Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/283 E. 2022/459 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/283 Esas
KARAR NO : 2022/459

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 28/03/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; “…, İstanbul Ticaret Sicilinin …… sicil numarasında kayıtlı … vergi kimlik numaralı 1.100.000,00 TL sermayeli, iki ortaklı, esas sözleşmesinde belirlendiği ve sicile tescil edildiği üzere faaliyet konusu yurt içinde ve dışında resmi ve özel kamu kurum ve kuruluşlarınca yaptırılacak her türlü inşaat onarım tesisat montaj, etüt, proje ve elektrik taahhüt işleri yapmak olan bir sermaye şirketi olup şirket sermayesinin 9665 oranındaki çoğunluk pay aynı zamanda münferiden temsil yetkilisi ve müdür olan ……’a, şirket sermayesinin 9645 oranındaki azınlık payı ise davacı …’e ait olduğu, Davacı, yaklaşık 5 yıllık gayri resmi ortaklıktan sonra 14.02.2017 tarihin de 9445 oranda hisse devri yapılarak resmi olarak da davalı şirkete ortak olduğu, 9065 oranında çoğunluk pay sahibi ……’ın, 9445 oranında azınlık pay sahibi olan diğer ortak …’in menfaatini mütemadiyen ihlal etmesi, yöneten çoğunluğu gücünü temel dürüstlük kurallarına aykırı şekilde kötüye kullanması, mezkur davranışları, tedbirsiz ve kötü niyetli işlemleri ile şirketin varlığını tehlikeye düşürerek amacının gerçekleştirilmesini imkansız kılması, azlık ortağını temettü açlığına mahkum etmesi, ortaklık ilişkisini çekilmez hale getirmesi nedenleri ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 636’nci maddesinin verdiği yetki kapsamında azınlık veya çoğunluk pay oranına bakılmaksızın salt ortak sıfatı adına anılan şirketin feshedilmesini, somut olayın incelenmesi neticesinde takdiri mahkemeye ait olmak üzere yasal mevzuat ve Türk Hukuk uygulaması bakımından daha uygun olacağı kanaatine varılması halinde ise ortak …’e ait hisse paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin hesaplanarak ortaklıktan ayrılmasına izin verilmesini talep etme zorunluluğu olduğu ve huzurdaki dava ikame etmiştir.13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) getirdiği nemli yeniliklerden biri de m. 636’da limitet şirketlerde haklı sebeple fesih hakkının ortaklardan her birine tanınmasıdır. … sermayesinin 9665 oranındaki payına sahip …… karşısında, 9645 oranında paya sahip olan …, azınlık konumunda olsa da salt ortak sıfatı bulunması hasebiyle huzurdaki davayı açma hak ve ehliyetine sahip olduğu, (Limited Şirketin) feshine giden sürece ilişkin olarak (TTK m. 636) kapsamında oluşan sebepler, yöneten çoğunluğun bu gücünü 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2’nci maddesinde vaki dürüstlük ve iyi niyet kaidelerine aykırı olarak kötüye kullanması suretiyle (Limited Şirketinin) ve (diğer ortakların) ya da azınlıkta kalan pay sahiplerinin menfaatlerinin ihlal edilmesine yol açan sürekli nitelikteki kararlar alması ve uygulamalar yapmasından doğan sebepler olduğu, hukuki sebepler doğrultusunda, hüküm tesis edilirken özellikle ve önemle göz önünde bulundurulması gereken başlıca hususlar çoğunluk yönetim elinde bulunduran şirket ortağının, iyi niyet ve dürüstlük kurallarını açıkça çiğneyerek diğer ortağın (azınlık pay sahibi) ve davalı şirketin menfaatlerine ters düşecek ve süreklilik arz gücünü edecek nitelikte eylem ve işlemler yürütmesi olduğu, bilindiği üzere temettü dağıtımı: bir şirketin yıllık net dönem kârından vergiler ve der ödemelerin çıkarılması neticesinde elde kalan miktarın en az *420’sine tekabül eden kısmın şirket hissedarları arasında bölüştürülmesi gerektiğini, Ancak davacıya bugüne kadar aylık sadece 10.000,00 TL ödeme yapıldığı, bunun haricinde ilgili mevzuata, usule ve ticari teamüle uygun şekilde yapılmadığı, Davacı, şirket tarafından aylık olarak yapılan 10.000,00 TL tutarındaki ödemeler ise 2020 yılı haziran ayından itibaren tamamen kesilmiş ve davacıya hiçbir ödeme yapılmamaya başlandığı, davalı şirketin temettü dağıtımı yapmasına engel teşkil edecek hiçbir fiili ve hukuki sebep bulunmadığını, öncelikle yargılama süresince telafisi imkânsız sonuçlar doğmaması için davalı şirketin sahip olduğu tüm gayrimenkullerin üzerine ihtiyatı haciz şerhi işlenmesine kararı verilmesini, yargılama süresince telafisi imkânsız sonuçlar doğmaması için davalı şirketin hisselerin üzerine ihtiyati haciz şerhi işlenmesine kararı verilmesini, yargılama süresince telafisi imkansız sonuçlar doğmaması için davalı şirket adına kayıtlı araçlar üzerine ihtiyati haciz şerhi işlenmesine kararı verilmesini, haklı davanın kabulü ile, …’nin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 636’ncı maddesi ve bu maddenin göndermesiyle aynı Kanun’un 529, 531 ve devamı maddeleri uyarınca haklı sebeple feshine karar verilerek tasfiye edilmesini, yasal mevzuat ve Türk Hukuk uygulaması bakımından daha uygun olacağı kanaatine varılması halinde ise davacı ortak hisse paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin hesaplanarak davacının ortaklıktan ayrılmasına izin verilmesini, davalı şirket adına kayıtlı banka hesaplarının ……. A.Ş. Den istenilerek hesaplarına ait son 5 yıla ait hesap hareketlerinin …… bank, …. Bankası, …. Bankası, … bank, …. Bankası,… Bankası, … Bankası, …. Bankası, ….. Bankası,. …. Bankası ve diğer bankalardan istenilmesini, Davalı şirket pay sahibi ……’a ait kredi kartlarının ödemelerinin ….. adına kayıtlı kredi kartlarının tespiti istenilerek mezkur bankalara ait kredi kartlarının son 5 yıllık dökümlerinin istenilmesini, Davalı şirket pay sahibi …… eşi ve çocuklarının nüfus kayıtlarının çıkarılarak adına kayıtlı tüm gayrimenkullerin takbihten tapu kayıtlarının ile adlarına kayıtlı araçların trafik tescil Müdürlüğü’nden istenilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, davacı tarafından sır saklama ve bağlılık yükümlülükleri yerine getirilmediğini, rekabet yasağına aykırı işlemler gerçekleştirildiğini, davacı taraf şirket feshi için haklı nedenleri olduğunu yalnızca beyan etmekle yetinmiş ileri sürdüğü hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz iddialarını ispata yeterli hiçbir belge delil ibraz edemediğini, davacı taraf sermaye koyma borcunu yerine getirmediği, davalı şirket gerek ortaklardan …’ in sermaye taahhüdünü yerine getirmediğinden gerekse idarelerin hakkediş ödemelerini geciktirmesinden dolayı alacaklarını tahsil edememiş ve ekonomik dar boğaza girdiği, ilgili dönemde davalı şirket borçlarının yapılandırılması, şirket kredi ve borçlanma limitlerinin artırılması dolayısıyla borç ödemeleri yapılması adına 20/12/2019 tarihli Genel Kurul kararı gereğince sermaye artırımı yapmış ve ilgili dönemde sermayesini 500.000,00 den 1.100.000,00’ye yükseldiğini, davacının sırf davalı şirketin ticari faaliyetini haksız ve kötü niyetli olarak sürüncemede bırakmak gayesiyle istemde bulunduğu tüm ihtiyatı haciz tedbir taleplerinin reddini, davacı tarafın sırf nakdi menfaat sağlamak amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak ikame etmiş olduğu davanın esastan reddini, davacı tarafın tüm iddialarının yalnızca soyut beyanlardan ibaret olduğu sicil kayıtlarında dahi sermaye borcunu ödemediği ve arttırılan sermayenin müvekkil şirketin ortak …… ‘a olan borcundan mahsup edildiği davacı tarafın ortaklıktan çıkma istemi üzerine zaten müvekkil şirkete ait araçların ve nakdin kendisine devredildiğini, müvekkil şirketin feshini gerektirecek hiçbir neden bulunmamasının yanı sıra davacı tarafın tüm iddialarını asılsız olduğu gözetildiğinde: davacı …’in davalı şirket ortaklığından ıskat yolu ile çıkartılmasına, yalnızca haksız ve sebepsiz kazanç elde etmek ve müvekkil şirkete kasten zarar vermek gayesiyle işbu davayı ikame eden davacı taraf aleyhine %20 ‘den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalı şirket kayıtları, Gelir Vergi Beyannameleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haklı sebebe dayalı olarak limited şirketin fesih ve tasfiyesi davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nın 636/3. maddesine göre, haklı sebeplerin varlığı halinde, her bir ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Söz konusu maddenin lafzı ve yargı kararları uyarınca şirketin feshi son çare olup, fesih için haklı neden bulunsa dahi TTK’nın 636/3. fıkrasının son cümlesi uyarınca mahkemece fesih ve tasfiye yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilebilir.

Dosyada mübrez İTSM kayıtları uyarınca; davalı şirketin 26.03.2003 tarihinde kurularak ticaret siciline tescil edildiği, mevcut durum itibariyle şirketin %65 oranında çoğunluk pay sahibinin ……’a ait olduğu, davacı …’in ise %45 oranında azınlık pay sahibi olduğu ve şirketi münferiden temsile yetkili kişinin …… olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla şirket ortağı olan davacının iş bu davayı açma ehliyetinin bulunduğu sabittir.
Somut olayda davacı taraf; şirket müdürü olan dava dışı ……’ın, müvekkili olan …’in menfaatini mütemadiyen ihlal
etmesi, yöneten çoğunluğu gücünü temel dürüstlük kurallarına aykırı şekilde kötüye kullanması,
mezkûr davranışları, tedbirsiz ve kötü niyetli işlemleri ile şirketin varlığını tehlikeye düşürerek
amacının gerçekleştirilmesini imkânsız kılması, azlık ortağını temettü açlığına mahkum etmesi,
ortaklık ilişkisini çekilmez hale getirmesi nedenleri ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 636’nci maddesinin verdiği yetki kapsamında davalı şirketin feshedilmesini, bu talebinin kabul görmemesi halinde müvekkili …’e ait hisse paylarının karar tarihine
en yakın tarihteki gerçek değerlerinin hesaplanarak ortaklıktan ayrılmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf ise davacının sermaye borcunu yerine getirmediğini, şirkete zarar vermek kastıyla iş bu davayı açığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce iddia edilen hususların davalı şirketin mali kayıtlarını incelemeyi gerektirdiğinden resen seçilen bilirkişiler eliyle davalı şirket kayıtları incelenmiş ve hazırlanan rapor denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınmıştır. Buna göre; incelemeye konu 2017-2018-2019-2020-2021 yılları şirket kayıtları uyarınca şirketin satışlarının yıllar itibarı ile sürekli düşüş gösterdiği, şirketin satışlarına karşılık maliyetlerinin yaklaşık %90-99 bandında gerçekleştiği dolayısı ile şirketin satışlarının azalması ve satışlarından yeterli karlılık elde edememesi nedenleri ile öz kaynaklarının borca batık hale geldiği,
bu nedenle şirketin haklı nedenle fesih koşullarının oluştuğu, ayrıca ödenmemiş sermaye hesabının da bulunmadığı tespit edilmiştir.
Bu tespitler ışığında; davalı şirketin devamında borca batık olması nedeni ile ekonomik menfaat bulunmadığı gibi şirketin devam eden bir işinin olmaması ve şirketin zarar etmesi nedeniyle hiç kar payı dağıtılmamış olması nedeni ile ortakların hukuken ve fiilen korunmaya değer bir menfaati de bulunmadığından şirketin fesih ve tasfiyesi dışında uyuşmazlığın çözümü için başka bir alternatif bulunmamaktadır. Açıklanan sebeplerle davacının davasının kabulü ile davalı şirketin feshi ile tasfiyesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının fesih ve tasfiye talebinin KABULÜ İLE,
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …… sicil numarasına kayıtlı davalı …’nin feshi ile tasfiyesine,
2-Tasfiye işlemlerini başlatıp sonuçlandırmak üzere SMM Uzmanı ….. ‘nin şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Şirketin mali durumu ve yapılacak işin niteliğine göre gerekirse artırılıp eksiltilmek kaydıyla, tasfiye süreci devam ettiği sürece tasfiye memuruna aylık 3.000,00-TL ücret takdirine,
4-Tasfiye işlemleri için 10.000,00-TL ve 5 aylık tasfiye memuru ücreti 15.000,00-TL olmak üzere toplam 25.000,00-TL tasfiye giderinin ücretin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilmesine,
5-Şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakip tasfiye memurunun görevinin kendisine tebliğine ve göreve başlamasına,
6-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin harç ile dosyada yapılan 4.000,00.-TL bilirkişi ücreti ve 64,10-TL posta gideri olmak üzere toplam 4.183,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/05/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır