Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/219 E. 2021/876 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/219
KARAR NO : 2021/876

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle, davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan ……… ‘na ait …….. plakalı araç tarafından 08/01/2020 tarihinde davacıya ait ……… plakalı araca çarpılması sonucu İstanbul/Küçükçekmece’de maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz knousu kaza neticesinde davacının aracında meydana gelen hasar onarım bedelinin tazmini amacıyla 07/02/2020 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna ……. sayılı dosya ile başvuruda bulunulduğunu, 09/06/2020 tarih ve ……… sayılı karar ile “hasar talebine ilişkin kısmının usulden, değer kaybına ilişkin kısmının esastan reddine” karar verildiği, verilen karara davacı tarafça 26/06/2020 tarihinde itiraz edildiğini ,itirazın reddine karar verildiğini, bu sebeple hasar bedeli bakımından mahkememizdeki davayı açma zorunluluğu doğduğunu, bağımsız eksper tarafından araçta oluşan hasar onarım miktarının tespitinin yapıldığını, bu kaza sonucunda davacının aracında oluşan hasar onarım bedelinin KDV dahil 85.393,83 TL olarak tespit edildiğini, alacaklarının belirgin hale gelmesini müteakip arttırım hakları saklı kalmak kaydıyla söz konusu onarım bedeli alacağı için şimdilik 100,0 TL talep ettiklerini, kazaya sebebiyet veren taraf veya somut olayda olduğu gibi sigorta şirketi; kaza sebebiyle oluşan her türlü zararı karşılamakla mükellef olduğundan oluşan hasar onarım bedelinin tanzim edilmesi gerektiğinin açık olduğunu, davalıya 21/01/2020 tebliğ tarihli ihtarname gönderildiğini ve 2918 sayılı Kanunun 97. Maddesi uyarınca 15 gün içinde yazılı cevap verilmesi veya ihtarnamede belirtilen hesap numarasına yatırılması, aksi halde her türlü yasal yollara başvurulacağının bildirilmiş olmasına rağmen, davalının kendisine gönderilen ihtarnameye rağmen hasar onarım bedelini ödemediğini belirterek kaza sebebiyle oluşan hasar onarım alacaklarının şimdilik 100,00 TL sinni ticari işlerde uygulanna en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden itibaren, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek temerrt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir,
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılması mümkün olmadığını, kabul anlamında gelmemekle birlikte, davacının zararının, davadan evvel alınan ekspertiz raporu ile belirlenmiş olduğundan huzurdaki davanın belirsiz alacak şeklinde açılmasında hukuki yarar olmadığını, davalı şirketin genel müdürlük adresinin Maslak SARIYER İSTANBUL olduğunu, davalı şirketin genel müdürlük adresinin İstanbul ili Sarıyer ilçesi sınırlarında bulunmasından dolayı mahkememizin yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davanın ticari nitelikte olup görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, açıklanan nedenle dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, davacının delillerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, davaya konu kazaya karışan …….. plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde ……… numaralı Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile 24.08.2019-2020 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketinin ZMSS poliçesi gereği ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu çünkü sigorta tazminatının bir zenginleşme aracı olmadığını, davalı şirkete sigortalı aracın kusurunun uzman bilirkişilerce tespitinin ardından maddi eksper hesap raporu alınmasının mümkün olmadığını, davalı şirketin ancak kaza tarihi olan 08.01.2020 itibariyle teminat limiti olan 41.000,00 TL’ye kadar sorumluluğu bulunduğunu, davanın haksız fiile dayalı olup davacı tarafın sigortalı araç sürücüsüne raci kusur ve zararı kanıtlayamaması halinde davalı şirketin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, KTK. m.86 gereğince araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğünün olmayacağını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kazaya karışan araçların ticari olmadıkça avans faizi talep edilemeyeceğini, faiz başlangıcı olarak kaza tarihi değil KTK ve Genel Şartlar gereği şirketin temerrüde düşürüldüğü tarihin esas alınması gerektiğini belirterek öncelikle usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, her halde yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile hasar tazminatı (belirsiz alacak) davasıdır.
Davacı tarafça, davacıya ait ……… plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan …….. plakalı araç ile 08/01/2020 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda hasar gördüğünden bahisle uğradığı zararın tazmini talep edilmektedir.
Davalı tarafça cevaben; davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, sorumluluklarının teminat limiti olan 41.000 TL’ye kadar olduğu, kusur ve zararın kanıtlanamaması nedeni ile sorumluluklarının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalının yetki itirazının HMK’nın 16 maddesi uyarınca zarar görenin yerleşim yerinin yetkili olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; dava konusu kazada davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu sigortası yapılan …….. plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığı, varsa kusur oranı, davalının aracının bu kaza nedeni ile zarar görüp görmediği ve varsa zararının miktarı ile netice itibariyle davacının davalı sigortadan zararını talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen trafik kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası ile tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamındaki tüm deliller itibariyle davacının aracının dava konusu kaza nedeni ile uğradığı zarara ilişkin olarak makine mühendisi bilirkişiden bilirkişi raporu aldırılmış, dosyaya sunulan 29/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacının aracının zararının işçilik dahil 61.006,15 TL olduğu (hasarın bu bedelle giderilebileceği) bildirilmiş, alınan rapor gerekli teknik değerlendirmeyi içermesi, denetime ve hüküm kurmaya uygun bulunması nedeni ile bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 09/07/2021 tarihli dilekçe ile talep artırım talebinde bulunularak dava dilekçesinde 100,00 TL olarak talep edilen meblağın toplam 39.000,00 TL’ye artırıldığının bildirildiği ve bakiye harcın tamamlandığı görülmüştür. Davanın HMK’nun 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açıldığı, dava konusu değerin tam ve kesin belirlenebilmesinin ancak bilirkişi incelemesi yaptırılarak mümkün olabileceğinden davacının talep artırımı usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Davacı tarafça davadan önce davalı sigorta şirketine 15/01/2020 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulduğu, başvurunun davalı tarafça başvuru dilekçesine vurulan kaşe ve imza ile 21/01/2020 tarihinde teslim alındığı, davalı sigortanın KTK hükümleri uyarınca 8.iş günü sonunda temerrüde düşecek olması nedeni ile temerrüt tarihinin 31/01/2020 tarihi olduğu kanaatine varılmıştır.
Kusur durumu mahkememizce değerlendirmiştir. Dosyada sureti mevcut olan ve dava konusu kaza sonucunda taraflarca tutulan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında her iki araç sürücüsünün de imzasının bulunduğu görülmekte olup, davalı sigorta şirketi tarafından cevap dilekçesinde söz konusu tespit tutanağı ve altındaki imza inkar edilmemekle söz konusu bu tutanağa itibar edilebileceği, kroki ve imzalı beyanlardan davacı tarafa ait aracın ana yolda kendi şeridinde seyrini sürdürürken davalı sigortalısı aracın sürücüsünün yan yoldan yoldan çıkması neticesinde kazanın meydana geldiği, davalı sigortalısı araç sürücüsünün davacı aracının geçişini beklemesi gerektiğinden kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün ise yolda normal seyrini sürdürmesi nedeni ile alabileceği bir tedbir de bulunmadığı değerlendirilmekle kazanın meydana gelmesinde davalı sigortalısı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davalı sigorta sigortalısı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu bulunduğu, KTK hükümlerine göre davalı sigorta şirketinin davacının araç hasarı zararlarından sorumlu bulunduğu, alınan teknik bilirkişi raporuna göre davacı zararının 61.006,15 TL olduğu, sigorta poliçesi limitinin 39.000,00 TL olması nedeni ile davalı sorumluluğunun bu meblağa kadar olduğu, davacı tarafın talep artırımı da dikkate alınarak davanın kabulünün gerektiği, ancak davacının ve davalı sigortalısının tacir olmaması nedeni ile ticari faiz istenilemeyeceğinden temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile,
39.000,00 TL hasar tazminatının temerrüt tarihi olan 31/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.664,09-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 724,30 TL harcın (59,30-TL peşin harç ve 665,00-TL ıslah harcı) mahsubu ile eksik kalan 1.939,79-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 724,30 TL karar harcı (59,30-TL peşin harç ve 665,00-TL ıslah harcı) olmak üzere toplam 783,60 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 733,60-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.850,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleşince yatırana iadesine,
8-6325 sayılı HUAK’nun 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/10/2021
Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır