Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/386 E. 2022/232 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/386
KARAR NO : 2022/232

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 25/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE :Müvekkili ………. Turizm Tekstil Gıda Tarım ve Hayvancılık İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı arasında ticari bir ilişki bulunduğu; bu ilişkinin sonucu olarak müvekkili şirketin dilekçe ekinde sunulu muavin defterinde görüleceği üzere davalıdan 18.614,33 Amerikan Doları (USD) alacağı olduğu; bu alacak için davalı yanca müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığı; alacağın tahsili için davalı hakkında Bakırköy ……. İcra Dairesi uhdesinde ……… esas Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı; Davalının 27.07.2020 tarihinde haksız ve mesnetsiz bir şekilde borca itiraz ederek takibi durdurduğu; borçlu takibe itiraz ettiğinden işbu davayı açmak için zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulduğu Arabulucu …….. huzurunda yapılan görüşmeler sonucunda anlaşma sağlanamadığından işbu davayı açma gereğinin hasıl olduğu, Sayın Mahkemece talepleri doğrultusunda taraflardan celbedilecek defterler ve cari hesaplardan, taraflar arasında ticari ilişki olduğunun anlaşılacağı; bu belge ve defterler ile muavin defterde de açıkça görüleceği üzere mahsuplaşma sonucunda davalı şirketin davacı müvekkile 18.614,33 USD borcu olduğu; kaldı ki taraflar arasında BA-BS mutabakatı da bulunduğu, neticeten sunulu muavin defter, diğer defter ve kayıtlar incelendiğinde alacak net bir şekilde tespit edileceği, davalı tarafından icra dairesine sunulu itiraz dilekçesinde faiz ve faiz oranına yapılan itirazlarında haksız ve mesnetsiz olduğu; müvekkili şirketin 18.614,33 USD cari hesap, 43,35 USD takip tarihi faiz ile alacağın tahsiline kadar işleyecek yüzde 9 faizin de davalıdan alınıp müvekkile verilmesi gerektiği; hususlarını beyanla; davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, davalı takip borçlusunun itirazının haksız ve kötü niyetli olup, takip konusu alacağın ödenmesinin geciktirilmesi amacıyla itiraz etmesi sebebiyle %20’den den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacının cari hesaptan kaynaklı borcunun tahsili için başlattığı icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu Bakırköy …….. İcra Dairesinin …….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı/davacı ………. Turizm…LTD. tarafından, borçlu/davalı ……… İplik…Ltd.Şti. aleyhine 18.614,33-TL asıl alacak (cari hesaptan kaynaklı) için icra takibi yapıldığı, borçlunun süresi içerisinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, işbu davanın İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Davalı, icra takibinde icra dairesinin yetkisine Küçükçekmece icra dairelerinin yetkili olduğu yönünde itirazda bulunmuş olmakla, genel yetkili mahkeme/icra dairesinin davalının yerleşim yeri olacağı, davalı şirketin merkezinin Bağcılar ilçesinde bulunduğu, Bağcılar ilçesinin ise Bakırköy icra daireleri yetki çevresinde bulunduğu görülmekle, yerinde olmayan yetki itirazının reddine karar verilmiş ve işbu itirazın iptali davasına konu geçerli bir icra takibinin mevcut olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı, davaya cevap dilekçesi sunmamış olmakla davacının tüm iddialarını inkar ettiği kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, ticari ilişkinin mevcut olması halinde davacının davalıdan cari hesap kapsamında alacaklı olup olmadığı ile icra takibine yapılan itirazın yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Dosya kapsamında alınan kök bilirkişi raporundan taraf defterlerinin lehlerinde delil niteliğine haiz olduğu, aralarında bir ticari ilişkinin bulunduğu, davacının davalıdan alacaklı gözüktüğü 12.524,42-TL için taraf defter kayıtlarının paralel olduğu, defterlerdeki farklılığın, davacı defterlerinde ‘kur değerleme’ açıklaması ile davalı adına borç olarak kaydedilmiş 114.838,55-TL’ye (18.614,33-USD) ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Kök rapor ile 15.04.2020 tarihli ve 2.853.964,18-TL (381.385,67-USD) bedelli faturanın BA/BS bildirimlerinin ve defter kayıtlarının her iki tarafça gerçekleştirildiği tespit edilmekle, davacının değişik tarihlerde avans olarak toplam 400.000-USD ödemeyi davalıya yaptığı, bu ödemelerin davalı tarafça avans olarak kaydedildiği, 15.04.2020 tarihli faturanın TL üzerinden düzenlendiği, TL cinsinden faturanın USD’ye çevrilmesi sonrasında ödemenin mahsup edilmesi ile davacının davalıdan 18.614,30-USD alacaklı bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde 11.03.2020 tarihli bir satış sözleşmesi sunmuş, söz konusu sözleşme davanın inkarı kapsamında davacı iddialarını çürütmeye yönelik bir delil olarak değerlendirilerek incelenmiş ve ek rapor tanzim edilmesi istenmiştir. (Yargıtay 2.HD. 2013/5480 E.- 18157K.)
Sözleşme ile tarafların 20 ton ürün bedelinin 432.000-USD olduğu, ön ödeme olarak davacıdan 20.000-USD alındığı, 110.000-USD’lik ön ödemenin ise bankaya yatırıldığı, bakiye bedel olan 302.000-USD’nin ise 12.03.2020 tarihinde ödeneceği hususunda anlaştığı görülmüştür.
Ek bilirkişi raporunda; 15.04.2020 tarihli faturanın 20 ton değil, 18.524,80-Kg mal için düzenlendiği, birim fiyat bedelinin ise sözleşmeden farklı olarak 20,59-USD üzerinden hesaplandığı, toplam fatura bedelinin USD cinsinden 381.385,67-USD olduğu belirlenmiştir.
Bilirkişi raporuna itirazları kapsamında davalı, davacının ödemesini sözleşme uyarınca vadesinde yapmadığını, pey der pey yapılan ödemeler için kur farkı alacağı talep edemeyeceğini, yapılan ödemelerin avans değil, geç ödeme olduğunu iddia ederek borçlu bulunmadığını savunmuştur. Bu halde uyuşmazlık, davacının kur değerleme açıklaması ile kaydettiği 127.362,97-TL (18.614,33-USD) ödemenin davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmıştır.
Bu kapsamda toplanan deliller çerçevesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin USD üzerinden yapıldığı, davacının sözleşmeye uygun şekilde ödemelerini USD cinsinden gerçekleştirdiği, davalının ise fatura ve kayıtlarını TL üzerinden düzenlediği, 15.04.2020 tarihli fatura öncesinde bir kısım avans ödemelerinin yapıldığı, bunların davalı defterlerine de avans ödemesi olarak kaydedildiği, 15.04.2020 tarihli faturanın sözleşmeden farklı miktarda ve birim fiyattta ürün için düzenlendiği, USD karşılığının 381.385,67-USD olduğu, faturanın sözleşmeden farklı birim fiyat içermesine rağmen taraflarca BS/BA bildirimlerinin yapıldığı ve taraf defterlerine söz konusu faturanın kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça sözleşmeye aykırı olarak ödemenin vadesinde yapılmadığı, ödemelerin avans olmadığı iddia edilmişse de, ödemelerin itirazsız şekilde defterlere avans olarak kaydedilmiş bulunması, sözleşmede kararlaştırılan ödemelerin de avans olarak alındığı, davacı alacağının kur farkı alacağı değil, yapılan fazla ödemeden kaynaklandığı değerlendirilerek, bu itirazlarına itibar edilmemiştir. Sonuç olarak, USD üzerinden yapılan anlaşmaya istinaden USD cinsinden fazla ödeme yapan davacının, bu bedelin iadesini USD cinsinden talep edebileceği ve davacının fazla ödeme nedeniyle davalıdan 18.614,13-USD alacaklı olduğu, takip itibariyle ise 18.657,68-USD alacaklı olduğu kabul edilmiştir. Taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının takip alacağına yasal faiz işletilmesine, alacağın cari hesaba dayalı bulunması, her iki taraf kayıtları kapsamında belirlenebilir oluşu nedeniyle likit olduğu, davalının da itirazında haksız çıktığı dikkate alınarak, davalı aleyhine (takip tarihi itibariyle USD efektif alış kuru üzerinden belirlenen TL bedelinden hesaplanmak üzere) icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün ……… esas sayılı dosyası üzerinden davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine yürütülen icra takibine yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak miktarı olan 18.657.68-USD üzerinden TAKİBİN DEVAMINA,
Devamına karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
Davalı itirazında haksız çıktığından ve alacağın likit olması sebebiyle İCRA İNKAR TAZMİNATI TALEBİNİN KABULÜ ile 18.657.68-USD (127.476,73 TL) toplam alacağın % 20’si üzerinden hesaplanan 25.495,34-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8.707,93.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.547,32.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 640,57.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 6.520,04.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 1.547,32.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 700,00.-TL bilirkişi ücreti ve 30,00.-TL posta gideri olmak üzere toplam 730,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.060,29 TLvekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır