Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/191 E. 2021/555 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/191 Esas
KARAR NO : 2021/555

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalının hususi adi ortaklık bünyesi altında özel yapım mobilya tedarik ettiğini, davalının istemiyle ortaklığın sona erdiğini, bunun sonucunda tarafların Ağustos Eylül ve Ekim aylarına ilişkin uyuşmazlıkları bulunduğunu, söz konusu ortaklıkta müvekkilin tüm müşterileri bulmak ve müşterilerle anlaşmayı sağlamak, ürünleri tasarlayıp malzemeleri tespit etmek, ürünler için gerekli malzemeleri tedarik etmek, üretim araç-gereçlerini sağlamak, ürünleri müşteriye teslimini kargolanmasını gerçekleştirmek ve ürünlerin üretimini sağlamak suretiyle maddi-fikri ve fiziki edimlerini ortaya koyduğunu, müşteri bulmak ve ürünleri tasarlamak konusunda yalnızca müvekkilin üzerinde olduğunu, ortaklığı sağlayan ve işlerin yürütülme şeklini belirleyenin müvekkil olduğunu, davalının istemi üzerine ortaklığın son bulma anına kadar hiçbir şekilde uyuşmazlık çıkmadığını, davalı tarafın hem ortaklığı sona erdirdiğini hem de ortaklığın sona ermesinden faydalanarak paylaşımı henüz sağlanmamış kar payından hak edişinden fazlasını talep etme yoluna gittiğini, ……. tarafından tarafların ilk anlaşma tarihlerinde uygulanan komisyon %15 iken daha sonrasında %8 e düşürüldüğünü, bu nedenlerle icra takibine başlanıldığını ve yapılan itirazın haksız olduğunu, davalının alacağının miktarını ispatla mükellef olduğunu, bu nedenlerle müvekkilin 4.937,50 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, icra veznesine yatacak paranın dava değerinin %15 i teminat karşılığında davalıya ödenmemesi adına ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının kötü niyetli olması nedeniyle dava değerinin %20 si oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkil ile davacı arasında ……. isimli şirketin internet sitesi üzerinden satış yapmak üzere bir adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, bu ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren tarafların arasında anlaşmazlık yaşandığını ve ortaklığın sürdürülmesinin zor hale geldiğini, ortaklığın tasfiyesi ve kar paylarının dağıtımı için birçok kez görüşme talebi iletildiğini, davacı yanın kanunen yükümlülüğü bulunmasına rağmen hesap vermekten kaçındığını, davacı yanın ortaklık sözleşmesinin kurulduğu tarihte ……. adlı şirkette ücretli çalıştığını, müvekkilin giderlerinin davacı tarafından inkar edildiğini, davacının yaptığını iddia ettiği giderleri belgelendiremediğini, müvekkilin davacı ile ……. şirketi arasında yapılan anlaşma hususunda yanıltıldığını, davacı tarafından iade edildiği için ortaklık hesabından çıkarılan ürünlerin hala davacının uhdesinde bulunduğunu ve ortaklık hesabına eklenerek yeniden hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilin hukuka uygun şekilde hesaplama yaparak fesih ve tasfiye talebinde bulunduğunu, bu nedenlerle görevsizlik kararı verilmesine, davanın esastan reddine, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi uyarınca davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespiti istemli menfi tespit (İİK.mad.72) davasıdır.
Açılan davada, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartlarından olması gözetilerek HMK 138 maddesi de dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerektiği, yine HMK 115/1 maddesi gereğince de dava şartlarının yargılamanın her safhasında mahkeme hakimliğince resen dikkate alınması gerektiği hususu ile HMK’nun 1. maddesi gereğince görev hususunun kanunla düzenlenen kamu düzenine ilişkin olması hususları hep birlikte değerlendirilmiş ve öncelikle bu yönde karar vermek gerekmiştir.
Somut olaya bakıldığında; tarafların tacir olmayıp, taraflar arasındaki adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeni ile adi ortaklığı oluşturan tarafların her ikisinin de tacir olmaması durumunda davanın nispi ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, ticaret mahkemesinin bir davaya bakması için gerekli olan 6102 sayılı yasanın 4/1 maddesinde düzenlenmiş olan, her iki tarafın tacir ve işin de her iki tarafın işletmesi ile ilgili olması şartının bu dava yönünden gerçekleşmediği, keza 6102 sayılı yasanın 4/1-a,b,c,d,e ve f bentlerinde sayılan tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın mutlak suretle ticaret mahkemelerinin görev alanına giren mutlak ticari dava türünden de olmadığı, davaya genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu anlaşılmakla davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi ve görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
5-İşbu karar duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından gider avansından gerekli harcama yapılarak; davanın karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğe çıkarılabileceği hususlarının tüm taraflara tebliğine.
6-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
14/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır