Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/187 E. 2022/51 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/187 Esas
KARAR NO : 2022/51

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/02/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacı firmanın, gıda ve endüstriyel temizlik ürünleri satışı ile iştigal ettiğini ve bir çok firmaya temizlik ürünleri tedarik ettiğini, davacı şirket, davalının ….. Mh. …… Cad. No:……. Bağcılar adresinde bulunan işyerine ( ……. Lokantası ) bir takım temizlik ürünleri tedarik etme hususunda anlaştıklarını, davalı tarafından alınan temizlik malzemelerine ilişkin olarak 14.894,82 TL tutarlı fatura kesildiğini ve davalı firmanın buna karşılık 26.06.2018 tarihinde 2.000,00 TL tutarında kısmi ödeme yaptığını, davalının, Davacı firmaya karşı bu faturalardan dolayı 12.894,82 TL borç bakiyesinin bulunduğunu, davacının işbu alacağını tahsil edebilmek amacı ile Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü …… Esas sayılı dosyası ile icra takibini başlattığını ancak davalının hiçbir borcunun olmadığını beyan ederek 12.11.2019 tarihinde icra takibine itirazda bulunarak takibin durdurulmasına neden olduğunu, davacı firmanın dava şartı olan arabuluculuk başvurusunu yapmış olduğunu fakat davalı tarafın arabuluculuk toplantısına katılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kalması sebebi ile işbu alacak davasının açılmasının zaruri olduğunu davalının borca itiraz ederek borcunu ödemekten kaçınmaya çalışmakta olduğundan kötü niyetli hareket ettiğini, bu nedenle haksız itirazın iptalini talep etmişlerdir.

Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçlu yönelik 16.604,71 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor sonuç kısmında özetle ;Davacı tarafın Davalı tarafa kesmiş olduğu faturaların toplamının 14.894,82 TL olduğu buna karşılık davalı şirket 2.000,00 TL ödeme yaptığı, Bakırköy …… İcra Müdürlüğü …… Esas sayılı dosya ile açmış olduğu icra takibinin başlatıldığı 04.09.2019 tarihinde Davacı tarafın ticari defter kayıtlarına ve cari hesabına istinaden Davacı tarafın toplam 12.894,82 TL alacağının bulunduğu, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinde …… Esas sayılı dosya ile açmış olduğu itirazın iptali davasının açıldığı 25.02.2021 tarihinde Davacı tarafın ticari defter kayıtlarına ve cari hesabına istinaden Davacı tarafın toplam 12.894,82 TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça davalıya temizlik malzemesi satımı yapıldığı ve bu nedenle alacaklı olduklarından bahisle icra takibi başlattıkları, takipte toplam 16 adet fatura karşılığı 14.894,82 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihine kadar işlemiş faizler olmak üzere toplamda 16.604,71 TL talep ettikleri görülmüştür
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış ve davalıya hukuki dinlenilme hakkı tanınmış ancak davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüş, davalı tarafın icra takibine itirazlarında borçlu bulunmadıklarını belirterek itirazda bulundukları görülmüştür.
Davacı tarafça dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Dava konusu 16 adet faturaların irsaliyeli fatura olduğu, teslim alan kısmında isim ve imzaların bulunduğu görülmüştür.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı tarafın yapılan ihtarata rağmen uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defterlerini sunmaktan imtina ettiği görülmüştür. Mali müşavir bilirkişisinin davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği08/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 12.894,82 TL tutarında (takipte talep edilen asıl alacak toplam tutarı kadar) alacaklı göründüğü bildirilmiştir.

Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlüdürler. Davacı taraf, tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın usulüne uygun tuttuğu kendi defter kayıtlarının o taraf lehine delil olarak kabul edilebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir(Aynı yönde Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı). Aksinin kabulü, kötüniyetin korunması anlamına geleceğinden kamu düzenine aykırılık teşkil eder. Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, burada bir tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterlerini ibraz etmesi ancak diğer tarafın ibrazdan kaçınması durumunda, ibraz eden lehine adi bir karine öngörüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmeyip anılan adi karinenin aksini ispat edemediğinden, davacı tarafın HMK’nun 222/2.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının yasanın açık hükmü uyarınca davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar irsaliyeli faturalar altındaki imzaların davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı noktasında isticvabına karar verilmiş ise de davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınması nedeni ile isticvabın sonucu değiştirmeyeceği kanaatine varılarak bu konuda davetiye tebliğ edilmemiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın defter ibrazından kaçınması göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın asıl alacak yönünden kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne, takipte talep edilen işlemiş faiz talebi yönünden takipten önce davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebi yönünden davanın reddine, yine her ne kadar asıl alacak yönünden davacı tarafça fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak dava açılmış ise de itirazın iptali davalarında fazlaya ilişkin haklar saktı tutulamayacağı ve ayrıca fazlaşa ilişkin bir hak da bulunmadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin takipte talep edilen asıl alacaklar toplamı(12.894,82 TL ) üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin (Asıl alacağa ilişkin fazlaya ilişkin talebin ve işlemiş faiz talebinin) REDDİNE
12.894,82 TL asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 12.894,82 TL asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 880,85.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 200,55.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 83,02.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 200,55.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 701,00.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 544,38 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.025,08 TL’sinin davalıdan bakiyenin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
7-Davacı ve tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede istinaf başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verile karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır