Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/447 E. 2023/14 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/447 Esas
KARAR NO : 2023/14

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2018
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, icra takibine konu edilen bonodan kaynaklanan aldatma ve bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
Davacı, dava dilekçesi ile özetle; bir okulda hademe olarak çalıştığını, okuma yazmasının bulunmadığını, tesadüfen hakkında icra takibi yapıldığını ve dava konusu altı senet dolayısıyla borçlu olduğunu öğrendiğini, icra hukuk mahkemesinde imzaya itiraz davası açtığını, halihazırda savcılıkta yürüyen soruşturmaların bulunduğunu, senette yer alan cirantalar ile arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, gelini dava dışı …’un torununun 2.000-TL dershane ücreti için yardım istediğini, taksitle ödeme yapabileceğini gelinine söylemesi üzerine eve gelen ve Etüt merkezi müdürü olduğunu iddia eden başparmağı bulunmayan ve adının … olduğunu belirten kişinin huzurunda bazısı 200-TL bedelli, bazısı boş olan bir kısım senede imza attığını, her ay gelinine 200-TL ödeyerek bu senetleri teslim aldığını, senetlerin iki tanesinin gelininde kaldığını, icra müdürlüğü dosyasını öğrendikten sonra Etüt merkezi müdürünü aradığını, müdürün dershane ücretini 1.500-TL olarak hatırladığını ve buna ilişkin bir senet olduğunu belirttiğini, senet karşılığı davalı … İnş…Şirketine fatura kesildiğini, baş parmağının bulunduğunu ve kendisinin evine gitmediğini belirttiğini, bunun üzerine gelini ile görüşerek tartıştığını, gelininin bu durumu şikayet konusu yapmaması gerektiğini aksi halde namussuzluk yaptığı şeklinde iftira atacağını söylediğini, bunun üzerine kandırıldığını anladığı için savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, gelininin o dönem birlikte olduğu … isimli kişinin davalı … şirketinin müdürü olduğunu, kendisine ondan fazla senet imzalatılmış olacağını, imzaları kabul etmemekle beraber, senetlerdeki imzaların kendisine ait çıkması ihtimaline binaen işbu menfi tespit davası açtığını, dava konusu senetlerin iptaline ve bu senetler yönünden davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vasisinin cevap dilekçesi ile özetle; mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının hademe olarak çalıştığını belirtmesine rağmen okuma yazma bilmediğini iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı … süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı tarafça mahkememiz yetkisine yapılan itirazın incelenmesinde; menfi tespit davalarında icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin işbu davayı görmekle yetkili olduğu değerlendirilmekle, yerinde görülmeyen itirazın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, dava konusu bonoların aldatma sonucunda imzalanıp imzalanmadığı, bonoların bedelsiz olup olmadığı, davalıların çek iktisabında kötü niyetli olup olmadığı ile davacının bonolar nedeniyle davalılara borçlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Davalı … Şirketi beyan dilekçesi ile; bononun illetten mücerret olduğunu, söz konusu bonoların ticari bir ilişki çerçevesinde kendilerine ciro edildiğini, borçlu şirketin davalı … ’ın oğlu adına kayıtlı olduğunu, davanın reddinin gerektiğini iddia etmiştir.
Dava konusu altı adet senedin Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası üzerinden davacı aleyhine takibe konulduğu, dava konusu senetlerin incelenmesinde; icra takibine konu edilen her bir senedin 50 Bin TL bedelli olduğu, senet keşidecilerinin davacı … , Lehtarlarının …, cirantaların … , hamillerin ise .…Ltd.Şti. olduğu görülmüştür.
Bakırköy …İcra Hukuk Mahkemesinin … E. … K. sayılı dosyası ile imzaya itiraza ilişkin davanın görüldüğü, davada 15.01.2015 keşide, 30.04.2015 vade tarihli, keşide yeri İstanbul olan ve 50.000-TL bedelli senet hariç olmak üzere takibe konulan diğer beş adet bononun, düzenleme yerinin mevcut olmaması sebebiyle kambiyo senedi vasfında olmadığı, dolayısıyla bu bonolara ilişkin takibin iptaline, diğer senet yönünden ise imzanın davacı … ’a ait olduğu tespit edildiğinden davanın reddine karar verildiği, kararın 30.06.2020 de kesinleştiği görülmüştür.
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığının … soruşturma numaralı dosyasının; davamıza konu senetler üzerindeki imzaların davacıya ait olduğu yönündeki rapor kapsamında kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verilmiş, karara itiraz sonucunda ilgili KYOK kararı 29.01.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığının … soruşturma numaralı dosyasının; … hakkında davamıza konu cevap dilekçesinde yer alan ifadeler nedeniyle hakaret iddiasına dayalı şikayet başvurusuna ilişkin olduğu, soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … ın 31.07.2017 tarihli kolluk ifadesinde; davacı ile ilişkilerinin olduğunu, kendisine yüksek meblağlarda paralar verdiğini, 2015 yılında kendisini aldattığını öğrendiğini, davacıdan parayı iade etmesini istediğini, davacının evini satarak bu parayı ödeyeceğini belirttiğini, senet yapmayı teklif etmesi üzerine altı adet senedin düzenlendiğini, davacıya paraları elden verdiğini, senetleri borcunun olduğu davalı … şirketinin sahibi …’a verdiğini beyan ettiği görülmüştür.
Davalılar … ve … ’ın davacı tarafça sunulan adli sicil kayıtlarının incelenmesinde; …’ın nitelikli dolandırıcılık ve basit dolandırıcılık suçlarından birden fazla mahkemece hakkında verilen birden fazla mahkumiyet kararının bulunduğu, aynı şekilde davalı … hakkında birden fazla mahkemece, birden fazla dosya üzerinden ve nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükmünün kurulduğu, bu dosyalara ilişkin kovuşturmaların 2011, 2016 yıllarında başladığı görülmüştür.
Davacı … şirketince dosyaya sunulan ve bonolar ile ödenen borca dayanak faturaların bir kısmının … ’a ait … işletmesine ait olduğu, bu işletme adına düzenlenen fatura bedellerinin toplamının 175 Bin Küsur olduğu, diğer faturaların ise … adına düzenlendiği görülmüştür.
Uyuşmazlık kapsamında, davalı … şirketinin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş olup; davalı tarafça ticari defterler süresinde sunulmamış, ticari defterlerin hırsızlık sonucunda zayi olduğu beyan edilmiş, defterlerin zayi olduğu iddiasına ilişkin … isimli personelin 11.08.2016 tarihli ifadesinde şirkete ait gelir gider hesap evraklarının bulunduğu belgelerin telefonu ile birlikte çalındığı yönünde ifade verdiği görülmüştür.
Davacı tanığı … beyanında özetle; davacıyı çalıştığı liseden tanıdığını, kendisinin okulun hizmetli görevlisi olduğunu ve okuma yazma bilmemesi nedeniyle kendisine maaşlarını çekmek dahil, e-devlet hesabını kontrol etmek şeklinde yardımcı olduğunu, 2017 yılında e-devlet üzerinden dava kaydını gördüğünü, araştırdığında davanın senede ilişkin olduğunu öğrendiğini, davacının böyle bir senede imza atmadığını, torunun dershane ücreti için bir kısım senet imzaladığını ve gelinine verdiğini söylediğini, bunun üzerine kendisinin dershane müdürünü aradığını, müdürün kesinlikle davacının evine gitmediğini ve dershane ücretinin 2.000-TL değil 1.500-TL olduğunu bildirdiğini ve faturanın da … şirketine kesildiğini belirttiğini, davacının gelinin ise davacıya hakaretler ederek, daireyi ona yedirmeyeceğini söyleyerek, namusu ile ilgili hakaretler ettiğini, bir kısım senedi davacının geri aldığını, senetlerin davacıda durduğunu beyan etmiş, diğer tanık beyanlarının ise davacının gelini ile olan anlaşmazlıkları ile okuma yazmasının olmadığı, icra takibini sonradan başkası aracılığı ile öğrenmesi ve torunun dershane ücreti için davacının senet imzaladığı yönündeki iddialarına paralel olduğu görülmüştür.
Sonuç olarak; dava konusu bonolar üzerindeki imzaların davacıya ait olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamakla, ciro silsilesinde de herhangi bir kopukluk mevcut değildir. Aldatma ve bedelsizlik iddiaları birer şahsi defi olup, kural olarak hamile karşı ileri sürülemez. Bununla birlikte TTK.nın 687.maddesi kapsamında, hamilin, borçlu olmadığını bilerek ve borçlu zararına hareket ederek bonoyu iktisap ettiğinin kanıtlanması halinde işbu şahsi defileri hamile karşı ileri sürebilmektedir.
Davalı …’ın kolluk ifadesinde, davacı ile ilişkileri olduğundan bahisle kendisine 300 Bin TL’den fazla harcama yaptığını, davacının kendisini aldattığını öğrenmesi üzerine parayı geri istediğini, bunun üzerine davalıdan senetleri aldığını beyan ettiği, davalının bu miktardaki parayı davacıya elden vermesi, bir okulda hademe olarak görev yapan, okuma yazma bilmeyen davacının 300 bin TL toplam bedelli senetleri imzalayarak bu bedel üzerinden borç altına girmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirilmiştir.
Davalılar …’ın basit dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık, …’ın resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından birden fazla mahkumiyetinin bulunması, davalı …’ın diğer davalı … Şirketinin yetkilisi oluşu, davalı şirketin ticari defterlerini incelemeye sunmaması, defterlerin zayiine ilişkin zayi belgesini de sunmamış olması, …’ın kolluk ifadesinde kendi borcuna karşılık bonoları … şirketine verdiğini beyan etmesine rağmen, davalı … şirketince bonoların …’ın oğluna ait şirketin borcuna karşılık verildiğinin beyan edilmesi ve …’a ait olmayan bir şirkete düzenlenen faturaların dosyaya sunulması, bu borca ilişkin sunulan fatura bedellerinin bono bedellerini karşılar nitelikte olmaması, …’ın, … Şirketine borçlu olduğunu belirtmesine rağmen bonoları … şirketi lehine değil, şirket yetkilisi …’ın şahsına ciro etmesi ve davacı tanığı …’ün dershaneyi arayarak müdürle görüşmesi üzerine davacının torununa ait dershane ücretine ilişkin faturanın … Şirketine kesildiği yönündeki beyanı birlikte değerlendirilerek, davacının, davalı …’a borçlu olmadığı, senedin bedelsiz olduğu, hamil ve davalıların işbirliği içerisinde hareket ederek davacı aleyhine bonoları iktisap ettiği kanaati oluşmuş olmakla, bu halde şahsi defilerin davalılar yönünden öne sürülebileceği değerlendirilmiş ve davanın bono vasfını kaybetmemiş bono yönünden kabulüne, bono vasfına haiz olmayan diğer bonolar yönünden takibin iptaline karar verildiğinden, söz konusu bonolar için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takibe konu edilen 15.01.2015 keşide tarihli, 30.04.2015 vade tarihli 50.000-TL bedelli, keşidecisi davacı … , lehtarı davalı … olan bono sebebiyle davalılara borçlu olmadığının tespitine,
Diğer bonoların bono vasfında olmadığı anlaşıldığından bu bonolar yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davacının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.415,5‬0.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından görevsizlik kararı verilen mahkemede yapılan toplam 169,40.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 125,07.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada yapılan ve adli yardım ödeneğinden karşılanan 567,00 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 83,91 TL yargılama giderinin davalıdan, bakiye kalan 483,09‬ TL yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalı tarafından dosyada masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı … İnş. Hayv .San. ve Tic. Limited Şirketi taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre karar verilmesine yer olmadığına kararı verilen kısım yönünden hesaplanan 9.200,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile ilgili davalı tarafa verilmesine,
8-Diğer davalılar taraf kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
10/01/2023 14:19:06

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır