Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2 E. 2022/104 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/2 Esas
KARAR NO : 2022/104

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/03/2016
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 28/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirket merkezinin Avusturya’da olduğunu, …… Mah. …… Bulvarı No:150 K:11 D:292 Esenyurt-İstanbul adresinde irtibat bürosu bulunduğunu, müvekkili şirketin lojistik faaliyetlerinde bulunan bir şirket olup, akaryakıt tedariki, gümrükleme, otoban hizmetleri, uluslar arası tır karneleri hazırlama, düzenleme faaliyeti ile yurtdışına çıkan araçların maddi ihtiyaçlarını gidermek için komisyon karşılığı ödünç para verme işi ve KDV iade hizmetlerinde bulunarak, bu hizmetler karşılığında komisyon ücreti aldığını, davalının ise uluslar arası nakliyat ve taşımacılık işlerinde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişkinin gerek davalı firma araçlarına ait tır karnesi işlemlerinin müvekkili şirket tarafından yerine getirilmesi ve gerekse de davalıya ait araçların yurtdışında seferdeyken nakit ihtiyacı duyduğunda bu nakdin temininin müvekkili şirket tarafından yerine getirilmesi olduğunu, davalı tarafa ait araçların yurtdışındayken araç giderleri için nakit ihtiyacı doğduğunda davalı şirket tarafından mail yoluyla talep edilen ödünç paraların davalı şirket şoförlerine imza karşılığı teslim edildiğini, davalı tarafa ödünç olarak verilen bu paraların kendilerine fatura edildiğini, işbu fatura tutarları ödenmediğinden Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, davalı borçlu taraf.a 23.10.2015 tarihinde yapılan itiraz ile icra takibinin durduğunu, davalı şirketin, muhtelif zamanlarda yapılan ihtarlara rağmen icra takibine konu faturaların bedellerini ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı yanca yapılan itirazın, resmi evrak, defter ve belgelerde görüleceği üzere haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili firmanın TTK anlamında davalıdan alacaklı olduğunu gösterir resmi defter ve belgelerin ekte Türkçe tercümeli olarak aslı sunulmuş olan Avusturya Eyalet Mahkemesinin vermiş olduğu yetkiyle Muhasebe Vergi Danışmanlığı Şirketinin düzenlemiş olduğu cari hesap ekstresi aslı (OP-Liste/Güncel Müşteri Cari Hesapları Listesi ve Hesap Dökümü) ve Avusturya Eyalet Mahkemesinin vermiş olduğu yetkiyle Muhasebe Vergi Danışmanlığı Şirketinin düzenlemiş olduğu dönem Sonu Hesabı olduğunu, davalı borçlu tarafından yapılmış olan faiz yönünden itirazların da haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibine konu alacağın yabancı para alacağı olup talep edilen faiz oranının da belirlenirken kanunen uygulanan yıllık %6 yabancı para faizi olduğunu, davacı şirket merkezinin Avusturya olması nedeni ile Avusturya ve Türkiye 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesine taraf olunması nedeniyle yabancılık teminatından muaf olduğunu belirterek haksız ve kötü niyetli yapılan itirazın iptali ile birlikte takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı tarafından, müvekkili şirket aleyhine Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E.Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı; icra takibinin dayanağı olarak cari hesap alacağının belirtildiğini, müvekkili şirket ile davacı yan arasında, icra takibine ve davaya konu edilen fatura ve fatura niteliğindeki belgeler nedeni ile müvekkilinin davacı yana borçlu olmasını gerektiren herhangi bir ticari iş ve işlem olmadığını, davalı müvekkilinin, takip konusu yapılan cari hesaptan dolayı davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkiline ulaşmayan ve/veya karşılığında mal/hizmet satışı gerçekleşmemiş olan faturaların bedellerinin ödenmesinin mümkün olmadığını, tek başına fatura düzenlenmiş olmasının da fatura içeriğindeki mal ve hizmet alışverişinin gerçekleştirildiği göstermeyeceğini, davacı yanın bu hususu ispatlaması gerektiğini, kaldı ki, müvekkili şirket yetkililerince davacı şirketten hizmet alımı ve nakit temini hususuna ilişkin olarak, müvekkili şirketin temsile yetkili kişileri tarafından, gerek davacı şirkete ve gerekse müvekkili şirketin kendi çalışanlarına, mail veya herhangi bir yolla gönderilen herhangi bir talimat bulunmadığını, yetkililerce talimat verilmeden, çalışanlar tarafından yapılmış bir hizmet alışverişi var ise, gerçekleştirilen bu işlemlerden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, davacı şirketin dava dilekçesinde belirttiği müvekkili şirket çalışanları ile yapıldığı iddia edilen mail yazışmaları var ise dahi şirket yetkililerinin bunlardan haberi olmadığını, bu nedenlerle icra takibine konu edilen cari hesap alacağına müvekkili şirket adına yasal süresi içinde itiraz edildiği ve icra takibinin durduğunu, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlarında, müvekkili şirketin davacı yana takip konusu cari hesap alacağından kaynaklanan herhangi bir borcunun görünmediğini, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, itirazları kapsamında alacağın varlığı ve miktarı ancak yargılama ile belirlenebileceğinden müvekkili şirkette haksız ve kötü niyetli olmadığından davacı yanın icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek davacı yanın davasının, tüm talepleri bakımından reddine, müvekkili hakkında başlatılan haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalı şirkete ait araçların tır karnesi işlemlerinin davacı şirket tarafından yerine getirildiği, davalı şirket araçları yurtdışındayken araç giderleri için nakit ihtiyacı doğduğunda, davalı şirket tarafından mail yoluyla talep edilen ödünç paraların davalı şirket şoförlerine imza karşılığı teslim edildiği, davalı tarafa ödünç olarak verilen paraların fatura edildiği ancak fatura bedellerinin davalı şirket tarafından ödenmediği iddiası ile Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamında Mahkememizce davanın kabulüne karar verildiği bu kararın davalı tarafça istinaf edildiği, İstanbul BAM ….. HD’nin ….. esas ….. karar sayılı ilamı ile istinaf talebinin değerlendirilmesi sonucunda; “Somut olayda ihtilaf, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, davacı tarafından davalıya hizmet/ödünç para verilip verilmediği ve davacının alacaklı olup olmadığı, varsa alacağının miktarı noktalarında toplanmaktadır. Ödeme belgelerinde plakaları belirtilen araçların davalı şirkete ait olmadığı, ödeme yapılan araç şoförlerinin davalı şirket çalışanları olmadığı yönünde bir itiraz/ihtilaf ise bulunmamaktadır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı şirket vekilinin, müvekkili şirketin yurtdışı firması olması nedeniyle TTK kapsamında ibraz edilecek ticari defterlerinin bulunmadığı belirterek dava konusu uyuşmazlık kapsamında incelemenin dava dosyasına sunulu belgeler üzerinde yapılmasını talep ettiği, davalı şirketin inceleme gün ve saatinde hazır bulunmadığı ve dava konusu uyuşmazlık kapsamında ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, dava dosyasına sunulu belgelerin incelenmesi neticesinde 19 adet fatura niteliğindeki belgelerde yer alan avans niteliğindeki ödemelerin davalı şirket tarafından gönderilen e-posta talimatları gereği ödendiği, işbu e-posta içeriklerinde yer alan avans ödeme miktarları ile fatura belgelerinde yer alan miktarların uyumlu olduğu, takip ve dava konusu bedele esas 19 adet fatura belgesi toplamı 6.237,00 Euro, davalı tarafa ödenen bedel 5.840,00 Euro olup fark bedel olan 6.237,00 Euro – 5.840,00 Euro = 397,00 Euro’nun davacı şirketin komisyon geliri olduğu, e-postaların davacı şirket lehine delil kabiliyetlerinin Mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacı şirketin davasının kabulü halinde davalı şirketten 6.188,43 Euro talep edebileceği belirtilmiştir.
Davacı tarafından dava konusu ödeme belgeleri ve cari hesap ekstresi sunulmuş ise de, belgeler Almanca düzenlenmiş ve Türkçe tercümeleri dosya kapsamına sunulmamıştır. Ayrıca belgelerde apostil şerhi bulunmamaktadır. Davacı vekilince bu eksikliklerin ikmali gerekmektedir.
Yine dosya kapsamında yer alan e-postalarda yazılı metin tam olarak okunamamakta olup, sunulan e-posta çıktıları eksiktir. E-postalarda ödemelerin araç sürücüsüne yapılması yönünde talimat verilmiş ise de, araç plaka bilgisinin olup olmadığı da belli değildir. Zira 23/04/2014 tarih ve 10:36’da gönderilen “…an araç sürücüsüne 250 Euro avans verilmesini ve komisyonun firmadan kesilmesini rica ederiz …fisin ordadır arkadaşları bilgilendirmenizi rica ederim. ……. ” şeklindeki e-posta (dosyaya sunulan tam metin bu şekilde) ve düzenlenen ödeme belgesinden araç plakasının ……. olduğu anlaşılmakta ise de diğer e-postalarda plaka bilgisinin olmadığı, bir kısmında ise plakaların e-posta çıktısı üzerine el ile yazıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle gönderilen e-postaların tam ve okunaklı şekilde çıktıları dosya kapsamına sunulmalıdır.
Davacı tarafın, davalı şirket araçlarının yurt dışında iken nakit ihtiyaçları olduğunda, davalı şirket tarafından e-posta ile bildirildiği ve davacı şirket tarafından ise belli bir komisyon karşılığında nakit temin edilerek davalı araç şoförlerine verildiği iddiasına karşılık, davalı tarafça ticari ilişki inkar edilmekte, davacı şirkete e-posta yada başka bir yolla ödeme yapılması için herhangi bir talimat verilmediği savunulmaktadır. Bu durumda ödeme belgelerinin dayanağı olarak gösterilen e-postaların davalı şirket tarafından gönderilip gönderilmediği, bilgisayar mühendisi bir bilirkişi tarafından yapılacak inceleme ile tespit edilmelidir.
Ayrıca davacı şirket cari hesap ekstresine göre, taraflar arasında dava konusu olan ödeme belgeleri ile sınırlı olmayan, önceye dayalı ilişki olduğu ve davalı şirket tarafından bir kısım ödemeler yapıldığı anlaşılmakla, davalı şirkete ait 2014 yılı BA kayıtlarının dosya kapsamına alınarak incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, ödeme belgelerinin ve cari hesap ekstresinin tercümeleri ile belgelerin apostil şerhli olarak dosya kapsamına alınması, e-postaların davalı şirket tarafından gönderilip gönderilmediğinin yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi, davalı şirkete ait BA kayıtlarının getirtilerek incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Buna göre anılan eksikliklerin giderilmesi için davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 bendi uyarınca kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. “
İstinaf kaldırma kararında belirtilen hususlardaki eksikliklerin giderilmesi için kaldırma tensip tutanağı düzenlendiği, davacı tarafa süre verildiği, davalı şirketin BA kayıtlarının celbi için vergi dairesine yazı yazıldığı, yazı cevaplarında davacı adına BA bildirimi olmadığı, davacı taraf 25.01.2021 tarihli dilekçesi ile birlikte mail yazışmalarını ibraz ettiği, Almanca tercüme evraklarını sunduğu, 08.02.2021 tarihli beyan dilekçesi ile tensip ara kararlarına ilişkin beyanda bulunduğu, Bilgisayar Yüksek Mühendisi bilirkişi ……. ‘dan rapor alındığı, raporda yazışmaların ağırlıklı 2015 yılına ait olduğunu, taraflar arasında gönderilen e postaların bilgi ve belgelerin davalı firmaya elektronik posta ile gönderildiğinin dosyaya sunulan maillerden tespit edildiğini ancak e posta yazışmalarının üzerinden iki yıldan fazla süre geçmesi, erişim sağlayıcı ve yer sağlayıcısı açısından log tutma sürelerinin yasal olarak en fazla iki yıl olması sebebiyle kesin olarak teknik tespitinin yapılamayacağının belirtildiği, tarafların kep hesabına sahip olmadıklarını, dosyaya sunulan e postaların e imzaya sahip olmadığını, olayın açıklığa kavuşması için e postaların varlığının yerinde incelenip hash bilgilerine bakılması gerektiğini belirttiği, davacı vekilini rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesinde, davacı şirketin IP adreslerine bağlanılmasının bahse konu mail içeriklerinin inceleme imkanının olmayacağını, günlük binlerce mail alındığını mail içeriklerinin saklanmasının imkansız olduğunu, Avrupa yasalarına göre zamanaşımı dolan tüm resmi yazışmaların silindiğini, bilirkişi raporunda log tutma yasal olarak en fazla iki yıl olması sebebiyle kesin olarak tespitin yapılamayacağının belirtildiği, davalı tarafın rapor itiraz dilekçesinde, hizmet alımı ve nakit temini hususunda davalı şirket yetkilileri tarafından davacı şirkete yahut kendi çalışanlarına mail ya da herhangi bir yolla gönderdiği bir talimatın olmadığını, maillerin gönderildiği hususunun ispat yükünün davacıda olduğunu, posta yazışmalarının tek başına delil olma kabiliyetinin olmadığını, faturaların tek taraflı düzenlendiğini, davalıya tebliğ edilmediğini / gönderilmediğini, davacı tarafın tensip zaptı ara kararlarını yerine getirmediğini, 08.02.2021 tarihli dilekçe ile sunulan mail yazışmalarına muvafakatinin olmadığını davanın reddini talep ettiği,
Tüm dosya kapsamının yapılan incelenmesi sonucunda, somut olayda ihtilafın, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, davacı tarafından davalıya hizmet/ödünç para verilip verilmediği ve davacının alacaklı olup olmadığı, varsa alacağının miktarı noktalarında toplandığı, davacının dava dilekçesine belirttiği ticari ilişki ve bu ticari ilişkiden kaynaklı alacağının bulunduğu hususunu ispat yükü altında olduğu, davacının dava dilekçesi ile birlikte sunduğu 19.02.2016 tarihli cari hesap belgesinde davalı taraftan 6.188,43 Euro alacaklı olduğunun belirtildiği, davacı tarafın taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin sunduğu belgede 3000 TL, 5000TL, 1500 TL ödeme kayıtlarının olduğu, davacının dava dilekçesi ile birlikte sunduğu mail yazışmalarına ilişkin bilirkişi incelemesi sonucunda, log tutma süreleri üzerinden iki yıl süre geçtiği için kesin olarak teknik tespitin yapılamayacağının belirtildiği, kaldırma kararından önce mali müşavir bilirkişiden rapor alındığı, davalı tarafın davacı şirket adına BA bildiriminin olmadığı, bununla birlikte ödeme belgelerinde plakaları belirtilen araçların davalı şirkete ait olmadığı ile ödeme yapılan araç şoförlerinin davalı şirket çalışanları olmadığı yönünde bir itiraz/ihtilaf ise bulunmadığı, ….. bankası kayıtlarından 08.04.2014 tarihinde ….. Şoför avansları ….. T. Açıklamalı 5000 euro, 08.05.2014 tarihli ……. Şoför Avansları -….. Turizm T. Açıklamalı 1500 EURO, 05.08.2015 tarihli ….. Ödeme -…… Turizm T. 3000 Euro açıklamalı davacı şirket unvanına ödemeler yapıldığı, bu ödemelerin, davacı tarafça sunulan hesap kayıtlarında 09.04 .201 tarihli, 12.05.201. Tarihli ve 06.08.201.tarihli kayıtlara isabet ettiği, banka havale açıklamaları, ihtilaf hususu olmayan konularda dikkate alındığında taraflar arasında dava dilekçesinde belirtilen şekilde ticari ilişkinin bulunduğunun kabul edildiği, davacı tarafça 08.01.2021 tarihli dilekçe ile sunulan mail yazışmalarına davalı tarafça muvafakat edilmediği, bu yazışmaların tarihleri ve içeriklerinin; …… bankası dekontları, davacının sunduğu hesap dökümü ile de uyumlu olduğu, davalının muvafakati olmadığından bu yazışmalar dikkate alınmasa dahi diğer belgeler ile birlikte davacının davasını diğer belgeler ile tüm dosya kapsamında ispat ettiği aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan itirazın iptali davasının KABULÜ ile
Davalın Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİ ile takibin takipte talep edilen 6.188,43 EURO asıl alacak üzerinden devamına, – Devamına karar verilen icra takibindeki 6.188,43 EURO asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık Euro hesaplarına uyguladıkları en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin davalının itirazında haksız çıkması ve alacağının likit olması nedeni ile kabulü ile (6.188,43 EURO asıl alacağın takip tarihindeki TCMB satış kuru üzerinden hesaplanan *3,3751TL karşılığı asıl alacak toplamı ) 20.886,57TL‘nin %20’sini oluşturacak 4.177,31TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3- davalının kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.426,77.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 362,75.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.064,02‬.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,30.-TL başvurma harcı ve 362,75.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.460,10.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 50,00TL yargılama giderinini davalı tarafın üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı taraf vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM 45HD’ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır