Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/249 E. 2021/275 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/249 Esas
KARAR NO : 2021/275

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 19/03/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 06.04.2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Valilik izninin gelmesiyle tapu devrinin yapılacağının karar bağlanan taşınmazın devrine dair borçlu tarafında alacaklıya devir yapılmadığını, ek protokol gereğince karşılıklı yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, ödenen paranın derhal iade edileceği karara bağlandığını, iş bu yükümlülüklere karşın takip konusu 400.000 TL tutar tüm taleplerine rağmen borçlu tarafından alacaklıya iade edilmediğini, iş bu sebeple Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takip konusu senetlerdeki imzalara itiraz edilmediğini yalnızca borca itiraz edildiğini, müvekkili alıcı, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, 400.000 TL ödeme yaptığını, valilik izninin geldiğini, ancak borçlu satıcı tek taraflı yükümlülüğü olan tapu devrini yapmadığını beyan ederek, davalı borçlunun Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini, karşı tarafın %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Söz konusu davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yabancı sermayeli şirketlerin taşınmaz mal mülkiyeti ve sınırlı ayni hak edinimine ilişkin yönetmeliğin 10.maddesine göre yabancı sermayeli şirketin edinmek istediği taşınmazın ana sözleşmede yer alan faaliyet konusuna uygun olup olmadığı Valilik bünyesinde oluşturulan komisyon tarafından karar verileceği bildirildiğini, bu kapsamda davacı tarafa başvurulan valilik izni gereği evrak celbi uzunca bir süre aldığını, geçen süre içinde müvekkil şirket tarafından iyi niyetli olarak protokolün devamının sağlandığını, ancak davacının müvekkil şirket aleyhine gerek hasız icra takibine girdiğini ve söz konusu davayı ikame ederek, protokol devam ederken haksız kazanç ve taleplerini ileri sürdüğünü, müvekkil şirketinin iyi niyetle protokol devamı sağlanmaya çalışılırken, davacı tarafça usulüne uygun fesih bildirimi yapılmadığını, dava konusu teminat senetleri ile protokoller incelendiğinde, aynı firmalar tarafından verilmiş olduğunun aşikar olduğunu, bu hususta husumet itirazlarının olduğunu, davacı tarafından Büyükçekmece …… İcra Hukuk Mahkemesi’nin ……. esas sayılı itirazın kaldırılması davasında mahkemece verilmiş karar İstinaf incelemesine taşındığını ve kesinleşmesi beklenmeden söz konusu davanın açıldığını, taraflar arasında yapılan protokol gereği 45 günlük sürede valilik izninin celbedileceği davacı tarafından taahhüt edildiğini, bunun mümkün olmaması halinde 20 günlük ek süre verileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkil şirketin aldığı her ödemeye karşı teminat senedi verdiğini fakat, davacı tarafça iki protokolde talep edilen süre fazlasıyla beklenmesine rağmen, davacı tarafça edimler yerine getirilmeden müvekkil şirket aleyhine icra takibine gidilerek teminat senetleri işleme koyması haksız ve kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, usulüne uygun fesih bildirimi yapmadan ve taahhüt ettiği süreden çok daha uzun sürede edimlerini tamamlamayan davacı şirketin, kendi edimlerini yeri getirmiş gibi müvekkil şirketten edimlerini yerine getirmesinin beklenmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, davanın görev, yetki, husumet, derdestlik, haksız fesih ve diğer itirazları ile birlikte değerlendirilerek öncelikle usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise davanın esastan reddine, davacı tarafın %20 kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine, davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış ve 114/ 2. maddesi gereğince diğer kanunlarda sayılan dava şartlarına da atıfta bulunduğu, 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde getirilen düzenleme ile arabuluculuk müessesesine başvurunun bir dava şartı olduğunu benimsendiği, hatta dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının yeterli görülmeyerek anlaşamama tutanağının da dava dilekçesine eklenmesi aksi takdirde verilecek 1 haftalık kesin süre içerisinde sunulması gerektiği belirtilerek dava tarihinde anlaşamama son tutanağının düzenlenmiş olmasının dava şartı olarak öngörüldüğü, kaldı ki arabuluculuğa dava açmadan önce başvurulmasının yeterli görülüp anlaşamama tutanağının düzenlenmesinin dava açılmasında sonra da düzenlenerek dava şartı noksanlığının sonradan giderilme olanağı bulunduğu yönündeki bir değerlendirmenin, zorunlu arabuluculuk müessesesinin amacına ve ruhuna aykırı olduğu, arabuluculuğu bir anlamda formalite haline getireceği,
Dava şartının medeni usul hukukuna ait bir kurum olduğu, bunun amacının bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek; böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasını sağlama olduğu, dava şartlarının dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlar olduğu, buna davanın dinlenebilmesi şartları da denildiği, mahkemenin dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit etmesi halinde davanın esası hakkında inceleme yapamayacağı, davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlü olduğu, dava şartlarının bulunup bulunmadığının davada hâkim tarafından re’sen gözetileceği,
Somut olayda, davacının dava dilekçesi ile, Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini talep ettiği, davalı tarafın süresinde cevap dilekçesi ile itirazda bulunduğu, dilekçeler aşamasının tamamlandığı öninceleme duruşmasında Büyükçekmece ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizin davaya konu uyuşmazlık yönünden görevli ve yetkili olduğu, dava tarihinin 18.12.2019 tarihi olduğu, dava tarihinde 6102 sayılı TTK 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk dava şartının yürürlülükte olduğu, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğu, davacı tarafça dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı bu nedenle dava şartının gerçekleşmediği dikkate alınarak açılan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden USULDEN REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 4.774,41TL peşin harçtan mahsubu ile 4.715,11‬TL bakiye kalan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır