Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/518 E. 2022/620 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/518
KARAR NO : 2022/620

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/08/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, bonoya dayalı başlatılan takip dolayısıyla borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının müşterisi olduğunu ve kendisini avukat olarak tanıttığını, taşınmazına ilişkin problemini çözmeyi vadettiğini, bu yönde dava açacağını belirttiğini, bu nedenle davalıya elden bir kısım ödemeler yaptığını, davalının dava dosyasının bitmek üzere olduğunu, harç ödenmesi gerektiğini söyleyerek kendisinden 11.000-TL istemesi üzerine icra takibine konulan bonoyu davalıya verdiğini, davalıyı arayarak bilgi almak istediğini fakat iletişim kuramaması sonrasında kendi araştırması ile adına açılı bir davanın bulunmadığını öğrendiği, davalının kendisini avukat olduğunu, dava açtığını söyleyerek dolandırdığını, bu yönde suç duyurusunda bulunduğunu beyan ederek, icra takibine konulan bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının beyanlarını kabul etmediğini, kendisini avukat olarak tanıtmadığını, taraflar arasında vekalet ilişkisinin olduğunu, Tokat ilinde bulunan davacıya ait taşınmaza ilişkin çeşitli kurumlar nezdinde işlem yaptığını, yol, konaklama ve ptt masrafları yaptığını, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğunu, tek başına borcun varlığının ispatı için yeterli olduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının, avukat olduğunu beyan ederek dava masrafı adı altında söz konusu bonoyu teslim alıp almadığı, dava masraflarının ödenmesi için verildiği iddia edilen bononun bedelsiz kalıp kalmadığı ile davacının bono kapsamında davalıya borçlu olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Dosyada toplanan delillerin incelenmesinde; davacının, davalı adına 03.06.2015 tarihli düzenleme şeklinde vekaletname çıkarttığı, söz konusu vekaletnamenin davacının gayrimenkullerine ilişkin işlem yapma yetkilerini içerdiği, davalının, davacı adına kayıtlı Tokat ili …. ilçesi ….. Köyü …… ada…… parselde bulunan üzerine inşaat yapılan taşınmaz ile ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü, Almus Kaymakamlığı, ……. Dağıtım A.Ş., Orman Mülkiyet ve Kadastro Daire Başkanlığı gibi idari kurumlar ve özel kuruluşlar ile yazışmalar gerçekleştirdiği, bu yazışmalarda davalının kendisini davacı vekili olarak belirttiği, davacının şikayeti neticesinde davalı aleyhine başlatılan Küçükçekmece CBS’ye yaptığı …… soruşturma numaralı dosyasında verilen takipsizlik kararının ise Bakırköy …… Sulh Ceza Hakimliğinin ….. D.iş kararı ile kaldırılarak soruşturmanın genişletilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı, davaya konu bonoyu davalının kendisini avukat olarak tanıtması ve dava masrafları için para gerektiğini iddia etmesi nedeniyle, aldatma sonucu imzaladığını, adına açılan davanın bulunmadığını sonradan öğrendiğini iddia etmekle; TBK 39.maddesinde; “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.” düzenlemesi mevcuttur. Yasa maddesinde belirtilen süre hak düşürücü süre olup, öncelikle ve re’sen nazara alınması gerekir. Bu kapsamda; davacının işbu davayı 21.06.2021 tarihinde açtığı, dava konusu Bakırköy ….. İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası üzerinden 05.07.2019 tarihinde ödeme emri gönderildiği, davacının dilekçesi ile bu takip yapılmadan önce davacının avukat olmadığını ve adına dava açılmadığını öğrendiği yönündeki beyanı dikkate alındığında, TTK.39. maddesi uyarınca aldatma iddiası yönünden 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı anlaşılmıştır.
Bununla birlikte, davacının, dava konusu bonoyu dava masrafları karşılığı davalıya verdiğini, sonradan tarafı olduğu bir davanın mevcut olmadığını öğrendiğini iddia etmiş olması nedeniyle, bononun bedelsiz kalıp kalmadığı ve davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği hususunun değerlendirilmesine geçilmiş; davalı adına düzenlenen vekaletnamenin avukat vekaletnamesi olmadığı hususunun açık oluşu, davalının iş takibi yaptığı yönündeki savunmasını destekler nitelikte bir kısım yazışmayı çeşitli kurum ve kuruluşlarla gerçekleştirdiğinin celbedilen yazışma içeriklerinden anlaşılması, davacının bonoyu dava masrafları için verdiği yönündeki iddiasını bono bedeli itibariyle yazılı delille ispat etmesinin gerekmesi ve bu hususta ispata yarar herhangi bir delilin dosyada mevcut olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının, davanın reddi ile davacının alacak bedelinin %20’si oranında tazminat ödemeye mahkum edilmesini talep ettiği, bu talebe ilişkin olumlu ya da olumsuz bir kararın mahkememizce verilmediği anlaşılmakla, HMK. 305/A maddesi uyarınca, dava dosyasında İİK.72/3 uyarınca icra veznesine yatan paranın davalıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiği, teminatın yatırılması sonrasında kararın icrası için ilgili icra dairesine müzekkere yazıldığı anlaşılmakla, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini gerektirir yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla, hükmün tamamlanması yönünde aşağıda yer alan ek karar verilerek hükme 1.1. Maddesinin eklenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 219,16-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
05/07/2022

HÜKMÜN TAMAMLANMASINA İlişkin EK KARAR: HMK.305/A maddesi uyarınca işbu gerekçeli karar ile verilen hükmün 1. Maddesine (1) fıkrasının eklenmesine ve hükmün “1.1.Davalının tazminat talebinin KABULÜNE, dava konusu alacak olan 12.832,81-TL’nin %20’si oranında tazminatın, hükmün kesinleşmesi sonrasında, öncelikli olarak davacının yatırdığı teminattan mahsup edilerek tahsili ile davalıya verilmesine,” şeklinde tamamlanmasına karar verilmiştir. 23.08.2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır