının doğruluğunu inceleyemez. Zira aksinin kabulü, aynı davanın Türk mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir Türk mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğuracaktır.
Tüm bu nedenlerle yabancı tahkim kararında tenfize engel bir durum olmadığı ve tenfiz şartlarının yerine getirildiğine kanaat getirilerek aşağıdaki şekilde davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1- Dava konusu … numaralı ve 4 Ağustos 2020 tarihli ve …. numaralı ve 13 Ocak 2021 tarihli …. Tahkim Kararları’nın TENFİZİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40-TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ve 59,30-TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 192,60 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
7-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 Sayılı Kanun madde 18/A-11 uyarınca davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/10/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır