Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/671 E. 2022/58 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/671 Esas
KARAR NO : 2022/58

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2017
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 23/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkilerinin davalıya kesim için ürün gönderdiğini, ürünlerin kesim işini kusurlu yaptığını, bu nedenle müvekkilerinin zarar ettiğini belirterek 12.346,10 TL zararının davalıdan faizi ile tahsilini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; müvekkilerinin ürünlerin kusurunda bir sorumluluğu olmadığını, davacı tarafından verilen ürünlerde kusur olduğunu , bunun davacı tarafa bildirildiğini fakat davacının yinede ürünlerin yapılmasını istediğini belirterek davanın reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN ESAS HAKKINDA KALDIRMA KARARI:
Mahkememizin 24/09/2018 tarih …… Esas …. Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı tarafın istinaf yoluna başvurması neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……Hukuk Dairesinin 13/07/2021 tarih ……. Esas ……. Karar sayılı kararı ile özetle; “…Mahkemece yapılan yargılama sırasında davalı vekili süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı yönünde ön inceleme aşamasına kadar itirazda bulunmamış, sonrasında 08/01/2018 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesi ile bu husustaki itirazlarını bildirmiş; davacı vekili ise savunmanın genişletilmesine muvafakatinin olmadığını beyan etmiştir. HMK’nın 141/1 maddesinde düzenlenen savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağına aykırı olarak sonradan ileri sürülen bu iddiaya karşı, davacı tarafça açıkça muvafakat gösterilmediği halde mahkemesince davanın ayıp ihbarı yapılmadığı gerekçesi ile reddi hatalı olmuştur. Bu durumda, ayıp ihbarının yapılmadığına ilişkin itiraz süresi içerisinde ileri sürülmediğinden, iş sahibi tarafından süresinde ayıp ihbarı yapılmış gibi eserde ayıp bulunup bulunmadığı ve niteliği ile miktar ve değeri konusunda araştırma yapılması gerekmektedir. Mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda ayıp nedeniyle oluşan zarar hesabı yapılmış ise de düzenlenen bu raporlar karar vermeye yeterli nitelikte değildir. Bu nedenle bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak dava konusu bıçaklar üzerindeki ayıpların niteliği ile bıçakların kullanılamayacak derecede ayıplı olup olmadığının belirlenmesi, kullanıma engel değil ise ayıpların değerinin tespiti, kullanıma engel ise bıçakların ayıpsız yapılsa idi serbest piyasa rayiçleri ile satış bedeli belirlenip bu bedelden bıçakların maliyeti düşülmek ve piyasada mevcut ayıplı haliyle değerlendirilmesi halinde satılabileceği bedel tespit edilerek bu miktarın da indirilmek suretiyle davacı zararının hesaplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı işin ayıplı ifasından kaynaklı TBK’nın 475. maddesi uyarınca uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Somut olayda; davacı tarafın işlenmemiş çelik ham madde ithalatı ve işlenmiş çelik kalıp imalat ve satış işi yaptığı, müşterisi olan dava dışı firmanın davacıdan muhtelif çelikten bıçak kalıp sipariş ettiği, davacının da sipariş konusu hammedelerin rektefiye/kesim işini davalıya verdiği ve davalı şirketin verilen işi yaparak karşılığında 5.900,00 TL fatura tanzim ettiği, söz konusu malzemelerin istenilen boyut ve ölçülerde kesilmemesi sebep gösterilerek dava dışı firma tarafından ürünlerin iade edildiği ve bu ürünlerin davalının eylemi neticesinde hurda hale geldiği, davalının bu eylemi dolayısıyla 12.346,10 TL tutarında zarara uğradığından bahisle davacının iş bu davayı açtığı; davalı tarafın ise davacının siparişe konu malzemelerinin çarpık olduğunu, davacı şirketçe verilen ölçülerin uygun olmadığını davacıya bildirildiğini ancak davacının işin yine de yapılması talebi doğrultusunda kesim/rektefiye işleminin yapıldığını, ortaya çıkan sonuçtan sorumluluklarının bulunmadığından bahisle davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca davacı tarafça davalıya verilen işin ayıplı olarak yapılıp yapılmadığı ve bu nedenle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramışsa zararının miktarıdır.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına söz konusu ürünler üzerinde bilirkişi heyeti aracılığıyla inceleme yapılmıştır. Dosyaya sunulan 20/03/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davaya konu ürünlerin yüzeyinde gözle görünür boşluk ve işleme izlerinin olması sebebiyle söz konusu hataların açık ayıp niteliğinde olduğu, davalıdan teknik resim ve şekillendirme sonucu elde edilen ölçüler, şekiller ve geometri teknik resimlerde belirtildiği nitelikte olmasına davalı yüklenicinin etkisinin olmadığı tespit edilmiş mahkememizce bu rapor doğrultusunda davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce verilen bu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin 13/07/2021 tarih ……. Esas ….. Karar sayılı kararı ile kaldırılması üzerine, esas hakkında kaldırma kararında belirtilen “Dava konusu bıçaklar üzerindeki ayıpların niteliği ile bıçakların kullanılamayacak derecede ayıplı olup olmadığının belirlenmesi, kullanıma engel değil ise ayıpların değerinin tespiti, kullanıma engel ise bıçakların ayıpsız yapılsa idi serbest piyasa rayiçleri ile satış bedeli belirlenip bu bedelden bıçakların maliyeti düşülmek ve piyasada mevcut ayıplı haliyle değerlendirilmesi halinde satılabileceği bedel tespit edilerek bu miktarın da indirilmek suretiyle davacı zararının hesaplanması” hususunda bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 16/12/2021 tarihli ek raporda özetle; davacının zararının ayıpsız bıçak satış değeri ile hurda ve ayıplı bıçakların arasındaki fark olan 5.304,84 Euro olduğu, bu bedelin iade faturası tarihindeki TL karşılığının 19,294,76 TL değerinde olacağı, davacı tarafın bu zararından davalının davcıya verdiği hizmet bedeli için keşide ettiği 5.900,00 TL fatura bedelinin tenzili halinde davacı zararının 13.394,76 TL olacağı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm delillerden; davalı tarafın işi ayıplı olarak yaptığı, ayıp açık ayıp niteliğinde ise de; davalı tarafın cevap dilekçesinde, davacı yanca ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönünde bir savunma ileri sürmediği, cevap dilekçesinden sonra yargılama aşamasında bu iddianın ileri sürülmesinin savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına aykırı olması nedeni ve davacı yanın bu konuda herhangi bir açık muvafakatinin bulunmaması nedeniyle davalının ayıp ihbarını süresinde yapılmadığı yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği, davacının ayıplı ifa nedeni ile gördüğü zararın 16/12/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda belirtildiği üzere davada talep ettiği bedelin üzerinde olduğu, davacının uğradığı bu zararı talep gibi dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiz ile talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
12.346,10 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 16/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 843,36.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 210,85.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı ve 210,85.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.883,50.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 24/01/2022

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır