Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/252 E. 2021/587 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/252 Esas
KARAR NO : 2021/587

DAVA : Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
KARARINYAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalının araç kurtarma işi yapma konusunda anlaştığını, bu amaçla 2016 model …… marka ticari bir aracı %50 lik hisselerle müştereken satın aldıklarını, aracın 120.000,00 TL bedelle satın alındığını, bu bedelin 60.000,00 TL lik kısmını müvekkilin diğer 60.000,00 TL lik kısmının davalı …’in ödemesinin kararlaştırıldığını, şirkete gider olarak gösterilebileceği ve şirket ismi ile piyasadan daha kolay iş bulunabileceği söylenerek ortak alınan bu aracın davalıya ait ……. Taşımacılık şirketi adına tescil edildiğini, müvekkilin araç satın alınırken aracı satan şahsa banka yolu ile 26.000,00 TL ödeme yaptığını, şirket mail hesabında gelen listede müvekkilin 10.000,00 TL nakit ödeme yaptığının tespit edildiğini, bakiye 24.000,00 TL nin 19.000,00 TL sinin ise elden nakden ödendiğini, son olarak geriye kalan 5.000,00 TL davalı tarafa ödeneceği sırada davalı …’in güven sarsıcı hareketleri karşısında, işlemlerin yazılı hale getirilmesinin talep edildiğini, yazılı akit yapılmasını kabul etmemesi nedeniyle 5.000,00 TL nin kendisine ödenmediğini, aracın satış tarihindeki güncel piyasa değerinin 250.000,00 TL – 300.000,00 TL olduğunu, aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğundan, müvekkilin şikayet edilerek araca yakalama çıkarıldığını ve aracın kolluk tarafından müvekkilden alındığını, bu nedenlerle davanın kabulüne, şimdilik 2.500,00 TL nin aracın satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken alınarak müvekkile ödenmesine, aracın kolluk tarafından alınması nedeni ile 2.500,00 TL kazanç kaybının aracın yakalama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevli olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın belirsiz alacak olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, müvekkil …’in iddia edilen adi ortaklık ilişkisinin herhangi bir şekilde tarafı olmadığını, ortaklığa taraf diğer davalı müvekkil şirket …… Ltd.Şti. Nin yetkilisi konumunda olduğunu, davalı …’in pasif yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının adi ortaklık kapsamında sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, buna bağlı alacak taleplerinin reddinin gerektiğini, aracın müvekkil şirket üzerine alınmasını, zamanla elde edilecek kar üzerinden davacının müvekkil şirkete aracın bedelinin%50 sini karşılayacak şeklde kısım kısım ödemeler yapmasını ve netice itibariyle araç bedelinin %50 sine tekabül eden sermaye koyma borcunun davacı tarafından karşılanması sonrası aracın mülkiyetinin yarı yarıya olacak şekilde davacı ve davalı şirket üzerinde tescil edilmesini aralarında şifahi olarak kararlaştırdıklarını, davacının kazanç kaybına ilişkin iddia ve taleplerinin kötü niyetli ve maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, reddinin gerektiğini, ortaklık konusu aracın müvekkil şirket tarafından piyasa değerinin altında 3.bir kişiye satıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, huzurdaki davada miktar ve nitelik itibariyle tanık dinlenilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın görev yönünden reddine, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı … yönünden öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava alacak davasıdır.
Davacı tarafça, davacı ile davalı …’in ortak araç kurtarma işi yapma hususunda anlaştıkları, bu amaçla …… plaka sayılı aracın % 50’lik hisselerle satın aldıklarını, araç satış bedelini yarı yarıya ödeme hususunda anlaştıklarını, aracın davalıya ait davalı şirket adına tescil edildiğini…bildirerek aracın satışı nedeni ile alacak ve kazanç kaybı talepli işbu dava açılmıştır.
Açılan davada, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartlarından olması gözetilerek HMK 138 maddesi de dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerektiği, yine HMK 115/1 maddesi gereğince de dava şartlarının yargılamanın her safhasında mahkeme hakimliğince resen dikkate alınması gerektiği hususu ile HMK’nun 1. maddesi gereğince görev hususunun kanunla düzenlenen kamu düzenine ilişkin olması hususları hep birlikte değerlendirilmiş ve öncelikle bu yönde karar vermek gerekmiştir.
Dava, davacı tarafın iddiası uyarınca taraflarca ortak olarak işletilmesi planlanan aracın davalıya ait şirket adına tescil edilmesi nedeni ile araç çin ödenen bedelin iadesi ve uğranılan kazanç kaybının tazmini talebini içermekte olup, taraflar arasında ortak amaçla araç işletilmesinin hukuki tavsifi itibariyle “adi şirket” niteliğinde bulunduğu, adi şirketin tüzel kişiliği bulunmadığı gibi adi şirket ortaklarının ayrı ayrı tacir sıfatları bulunmadıkça davanın nispi ticari dava olduğunun ileri sürülemeyeceği, davacının taleplerinin adi şirketin tasfiyesi niteliğinde bulunduğu, davacı şirket tüzel kişi tacir ise de davacı ve diğer davalı gerçek kişinin tacir sıfatını bulunmadığı, ticaret mahkemesinin bir davaya bakması için gerekli olan 6102 sayılı yasanın 4/1 maddesinde düzenlenmiş olan, her iki tarafın tacir ve işin de her iki tarafın işletmesi ile ilgili olması şartının bu dava yönünden gerçekleşmediği, keza 6102 sayılı yasanın 4/1-a,b,c,d,e ve f bentlerinde sayılan tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak suretle ticaret mahkemelerinin görev alanına giren mutlak ticari dava türünden de olmadığı, tüm bu nedenlerle davaya genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu anlaşılmakla davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi ve görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır