Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/493 E. 2021/690 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/493 Esas
KARAR NO : 2021/690

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 14/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirket sigortalısı ……… Mah. ……… Cad. No:…….. D:2 Avcılar/İstanbul adresindeki konutunu 03/07/2017 tarihinde ……… kasko poliçe numarası ile sigortalandığını, hasar konusu yerin, müvekkili sigortalısına ait, çok katlı binada daimi iş yeri olarak kullanılan bir konut olduğunu ve sigortalı olduğunu, konutunu ticari amaçlı olarak kullanmakta olduğunu, ekspertiz raporu incelendiğinde, hasar tarihi olan 11.11.2017 tarihinde üst kat komşusunun dairesinden su sızması sebebiyle sigortalı iş yerinde hasara uğradığının tespit edildiğini, 11.11.2017 tarihinde, üst kat komşusundan su sızması sonucu, sigortalı iş yerinde satılmak üzere bulunan abiye elbiselerin kullanılamaz hale geldiğini ve oluşan maddi hasarın sigortalıya ait konutta, komşusu davalının konutundan su sirayet etmesi sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, gerçekleşen hasar sonrası müvekkili şirketin, sigortalısına, 9.015,00 TL hasar tazminatını ödediğini, ödenen bu meblağdan davalıların, ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte sorumlu olduklarını, bunun üzerine sigortalıya
ödenen meblağın tahsili amacıyla İstanbul …….. İcra Müdürlüğünün …….. Esas sayılı takip dosyası ile borçlulara ödeme emri gönderildiğini, ancak davalıların takibe itiraz ederek takibin durmasına sebep olduklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının haksız itirazlarının iptaline, bu miktarın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Dava konusu yerin Avcılar adresinde olduğunu, davalının adresinin de Avcılarda olduğunu, bu nedenle davanın, Bakıköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğini, Davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla öncelikle olayın vukuu ile talep arasında geçen sure nazara alındığında zamanaşımı itirazları olduğunu, dava konusu zararın müvekkilinin dairesi ile hiç ilgisi olmadığını, davalı dairesini 11.10.2017 tarihinde ……… adlı şahısa kiraya verildiğini, 11.11.2017 Tarihinde saat 15:00 civarında çalışanın ifadesine göre işyerindeki kabinlerin dibinden temiz su fışkırdığını bu nedenle kabin içinde muhafaza edilen giysileri kurtardığını sonrada arka taraftaki abiyeler tarafına gittiğini buradan da su geldiğini ve abiyelerin etekleri uzun olduğundan etek kısımlarının ıslandığını iki saat sonra tesisatçı çağırdığını üst kata çıktıklarını evde kimse olmadığından dışarıdaki vanasını saat 15:00 ‘de kapadıklarını suyun saat 20:00 civarında kesildiğini beyan ettiğini, olaydan sonra hemen değil, tam 5 gün sonra, 16.11.2017 tarihinde, su basmasının, ……… isimli bir bayan çalışan tarafından haber verildiğini, davalının kızı, ……… , hiçbirşeyden haberi olmayan kiracısı ile birlikte daireye gittiklerini, apartman sakinleri ile görüştüklerini, apartmandakilerden böyle bir bilgilerinin olmadığı cevabını aldıklarını, tedbiren, tesisatçı getirilerek daire içinin gezildiğini ve su basması ile ilgili hiçbir ize rastlanmadığını, bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın reddine, yetki itirazının kabulüne, dava masraf ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı, dava dışı sigortalısı ile bir sigorta poliçesi imzaladığını, sigortalısının işyerinde davalının dairesinden su sızması nedeniyle hasar oluştuğunu, bu nedenle sigortalısına ödediği hasar bedelinden davalının sorumlu olduğunu iddia ederek bu bedelin tahsilini talep etmiştir.
Dava, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına sigorta poliçesi kapsamında ödediği hasar bedelinin TTK.1472 ile TBK.69 kapsamında davalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
TTK’nin “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder…” hükmü yer almaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında ise “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” denilmektedir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Asliye ticaret mahkemeleri 6102 sayılı TTK’nin 4/1 maddesinde belirtildiği üzere her iki tarafın tacir ve işin de her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu nispi ticari davalar ile aynı yasanın 4/1-a,b,c,d,e ve f bentlerinde sayılan mutlak ticari davaları veya farklı bir özel yasada ticari dava olduğu düzenlenen davaları incelemekle görevlidir.
Yukarıda belirtilen TTK’nın 1472. Maddesi ile Yargıtay İBK kararı kapsamında, mahkememizin davaya bakmakta görevli olup olmadığı hususu, davacı sigorta şirketinin yerine geçtiği dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki hukuki ilişkiye göre belirlenmelidir. Dava dışı sigortalının halefi olan davacı ile davalı arasındaki davanın dayanağının TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri olacağı, mahkememiz önündeki davanın TTK’nın 4/1 maddesinde yer alan mutlak ticari davalardan olmadığı görülmekle; davalının tacir sıfatını taşımadığı, su sızdığı iddia edilen taşınmazın davalının konutu olduğu görüldüğünden, mutlak ya da nispi ticari dava olmayan işbu davayı görmekte mahkememizin görevsiz olduğu değerlendirilmiştir.
HMK’nın 2. Maddesinde dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı, bu kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemelerinin diğer dava ve işler bakımından da görevli genel mahkeme olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla, işbu davayı incelemeye görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
6-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen görevsizlik kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.13/07/2021
Katip ………
¸e-imzalıdır

Hakim ………
¸e-imzalıdır