Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/391 E. 2022/233 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/391
KARAR NO : 2022/233

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 25/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE:Taraflar arasında 07/07/2018 tarihinde Hazır Beton Satış Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin söz konusu sözleşme gereğince üstlenmiş olduğu edimleri eksiksiz şekilde ifa ettiğini, ancak davalı tarafın 13 adet faturadan kaynaklı bakiye borcunu ödemediğini ve bu borcun ödenmemesi üzerine taraflarınca Gaziosmanpaşa ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasında aleyhlerine başlatılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkili şirket ile dava dışı ……. Caddesi Konut Yapı Kooperatifi arasında ana yüklenicilik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin davalı tarafın Arnavutköy ilçesinde yer alan toplam 5 farklı arsasında yapılması planlanan yaklaşık 500 dairenin ana yüklenicisi olduğunu, ana yüklenici sözleşmesine göre inşaatın yapım usulünün maliyet artı kar şeklinde olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin imzalandığı tarihten bu yana üzerine düşen yükümlülüklerini sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirdiğini, alt yüklenicilere devredeceği işler için görüşmeler yaptığını, teklifler topladığını ve bu kapsamda davacı taşeron şirketle 07/07/2018 tarihli Hazır Beton Satış Sözleşmesi’ni imzaladığını, müvekkili şirketin bu sözleşme uyarınca davacı taşeron firmadan satın aldığı betonların fatura bedelini 10/03/2018 tarihinden 28/02/2020 tarihine kadar eksiksiz bir şekilde ödediğini, 15/03/2020 tarihinde müvekkilin ana yüklenicisi olduğu kooperatifin yönetim kurulu üyelerinin değişmesiyle müvekkilinin sözleşmeye göre ödenmesi gereken hakedişlerinin ödenmediğini, daha sonra müvekkili şirket tarafından ödenmeyen hakedişler için kooperatif aleyhine icra takibi başlatıldığını ve bu icra takibinin kooperatifin haksız itirazı neticesinde durduğunu, kooperatif tarafından müvekkili şirket hakkında belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma, edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından Bakırköy CBS’nda suç duyurusunda bulunduğunu, bahse konu suç duyurusunda müvekkili şirket üzerine atılı iddialardan birinin de taşeron firmalarla işbirliği içerisinde gerçeğe aykırı fatura düzenlemek olduğunu, buna göre kooperatifçe yapılan hesaplamalar ve suç duyurusuna dayanak teşkil eden …… raporu uyarınca müvekkili şirket tarafından kooperatife fazladan 158 ton demir, 2053 metreküp beton gösterilerek kooperatiften fazladan takriben 818.200,00 TL para tahsil edilmesi ve faturalara yansıtılan beton ve demir miktarının gerçeğe aykırılığının söz konusu olduğunu, kullanılan beton hususunda ilgili mahkeme ve savcılıkça henüz bir tespit yapılmadığını, davacı taşeron firmanın müvekkili şirkete, müvekkili şirketin ise kooperatife yansıttığı beton faturalarının gerçeğe uygunluğu konusunda her iki tarafın da aleyhine bir takım iddiaların söz konusu olduğunu, bu iddialar sebebi ile beton hakedişlerinin kooperatif tarafından ödenmediği, mahkemece taraflar arasında akdedilen hazır beton sözleşmesi uyarınca …… Mahallesi, …… Caddesi ……. parsel Arnavutköy/İstanbul adresinde kain şantiyede kullanılan beton miktarını ve bu miktara göre düzenlenen faturaların gerçeğe uygunluğunun tespitini talep ettiklerini, davacı tarafın müvekkili şirketin faturalara itiraz etmemesi sebebi ile fatura içeriklerini kabul ettiğnii iddia ettiğini, bu iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu zira itiraz edilmeyen faturanın İİK m 68 anlamında borç ikrarı taşıyan belge niteliğinde olmadığını belirterek davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacının, davalı ile aralarındaki hazır beton alım satım işine ilişkin 13 faturanın ödenmemesi sebebiyle borcun tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davaya konu Gaziosmanpaşa …….. İcra Dairesinin ….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı/davacı ……. Beton Mad. Ltd.Şti. tarafından, borçlu/davalı ……. Yatırım Yapı A.Ş. aleyhine 56.969,21-TL toplam alacak (faturadan kaynaklı) için icra takibi yapıldığı, borçlunun süresi içerisinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, işbu davanın İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya hazır beton sattığını, buna ilişkin düzenlenen faturaların ödenmediğini iddia ederek faturaların tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı, dava dışı Havaiş Kooperatifi ile inşaat yapım sözleşmesi imzaladığını, davalının taşeron olduğunu, hakkediş ödemelerinin yapılmadığını, kooperatifin şikayeti nedeniyle gerçeğe aykırı fatura düzenledikleri iddiası ile dolandırıcılık, belgede sahtecilik suçlarından haklarında soruşturma başlatıldığını, yapım işinde kullanılan beton miktarına ilişkin delil tespiti yapıldığını, faturaların gerçeğe uygunluğunun araştırılmasının gerektiğini iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …… soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, soruşturmanın, yapım işinin işvereni ….…Yapı Kooperatifinin, dosyamız davalısı hakkında sahte hakkediş belgeleri düzenlendiği, hakkediş faturalarına yansıtılan beton miktarı ile yapım işinde kullanılması gereken beton miktarı arasında ciddi bir fark olduğu, Kooperatif yetkilileri ile davalının işbirliği içerisinde sahte bedelli faturalar düzenleyerek kooperatifi zarara soktuğu iddialarına ilişkin şikayeti kapsamında yürütüldüğü, şüphelilerin Kooperatif yetkilileri ile davalı şirket yetkilileri olduğu, soruşturmanın geldiği aşama itibariyle davacı şirket yetkililerinin şüpheli olarak dosyada yer almadığı anlaşılmıştır.
Gaziosmanpaşa ……. Sulh Hukuk Mahkemesince alınan delil tespit raporunda, projede kullanılan beton miktarının 10.266,15 metreküp olduğu, faturalarda ise 14.052,0 metreküp fatura alımının yapıldığı belirtilmiştir. Bu miktarın proje kapsamında kullanılan beton miktarı olduğu, şantiye ortamında proje harici yapılan işlerde kullanılan betonun hesaplamasının yapılamayacağı belirtilmiştir.
Taraflar arasında 07.07.2018 tarihli hazır beton satış sözleşmesinin imzalandığı görülmekle, davalı ile davacı arasında işveren-taşeron ilişkisinin bulunduğuna dair bir delil dosyada mevcut değildir.
Uyuşmazlığın ön inceleme duruşmasında faturaların gerçeğe aykırı düzenlenip düzenlenmediği hususuna ilişkin olduğu değerlendirilmişse de, dosyaya celp edilen deliller kapsamında, uyuşmazlığın, davalının davacı tarafından düzenlenen faturaların gerçeğe aykırı olduğu, inşaat işinde kullanılan gerçek beton miktarının tespitinin gerektiği iddialarının dinlenip dinlenmeyeceği ile davacının faturalar kapsamında davalıdan alacaklı olup olmadığı ile icra takibine itirazın yerinde olup olmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmış, raporda, icra takibine konu faturaların taraflarca BA/BS bildirimlerinin yapıldığı, tarafların lehlerine delil teşkil edilen defterlerindeki kayıtların birbirini doğruladığı ile davacının davalıdan 53.215,64-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak; taraflar arasında bir beton alım satım sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye istinaden dava konusu faturaların düzenlendiği, sevk irsaliyelerinin dosya içerisinde bulunduğu, irsaliyelere itirazın bulunmadığı, BA-BS kayıtlarının mevcut olduğu, taraf defterlerindeki kayıtların birbirlerini doğruladıkları ve davacının icra takibine konu ettiği 53.215,64-TL tutar itibariyle davalının davacıya borçlu olduğu anlaşılmıştır.
Davalı, kendileri hakkında taşeron şirketlerle işbirliği içerisinde gerçeğe aykırı fatura düzenlendiğinin iddia edildiğini öne sürerek, inşaatta kullanılan gerçek beton bedelinin tespit edilmesini talep etmiş ve faturaların gerçekliğinin belirlenmesi gerektiğini iddia etmiştir. Davacı şirketin davalı şirketin taşeronu olduğu yönünde dosyada bir delil mevcut olmamakla, davacı şirket yetkilileri soruşturma dosyasında şüpheli sıfatına da sahip değildir, davalı tarafça davacı aleyhine gerçeğe aykırı fatura düzenlendiği yönünde savcılığa bir suç duyurunda da bulunulmamıştır. Bununla birlikte, tacirin teslim aldığı malın miktarı ile faturalardaki miktarın ve bedelin uyuşup uyuşmadığını kontrol etme, itirazını süresinde bildirme yükümlülüğü olup, itirazsız teslim alınan ve kayda geçirilen faturaların gerçeğe aykırı olduğu itirazının dinlenmesi, kasti olarak veya ihmali davranışı ile zarara sebebiyet veren tarafın, bu zarara katlanmakla yükümlü olması ilkesine aykırı olacaktır, zira gerçeğe aykırı fatura düzenlendiği iddiasının yerinde olması halinde davalının bu duruma ihmali ile veya kasti olarak, kendi kusuru ile sebebiyet verdiği açıktır.
Bu kapsamda; kimsenin kendi kusuru nedeniyle lehine yarar sağlayamacağı, aksine kusuru nedeniyle doğan zararlara katlanmakla yükümlü olduğu ilkesi dikkate alınarak, soruşturma dosyasının sonucunun beklenmesinin veya faturaların gerçeğe aykırı düzenlenip düzenlenmediği iddiasının dinlenmesinin dava sonucunu etkiler nitelikte olmayacağı değerlendirilmekle, soruşturma dosyası bekletici mesele yapılmamış, dosyadaki deliller kapsamında, taraflar arasında bir beton alım satım ilişkisinin mevcut olduğu, fatura, sevk irsaliyeleri, ba-bs kayıtları ile birbirine paralel taraf defter kayıtları kapsamında alacak borç ilişkisinin de ihtilafsız olduğu görülmekle, bilirkişi raporundaki tespitlerle bağlı kalınarak dava kabul edilmiştir.
Tarafların tacir, işin ticari olması nedeniyle alacağa, talep gibi, avans faizi işletilmesine, alacağın cari hesaba dayalı bulunması, her iki taraf kayıtları kapsamında belirlenebilir oluşu nedeniyle likit olduğu, davalının da itirazında haksız çıktığı dikkate alınarak, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Gaziosmanpaşa …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı icra takip dosyası üzerinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptaline, 56.969,21 TL asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamına, devamına karar verilen alacağa yasal faiz işletilmesine,
Davalı itirazında haksız çıktığından ve alacağın likit olması sebebi ile icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 56.969,21 TL toplam alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 11.393,84 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.891,56.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 688,05.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 284,85.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.918,66.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 688,05.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan 1.200,00.-TL bilirkişi ücreti ve 125,00.-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.325,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.206,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli verkilen kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır