Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/563 E. 2022/158 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/563 Esas
KARAR NO : 2022/158

DAVA : Çek İptal Kararının Kaldırılması/İptali
DAVA TARİHİ : 07/07/2021
KARAR TARİHİ : 25/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan çek iptal kararının kaldırılması/iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE :Müvekkilinin ……. Bank ……. şubesine ait, keşidecisi ……. Sağlık Hizmetleri San. Ve Tic. A.Ş. Olan, 16/04/2021 keşide tarihli, …… seri numaralı ve 375.000,00 TL bedelli çekin yetkili hamili olduğunu, müvekkilinin çeki yasal süresi içerisine verdiği ve bunun üzerine Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası ile ödeme yasağı konduğunu, ödeme yasağı nedeni ile çek bedelini tahsil edemediğini bunun üzerine çeki icra takibine koymak istediğini ancak İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açıldığını ve çekin icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini öğrendiğini, müvekkili aleyhine bu davayı açan kişilerin çekin keşidecisi ……. Hizmetleri olduğunu, çekin lehtarı …… Temizlik ve ikinci ciranta olan ……. olup bu durumun çekin müvekkili elinde olduğunun karşı tarafça açıkça bilindiğini gösterdiğini, çek iptal davası sırasında çekin bulunmuş olması halinde çek iptal talebinde bulunan kişiye çeki elinde bulunduran aleyhine dava açmak için süre verildiğini akabinde de davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulduğunu, ancak Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası ile görülen çek iptal davasının 16/06/2021 tarihli celsesinde …… şirketi vekilinin “diğer çekle ilgili herhagni bir müracaat söz konusu değildir. Diğer çek yönünden iptal kararı verilmesini talep ederiz” şeklinde beyanda bulunduğunu, bu beyanı ile davalı tarafın açıkça kötüniyetli davrandığını ve Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyası ile görelen çek iptali davasının 19/04/2021 tarihli duruşmasında çekin müvekkili elinde olduğunu bilmesine ve müvekkili aleyhine dava açmasına rağmen çek adeta kayıpmış gibi beyanda bulunmuş ve çekin iptaline karar verilmesini istediğini, mahkeme de çeki iptal yönünde karar verdiğini, kıymetli evrak iptali kararlarının maddi hukuk yönünden kesin hüküm teşkil etmediğini, kıymetli evrakın zilyedinin senedin meşru hamili olduğunu iddia ederek iptal kararının iptali istemiyle dava açıp zayi nedeni ile verilen iptal kararını her zaman ortadan kaldırabileceğini ve kıymetli evraka dayalı haklarını herzaman ileri sürebileceğini belirterek Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasından verilen çek iptali kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE :Dava konusu çekin Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına ibrazı için 3 aylık süre verildiğini ve süresi içerisinde ibraz edilmeyen çek hakkında hukuka uygun şekilde iptal kararı verildiğini, dava konusu çek hakkında İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu nedenle işbu dava ile Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyasında verilen çek iptali kararı kaldırılsa dahi İstanbul ……. ATM’de verilen kararın devam edeceğini ve çekin bankaya ibraz edilemeyceğini, bu nedenle işbu davanın hukuki yarardan yoksun olduğunu, dava dilekçesinde davacı yanın çek hakkında ödeme yasağı kararının verildiğini çekin süresi içinde bankaya ibrazı sırasında öğrendiğini beyan ettiğini, çekin vade tarihinin 16/04/2021 olduğunu, dolayısıyla davacının çek hakkında iptal davası açıldığını ve ödeme yasağı kararının verildiğini Nisan 2021’de öğrendiğini ikrar ettiğini, oysaki Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesince çek iptal kararının karar duruşmasının 17/06/2021’de yapıldığını, davacı yanın çek iptal dosyasına çeki elinde bulundurduğunu bildirip bu dava ile elde etmek istediği sonuca ulaşabilecek olduğunu ancak çeki elinde bulundurduğunu bildirmediğini, buna karşın 3 aya yakın bir süre sonra huzurda görülen davanın açıldığını bu sebeple işbu davada hukuki yararının olmadığını belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalının zayi nedeniyle çekin iptali için açtığı hasımsız davada aldığı çek iptali kararının kaldırılması/iptali istemine ilişkindir.
Davacı, çekin yetkili hamili olduğunu, çek ibrazı sırasında çek üzerine ödeme yasağı konulduğunu öğrendiğini, davalının aleyhlerine menfi tespit davası açtığını dolayısıyla çekin müvekkilin elinde olduğunun davalı tarafça bilindiğini, davalının çek kayıpmış gibi beyanda bulunarak çek iptali kararı alınmasını sağladığını, çekin yetkili hamili olduğunu, bu nedenle iptal kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, çek hakkında usulüne uygun şekilde iptal kararı verildiğini, çek hakkında ödeme yasağı tedbiri verildiğini, bu halde işbu davayı açmada davacının hukuki yararının mevcut olmadığını, davacının ibraz sırasında ödeme yasağı ve çek hakkında iptal davasının derdest olduğunu öğrenmesine rağmen çeki mahkemeye ibraz etmediğini, basiretli bir tacir gibi davranmayarak çek iptali kararının verilmesine sebebiyet verdiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Kıymetli evrakların iptaline ilişkin davalar, hasımsız olarak açılmakla, üçüncü kişiler için maddi anlamda kesin hüküm oluşturmazlar. Bununla birlikte iptal kararı senedin teşhis fonksiyonunu ortadan kaldıracağından, artık zayii nedeniyle iptaline karar verilen senedi elinde bulunduran senet zilyedinin keşideciye müracaat ederek senet bedelinin kendisine ödenmesini istemesi mümkün olmadığı gibi, keşidecinin de iptal kararı ibraz edilen senedi ödemekten kaçınması gerekir fakat senet zilyedinin, senedin meşru hamili olduğunu iddia ederek, iptal kararının iptalini ortadan kaldırtıp senede dayalı haklarına kavuşması, bir başka deyişle senede dayanarak ödeme talebinde bulunması mümkündür. (Yargıtay 11 HD 2001/5674-8724 sayılı ilamı)
Dava konusu 16.04.2021 vade tarihli 375.000 TL bedelli çekin incelenmesinde, keşidecisinin ……. Hizm.San. Ve Tic. A.Ş, lehtarın ve ilk cirantanın ….. Temiz.Hizm.A.Ş., ardından sırasıyla ……., ……. Taah.İnş.Mad.San.ve Tic.Ltd.Şti., …… Taah.San.Tic.Ltd.Şti. Ve ……. ve Gıda Paz.Tic.Ltd.Şti. cirolarının bulunduğu görülmüştür.
6102 sayılı TTK.’nın 790. Maddesi uyarınca, “ Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”.
Yine TTK.’nın 792. Maddesi uyarınca, “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür”.
Davalı, davanın hukuki yarardan yoksun olduğu, dava şartının mevcut olmadığını iddia etmekle, davacının çekin yetkili hamili olduğunu iddia ettiği, çek iptali kararının kaldırılması neticesinde çek bedelinin ödenmesi talebinde bulunma hakkının doğacağı dolayısıyla çek iptaline ilişkin kararın iptalini/ kaldırılmasını talep etmesinde hukuki yararın mevcut olduğu değerlendirildiğinden bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Bununla birlikte, davalı davacının derdest çek iptali davasını öğrenmesine rağmen çeki mahkemeye ibraz etmeyerek, çek iptali kararı verilmesine sebebiyet verdiğini iddia etmekle, çekin 19.04.2021 tarihinde bankaya ibraz edildiği ve çek üzerine konulan ödeme yasağından ve kararı veren mahkeme ve dosyadan davacının haberdar olduğu açık olmakla, davalının 19.04.2021 tarihinde aralarında işbu davanın davacısının da bulunduğu bir kısım davalılara 16.04.2021 vade tarihli çek için menfi tespit davası açtığı, çek iptaline ilişkin 16.06.2021 tarihli duruşma da ise işbu çek konusunda herhangi bir başvurunun bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. Bu halde davalının, çek iptali kararının verilmesine davacının sebep olduğu iddiasına da itibar edilmemiş, yargılama giderleri ile vekalet ücretine davacı lehine hükmedilmiştir.
Davacının çeki kötü niyetle veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiği yönünde bir iddia bulunmamakla, davalının savunmaları kapsamında; davacının çek iptali kararının kaldırılmasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, dava konusu çekin ciro zincirinde bir kopukluk olmadığı, ciro silsilesinden TTK.’nın 790. Maddesi kapsamında anlaşıldığı üzere davacının çekin yetkili hamili olduğu anlaşılmakla, bu nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. E. ve …… K. Sayılı kararı ile ……. Bank …… şubesine ait, keşide yeri İstanbul olan, 16.03.2021 vade tarihli ….. numaralı ve TR …… hesap numaralı 375.000,00-TL bedelli çek hakkında verilen ZAYİ NEDENİYLE ÇEKİN İPTALİ kararının İPTALİNE,
2-492 sayılı harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 25.616,25-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 6.404,07.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 19.212,18.-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 6.404,07.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 41,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 34.700,00- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
25/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

TASHİH ŞERHİ: Gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmeden önce, hükümde yer alan çek vadesine ilişkin tarihte maddi hata yapıldığı anlaşılmış olup; hükmün birinci maddesinde yer alan “…16.03.2021 vade tarihli 1106407 numaralı…” kısmın “…16.04.2021 vade tarihli….” şeklinde tashihine karar verilmiştir. 16.03.2022