Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/174 E. 2021/581 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/174 Esas
KARAR NO : 2021/581

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :08/04/2019
KARAR TARİHİ :17/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :26/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davaya konu 261 nolu bağımsız bölümün Bakırköy …… Noterliğinin 17.04.2018 tarih ve …… yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi ile davalılardan satın alındığını, davalı … şirketinin davalılar arasındaki sözleşmede satmayı vaad eden, diğer davalı …… şirketinin ise inşaatın yapımını üstlenen şirket olduğunu, sözleşmede konu olan taşınmazın fiyatının 2.800.000 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin bu bedeli davalı …… şirketine ödemiş olduğunu, yine sözleşmede taşınmazın teslim tarihinin Aralık 2018 tarihi olarak belirlenmiş olduğunu, konu olan taşınmazın geç de olsa müvekkiline teslim edilmiş olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9. maddesinde alıcıya tapu devrinin düzenlenmiş olduğunu, müvekkilinin sözleşme ile üstlendiği tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen tapu devrinin yapılmaması üzerine Noter ihtarnamesi ile davalılardan tapu devrinin yapılmasını talep ettiğini, davalı … şirketinin Noter kanalı ile diğer davalı …… şirketi ile olan sözleşmesini fesih ettiğini, ancak bu feshin müvekkili şirket açısından geçerli ve bağlayıcı olmadığını, zira müvekkili ile davalı …… şirketi arasında imzalanan sözleşmenin tarihinin 17.04.2018 tarihi olduğunu ve taşınmazın fiili olarak geç de olsa Ocak 2019 tarihinde müvekkili şirkete teslim edilmiş olduğunu belirtmişler ve de netice ve talep olarak da açıklanan sebepler ile dava konusu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile müvekkili şirket adına tesciline, bu talebin kabul görmemesi halinde müvekkilince satım bedeli olarak ödenen 2.800.000 TL nın ödeme tarihi olan 25.04.2018 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
…… Yapı cevap dilekçesinde ÖZETLE:Müvekkili şirketin diğer davalı şirket ile yapmış olduğu sözleşme çerçevesinde davacıya dava konusu villanın satılmış ve davacıya yer tesliminin de yapılmış olduğunu, ancak diğer davalı şirketin yarattığı haksız ve mesnetsiz muaraza nedeni ile tapu devrinin yapılamamış olduğunu, müvekkili şirketin ve diğer davalının projenin lansmanını yani tanıtımını proje ortaklığı olarak birlikte yaptıklarını, diğer davalının yarattığı haksız ve mesnetsiz muarazanın giderilmesi için müvekkili şirket tarafından diğer davalı şirket aleyhine dava açıldığını, dava konusu villanın tapusunun diğer davalı şirket üzerinde olup esasında davacıya devri gerektiğini, davalı taraflar arasındaki sözleşmenin karma nitelikte olmakla birlikte adi ortaklık unsuru öne çıkan bir sözleşme olduğunu, bu sebeple tarafların hak ve yükümlülüklerinin adi ortaklık hükümleri çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini belirtmişler ve de sonuç ve istem olarak da davacı taleplerinin müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
…… Gayrimenkul cevap dilekçesinde ÖZETLE:Müvekkili ile daavacı arasında mülkiyetin devri talebine vücut verecek hiçbir hukuki işlem bulunmadığı gibi bunun dışında başka bir işlemin de mevcut olmadığını, bu nedenle davacının müvekkili şirkete bir husumet yöneltemeyeceğini, diğer davalının söz konusu villaların maliki olmadığından başkalarına tasarrufi muamele ile devretme hususunda tasarruf yetkisine de sahip bulunmadığını, davacının kendisi ile hiçbir sözleşme ilişkisi bulunmayan, kendisine satış ve tescil vaad etmiş olmayan müvekkiline karşı tescil ve terditli olarak tazminat davası açmasının mümkün olmadığını, davacı taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı taleplerinin kendi içinde hukuken çelişkili olduğunu, bu taleplerin bir arada ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davalı sıfatı bulunmadığını, diğer davalı şirketin bedelini ödemek suretiyle müvekkilinden satın alması gereken taşınmazlar için belirlenen satış bedellerini ödemediğinden sözleşmenin müvekkilince feshine sebep olmuş, böylece davacıyı da mağdur ederek taşınmaz mülkiyetini devir borcunu imkansız hale getirmiş olduğunu, davalı taraflar arasındaki sözleşmenin tipik bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi niteliği taşıdığını belirtmişler ve de sonuç ve istek olarak da açıklanan sebepler ile maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11/11/2020 tarih, …… Esas ve …… Karar sayılı ilamı ile ;”…Somut olayda; davacı ile …… Yapı Sanayi ve Tic. A.Ş. arasında düzenlenen 17.04.2018 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde “bağımsız bölüm alıcı ve satıcıya ilişkin bilgiler” başlıklı 1. sayfasında taşınmazın türü villa olarak nitelendirildiği, bedele ilişkin bilgiler bölümünde de “konut bedeline ilişkin bilgiler” başlığı altında tüm vergiler dahil peşin fiyatının 2.800.000,00 TL olduğunun yazılı olduğu, bu haliyle sözleşmeye konu taşınmazın villa niteliğinde konut olduğu, davacının da dava dilekçesinde taşınmazı ticari ya da mesleki amaçla satın aldığı yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığı gibi, aksine bu taşınmazı konut amaçlı alındığını beyan ettiği, bu itibarla davacının “tüketici” olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine aittir…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, davalı tarafın istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… H.D.’nin 28/01/2021 tarih ve ……. Esas ….. Karar sayılı ilamı ile; “….davacının satın alma amacının araştırılarak, nihai amacının yatırım mı kullanma mı iş yeri olarak edinme mi belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tarafların tacir olması gerekçesine dayanılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür..” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılarak gönderilmiştir.
Her ne kadar istinaf mahkemesince mahkememizce taşınmazın kullanım amacına ilişkin yeteri kadar araştırma yapılmadığı gerekçe gösterilerek kaldırma kararı verilmiş ise de; dava konusu sözleşmede taşınmazın villa tipi olduğu, yönetim planına göre ticari amaçlı kullanımının imkansız olduğu, ancak konut olarak kullanımının mümkün olduğu, mahkememizce yapılan keşif neticesinde çekilen fotoğraflardan da hali hazırda mesken olarak kullanıldığı, davacı tarafın dava dilekçesinde de taşınmazı konut olarak aldığını belirttiği ve kaldırma kararı sonrasında davacı vekilinin celsede alınan beyanında da dava konusu taşınmazı davacı şirket ortağı olan …… ‘ün oturması için satın alındığının belirttiği gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu taşınmazın konut amaçlı alındığı konusunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında, tekrara düşmemek adına önceki kararda belirtilen gerekçeler ile dava konusu taşınmazın kullanım amacı itibariyle davacının tüketici sıfatının bulunması sebebiyle yargılama yapma görev ve yetkisinin Tüketici Mahkemesinde olduğundan, davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (T.C İSTANBUL B.A.M 7. H.D. 2021/1566 Esas- 2021/1381 Karar)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/06/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır