Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/568 E. 2022/77 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/568 Esas
KARAR NO : 2022/77

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 04/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkilinin …… Oto …… Şubesinden 229.942 TL ödeyerek ……. model marka aracı satın aldığını, aracın birçok kez arıza yaptığını, 4 defa servise götürüldüğünü, araçta bir kısım hasarın olduğunu ve 28.223,00 TL onarım bedelinin olduğunu, arızaların tespiti için Yalova Sulh Hukuk Mahkemesinin …… D.İş sayılı dosyası ile tespit davası açıldığını, ayıplı arıza olduğuna dair bilirkişi raporu sunulduğunu, gizli ayıp nedeniyle araç bedelinin ödenmesi gerektiğini belirterek şimdilik 50 TL’nin avans faiziyle birlikte iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı tarafın ayıp nedeniyle bedelin iadesini istediğini, 50 TL’lik kısmi dava açılmasının mümkün olamayacağını, harcın tamamlanması gerektiğini, söz konusu aracın kendileri tarafından satılmadığını, üreticisi ve ithalatçısı olmadığını, kendilerinin pasif husumetinin bile bulunmadığını, davanın reddini talep ettiklerini, taleplerinin zamanaşımına uğradığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ayıplı araç satımına dayalı misli ile değişim talebine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile, Müvekkilinin …… Oto …… Şubesinden 229.942 TL ödeyerek ……. marka araç satın aldığını, aracın birçok kez arıza yaptığını, 4 defa servise götürüldüğünü, araçta bir kısım hasarın olduğunu ve 28.223,00 TL onarım bedelinin olduğunu, arızaların tespiti için Yalova Sulh Hukuk Mahkemesinin …… D.İş sayılı dosyası ile tespit davası açıldığını, ayıplı arıza olduğuna dair bilirkişi raporu sunulduğunu, gizli ayıp nedeniyle araç bedelinin ödenmesi gerektiğini, ıslah dilekçesi ile aracın misliyle değiştirilmesini talep ettiği,
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile, söz konusu aracın kendileri tarafından satılmadığını, üreticisi ve ithalatçısı olmadıklarını, kendilerinin pasif husumetinin bile bulunmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, belirterek davanın reddini talep ettiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafın satın aldığı aracın ayıplı olup olmadığı, aracın misliyle değişiminin gerekip gerekmediği, bu hususta davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı,
Mahkememizce yapılan ilk yargılamada davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği, İstanbul BAM 13 HD’nin 2019/1812 esas 2021/903 esas sayılı kararı ile; “TTK.’nın 23. Maddesinde, bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı, maddenin c fıkrasında, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu, diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı,
TBK’nın 223. Maddesinin ikinci fıkrasında ise alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı, ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğunun sonradan anlaşılması halinde, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği, bildirilmezse satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı,
TBK’nın 225. Maddesinde, ağır kusurlu olan satıcının, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamayacağı,
TBK’nın 231. Maddesinde, satıcının daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, ayıptan kaynaklı sorumluluğa ilişkin her türlü davanın, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, son fıkrasında ise satıcının, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu olmasında iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı, davaya konu satılandaki ayıbın gizli ayıp olduğunu ileri sürerek bu konuda Yalova Sulh Hukuk mahkemesinde açtığı tespit dosyasında aldığı bilirkişi raporuna dayanmıştır.
Mahkemece, her hangi bir gerekçe gösterilmeden ve davaya konu araçta bulunduğu iddia edilen ayıbın gizli ayıp olup olmadığı değerlendirilmeden ve gerekmesi halinde bu konuda bilirkişi raporu alınmadan TBK’nın 231/1 maddesinde belirtilen zaman aşımı süresi içinde dava açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yine, davada taraf teşkili dava şartı olup mahkemece taraf teşkilinin doğru şekilde yapılıp yapılmadığının resen araştırılması gerekir. Yani davanın doğru hasma yöneltilip yöneltilmediğini kendiliğinden araştırmalıdır. Davalı savunmasında davaya konu aracın satıcısı, ithalatçısı veya üreticisi olmadığını kendisine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürmüştür. Davacı ve davalı tarafından dosyaya sunulan davaya konu araca ilişkin faturada da davalı satıcı veya ithalatçı olarak görünmemektedir. Davacı da fatura dışında davaya konu aracın alım satımı konusunda taraflar arasında düzenlenmiş satış sözleşmesini dosyaya sunmamıştır.
Her ne kadar davacı son celsede faturada yazılı satıcı şirket ile davalı arasında organik bağ olduğunu ileri sürmüş ise de mahkemece bu husus araştırılmadığı gibi davalının husumet itirazının neden kabul edilmediği de gerekçede açıklanmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, davalının husumet itirazını değerlendirmek, davaya konu aracın davalı tarafça satılıp satılmadığı, satış faturasını düzenleyen şirket ile davalı arasında irtibat olup olmadığı araştırılarak öncelikle husumet itirazı konusunda karar vermek, davanın doğru kişiye karşı açıldığının tespiti halinde, davaya konu araçta davacının iddia ettiği şekilde gizli ayıp olup olmadığının gerekmesi halinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak belirlenmesi ve buna göre davalının zaman aşımı itirazı değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek olmalıdır.” gerekçe göstererek Mahkememizce verilen kararın kaldırdığı,
Kaldırma kararı sonrasında Mahkememizce şirketlerin İstanbul Ticaret Odası kayıtlarının, Ticaret Sicil Müdürlüğü Kayıtlarının, kolluk araştırmalarının yapıldığı, öncelikle davalının husumet itirazının değerlendirilmesine geçildiği,
Dosya kapsamında sunulu 06.11.2017 tarihli faturada İthalatçı firmanın … Pazarlama ve ticaret A.Ş. Şirketi olduğu, satıcı firmanın …… Oto Servis ve Ticaret A.Ş. Şirketi olduğu, faturanın üst kısmında …… Oto Servis ve Ticaret A.Ş. Unvanı olduğu, faturanın davacı şirket adına düzenlendiği, dosyaya sunulu 27.09.2017, 28.02.2017, 15.08.2016, 25.05.2016, 29.07.2015,27.01.2015, 10.09.2014 tarihli arıza bildirim kayıtlarında davalıya ilişkin kayıt olmadığı, davacının 04.09.2013 tarihli fatura ile …… Oto Servis ve tic A.Ş. Kaşe ve imzalı fatura ile satın aldığı,
Davalı Şirketin İTO kaydında 13.01.1997 yılında odaya kayıt olduğu, eski unvanının …… Oto İstanbul Servis ve Ticaret A.Ş. Olduğu, bu unvanın 17.09.1997 yılında ek sözleşme ile değiştirildiği, oda sicil numarasının ….. olduğu, ithalatçı firmanın odaya kaydının 21.10.2009 tarihi olduğu, unvan değişikliğine gitmediği, oda sicil numarasının ……. olduğu, satıcı …… Oto Servis ve Ticaret Anonim şirketinin odaya kayıt tarihinin 27.02.1984 tarihi olduğu, unvan değişikliğine gitmediği, oda sicil numarasının ….. olduğu,
Araç satış ve tamire ilişkin fatura tarihlerinden yaklaşık 6 yıl önce davalı şirketin unvan değişikliğine gitmiş olduğu, araç satış ile tamire ilişkin faturalarda davalı tarafın unvanına rastlanmadığı, 06.11.2017 tarihli tamir faturasında satıcı …… Oto Servis ve Ticaret Anonim şirketinin unvan ve oda sicil numarasının bulunduğu, davalının satıcı, ithalatçı şirket olmadığı,
Organik bağa ilişkin olarak; bilindiği üzere tüzel kişilik kendisini oluşturan kişi veya mal topluluklarından bağımsız olarak faaliyet gösterdiği, tüzel kişinin mal varlığının onu kuran ortakların mal varlığından ayrı olduğu, ancak tüzel kişi ile ortakları arasındaki bağımsızlık ilkesinin uygulanmasının her zaman hakkaniyetli sonuçlar vermediği, bağımsızlık ilkesinin kimi zaman haksız sonuç doğmasına sebep olabileceği, tüzel kişiliğin sorumluluğunun onu oluşturan ortakların sorumluluğundan bağımsız olmasının; bazen kendisini oluşturan kişilerin yükümlülüklerinden, borçlarından ve sorumluluklarından kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak kullanıldığı, tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınarak, kişilerin zarara uğratılabilindiği ve bu zararların tazmin etmekten kaçınılabilindiği, hukuk normlarımız kötü niyeti korumadığı, tüzel kişiliğin arkasında saklanılarak, kanuna karşı hile yapılmasının, üçüncü kişilere zarar verme amacı güdülmesinin, Medeni Kanun madde 2 anlamında hakkın kötüye kullanımı düzenlemesi ile engellendiği ve organik bağın kabulü halinde tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak, sorumlulukların yerine getirilmesi sağlanıldığı,
Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması yalnızca gerçek kişi ile tüzel kişi arasında değil iki tüzel kişi arasında da görülebildiği,
İş bu dosya kapsamında davacının dilekçeler aşamasında organik bağ iddiasında bulunmadığı, 03.04.2019 tarihli 5. Celsede (ilk karar celsesinde) şirketler arasında organik bağ savunmasında bulunduğu, davalı tarafın ise cevap dilekçesinde üretici, satıcı imalatçı olmadığına ilişkin savunmada bulunduğu, davacının satıcı, ihtalatcı ve üretici olmadığı, davalı şirket ile satıcı ve üretici şirket arasında borçlardan ve sorumluluklarından kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak tüzel kişilik perdesi arkasına sığınma ve zarara uğratma amacının tespit edilemediği, sadece şirket ortaklarının veya adreslerin aynı yada benzer olmasının tek başına organik bağ kabulü için yeterli olmayacağı ayrıca TMK 2 kapsamında kötüniyetin ispatının gerektiği, davalının husumet itirazının yerinde görüldüğü, bu nedenle davacının diğer itirazlarının incelemesinin yapılmasına gerek olmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 35,90.-TL peşin harcın ve 4.198,00TL tamamlama harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 4.153,2‬0.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin vekilinin yüzüne karşı, verilen kararının, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi‘ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır