Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/388 E. 2021/1125 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/388 Esas
KARAR NO : 2021/1125

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE :Müvekkili aleyhinde Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine dayanak gösterilen bonolar üzerindeki imzaların hiçbirinin müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle takip alacaklısına hiçbir borcu olmadığını, takibe dayanak senetlerin üzerindeki imzaların müvekkilinin boşanma davası süren eşi tarafından kötü niyetle atılmış olduğunu düşündüklerini belirterek ilgili icra takibinin durdurulmasını, icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkilinin takibe konu senetten kaynaklı olarak icra dosyasında borçlu olmadığının tespitini, imzaların müvekkiline ait olmaması nedeniyle senetlerin ve takibin müvekkili bakımından iptalini, daha önce ödenmiş ve dava sırasında ödenecek olan paraların iadesini, davalının %20 tutarında kötüniyet tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalının lehtarı olduğu ve icra takibine konan bonolara dayalı olarak davacının menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, icra takibine konu bonolar üzerindeki imzaların kendine ait olmadığı, boşanma sürecinde olduğu eşi tarafından kötü niyetle kendi adına imza atıldığı, bu sebeple bonolar yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Davamıza konu ve her biri 3.000-TL bedelli on iki senedin, Bakırköy ……. İcra Dairesinin ……. esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğu, bonoların lehtarlarının davalı …, keşidecilerinin dava dışı ……. ve avalistlerinin ise davacı … olduğu görülmüştür.
İcra ve İflas Kanununun (İİK) 72.maddesi uyarınca; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak hukuki ilişkinin varlığını iddia eden ve bundan dolayı alacaklı olduğunu ileri süren davalı alacaklıdadır.
Dosya kapsamında davacının imza inkarı mevcut olduğundan, mahkeme huzurunda davacının imzaları alınmış, davaya konu bono asılları ve davacının çeşitli kurumlarda bulunan imza örneklerini içeren belge asılları celp edilmiş ve grafolog bilirkişi tarafından imza incelemesi yapılması sağlanmıştır. Bu kapsamda bilirkişinin 01.09.2021 tarihli, optik aletler ve teknik cihazlar kullanılarak ve imzanın eğim, genel istikamet, nokta alışkanlığı, işleklik derecesi, kalem yürütme alışkanlıkları yönünden değerlendirmeleri yapılarak hazırlandığı görülen denetime elverişli raporunda; davacıya ait imzalar ile bonolar üzerindeki avalist imzaları arasında belirgin farklılıkların bulunduğu ve on iki adet bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı belirtilmiştir. Bu kapsamda, davacı tarafından imzalanmayan bonolar yönünden davacının davalıya borcunun bulunmadığı hususunda karar verilmesi gerekmiştir.
İİK.nın 72.maddesinin “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmü uyarınca, menfi tespit davasında haklı çıkan borçlu, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep edebilir.
Bu kapsamda, davacı tarafından kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş olup; bonoların tamamının takibe konu edildiği anlaşılmıştır. Kural olarak bir kambiyo senedinin keşideci ve lehtarın bir arada hazır olmaları sırasında düzenlendiği kabul edilmekle, senetteki avalistin de senedin düzenleme anında hazır bulunduğu hususu da bir karinedir. (Yargıtay HGK. 20174/19-1645E.,79K.) Lehtar, aldığı senedi keşidecinin imzalayıp imzalamadığını bilebilecek durumda olduğu gibi bahsi geçen karine nedeniyle avalist imzasının da avalist kişiye ait olup olmadığı bilebilecek ya da kontrol edebilecek durumdadır. Bu nedenle, sahte çıkan avalist imzası neticesinde lehtar davalının bu imzanın sahteliğini biliyor olduğu ve kötü niyetle icra takibi yaptığı kabul edilmekle, davacı lehine kötü niyet tazminatına da hükmedilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında takibe konu edilen bonolar yönünden davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Bu takipte davacı tarafından ödenen paraların davacıya İADESİNE,
Davacının KÖTÜ NİYET TAZMİNATI TALEBİNİN KABULÜNE, toplam alacak miktarı olan 39.066,24-TL’nin %20’si oranında hesaplanan 7.813,25-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.668,61.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 170,78.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 2.497,83.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 667,16.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 777,20.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Adli Yardım Ödeneği tarafından karşılanan toplam 61,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.859,94 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı asil ve e duruşma aracılığı ile katılan davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
14/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır