Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/503 E. 2022/382 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/503 Esas
KARAR NO : 2022/382

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE :Müvekkilinin davalı bankaya ait ……… seri numaralı 25/07/2018 keşide tarihli 450.000,00 TL bedelli çeki süresi içerisinde davalı bankanın …… şubesine ibraz ettiğini, davalı bankanın ise “iş bu çekin tarih kısmının tahrif edilmiş olduğu tespit edildiğinden ve yazı ile rakam kısmı tahrif edilmiş ve yazı ile rakamda yapılan değişikliğin yanında yer alan imza keşidecinin bankamız kayıtlarındaki imzası ile uyumlu olmadığından, iş bu çek hakkında herhangi bir işlem yapılmayarak iade edilmiştir.” demek sureti ile ilgili çeki müvekkiline iade ettiğini, bankanın dava konusu çek ile ilgili keşideci konumunda olan dava dışı ……….Ştei hesabında ilgili bedelin olup olmadığına dair bir bilgi vermediğini, ilgili çek hakkında karşılıksızdır işlemi de yapmadığını, bankanın imza denetlemesine ilişkin yetkisinin bulunmadığını, ilgili tahrifat iddiasına karşın itiraz veyahut benzeri hukuki prosetürlerde bulunması gereken kişinin keşidecinin kendisi olduğunu, keşideci şirket yetkilisi ile yapılan sözleşmede ilgili çekin davalı bankaya ibraz edilmiş hali ile keşideci firma yetkilisi tarafından müvekkiline verilmiş olduğunun ortaya konulduğunu, çekte yapılan düzeltmelerin keşidecinin onaylaması halinde geçerli olacağını, bu onayın düzeltmenin yanına atılacak bir imza ile verilebileceğini, düzeltme imzasının kendisine ait olmadığını iddia eden keşidecinin bu hususu yargı önünde ispatlamak ile mükellef olduğunu, bankanın buradaki tek sorumluluğunun ıslak imza olup olmadığının denetlemekten ibaret olduğunu, davacının bankanın hukuka aykırı işlemine ilişkin olarak davalı bankaya 11/11/2020 tarihinde başvurduğunu, davalı bankaya ilgili işleme ilişkin bir yargı kararının var olup olmadığı, keşidecinin imzanın kendisine ait olmadığı yönünde bankaya başvurusunun olup olmadığı gibi hususları cevaplamasını talep ettiklerini ancak davalı banka tarafından herhangi bir cevap verilmediğini belirterek davanın kabulüne, “karşılıksızdır” işlemi yapılmayan ……. A.Ş. ……. Şubesi’nin ……… seri numaralı 450.000,00 TL bedelli çek hakkında çek kanunu 3/7-a,b maddeleri uyarınca 100,00 TL gecikme cezasının davalıdan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE :Dava konusu edilen …… A.Ş. ……. Şubesi’nin ……… seri numaralı 450.000,00 TL bedelli çekin “karşılıksız şerhi” içeren bir çek olmadığını, çekin bankaya ibraz edildiği 31/07/2018 tarihinde arkasına karşılıksız kaşesi değil “iş bu çekin tarih kısmının tahrif edilmiş olduğu tespit edildiğinden ve yazı ile rakam kısmı tahrif edilmiş ve yazı ile rakamda yapılan değişikliğin yanında yer alan imza keşidecinin bankamız kayıtlarındaki imzası ile uyumlu olmadığından, iş bu çek hakkında herhangi bir işlem yapılmayarak iade edilmiştir.” şerhi düşüldüğünü ve hamiline iade edildiğini, bankaların karşılıksız kaşesi içermeyen bir çekin sorumluluk bedelini ödeme yükümlülüklerinin olmadığını, TTK hükümlerine göre bankaların ödeme için kendilerine ibraz edilen çekler üzerindeki keşideci imzalarını inceleme yükümlülüklerinin olduğunu, bunun yanında tahrif edilmiş bir çek olup olmadığını inceleme yükümlülüğünün olduğunu, sahte ve tahrif edilmiş bir çekin ödenmesinden doğan zararın muhatap bankaya ait olacağına dair yasa hükmünün mevcut olduğunu, keşideci imzasından farklı bir imza içeren çeki ödeyen muhatap banka keşidecinin imza itirazı halinde ödenen çek bedelinin keşideciye iade etmekle yükümlü olduğunu, dava konusu edilen çekle ilgili olarak keşideci 3. Şahıs ……..Şti tarafından müvekkili bankaya 25/07/2018 tarihinde yazılan talimatta “Nezdinde bulunan ……… numaralı çek üzerinde oynama yapılmış ve tutar bilgisi değiştirilmiştir. İmza ve cira taklit edilmiştir. Çekin işleme alınmamasını rica ederiz” bilgisi verildiğini ve talepte bulunulduğunu, keşideci şirketin bu talebi ile ibraz edilen çek üzerinde inceleme yapıldığında dava konusu çekin tarih kısmının tahrif edilmiş olduğu tespit edildiğinden ve yazı ile rakam kısmı tahrif edilmiş ve yazı ile rakamda yapılan değişikliğin yanında yer alan imzanın keşidecinin banka kayıtlarındaki imzası ile uyumlu olmadığının da tespit edilmiş olduğundan artık karşılıksız işlemi görmesinin imkansız olduğunu, muhatap bankanın yasal sorumluluk bedelini ödeme yükümlülüğünün doğması için şartların oluşmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 09/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 100,00 TL’den 34.000,00 TL’ye ıslah ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı hamili olduğu çeki 31.07.2018 tarihinde davalı bankaya ibraz ettiğini, bankanın, çek bedelini ödemeyip, çekte tahrifat bulunması ve keşideci imzasının banka kayıtlarındaki imza ile uyumlu olmaması nedeniyle iade ettiğini, Çek Kanununun 3/7. Maddesi gereğince çekin ödenmesinin geciktirilmesi nedeniyle gecikme cezasının kendilerine ödenmesini talep etmiştir.
Davalı, çekteki imzanın kontrol edilmesi hususunda yükümlülüklerinin bulunduğunu, imzanın taklit edilmesi veya çekte tahrifat yapılması halinde çeki ödemekten kaçınma hakları bulunduğunu, çek keşidecisinin 25.07.2018 tarihinde yazılan talimatı ile söz konusu çek üzerinde oynama yapılarak tutar bilgisinin değiştirildiği ve ciro ile imzanın taklit edildiğinin beyan edildiğini, çekte yer alan imzanın keşidecinin banka nezdinde bulunan imzası ile uyuşmaması nedeniyle çek bedelinin ödenmediğini ve bu halde sorumluluklarının bulunmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, dava konusu çekte yer alan imzanın dava dışı keşideciye ait olup olmadığı, çekte tahrifat yapılıp yapılmadığı ile Çek Kanununun 3/7.maddesi uyarınca davalının davacıya çek bedelinin ödenmemesi nedeniyle gecikme cezası ödemekle yükümlü olup olmadığına ilişkindir.
Çek Kanununun 3.maddesinin 7.fıkrasının “Banka; a) Çekin karşılığının hesapta bulunmasına rağmen hamiline ödenmesinin geciktirilmesi, b) Kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın hamile ödenmesinin geciktirilmesi, hallerinde, çek hamiline, her geçen gün için binde üç gecikme cezası öder…” hükmü kapsamında, muhatap bankanın çekin karşılığını veya çek sorumluluk bedelini çek hamiline ödemeyi geciktirmesi halinde, gecikme cezasına hükmedilmesi mümkündür.
Bu kapsamda, dosyadaki belgeler üzerinde yapılan incelemede; dava konusu çekin; ……… Tekstil Çanta.Kuyum. Loj.ve Dış Tic.Ltd.Şti. tarafından, ………. lehine keşide edildiği, keşide tarihinin 25.07.2018, çek bedelinin 450.000-TL olduğu, “Dörtyüzellibir” şeklinde yazılan bedel kısmının son harfi olan “R”nin düzeltilerek ve paraf edilerek “N” harfi ile değiştirildiği ve “döryüzellibin” haline dönüştürüldüğü, dava dışı keşidecinin 25.07.2018 tarihinde davalı bankaya yazdığı talimat ile çek üzerinde oynama yapıldığını, tutar bilgisinin değiştirildiğini, imza ve cironun taklit edildiğini bu nedenle çekin işleme alınmamasını talep ettiği, çekin 31.07.2018 tarihinde ibraz edildiği görülmüştür. Bankaya yazılan müzekkereye ise çekin ibraz tarihi olan 31.07.2018 tarihinde “0-tl” karşılığının bulunduğu, çek üzerinde mahkememizce yapılan gözlemde ise keşideci imzasının, davalı bankaya gönderilen talimat yazısı ve imza sirkülerinde yer alan imzalar ile açıkça benzer olduğu, parafın ise küçük olması nedeniyle tam ayırt edilememekle birlikte keşideci imzasına benzer olduğu, çek üzerinde davacı hamil dışında ciroya rastlanmadığı görülmüştür.
Çek bir ödeme vasıtası olmakla, keşidecinin çekin ibraz süres geçmeden önce çekten cayması ve çekin ödenmesini engellemesi mümkün olmamakla birlikte, keşideci çekin rızası dışında elinden çıkması halinde kıymetli evrak iptali davası yolu ile çekin ödenmesini engellemek için mahkemeden ödeme yasağı kararı alabilir, çekte sahtecilik veya tahrifat yapıldığı iddiasında ise bir menfi tespit davası ile yine tedbir kararı alarak çekin ödenmesini engelleyebilir. Salt keşideci beyanı ile çekin muhatapça ödenmemesi, çekin bir ödeme vasıtası olarak güvenilirliğini sarsıcı nitelikte olacaktır. Bununla birlikte; TTK.nın 812. Maddesinin “Sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olur; meğerki, senette düzenleyen olarak gösterilen kişiye, kendisine verilen çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusurun yüklenmesi mümkün olsun.” düzenlemesi uyarınca, bankanın çekteki keşideci imzasını kontrol etme yükümlülüğü bulunmakta olup; çekteki imzanın bankada mevcut imza ile uyuşmaması veya çek bedelinde tahrifat bulunması halinde ödemeyi reddetmek hak ve sorumluluğu bulunmaktadır.
Yargıtay ……. HD.nin ……. E. …….. K. sayılı kararında “Çekin süresinde bankaya ibrazı, karşılığı bulunmaması halinde yasa gereğince bankanın sorumlu olduğu asgari miktarın ödenmesi talebini de içerir. TTK.nun 713 ve 727. maddeleri uyarınca bankanın çekteki keşideci imzasını kontrol etme yükümlülüğü bulunmakta olup, çekin sıhhati bakımından mahkemece çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılarak bankanın sorumluluğu yönünden uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken…” gerekçesi ile bozulan karar kapsamında, bankanın sorumluluğunun imzanın keşideciye ait olup olmadığı yönünden inceleme yapılması sonucunda değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu kapsamda; çek keşidecisi ………..Ltd.Şti. yetkilisi ……..’ın imza örneklerinin bulunduğu belge asılları ile talimat yazısı aslı ve çek üzerinde inceleme yapılarak, çekteki imza ve parafın dava dışı keşideciye ait olup olmadığı hususunda grafolog bilirkişiden rapor hazırlaması istenmiş, bilirkişi raporunda, keşideci imzasının dava dışı şirket yetkilisi ……..’a ait olduğu, parafın ise imza yolu net belirlenemediğinden teşhis ve tespite götürecek nitelikte olmadığı tespit edilmiştir.
Dava dışı keşideci, davalı bankaya çek bedeli üzerinde tahrifat yapıldığı ile imza ve cironun taklit edildiğini beyan ederek, çekin ödenmemesini talep etmiştir. Çek üzerindeki imzaya ve parafa ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmış, imzanın keşideciye ait olduğu tespit edilmekle, keşidecinin beyanının aksine çekin ciro edilmediği ve lehtar tarafından bankaya ibraz edildiği görülmektedir.
Davalı her ne kadar parafın dava dışı keşideciye ait olduğunun tespit edilemediğini ve çekte tahrifat yapıldığını iddia etse de çek bedelinin 450.000-TL olarak rakamla belirtildiği fakat yazı ile yazılan kısımda harf hatası yapılarak “dörtyüzellibir” yazıldığı, bu kısmın ise paraf ile “dörtyüzellibin” olarak düzeltildiği, paraf ile yapılan değişikliğin harf hatasını düzeltmekten ibaret olduğu ve çek bedelini değiştirir nitelikte olmadığı dolayısıyla bu değişikliğin tahrifat olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç olarak; çekte mevcut imzanın hem ilk bakışta hem de bilirkişi incelemesi neticesinde dava dışı keşideciye ait olması, “”dörtyüzellibir” yazılı kısmın “dörtyüzellibin” olarak değiştirilmesinin, aynı miktarın rakamla belirtilmiş olması kapsamında tahrifat niteliğinde olmadığı zira rakamla belirtilen miktarın değiştirilmediği, dolayısıyla bankanın çek sorumluluk bedelini ödememek için haklı bir sebebinin mevcut olmadığı, salt keşideci beyanı ile somut bir dayanak bulunmamasına rağmen çekin ödenmemesi nedeniyle davacının gecikme zammı talep edebileceği değerlendirilmiştir. Banka kayıtlarından ibraz tarihinde çekin hiçbir karşılığının bulunmadığı anlaşılmakla, bankanın ödemekle yükümlü olduğu miktarın ibraz tarihi olan 2018 yılında 1.600-TL olacağı, ibraz tarihi ile dava tarihi arasında 1057 gün olduğu ve Çek Kanununun 3/7.maddesi uyarınca bankanın ödemekle yükümlü olduğu bu bedel üzerinden günlük binde üç gecikme cezasının hesaplanması gerektiği değerlendirilmekle; (1.600* 0,003*1057=)5.073,60-TL gecikme cezasının davalıdan talep edilebileceği değerlendirilmekle bu yönde karar kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
5.073,60 TL gecikme cezasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 346,57-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 59,30.-TL peşin harç ile 579.00 TL ıslah harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı, 59,30.-TL peşin harç ve 579,00 TL ıslah harıcının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 650 TL bilirkişi ücreti ve 319,40 TL posta masrafı olmak üzere toplam 969,40.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 144,63 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair huzurda bulunan davacı vekilinin ve e duruşma aracılığı ile katılan davalı vekilinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ………
¸e-imzalıdır