Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/509 E. 2022/932 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/509 Esas
KARAR NO : 2022/932

DAVA : Alacak (Uluslararası Karayolu Taşımasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Uluslararası Karayolu Taşımasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, uluslararası karayolu taşıması sırasında oluşan hasarın taşıyıcıdan tazmini talebine ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesi ile özetle; Fransa’da bir şirkete buz makinesi satışı yaptığını, makinenin taşınma işinin davalıya ait araçla gerçekleştirildiği, araç teslimi sırasında araçtaki makinenin hasarlı olduğunun tespit edildiğini, yükleme ve istifleme işinin davacı tarafından ara depoda yapıldığını, hasarın da bu sırada meydana geldiğinin eksper raporu ile belirlendiğini, nihai varış yerinde hasara ilişkin tespit yapıldığını, davalıya hasar bedelini ödemesi için ihtarname gönderildiğini, 3.282,38-Euro bedelli hasarın oluştuğunu söz konusu hasarın şimdilik 500-Euro’luk kısmının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi ile özetle; zamanaşımı defilerinin bulunduğunu, hasar ihbarının süresinde yapılmadığını, kendilerinin fiili taşıyıcı olmadığını, eksper raporunun usulüne uygun hazırlanmadığını, raporun eksik belgeler ve soyut değerlendirmeler içerdiğini, zararın ispat edilemediğini, istifleme işlemlerinde sorumluluğun gönderene ait olduğunu, CMR 23. Maddesi uyarınca ortak kusur ve sınırlı sorumluluk ilkesinin uygulanması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davalının akdi taşıyıcı olduğu emtia taşıma işi sırasında gerçekleştiği iddia edilen hasar dolayısıyla husumet itirazının yerinde olup olmadığı, zarara ilişkin ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığı, zarar mevcut ise davalı tarafın sorumluluğunun mevcut olup olmadığı, talep edilen hasar tazminatının ortalama olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğramış olduğunu iddia etmekle; davaya konu makinenin alıcısına 11.03.2020 tarihinde teslim edildiği, davanın 17.06.2021 tarihinde açıldığı, davacının yazılı talebini içeren ihtarnamesinin 05.02.2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, Uluslararası Karayolu Taşımacılığına ilişkin CMR Konvansiyonunun 32.madddesinin “Bu Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir… . Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır ve şu tarihlerde başlar: a) Teslimde kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde, teslim tarihinden itibaren… 2) Yazılı bir istem, taşımacı bunu yazılı bildiri ile geri çevirip, ona ilişkin belgeleri de iade edinceye kadar zaman limitini erteler.” düzenlemeleri uyarınca zamanaşımı süresinin davalı ihtarnameye cevap verene dek erteleneceği anlaşılmakla, davalının ihtarnameye cevap vermemesi nedeniyle 05.02.2021 tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin duracağı değerlendirildiğinden, zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
İhtarname ile zamanaşımı süresinin kesilmeyeceği değerlendirilse bile pandemi sebebiyle 13.03.2020 ile 15.06.2020 tarihleri arasında zamanaşımı süresinin duracağı yönündeki kanun hükmü kapsamında, süreler 3 ay 2 gün boyunca durduğundan bu sürenin normal zamanaşımı süresine eklenmesi gerekecektir. Ayrıca arabuluculuk süresi olan 01.03.2021-24.03.2021 tarihleri arasında geçen sürenin de zamanaşımı süresine eklenmesi gerekmekte olup, bu halde zamanaşımının sona erdiği tarih 11.03.2021 değil, 07.07.2021 olmakla, dava yine zamanaşımı süresi sona ermeden önce açılmış olacaktır.
Bilirkişi raporu ile davacının, dava dışı ve Fransa’da yerleşik … şirketine buz makinesi satışı yaptığı, makinenin karayolu taşıma işini akdi taşımacı olarak davalının, fiili taşımacı olarak ise dava dışı … Otomotiv…Şirketinin yüklendiği, makinenin 11.03.2020 tarihinde alıcısına teslim edildiği, davaya konu taşımacılık işleminin, iki nokta arasında aynı araç içinde birden fazla alıcı ve göndericiye ait yükün olduğu parsiyel taşımacılığı işi olduğu, bu işlerde ürünlerin araca yüklenmesi ve istiflenmesinin taşımacı firmanın sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu hasarın meydana gelmesinde dorse içi istiflemenin yeterli yapılmaması, koliler arasında boşluk bırakılması ve yükün öne arkaya, saga sola hareketini önleyici yeterli sabitleme ekipmanının kullanılmaması nedeniyle nakliye sırasında ve paletler üzerindeki kolilerin üst üste yüklenmesi nedeniyle ağırlık sonucu meydana gelen ezilme ile hasarın oluştuğu yönündeki eksper raporu itibariyle, hasarın istifleme nedeniyle ortaya çıktığına kanaat edinildiği belirtilmiştir.
CMR. 23.maddesinin “…Bununla beraber tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 hesap birimini aşmayacaktır.” düzenlemesi kapsamında; davalının, taşıyıcı sınırlı sorumluluk miktarının; 678,49-KG (Hasarlı ürün brüt ağırlığı) x 8,33 SDR: 5.651,78 SDR olduğu, bu miktarın TL değerinin ise (5.651,78 x 8,5634:) 48.398,47-TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalı, hasar bildirimine ilişkin ihbarın süresinde yapılmadığını iddia etmekle; CMR. 30.maddesinin “Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır. 2. Mal alıcı ve taşımacı tarafından kontrol edildikten sonra, bu kontrolün sonucuna uymayan kanıtlar ancak açıkça görülmeyen ziyan ve hasarlar için kabul olunabilir. Ancak bunun için alıcının kontrolden sonra yedi gün içinde (pazar ve resmi tatil dışında) durumu yazılı olarak taşımacıya bildirmesi gereklidir. 3. Yük alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durum yazılı olarak taşımacıya bildirilmemiş ise, teslimdeki gecikmeler için tazminat ödenmez. 4. Bu maddedeki zaman limitlerini hesap ederken duruma göre teslim tarihi, kontrol tarihi, veya yükün alıcıya verildiği tarih sayılmayacaktır. 5. Gerekli tetkik ve kontrolleri yapmak için taşımacı ve alıcı birbirlerine makul her kolaylığı göstereceklerdir.” düzenlemesi kapsamında; makinenin alıcıya 11.03.2020 tarihinde teslim edildiği, ara taşıma belgesine alıcıya teslim sırasında hasar şerhinin düşüldüğü, alıcı tarafından gönderici firmaya 16.03.2020 tarihinde gönderilen e-posta ile hasarlanan 11 adet ürünün bildirildiği dikkate alınarak, hasara ilişkin şerh düşüldüğü ve ayrıca yazılı bildirimin yapıldığı görülmüştür.
Somut olayda; davaya konu taşımacılık işleminin iki nokta arasında, aynı araç içinde birden fazla alıcı ve göndericiye ait yükün olduğu parsiyel taşımacılığı işi olduğu, bu işlerde ürünlerin araca yüklenmesi ve istiflenmesinin taşımacı firmanın sorumluluğunda olduğu, hasarın meydana gelmesine dorse içi istiflemenin yeterli yapılmamasının sebebiyet verdiği ve kolilerin üst üste yüklenmesi nedeniyle oluşan ağırlık altında ezilme ile hasarın oluştuğu anlaşılmıştır.
Davalı, makineyi ara nakliyeciye hasarsız bir şekilde teslim ettiğini, sorumluluğun ara nakliye şirketine ait olduğunu iddia etmişse de; davalının makinenin Türkiye-Fransa nakliyesi işini yüklendiği, CMR 3.maddesinin “…taşımacı, çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallarinden…sorumlu olacaktır.” düzenlemesi gereği, makinenin alıcıya teslimine kadar geçen sürede oluşan tüm hasarlardan sorumlu olacağı, madde kapsamında fiili taşımacının sebebiyet verdiği zararlardan da sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı, makinenin Fransa’dan Türkiye’ye geri getirilmesi aşamasında hasarlanmış olabileceğini iddia etmekte ise de, emtianın hasarlı olduğunun makinenin alıcıya teslim edilmesi sırasında tespit edilerek ara taşıma belgesine şerh düşülmesi, alıcının da hasara ilişkin e-posta ile bildirimde bulunması ve her halükarda taşıma işinin sona ermesine kadar geçen sürede yapılan tüm taşıma sürecinde doğan hasarlardan ve ara taşıyıcının sebep olduğu hasarlardan davalının sorumlu olacağı anlaşıldığından bu itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı ayrıca makinenin ambalajlarının uygun şekilde yapılmadığını ve ambalajlama sorumluluğunun gönderici davacıya ait olduğunu, bu sebeple hasardan sorumlu olmadıklarını iddia etse de; Yargıtay’ın, davalı taşıyıcının basiretli bir tacir olarak yüklemeye nezaret etmesi gerektiği yönündeki kabulü çerçevesinde, davalının makinenin ambalaj veya paketlemesinde herhangi bir yetersizlik veya sorun tespit etmesi halinde bu hususu taşıma belgesine şerh düşmesi gerekmektedir. Dosyada ve bilirkişi raporunda ambalajlama eksikliği sebebiyle hasarın doğduğu veya bu eksikliğe yönelik davalıca taşıma belgesine bir ihtirazi kayıt veya şerh düşüldüğü yönünde bir delil veya tespit bulunmamakla birlikte, nezaret yükümlülüğünü yerine getirdiğini, ambalajlardaki eksikliği davacıya bildirdiğini ispat edemeyen davalının bu halde ambalajlama eksikliği sebebiyle doğan hasardan da sorumlu olacağı değerlendirilmekle bu yöndeki itirazına da itibar edilmemiştir.
Gerçek zarar bedeli, CMR.nin 23. Maddesi uyarınca sınırlı sorumluluk çerçevesinde hesaplanarak 48.398,47-TL olarak tespit edilmekle, davacının bildirdiği hasar bedelinin ise 33.874,16-TL (3.282,38-Euro karşılığı) olduğu görülmüştür. Talep edilen hasar tazminatı gerçek zararı karşılar nitelikte olmakla, dava 500-Euro üzerinden kısmi dava olarak açıldığından, davacının davasının bu miktar üzerinden kabulüne ve CMR.ın 27. Maddesinin “Hak sahibi ödenecek tazminat için faiz isteyebilir. Yılda %5 üzerinden hesap edilecek bu faiz, ödeme isteğinin yazılı olarak taşıyıcıya gönderildiği tarihten itibaren başlar. ” düzenlemesi çerçevesinde alacağa davacının yazılı bildirim tarihi olan 05.02.2021 tarihinden itibaren yıllık %5 oranında faiz işletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Sabit görülen 500-Euro alacağın, 05.02.2021 tarihinden itibaren işletilecek yıllık %5 oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 352,47.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 88,12.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 264,35-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 88,12.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 2.263,70.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.160,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
25/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır