Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/331 E. 2021/1010 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/331 Esas
KARAR NO : 2021/1010

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE :Müvekkili ile davalı … arasında Küçükçekmece ……. icra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası bulunduğunu, davalının Küçükçekmece …… icra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin alacaklı taraf ile hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığı gibi herhangi bir borcunun da olmadığını, söz konusu senedin borcu sebebiyle alacaklı tarafça müvekkili aleyhine icra takibine geçtiğini, müvekkilinin alacaklı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, söz konusu senet üzerinde asıl borçlunun …… isimli şahıs olduğunu, söz konusu icra takibinde müvekkiline çıkarılan tebligatların usulsüz olduğunu, Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı dosyasında takip kesinleştikten sonra uzun bir süre yapılmayan herhangi bir işlem nedeniyle zamanaşımına uğradığının kabulü gerektiğini, Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğünüm ……. E. sayılı dosyasıyla hakkında icra takibi başlatan davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibiyle yapılan hacizler ve akabinde yapılan takibin çevrede duyulmasının müvekkilinin itibarını sarsmış olup bu denli yüksek bir borç ile karşı karşıya kalmasının aile düzenini sarstığını manevi taleplerine ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla menfi tespit taleplerinin kabulüne yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE : Davacının söz konusu dosyada borcunun olmadığını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini, dava dilekçesinde davacının iddialarının soyut iddialar olduğunu, davaya konu icra dosyasında tebligatların usulsüz olduğunu ve tamamen gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; icra takibine konulan bono sebebiyle davalıya borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Davacı, davalı ile arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, çekin zamanaşımına uğradığını iddia ederek davasının kabulünü talep etmiştir.
Davalı, takibin vade tarihinden itibaren 3 yıllık süre geçmeden başlatıldığını, zamanaşımı süresinin de 3 yıl değil 3 artı 1 yıl olduğunu, davacının borçlu olmadığını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini iddia etmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıya icra takibine konu edilen dört bono sebebiyle borçlu olup olmadığı ile alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasının yerinde olup olmadığına ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 72.maddesi uyarınca “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. “
Bononun takibe konulduğu icra dosyasının incelenmesinde, bononun Türk Ticaret Kanununun (TTK) 776.maddesinde belirtilen zorunlu unsurları taşıdığı, bonoların tamamında, keşidecilerin……. Otomotiv- ……, lehtar ve ilk cirantaların davacı … ….. olduğu, bonoların vade tarihlerinin ise 07.11.2009, 08.12.2009, 07.02.2010, 07.01.2010 olduğu görülmüştür.
Bonoların tabi olduğu ibraz sürelerinin değerlendirmesinde, vade tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK hükümleri dikkate alınmış, bu kapsamda yapılan değerlendirmede; 07.11.2010 vadeli bono için 11.11.2010 tarihli ödememe protestosunun, 07.02.2010 vadeli bono için 10.02.2010 tarihli protestonun, 07.11.2009 vadeli bono için 11.11.2009 tarihli protestonun, 08.12.2009 vadeli bono için 10.12.2009 tarihli protestonun çekildiği anlaşılmıştır. Söz konusu protestoların 6762 sayılı TTK.nın 626. maddesinde belirtilen “Muayyen bir günde veya keşide gününden veya görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenmesi şartını havi bir poliçeden dolayı çekilecek ödememe protestosunun, ödeme gününü takibeden iki iş günü içinde çekilmesi lazımdır.” hükmüne uygun gerçekleştirildiği dolayısıyla alacaklı davalının, borçlu davacıya müracaat hakkının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu bonolara ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile 25.02.2010 tarihinde icra takibi başlatıldığı, 09.03.2010 tarihinde borçluların malvarlıklarının tetkiki ile taşınmazlarının üzerine haciz şerhi işlenmesine ilişkin talepte bulunulduğu, bu tarihten sonra takibe ilişkin işlem yapılmadığı, takip dosyasındaki son işlemin ise 25.12.2018 tarihli takibin yenilenmesi talebi olduğu görülmüştür.
6762 sayılı TTK.nın 661.maddesinin “Poliçeyi kabul edene karşı açılacak davalar vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Hamilin; cirantalar ile keşideciye karşı açacağı davalar müddetinde keşide edilen protesto tarihinden veya senette ‘Masrafsız iade olunacaktır’ kaydı varsa vadenin bittiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle müruruzamana uğrar.” düzenlemesi uyarınca, dava konusu bonolar 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmakla, icra takibinin bonolar için zamanaşımı süresi sona ermeden başlatıldığı görülmektedir.
Bununla birlikte; 6762 sayılı TTK.nın 662.maddesinin “Müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir.” hükmü çerçevesinde takip başlatılması ile zamanaşımı süresi 25.02.2010 tarihinde kesilmiş ve bir yıllık zamanaşımı süresi tekrar başlamış fakat icra dosyasında, 25.12.2018 tarihine kadar dosyada zamanaşımı süresinin kesilmesine yarar herhangi bir işlem yapılmamıştır. Bu sebeple, takibe konu söz konusu bonoların zamanaşımına uğradığı ve kıymetli evrak vasfını kaybettiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak; davacının takibe konulan bonoların lehtar ve ilk cirantası olduğu, bonolara ilişkin ödememe protestolarının süresinde yapıldığı ve davalının, davacı borçluya müracaat hakkının mevcut olduğu, icra takibinin bonoların tabi olduğu zamanaşımı süresi geçmeden başlatıldığı, haciz talebinde bulunulan 09.03.2010 tarihli en son işlemden sonraki 8 senelik dönemde, icra dosyasında zamanaşımı süresini kesmeye yarar herhangi bir işlem yapılmadığı, dolayısıyla bonoların zamanaşımına uğradığı anlaşılmış olup; davalının da davacı borçlu ile davalı alacaklı arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını duruşmada beyan ettiği, aralarındaki temel ilişkiye dayanmadığı, borcun varlığına ilişkin herhangi bir delili de dosyaya sunmadığı anlaşıldığından, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacının Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyalarında takibe konu edilen bonolar yönünden davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Bu takipte, varsa davacı tarafından ödenen paraların davacıya İADESİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 638,10.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 170,78.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 467,32.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 170,75.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 52,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan teminatın, karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır