Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/314 E. 2022/295 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/314 Esas
KARAR NO : 2022/295

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacı şirket ile davalı borçlu arasındaki ticari ilişki sebebiyle aşağıda bilgileri verilen faturaların davalı borçluya gönderildiği, iş bu faturalara süresinde itiraz etmeyen davalı, borcunu da vadesinde ödemediğini, ilgili faturalardan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhine Büyükçekmece …….. icra Müdürlüğü ……… E. Sayılı dosya ile takip başlatıldığı ancak, davalı borçlunun haksız ve kötü nlyetli itirazı sebebiyle takibin durdurulduğunu, bunun üzerine arabuluculuk yoluna başvurulmuş ise de anlaşma sağlanamadığını, davalının borçlu olduğu, davalı borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibine yapılan itirazın tümden iptali ile takibin devamına haksız ve kötü niyetli itiraz sebebiyle davalı borçlu afeyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karsı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.

Büyükçekmece …….. İcra Müdürlüğü’nün ……… E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Belirtilen icra dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçlu ……… Denizcilik Ticaret Limited Şirketi ‘ne yönelik 11.556,98 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor sonuç kısmında özetle ;Davacının 2019-2020 dönemine ait yevmiye, defter-i kebir ve envanter defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, yevmiye ve defter-i kebir açılış ve kapanış beratlarının süresi içerisinde oluşturulduğu, envanter defterinin süresi içerisinde noter açılış tasdikinin yapıldığı, defter kayıtlarının birbirini doğruladığını, 6100 sayılı HMK”nın 222/2 maddesine uygun olduğunu, davacı tarafından faturaların davalıya ya da çalışanına mail yoluyta tebliğ edildiği; 6102 satılı ttk’nın 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edilmiş faturalarır içeriğinin kabul edilmiş sayılması gerektiğini, taraflar arasındaki akdi ilişki kurulmuş olduğunun gemi varış öncesinde ihbar formu ve ordinolarda bulunan kaşe ve imzalarla ispat edilmiş olduğunu, davacının iş bu davaya konu icra takip tarihi, 09.07.2020 itibariyle cari hesaptan 11.556,98 TL alacaklı olduğu kanaat ve sonucuna varıldığını belirtmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça; dava konusu icra takibine dayanak faturalardan dolaylı davalıdan alacaklı olduklarından bahisle başlattıkları icra takibine vaki itiraz nedeni ile itirazın iptali istemi ile işbu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Davalı tarafça davaya cevap dilekçesi sunulmamakla davalı taraf HMK’nun 128.maddesi uyarınca münkir addolunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu icra takibi dayanağı faturalardan dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususudur.
Davacı tarafça dayanılan ve uyuşmazlığın uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı tarafın yapılan ihtarata rağmen uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defterlerini sunmaktan imtina ettiği görülmüştür. Mali müşavir bilirkişisinin davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği 24/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 11.556,98 TL (takip çıkışı kadar) tutarında alacaklı göründüğünün saptandığı bildirilmiştir.
Dava konusu alacağın davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlüdürler. Davacı taraf, tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın usulüne uygun tuttuğu kendi defter kayıtlarının o taraf lehine delil olarak kabul edilebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir(Aynı yönde Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı). Aksinin kabulü, kötüniyetin korunması anlamına geleceğinden kamu düzenine aykırılık teşkil eder. Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, burada bir tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterlerini ibraz etmesi ancak diğer tarafın ibrazdan kaçınması durumunda, ibraz eden lehine adi bir karine öngörüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmeyip anılan adi karinenin aksini ispat edemediğinden, davacı tarafın HMK’nun 222/2.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının yasanın açık hükmü uyarınca davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınması göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davannı KABULÜ ile;
Davalının Büyükçekmece ……….. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin takipteki şartlarla aynen devamına,
Alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 789,45-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 139,59.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 57,78.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 592,08.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 139,59.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 894,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/04/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır