Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/149 E. 2022/502 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/149 Esas
KARAR NO : 2022/502

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davalının cari hesaptan kaynaklı müvekillerine borcu olduğunu, davalının borcunu ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; müvekilleri ile davacı arasında ticari ilişki bulunmadığını aralarında cari hesap ilişkisi olmadığını davacıya müvekillerinin borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Büyükçekmece …….. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Belirtilen icra dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçluya yönelik 2.969,10 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça; davalı ile aralarındaki alışveriş nedeni ile davalıdan bakiye alacakları bulunduğundan bahisle başlattıkları icra takibine davalının itirazı neticesinde işbu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Davalı tarafça cevaben; davalının davacı tarafla ticari ilişkisi ve borcu bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı ve davacının davalıdan icra takibi ile talep ettiği bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususlarıdır.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde talimat yoluyla mali müşavir bilirkişisinden rapor aldırılmıştır. Sunulan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın 2018 yılına ait defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu, kayıtların birbirini doğruladığı, davacının davalıdan 31/10/2018 tarihi itibariyle 2.969,11 TL alacaklı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği ve inceleme günü tebliğ edildiği halde davalı tarafın ticari defter ve belgelerini sunmaktan imtina ettiği görülmüştür.
Davalı tarafın, davacı tarafın 2018 yılından sonraki yıllara ilişkin defterlerinin de incelenmesi gerektiği yönündeki itirazı mahkememizce kabul edilerek, davacı tarafın 2019, 2020 ve 2021 yılları ticari defterleri de incelenmek suretiyle bilirkişi tarafından ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 21/04/2022 tarihli ek raporda, davacı tarafa ait 2019, 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinde davacının davalıdan olan 2.969,11 TL alacak kaydının davalı tarafça ödendiğine ilişkin bir kayda rastlanılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Dava konusu alacağın davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlüdürler. Davacı taraf, tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın usulüne uygun tuttuğu kendi defter kayıtlarının o taraf lehine delil olarak kabul edilebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir(Aynı yönde Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı). Aksinin kabulü, kötüniyetin korunması anlamına geleceğinden kamu düzenine aykırılık teşkil eder. Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, burada bir tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterlerini ibraz etmesi ancak diğer tarafın ibrazdan kaçınması durumunda, ibraz eden lehine adi bir karine öngörüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmeyip anılan adi karinenin aksini ispat edemediğinden, davacı tarafın HMK’nun 222/2.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının yasanın açık hükmü uyarınca davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın usulüne uygun olarak tutultuğu anlaşılan ticari defter kayıtları ile davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınması göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının Büyükçekmece ……. İcra müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin takipteki şartlarla aynen devamına,
Davalının itirazının haksız çıkması ve alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazimatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 202,82-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 341,55.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 59,30.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 59,30.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 876,01.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.969,10.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/06/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır