Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/326 E. 2021/769 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/326 Esas
KARAR NO : 2021/769

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2016
KARAR TARİHİ : 15/09/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 23.09.2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı taraf ile müvekkili şirket arasında gerçekleşen ticari faaliyet sonucunda doğan borca yönelik tanzim edilmiş ilgili faturalara borçlu/davalı tarafından itiraz edilmediğini ve ilgili faturalar cari hesap ekstresine kaydedildiğini, takip bedeli 78.484,46-TL üzerinden icra takibine geçildiğini, davalı tarafın 01.08.2016 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durduğunu, ilgili itirazın iptali için bu davayı açtıklarını, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi, takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edilebileceğini, bu dava da borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi halinde borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altın alındığını, davalı taraf, borcunu bildiği halde, kötü niyetli olarak ödeme emrine itiraz ettiğini, TTK 21. maddesinin ” Ticari İşletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” amir hükmü gereğinde ; davalı şirketçe 8 günlük itiraz süresinde itirazda bulunulmamış dolayısıyla, faturaların içeriği kabul edildiğini, gerçektende ilgili kanun maddesi hakkında verilen Yargıtay kararları da süreklilik kazanmış ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …….. E., ………. K sayılı ve 28.04.2004 günlü kararında belirtildiği üzere ( EK:11); ” TTK.nun 23/2 maddesi uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup….” hükmüne varılarak 8 günlük itiraz süresi içerisinde itirazda bulunulmayan fatura içeriklerinin kesinleşeceği sonucuna varıldığını, davalı şirketçe borca itiraz edilmesi yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, ilgili faturalar borcundan dolayı davalı şirket ile müvekkil şirket arasında cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, davalı taraf cari hesap ekstresine dayalı borcunu bildiği halde, kötü niyetli olarak ödeme emrine itiraz ettiğini, gerçektende Yargıtay …… Hukuk Dairesi E. …… K, ,…… sayılı ve 17.12.2009 tarihli kararında ” davacı vekilli, müvekkil şirketin cari hesap ekstresine dayalı alacağın tahsili için giriştiği icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava ettiğini, Mahkemece iddia savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre davacının takip tarihi itibari ile davalıdan… YTL alacaklı olduğunu, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.” diyerek cari hesap ekstresinin mevcut durumu gerçek olarak ortaya koyduğunun tespiti halinde bu alacağı likit saydığını, somut olayda da, müvekkil şirketin cari hesap ekstresi mevcut durumu ortaya koyduğunu, bu itibarla, davalı tarafından borç miktarına itiraz edilmesi kötü niyetli bir davranış olduğunu, davalının faize yönelik itirazları bakımından bir değerleme yapmak gerekirse; uygulanan faiz; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da belirtilen yasal faiz olduğundan bu itirazın da yersiz olduğunu belirtmek gerektiğini, sonuç olarak; davalı tarafın borca yönelik itirazları kötü niyetli ve haksız olduğundan davalının itirazının iptali ve takibin devamını, borcunu bildiği halde kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalının takip miktarının en az %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini belirterek Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası ile yapılmış olan icra takibine karşı, davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptalini ve takibin devamını, haksız olarak icra takibine karşı olan davalı aleyhine takip miktarının en az % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı taraf, müvekkili şirketle aralarında ticari ilişki gereği cari hesap alacağı olan 78.484,46-TL’nin ödenmesi için Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı müvekkil tarafından bu ilamsız icraya itiraz edildiğini ve bu itirazın haksız olduğunu iddia ederek, Küçükçekmece ……. icra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptalini ve % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi için huzurdaki iş bu davayı ikame ettiğini, davacının dava dilekçesine belirtmiş olduğu talepleri haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili şirket kayıtlarında yapılan araştırma neticesinde davacı şirkete müvekkil şirketin kesinlikle böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin ulusal ve uluslararası alanda da tekstil alanında faaliyet gösteren köklü bir şirket olduğunu, müvekkil şirket tarafından davalı şirketten ürün sipariş edilmiş ancak bahse konu ürünler tamamen davalının kendi hatası ile gerek yazılı gerekse sözlü olarak defalarca uyarılmasına rağmen eksik ve hatalı olarak gönderildiğini, davalı müvekkili şirket zarar uğramış ve müşterileri karşısında çok zor durumlara düştüğünü, hem müvekkil şirket hem de ürün ve hizmet verdiği firmalar zarara uğradığını, müvekkili şirket tarafından yasal süresi içerisinde bahse konu faturalarla ilgili olarak itiraz edilmiş ve bahse konu hususlarla ilgili olarak yazışmalar yapıldığını, müvekkili şirket tarafından sipariş edilen ürünler davlı tarafından tam ve eksiksiz teslim edilmediğini, tarafımıza eksik gönderilen ürünler hiçbir şekilde kullanılmadığını ve buna ilişkin olarak müvekkil şirket tarafından 11.03.2016 tarihli ……… sıra no.lu 20.117,91-TL bedelinde ”Fire Kaybı Kumaş Bedeli, 11.03.2016 tarihli ……. sıra no.lu 21.266,28-TL bedelli Dantel, 11.03.2016 tarihli …… sıra no’lu 7.679,40-TL bedelinde Fire Kesim faturaları ve müvekkil şirketin siparişlerini yerine getirememesi ve ticari kar kaybına uğramış olması sebebiyle 11.03.2016 tarihli ……. sıra no.lu 24.729,99-TL bedelli ”Reklamasyon” faturaları kesilmiş ve Bakırköy ………. Noterliği 16.06.2016 tarih ve ………. yevmiye numaralı ihtarname ekinde şirkete gönderildiğini, aynı ihtarname ile müvekkili şirket tarafından kullanılmayan ürünlerin 3 ( üç) gün içerisinde müvekkili şirket fabrika adresinden iade alınması veya ilgili ürünlerin iade edilebilmesi için yine aynı süre içerisinde teslimat adresinin bildirilmesi belirtilmiş ancak yine davacı tarafından herhangi bir dönüş yapılmadığını, üstelik müvekkili şirket tarafından ilgili ürünler kargo aracılığı ile gönderildiğini, davacı şirket tarafından teslim alınmadığını, bunun yanında müvekkili şirket tarafından 03.08.2016 tarihinde eksik kalan miktar için 7.642,00-TL ödemeye yaptığını, iş bu sebeplerle davacının açmış olduğu kötü niyetli, haksız ve hukuka aykırı davasının reddine karar verilmesini gerektiğini belirterek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacının %20dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, TBK’nın 470 vd. Maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında cari hesap ilişkisi ve faturaya dayalı olarak iş bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacının dava dilekçesinden özetle,taraflar arasında gerçekleşen ticari faaliyet sonucunda borca yönelik tanzim edilmiş ilgili faturalara borçlu/davalı tarafından itiraz edilmediğini, faturaların cari hesap ekstresine kaydedildiğini, TTK 21. Maddesi uyarınca davalı şirketçe 8 günlük itiraz süresinde itirazda bulunulmadığından faturaların içeriğinin kabul edildiğini, davalının itirazının iptali ve takibin devamını talep ettiği, davalının cevap dilekçesi ile, davacının taleplerinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davalı şirket kayıtlarında böyle bir borcunun bulunmadığını, ürün sipariş edildiğini ancak bahse konu ürünlerin tamamen eksik ve hatalı olarak gönderildiğini, bu nedenle şirketin zarar uğradığını, yasal süresi içerisinde faturalara itiraz edildiğini ve yazışmalar yapıldığını, ürünlerin davalı tarafından tam ve eksiksiz teslim edilmediğini, davalı şirket tarafından 11/03/2016 tarihli …….. sıra nolu 20.117,91 TL bedelinde ”Fire Kaybı Kumaş Bedeli, 11/03/2016 tarihli ……. sıra no.lu 21.266,28 TL bedelli Dantel, 11/03/2016 tarihli …… sıra no’lu 7.679,40 TL bedelinde Fire Kesim faturaları ve müvekkil şirketin siparişlerini yerine getirememesi ve ticari kar kaybına uğramış olması sebebiyle 11/03/2016 tarihli ……. sıra no.lu 24.729,99 TL bedelli ”Reklamasyon” faturaları kesildiğini ve Bakırköy ……… Noterliği 