Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1114 E. 2022/253 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1114 Esas
KARAR NO : 2022/253

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkili ile davalı borçlu arasında …….. Mahallesi, ……. Sokak, No:1A Dikili/ İzmir adresinde bulunan ……… unvanlı turizm tesisinde yiyecek, içecek servis alanlarının müvekkili tarafından restaurant, bar ve cafe olarak işletilmesine ilişkin sözleşme imzalandığını, bu sözleşme esasına göre müvekkilinin işletme tarafından 28/05/2021 – 30/09/2021 ile 28/05/2022 – 30/09/2022 tarihleri arasında ………’un yaz sezonu süresince restaurant, bar, cafe gibi alanlarda Türk mutfağı ve uluslararası mutfak ürünlerinden oluşan birinci sınıf, en üst kalitede ve yüksek standartlara uygun yiyecek hazırlayıp servis sunumunun yapılacağını, ancak ………’un sezon süresinin uzatılması durumunda ayrı bir ihtarnameye gerek kalmaksızın sezon süresi sonuna kadar sözleşmenin devam edeceğini, müvekkili işletme bu süreçte kendi edimlerini azami şekilde yerine getirdiğini, sözleşmede belirtilen şartlara uygun davrandığını, bu süreçte herhangi bir aksamaya mahal vermeden üzerine düşen sorumluluğu gerçekleştirdiğini, karşı tarafın edimlerini yerine getirilmemesi halinde kendi edimlerini yerine getiren müvekkilinin mağdur duruma düşeceğini, yerine getirilmesi gereken hizmet uygun şartlarda gerçekleştirilmiş olmasına rağmen borçlu tarafından gereken edim yerine getirilmediğini, müvekkilinizin alacağını sulh yoluyla elde edemeyecekleri anlaşıldığından davalı borçlu aleyhine Bakırköy …….. İcra Dairesinin ……… esas sayılı dosyası ile ilamsız icra yoluna başvurduklarını, fakat bu takip talebimiz davalı borçlu tarafından borcunu ödemediğini açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; öncelikle işbu takip dosyasında Bakırköy İcra Daireleri yetkili olmadığını, söz konusu icra takibine konu borç sözleşmeye dayalı bir para borcu ihtiva ettiğinden İİK’nın 50.maddesine göre, HMK’nın yetkiye dair hükümleri para borcuna dair takiplerde kıyas yoluyla uygulanacağından, yetki kuralları gereğince Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olmadığının açık olduğunu,
HMK. 10. maddesine göre sözleşmenin ifa yeri tanımlanmış olmuş düzenleme şu şekildedir; “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” Maddede ifade edilen İfa yeri ise TBK. 89. maddesinde açıklanmıştır; “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde (…)” HMK ve TBK.nın açık hükümleri gereğince borçlunun para borcunu ifa etmek için alacaklının yerleşim yerinde ödeme yapması gerekmektedir.
Yargıtay …….. Hukuk Dairesinin ……. Esas, ……. Karar, 10.03.2016 tarihli ve …… Esas, ……. Karar, 04.02.2020 tarihli ilamlarında itirazın iptaline konu faturaya dayalı alacağın Borçlar Kanunu uyarınca para alacağından kaynaklandığını, bu nedenle alacaklının ikametgahı mahkemesinin de yetkili olduğunu ifade etmiştir. Karar metninde şu hususlar vurgulanmıştır; “…Mahkemece davalının yetkili idare merkezinin Dicle ilçesi olması nedeniyle yetki itirazının kabulüne karar verilmiş ise de itirazın iptaline konu alacak faturaya dayalı olup, davacı tarafından bu konuda fatura örneği ve faturadaki malların teslimine yönelik teslim alan imzası bulunan sevk irsaliyesi ibraz edilmiş olup, bu durumda mahkemece taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı hususu araştırılarak, BK’nın 73.(TBK’nın 89) maddesi uyarınca alacağın bir para alacağından kaynaklanmasına göre alacaklının ikametgahı mahkemesinin de yetkili olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz incelenerek icra dairesi yetkili görüldüğü takdirde işin esasının incelenmesi, yetkili görülmediği takdirde bu bağlamda itirazın iptali davasının reddi yönünde karar verilmesi gerektiğinden; öncelikle haklı yetki itirazımızın incelenmesini ve akabinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, sözleşmeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Somut olayda taraflar arasında, …….. Mahallesi, ……. Sokak, No:1A Dikili/ İzmir adresinde bulunan ……… unvanlı turizm tesisinde yiyecek, içecek servis alanlarının davacı tarafından restaurant, bar ve cafe olarak işletilmesine ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşmenin feshi nedeniyle davacı tarafın sözleşmeden kaynaklı alacağının tahsiline ilişkin Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyası üzerinden takibi başlattığı, davalı tarafın ise süresinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı itibariyle davalı borçlunun adresinin Dikili/İzmir olduğu ve Dikili İcra Dairelerinin sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmıştır. Takip konusu para alacağı olduğu için BK 89/1 maddesi uyarınca davacı alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu icra daireleri de yetkili olup, davacının ticaret sicil kayıtları uyarınca adresinin Kadıköy/İstanbul olduğu ve İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin sınırları içerisinde kaldığı dosya kapsamı itibariyle anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle İcra Mahkemesinin yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırmak zorundadır. Zira İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasının görülebilmesi için,
1- İlamsız bir takip yapılmış olması ve bu icra takibinin geçerli olması,
2- Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
3- Alacaklının, bu itirazın kaldırılması için İcra Mahkemesine başvurmamış olması,
4- Bu davanın, dinlenebilmesi için icra takibine itiraz eden borçlunun bu itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurması gerekir.
Öte yandan sayılanlardan önce bir itirazın iptali davasının görülebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli, ayakta bulunan bir icra takibinin varlığı şarttır. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır. O halde bu husus İİK.nun 67. maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece re’sen ( kendiliğinden ) gözetilmek zorundadır.
Diğer taraftan mahkemenin icra dairesinin yetkisizliğine ilişkin itirazdan önce kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip karara bağlayacağı kabul edilirse mahkeme yetkisizlik kararı verecek, yetkili mahkeme bu kez icra dairesinin yetkisiz olduğu, geçerli takip bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasını reddedecektir. Görüldüğü gibi bu sonuç Anayasa’nın 141/son maddesinde hüküm altına alınan usul ekonomisine aykırı düşecektir.
Ayrıca İİK.nun 50. maddenin ikinci fıkrasında icra dairesine yapılan yetki itirazının esas hakkındaki itirazla birlikte yapılacağı, İcra Mahkemesinin önce yetki itirazını inceleyip kesin bir sonuca bağlayacağı belirtildiğine göre merciiden daha geniş yetkilere sahip mahkemenin öncelikle İcra Dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi yasal bir zorunluluktur. Anılan ilkeler Yargıtay’ca kararlı bir şekilde uygulanmaktadır ( Bkz. Y.H.G.K. 28.03.2001 E: 2001/19-267, K. 311, 20.03.2002 gün E. 2002/13-241 K. 2002/208 ).
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında; icra dairelerinin yetki hususu İ.İ.K’nun 50. Maddesinde düzenlendiği, buna göre; para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir. Bu hüküm uyarınca yetki hususunun HMK hükümleri uyarınca belirleneceği açıktır. HMK’nın 6. Maddesi uyarınca Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir ve aynı kanunun 10. Maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer (alacaklının ikametgahı) mahkemesinde de açılabilir. Bu hükümler uyarınca somut olayda davalının yerleşim yeri ve sözleşmenin ifa edileceği yer itibariyle takibin yapıldığı Bakırköy İcra daireleri yetkili ve görevli olmadığından, icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın yerinde olduğu, bu kapsamda somut olayda geçerli takip bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye kalan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. Maddesi uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/03/2022

Başkan ………
¸e-imzalıdır
Üye ……….
¸e-imzalıdır
Üye ……..
¸e-imzalıdır
Katip ……….
¸e-imzalıdır