16/06/2016 tarih ve ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde davacı şirkete gönderildiğini, aynı ihtarname ile davalı şirket tarafından kullanılmayan ürünlerin 3 gün içerisinde iade alınması istenildiğini ancak yine davacı tarafından herhangi bir dönüş yapılmadığını, davalı şirket tarafından ilgili ürünlerin kargo aracılığı ile gönderildiğini ancak davacı şirket tarafından teslim alınmadığını, bunun yanında davalı şirket tarafından 03.08.2016 tarihinde eksik kalan miktar için 7.642,00 TL ödemeye yapıldığını belirterek, davanın reddini talep ettiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı ve davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında icra takibine konu fatura kapsamında davacı tarafın alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının belirlenmesine yönelik olduğu,
Mahkememizce verilen ilk kararın İstanbul BAM …….. HD ………. E, ……… K sayılı kararında, “taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmamakla birlikte süregelen bir eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafından davalıya dantel kumaş üretimi ve tesliminde bulunulduğu hususunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmadığı, öncelikle, davalı tarafın ayıplı ifa savunmasına ilişkin olarak mahkemece HMK’nın 288 vd. Maddeleri gereğince mahallinde usulüne uygun keşif yapılarak, davalının ayıp iddialarına ilişkin olarak ayıplı olduğu iddia edilen bütün ürünlerin teknik bilirkişiye incelemelerinin yaptırılıp buna dair tespit ve gözlemler keşif tutanağına yazılarak tespit edilecek ayıplar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekirken HMK’da öngörülmeyen bir usul uygulanmak suretiyle bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek ayıp savunması hususunun mahkemenin denetim ve kontrolünde olmayacak şekilde bir incelemeye tabi tutulması usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca, tekstil mühendisi bilirkişi rapor ve ek raporunda, davalı iş yerinde 859 m lacivert dantel kumaş, 182 adet lacivert dantel kumaştan dikilmiş atlet ve 359 adet ekru dantel kumaştan dikilmiş atlet bulunduğu, bu kumaşların davalıya özel olarak üretildiği, kumaşların deseninin istenen kumaş numunesindeki desene göre daha seyrek örüldüğü ve düşük kalitede olduğu, ekru ve lacivert renk dantellerin ise desen görünümü ve kalitesi yönünden ayıplı olduğu, bu ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğu, lacivert renk dantellerde aynı kumaş üzerinde bölgesel parlaklık-matlık ve lacivert kumaş topları arasında renk farklılıkları bulunduğu, bu durumun bu kumaşları ayıplı hale getirdiği, bu ayıplarında açık ayıp niteliğinde olduğu belirtilmekle birlikte, devamında lacivert dantel kumaşlara ilişkin parlaklık-matlık ve renk farklılığı ayıplarının davacıya ihbar edildiğinin ispata muhtaç olduğu belirtilerek, davalının 184249 nolu 20.177,91 TL’lik “859 kg fire kaybı kumaş bedeli” açıklamalı iade faturasına ilişkin ayrıntılı bir değerlendirmeye gidilmemiş, 184243 nolu 7.673,40 TL’lik “200 mt ekru dantel kumaş ve 150 mt lacivert dantel kumaşın fireli kesimi” açıklamalı iade faturası bakımından; ekru kumaş için 10/02/2016 tarihli e-mail ile ihbara bulunulduğu belirtilerek, buna ilişkin 4.384,00 TL (KDV dahil) fire zararı hesaplanmış, bu faturada geçen lacivert dantel kumaşla ilgili ek sayısının fazla çıktığına dair bir ayıba ve ayıp ihbarına dosyada rastlanmadığı gerekçesiyle bu kısma ilişkin bir hesap yapılmamış, ……. nolu 21.266,28 TL’lik “970 mt dantelin davacıya iadesi” açıklamalı faturaya konu ürünün davacıya teslim edildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı, ……. nolu 24.729,99 TL tutarlı faturanın gecikme nedeniyle kesildiği, geç teslimat nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasının ispata muhtaç olduğu, ayrıca incelenen kumaşların deseninin istenen kumaş numunesindeki desene göre daha seyrek örülmüş ve düşük kalitede olduğu, desen görünümün ve kalitesi yönünden ayıplı olduğu, bu ayıbın açık ayıp olduğu, buna ilişkin davacıya süresinde bildirimdi bulunulduğu, ancak desen farklılığı nedeniyle davalının bir zararının oluşup oluşmadığının anlaşılamadığı belirtildiği, davalı tarafça, davacıya gönderilen 08/02/2016 ve 10/02/2016 tarihli e-mail içerikleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafça davaya konu ürünlerin tümüne ilişkin olarak davacıya süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun kabul edilmesi ve buna göre bir değerlendirme yapılarak ayıplı olduğu belirlenen ürünlere ilişkin olarak bir zarar hesabı yapılması gerekirken, tekstil mühendisi bilirkişi tarafından mahkemenin yargılama yetkisi alanına girilerek usulüne uygun bir ayıp ihbarında bulunulmadığı değerlendirmesi yapılarak bir kısım ayıp savunmalarına ve iade faturalarına ilişkin olarak gerekli teknik hesaplamanın yapılmamış olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca, bilirkişi tarafından incelenen kumaşların deseninin istenen kumaş numunesindeki desene göre daha seyrek örülmüş ve düşük kalitede olduğu, desen görünümün ve kalitesi yönünden ayıplı olduğu belirlenmesine rağmen, bu duruma ilişkin olarak davalının bir zararının oluşup oluşmadığının anlaşılamadığı şeklinde görüş bildirilmiş olmasının da yerinde olmadığını, söz konusu ayıpların davalı bakımından usulüne uygun yapılacak teknik değerlendirmeyle bir nefaset kesintisi gerektirip gerektirmediğinin belirlenmesinin gerektiği, davacı vekilince istinaf başvurusunda davaya konu faturalara davalı tarafça TTK’nın 21.maddesi gereğince 8 günlük süre içerisinde itirazda bulunulmadığından faturaların içeriğinin kabul edilmiş sayılacağı savunulmuş ise de, söz konusu kabul edilmiş sayılma faturaya konu ürünlerin bedeline ilişkin olup, bu durum faturaya konu ürünlere ilişkin olarak davalı tarafça ayıp savunmasında bulunulmasına ve bu kapsamda mahsup talep edilmesine engel teşkil etmemediği, davacı vekilince, davalı tarafın ayıp ihbarını TTK’nın 18/2.maddesinde düzenlenen yöntemlerden biriyle yapması gerektiği ileri sürülmüş ise de, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında belirtildiği üzere, eser sözleşmesi kapsamında ayıp ihbarının yapıldığı hususu “hukuki işlem benzeri bir fiil” olması nedeniyle tanık da dahil olmak üzere her türlü delille kanıtlanabildiği, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2012/5185 Esas 2013/343 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, 6102 sayılı TTK’nın 18. Maddesindeki düzenleme ayıp ihbarını kapsamadığından tacirler arasındaki ayıp ihbarının da tanık dahil her türlü delille ispatlanması mümkün olduğu, ayrıca, bilirkişi tarafından davalının ayıp savunmasına ilişkin olarak değerlendirme yapılırken, davalı tarafça düzenlenen iade faturaları üzerinden hareket edilmesi, davalı tarafça ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde mahallinde yapılacak inceleme temel alınarak bir hesaplamaya gidilmemesinin de usulen hatalı olduğu, davalı tarafça geç ve ayıplı teslim nedeniyle yurt dışı müşterisinden indirimler yapıldığı ileri sürülerek bu nedenle de ayrıca zarar iddiasında bulunulmuş ve buna dayalı olarak düzenlenen ……. nolu 24.729,99 TL tutarlı reklamasyon faturası düzenlenerek bu meblağın davacı alacağından mahsubu istenmiş ise de, taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve belirlenen bir teslim tarihi olmadığından davalı tarafça geç teslim kapsamında bir tazminat talebinde bulunulması mümkün olmadığı gibi, davacı tarafça bu zarar iddiasına ilişkin olarak yurt dışı şirketten gönderildiği belirtilen 22/02/2016 tarihli ürün azaltılacağına dair mesaj dışında bir delil de dosyaya sunulmadığını, bu nedenle, davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmediğini, yine davalı tarafça bir kısım ayıplı ürünlerin davacıya iadesine ilişkin olarak düzenlenen ……. nolu 21.266,28 TL’lik iade faturasına konu ürünlerin davacı tarafından teslim alınmadığı, davalı tarafça belirtilmiş olduğundan bu iade faturasına dayalı olarak da davalı tarafın bir mahsup talep hakkı bulunmadığını, bu nedenle, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmediğini, her ne kadar davalı tarafça cevap dilekçesinde takipten sonra 03/08/2016 tarihinde 7.642,00 TL’lik bir ödeme daha yapıldığı belirtilmiş ise de, istinaf dilekçesinde bu yöne ilişkin bir istinaf itirazı ileri sürülmediğinden HMK’nın 355.maddesi gereğince Dairemizce bu yönden bir istinaf değerlendirmesi yapılmadığını” mahkememiz kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırıldığı,
İstinaf kaldırma kararı uyarınca usule uygun şekilde keşif yapıldığı, keşif zaptında mahkeme gözlemi yapıldığı, ayıba ilişkin ürünlerin bir örneğinin dosya arasına alındığı, bilirkişi heyetininden rapor alındığı raporun denetime ve karara elverişli olduğu, ticari defter incelemesinde davacının takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde 78.484,46 TL alacak , davalının ticari defterlerinde 7.641,98 TL borç kaydının bulunduğunun, takipten sonra davadan önce 03.08.2016 tarihinde davacı şirkete 7.642,00, TL’nin ödendiği, cari hesap farkının davalı şirket tarafından davacı tarafa düzenlenen 20.177,91 TL, 21.266,28TL, 7.673,40 TL, 24.729,99 TL bedelli faturaların davacı defterinde kayıtlı olmaması ile davalı tarafından sehven 3.005,10 TL bedelli faturanın mükerrer olarak davalı defterine kayıtlı olmasından kaynaklandığı, davalı tarafça davacı tarafa gönderilen mail içerileri dikkate alınarak davalı tarafın süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, TTK 21 uyarınca 8 gün içerisinde faturaya itiraz edilmemesinin, faturaya konu ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin itirazda bulunmasına engel olmadığı, yapılan keşif, mahkeme gözlemi, dosya arasına alınan örnekler, bilirkişi raporu da dikkate alınarak davaya konu üretime ilişkin ürünlerin açık ayıplı oldukları, ürünlerin ayıplı olması ile davalı tarafından kullanılmadığı için davalının davacıya düzenlemiş olduğu 20.177,91 TL fatura bedelini talep edebileceği, davalı tarafça düzenlenen 21.266,28 TL’lik iade faturasına konu ürünlerin davacı tarafından teslim alınmadığı, davalı tarafça belirtilmiş olduğundan bu iade faturasına dayalı olarak da davalı tarafın bir mahsup talep hakkı bulunmayacağı, 24.729,99 TL faturanın taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve belirlenen bir teslim tarihi olmadığından geç teslim kapsamında bir tazminat talebinde bulunamayacağı, davalının davacıdan 182 adet beyan edilen lacivert bluzların zarar bedeli olarak 3.530,44TL’yi talep edebileceği, açık ayıplar ve kumaşlardaki ek metrajlar nedeniyle ecru dantel kumaş bedeli olarak 4.384,80TL bedelin davalı tarafça davacı taraftan talep edilebileceği, davalının takipten sonra davadan önce yaptığı ödeme yönünden itirazın iptali davası açılmasında hukuk, yararın olmadığı, alacağın faturaya dayalı olması sebebiyle icra inkar tazminat şartları oluştuğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kruuldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının Küçükçekmece ………. İcra Müdürlüğünün ……… Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin takipte talep edilen 42.842,64 TL asıl alacak üzerinden üzerinden kısmi ödeme tarihi olan 03/08/2016 tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
– Takip tarihinden sonra davadan önce 03.08.2016 tarihinde ödenen 7.642,00 TL’lik kısım yönünden açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, ancak bu miktar yönünden hesaplanacak icra vekalet ücreti bakımından itirazın iptaline, infaz aşamasında davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alacak likit olmakla, kabul edilen 42.842,64 TL alacağın %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın yerinde görülmeyen kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.926,58.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.340,32.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.586,26‬.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ile 1.340,32.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 2.096,35.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.144,19.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 646,00.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 293,42.-TL’sının davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.369,54.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.346,27TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
10-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri 15 HD’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır