Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1090 E. 2022/1046 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1090 Esas
KARAR NO : 2022/1046

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 20/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirket tarafından ……… numaralı Emtea Nakliyat Abonman Sözleşmesi ile sigortalanan ……… San. Ve Tic A.Ş.’ye ait emtiaların, Çin’den Türkiye’ye nakliyesi işinin davalılar tarafından üstlenildiğini, Söz konusu emtiaların, …….. nolu konşimento tahtında Çin’den İstanbul’a taşındığı sefer esnasında hasara uğradığını, söz konusu hasarın 1 nolu davalı taşıyıcı tarafından tutanak altına alındığını, Türkiye’nin de imzaladığı ve iç hukukun bir parçası haline getirdiği Uluslararası Havayolu ile yük taşınmasına ilişkin Varşova ve 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu’nun ilgili hükümleri gereğince, yükün kaybı ve zarara uğraması halinde zarara sebebiyet veren olay, hava yolu ile taşıma sırasında meydana gelmiş ise zarardan taşıyıcının sorumlu olacağını, fatura ve yapılan tespitler gereğince 20.983,63 TL sigortalı zararı, müvekkili şirket tarafından tazmin edildiğini, TTK ve poliçe hükümleri gereğince, sigortalısının haklarını devralan müvekkilinin TTK ilgili hükümleri gereğince davalılara rücu hakkının doğduğunu belirterek; 20.983,63 TL rücuen tazminat alacağının, sigortalıya ödeme yapılan 07.07.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı …….. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının 24.12.2021 tarihli dava dilekçesinde kendisi tarafından ……… numaralı emtea Nakliyat Abonman Sözleşmesi ile sigorta teminatı kapsamına alınan sigortalısı ……… San. Ve Tic. A.Ş. ‘ye ait emtiaların havayoluyla taşınmasının müvekkili şirket sorumluluğunda gerçekleştirildiğini, taşıma konusu emtianın alıcısına hasarlı teslim edildiği ve söz konusu emtianın zarara uğramasında müvekkili şirketin sorumlu olduğunu iddia ederek huzurdaki davayı ikame ettiğini, bu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın red edilmesini talep etmiştir. Davacının geçerliği bir sigorta poliçesi olduğunu ispat edemediğini, söz konusu taşımada davacının sigortalısı ……… San. Ve Tic A.Ş.’nin gönderilen, …….. Limited’in ise gönderici olduğu emtianın Çin’den Türkiye’ye taşınması sırasında hasara uğraması nedeniyle zarara uğradığını iddia eden sigortalısına ödeme yapan sigortacının öncelikle iş bu davada aktif husumet ehliyetinin var olması gerektiğini, sigortalı ……… San. Ve Tic. A.Ş.’nin taşıyana karşı herhangi bir alacak hakkı olması için öncelikle sigortalının dava konusu taşımadan zarar görmesi gerektiğini, dosya içerisindeki ekspertiz raporuna göre emtianın 23.11.2020 tarihinde yüklendiğini ve …….. Havalimanına 27.11.2020 tarihinde ulaştığını, davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu zeyilnamenin hava taşıması gerçekleştikten sonra yani davacı sigorta sözleşmesine konu rizikodan haberdar olduktan sonra düzenlediğini, davacının açıkça kötü niyetli olarak riziko gerçekleştikten sonra zeyilname düzenlediğini, söz konusu zeyilname ve sigorta poliçesinin geçerli bir sigorta koruması sağlamadığını, davacı tarafın her ne kadar davaya konu taşımanın Müvekkili şirket tarafından yapıldığını iddia etmişse de dosyada mübrez …….. hava taşıma senedinden de anlaşılacağı üzere müvekkili şirket taşıma ilişkisinin tarafı olmadığı gibi taşıma senedinde ismen bile yer almadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan taşıma evrakları incelendiğinde taşımanın hiçbir bölümünde müvekkili şirket tarafından üstlenilmediğini, dosya içerisinde bulunan ekspertiz raporunun kullanılabilmesi için ekspertizin tüm tarafların kabul ettiği üçüncü bir firmaya yaptırılması ve tüm tarafların ortak katılımı ile yapılması gerektiğini, söz konusu raporun müvekkili şirkete karşı kullanılmasının mümkün olmadığını, ekspertiz raporunun zarar gördüğü iddia edilen malın görülmeden masa başında hazırlandığını ve gerçek zararın hesaplanmadığını, davacının sigortalısının hasar ihbarını usulüne uygun yapmadığımı, iş bu taşıma kapsamında davacı taraf taşıyıcıya süresi içerisinde bildirimde bulunmadığını, ekspertiz raporuna göre poliçe şartı gereği 10 ilave bedel hesaplandığını bu bedelin müvekkilinden talep edilmemesi gerektiği, davacının hasar hesaplamasını hangi kurdan hesapladığının belli olmadığını, her halükarda müvekkili şirketin yalnızca taşıyıcının sınırlı sorumluluk hükümleri kapsamında sorumlu olabileceğini belirterek; davanın esastan ve delil yokluğundan reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı …….. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; İhtilaf konusu taşımanın Çin ile Türkiye arasında gerçekleşen uluslararası bir taşıma olduğunu, bu nedenle dava konusu olaya uygulanacak 1999 tarihli Montreal Sözleşmesi’nin 31. Madde 2. Fıkrasına göre * Hasar durumunda, teslim almaya yetkili şahıs hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve kargo halinde anılan tarihten itibaren 14 gün içerisinde taşıyıcıya şikayette bulunmalıdır. Gecikme durumunda şikayet, kargonun kendi kullanımına verilmiş olması gereken tarihten itibaren 21 gün içerisinde yapılmalıdır’ hükümlerinin mevcut olduğunu ancak hasarlı teslim olunduğu iddia edilen kargoyla ilgili olarak davacı tarafından müvekkili ortaklığa 14 günlük hak düşürücü süresi içinde ayrıca açıkça ve yazılı olarak bir ihbar yapılmadığını, bu sebeple davanın red edilmesi gerektiği, Kargo hasar raporuna göre, dava konusu kargonun muhteviyatında hasar olmadığını sadece dış ambalajın hasarlı olduğuna ilişkin tespit olduğunu, bu nedenle meydana gelen hasarın malın mahrecinden kaynaklandığına ilişkin karine olup, müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sigorta şirketinin sigortalısına ödediği bedelin rücuen tazmini istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Dava dilekçesinden özetle; dava dışı sigortalıya ait emtiaların Çin’den İstanbul’a taşıma işinin davalılar tarafından üstlenildiğini, emtiaların taşıma sırasında hasarlandığını, hasarın bir nolu davalı taşıyıcı tarafından tutanak altına alındığını, zararın sigorta şirketi tarafından karşılandığını, zararın rücuen tazminini talep ettiği,
Davalı …….. ‘nin cevap dilekçesinden özetle; davacının halefiyet şartlarının gerçekleştiğini ispat etmesi gerektiğini, nakliyat emtia sertifikasının geçerli bir zeyilname olmadığını, pasif husumet itirazının olduğu, zarardan davalının sorumlu olmadığını, ekspertiz raporunun hükme esas alınamayacağını, süresi içerisinde bildirim yapılmadığını, poliçe şartı %10’un talep edilemeyeceğini, faizin hukuka aykırı olduğunu, davalının yalnızca taşıyıcının sınırlı sorumluluğu kapsamında sorumlu olduğunu,
Davalı …….. AO’nun süresinden sonra beyan dilekçesi sunduğu, beyan dilekçesinden özetle; ihtilafa konu taşımanın uluslararası bir taşıma olduğunu, ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, hasar tutanağının ihbar yerine geçmeyeceğini, 14 gün içerisinde ayrı bir yazılı bildirim gönderilmesi gerektiğini, kargonun muhteviyatında hasar olmayıp sadece ambalajında hasar olduğunu, davalının sorumluluğunun bulunmadığını, her halükarda davalının sorumluluğunun sınırlı sorumluluk olduğunu, davacı tarafından ancak karar tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini, ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, davanın reddini talep ettiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafın sigortalısına ait emtianın Çin Ülkesinden Türkiye’ye havayoluyla taşıması sırasında hasar meydana gelip gelmediği,hasarın hangi aşamada meydana geldiği, hasara ilişkin tarafların tutanak düzenlenip düzenlenmediği, süresinde hasar ihbarının yapılıp yapılmadığı, davacının nakliyat abonman sözleşmesi, emtia sertifikası, ödeme belgesi uyarınca aktif husumetinin olup olmadığı, davalı …… ’nin pasif husumet ehliyetinin olup olmadığı ile acenta olduğuna ilişkin itirazı, ekspertiz raporuna, sovtaj bedeline, sınırlı sorumluluk maddelerine ilişkin itirazı, davacının teslim şeklinin CIF olduğuna ilişkin beyanı, davacının varsa davalılardan alacak miktarının hesaplanmasına ilişkin olduğu,
Emsal İstanbul …… HD’nin DOSYA NO: …….., KARAR NO: …… sayılı ilamından özetle; “Havayolu ile yapılan uluslararası kargo/yük taşımalarında Varşova Konvansiyonu (1929), La Haye Değişiklikleri (1955), 4 no.lu Montreal Protokolü ile saptanmış yükümlülükler kapsamında, bu kurallara taraf olan Türkiye, son değişiklikleri içeren ve 1999 yılında imzalamış bulunduğu “Havayoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Kuralların Birleştirilmesine dair Sözleşme” yi 26/03/2011 tarihinde onaylamıştır. Bu nedenle anılan sözleşme Türkiye için de bağlayıcı bulunmaktadır. Konvansiyonun coğrafi uygulama şartı, Konvansiyonun 1/2 maddesi anlamında uluslararası taşımanın icra edildiği ilgili devletlerin başlangıç ve varış ülkesi devletlerin her ikisinin de Konvansiyon tarafı olmasıdır. Uyuşmazlığa konu havayolu ile yapılan taşımada her iki ülkenin de Konvansiyona taraf olması nedeniyle, somut olayda Montreal Konvansiyon hükümleri, Konvansiyonda yer almayan hükümler açısından iç hukuk kuralları uygulama alanı bulacaktır.
TTK’nın halefiyet başlıklı 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu ana konşimentoda, taşımaya konu emtianın alıcısının, davalı ……. Nakliyat A.Ş. olduğu anlaşılmaktadır. Konşimentoyu tanzim eden taşıyıcı acente ise dava dışı …… olarak görülmektedir. Yine davalı ……. A.Ş. tarafından düzenlenmiş bulunan 24.04.2015 tarihli navlun faturasının incelenmesinde, faturanın hava ithalat navlunu açıklaması karşılığında davacının sigortalısı dava dışı …… Sistemleri A.Ş. adına keşide edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Navlun faturasında görüldüğü üzere, ihracatçı dava dışı sigortalı ……… A.Ş.’nin emtiayı satın almış olduğu …….A.Ş.’dir. Akdi taşıyıcı, taşıma işini göndericiye karşı taahhüt eden kimsedir. Fiili taşıyıcı ise …….. ‘dır. O halde davalı ……… A.Ş.’ ye ilişkin olarak pasif dava ehliyeti bulunmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde değildir.
Davalı taraflar istinaf sebebi olarak Montreal Sözleşmesi’nin 35. maddesindeki tanıma uygun hasar ihbarının yapılmadığını, 14 günlük hak düşürücü süre içinde hasar ihbarı yapılmadığından, müvekkillerinin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini ayrı ayrı ileri sürmüşlerdir. Dosya kapsamında dava dışı sigortalı tarafından davalı …… A.Ş.’ye noter kanalıyla gönderilen ihtarnamenin bulunduğu, ancak tebellüğ tarihinin olmadığı anlaşılmaktadır. 29.04.2015 tarihli şoför imzası bulunan hasar tespitine ilişkin tutanak ve emtia teslim edilmeden önce düzenlenen 29.04.2015 tarihli “Kargo Hasar Raporu” ile hasarın tespitinin yapıldığı ve belgenin davalı fiili taşıyıcı …….. çalışanları tarafından düzenlenip imzalandığı ihtilafsızdır. Varşova Sözleşmesi’nin 26. ve Montreal Sözleşmesi’nin 31.maddeleri uyarınca, yükün zarar görmesi halinde, taşıyıcının bu zarardan sorumlu tutulabilmesi için söz konusu hasarın, yükü teslim almaya yetkili kişi tarafından davacıya ihbar edilmesi şarttır. Ancak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/10/2015 tarihli 2015/3494 E, 2015/10300 K. sayılı emsal kararında belirtildiği üzere, taşıyıcının herhangi bir şekilde hasarı öğrenmesi halinde, ihbarın süresinde yapılmadığının ileri sürülmesi iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından, ihbar şartı aranmayacaktır. Yine Yargıtay …..Hukuk Dairesinin 16/02/2006 tarihli …… E. ……. K sayılı kararında, yükte oluşan hasarın, depo görevlileri tarafından düzenlenen tutanak ile tespit edildiği durumlarda ayrıca ihbara gerek kalmayacağı belirtilmiştir. Bu emsal Yargıtay kararları ışığında, davalıların bu konudaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Yargıtay …… Hukuk Dairesinin 21/10/2014 tarihli, …… E, …….. K sayılı kararında, ” Oysa kabulün aksine taraflar arasında taşıma sözleşmesi dışında ayrı bir ardiye sözleşmesinin bulunmadığı ve depolama işleminin taşıma sözleşmesi uyarınca yapıldığı hallerde bagaj veya yükün teslimi henüz gerçekleşmediği için teslim gerçekleşinceye kadar taşıyıcının sorumluluğunun taşıma sözleşmesi uyarınca devam edeceği kuşkusuz olup, dava konusu taşınan emtianın hasar gördüğü sırada geçici depolama aşamasında olduğu ve hava taşıma sürecinin devam ettiği aşikardır. Bu bağlanmada, davalı hava yolu taşıyıcısı, malı gönderenden aldıktan sonra gönderilene teslim edilinceye kadar olan taşıma süresinden sorumludur ” denilmiştir. Bahsi geçen sebeplerle her iki davalının hasarın ne zaman ve taşımanın hangi aşamasında gerçekleştiğinin belli olmadığına ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.
Davacı sigorta şirketinin kendi sigortalısına 05/06/2015 tarihinde ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Hüküm tarihindeki SDR kurunun esas alınması sadece davalıların sorumlu olduğu azami miktarın belirlenmesi ile ilgili olup, temerrüt faizinin başlangıcı açısından bir önem taşımamaktadır. Sigorta rücu davalarında temerrüt faizinin ödeme tarihinden başlatılması hukuka uygun bulunmuştur. Bu sebeple davalı ……..’ nin bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.
Her ne kadar …… A.Ş.’ye istinaf sebebi olarak hasarın ambalaj yetersizliğinden kaynaklanabileceği hususu göz ardı edilerek karar verilmiş olduğuna dayandırmış olsa da, ekspertiz raporunda paletin …….. geçici ambarında bir yere çarptırılıp takılması sonucu oluştuğunun kesin bir şekilde belirtildiği, yine dosya kapsamındaki şoförün imzasının bulunduğu 29.04.2015 tarihli tutanakta, emtianın ambalaj yetersizliğinden ve paketlenmesinden kaynaklı hasarın oluştuğuna ilişkin herhangi bir kayıt düşülmediği hususları hep birlikte gözetildiğinde, bu husustaki istinaf sebebi yerinde değildir.”
Emsal İstanbul BAM 14 hd DOSYA NO: 2018/1509, KARAR NO : 2019/1166 sayılı ilamında;
“Dava, TTK 1472. maddesi gereğince nakliyat sigortacısı tarafından akdi ve fiili hava taşıyıcısı aleyhine açılan, halefiyet ilkesine dayalı rücuen tazminat davasıdır.
Havayolu ile yapılan uluslararası kargo/yük taşımalarında Varşova Konvansiyonu (1929),La Haye Değişiklikleri (1955),4 no.lu Montreal Protokolü ile saptanmış yükümlülükler kapsamında, bu kurallara taraf olan Türkiye, son değişiklikleri içeren ve 1999 yılında imzalamış bulunduğu “Havayoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Kuralların Birleştirilmesine dair Sözleşme” yi 26/03/2011 tarihinde onaylamıştır.
Bu nedenle anılan sözleşme Türkiye içinde bağlayıcı bulunmaktadır. Konvansiyonun coğrafi uygulama şartı, Konvansiyonun 1/2 maddesi anlamında uluslararası taşımanın icra edildiği ilgili devletlerin başlangıç ve varış ülkesi devletlerin her ikisinin de Konvansiyon tarafı olmasıdır.
Uyuşmazlığa konu havayolu ile yapılan taşımada her iki ülkenin de Konvansiyona taraf olması nedeniyle, somut olayda Montreal Konvansiyon hükümleri, Konvansiyonda yer almayan hükümler açısından iç hukuk kuralları uygulama alanı bulacaktır.
Hava yük senedinde, dava dışı sigortalı …… A.Ş. gönderen, ……. gönderilen, davalılardan …… A.Ş. düzenleyen acente (issuing agent), davalılardan …….. A.O. ilk taşıyıcı (first carrier) olarak gösterilmektedir.
Davalı …… AŞ hava yük senedinde acente sıfatıyla yer aldığını ileri sürmüş ise de, dosyaya ibraz edilen 30.09.2013 tarihli, navlun faturasının bu davalı tarafından dava dışı sigortalı …….. AŞ adına düzenlendiği görülmüştür. Akdi taşıyıcı taşıma işini göndericiye karşı taahhüt eden kimsedir. O halde somut olayda akdi taşıyıcı davalı …… A.Ş. olup, fiili taşıyıcı ise diğer davalı …… AŞ’dir. Dolayısıyla sigortalı emtianın Antalya / Kuala Lumpur arasında taşınması sırasında hasara uğraması durumunda, akdi taşıyıcı …… A.Ş. ile fiili taşıyıcı ……. A.Ş.’nin gönderilene karşı müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerekir.
Montreal Konvansiyonu 18. maddesi uyarınca, akdi ve fiili taşıyıcı davalılar, hasarın hava yolu taşıması sırasında meydana gelmesi halinde sorumlu olacaktır. Yine Konvansiyon’un 31. maddesindeki düzenleme uyarınca, hasarın, teslimden itibaren 14 günlük sürede taşıyıcıya ihbarı gerekmektedir. Aksi halde gönderilene, taşınan emtianın eksiksiz ve hasarsız teslim edildiği karine olarak kabul edilir. Montreal Sözleşmesi’nin 31. maddesinde ihbar yükümlülüğü eşyanın hasara uğraması haline özgü olarak düzenlenmiştir.
Malezya Hava yollarının düzenlediği 04.10.2013 tarihli “Cargo Survey Report – Outer Package Damage / Kargo Eksper Raporu – Dış Ambalaj Hasarı” başlıklı belgede ise, taşınan emtiada ıslaklık kaynaklı hasar tespit edilmiştir. Nitekim dava dosyasına sunulan …… Havaalanından, gönderilen ……. firmasının Penang’daki adresine kadar olan taşınması işini yapan ……… tarafından düzenlenen “Consignment Worksheet / Teslim Belgesi” başlıklı belgede de, emtianın 05.10.2013 tarihinde “ıslak” olarak teslim edildiğine dair gönderilenin de ihtirazı kaydı bulunmaktadır.
Gönderen sigortalı …… A.Ş’nin 08.10.2013 tarihinde noter kanalıyla keşide etmiş olduğu ihtarname ile, davalılardan akdi taşıyıcı …… A,Ş.’ne taşıma konusu emtianın hasarlı olarak teslim edildiğini bildirmiş olduğuna göre, hak düşürücü süre içinde hasar ihbarının yapılmış olduğunun kabulü gerekir.
Davacı sigorta şirketi ile sigortalı ………AŞ arasında 31.12.2012 başlangıç ve 31.12.2013 bitiş tarihli “Nakliyat Abonman Blok Sözleşmesi” akdedilmiş olup, sigorta bedeli 16.000.000 Euro, sigorta konusu; kablo ve bu emtianın tüm dünya ülkelerine (istinalar hariç) yapılacak ihracat ve ithalat sevkiyatları sırasında gerçekleşecek rizikolar teminat altına alınmıştır.
Poliçenin 3. ve 4. sayfalarında yer alan “Teminat Sınırı Klozuna” göre, “..sigortacının.. azami sorumluluğu 250.000 Euro karşılığı TL’dir. Bu meblağ aşıldğı takdirde en geç nakil vasıtasının hareketinde sigortalı vasıtanın adı, plakası, uçuş nosu, vagon nosu, sevkedilen malın cinsi, sevkedilen malın tonajı, sevkedilen malın kıymeti ve seferin hangi limanlar ve /veya şehirler arasında olacağını ve tarihini sigortacıya bildirmek ve sigortacının peşin onayını almakla yükümlüdür. Sigortacı sigortalının memurlarının ihmali veya yukarıda zikredilen bilginin tam sağlanamaması nedeniyle yukarıda zikredilen limit dahilindeki sevkiyatlara ait formların, nakil vasıtasının hareketinden evvel kendisine verilmemesi hallerinde de sevkiyatları sigortalı tuttuğunu peşinen kabul ve taahhüt eder.” denilmiştir.
Dolayısıyla sigorta poliçesinin bir abonman poliçesi başka bir ifadeyle bir çerçeve sözleşmesi olması nedeniyle kural olarak sigorta edilen menfaatin somut hale geldikten sonra o sigortalı mal için sigorta teminatının doğacağı ancak tarafların bu kuralın aksini kararlaştırabilecekleri, bu bağlamda somut olayda yukarı anılan poliçe hükümleri gözetildiğinde sigorta teminatının doğduğu sonucuna varılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık sigortacının TTK’mın 1472. maddesine göre, kanuni halefiyet hakkına dayanarak açtığı rücu davası olduğuna göre, faizi başlangıç tarihin de sigortacının sigortalısına ödeme yaptığı tarihin esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir (Bkz. Yargıtay 11. HD, 24.11.2014 tarih, 2014/11410 E-2014/18217K.sayılı ilamı).
Emsal İstanbul BAM 12 HD’nin DOSYA NO: 2018/145, KARAR NO: 2018/1356 sayılı kararında;” …Davalı …….. tarafından 16/08/2015 tarihinde taşınan emtianın iki parti halinde 905 kg ve 1200 kg olarak 25 Ağustos 2015 günü alıcıya teslim edildiği, alıcının ……. deposunda yapılan tespitte ürünlerin hasarlandığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
…..Sigortalı tarafından dava dışı akdi taşıyıcı ……. ve …….. ye yazılan 16/09/2015 tarihli yazıda ürünlerin hasarlandığı belirtilerek rücu edileceği belirtilmektedir. Bu yazının davalıya ne zaman ulaştığı belli olmamakla birlikte davalı …….. bu yazıyı ihbar yazısı olarak kabul etmekte ve tarihine itiraz etmemekte ihbarın süresinde yapılmadığını öne sürmektedir.
…İstinaf incelemesi açısından çözümü gereken husus uyuşmazlık konusu taşımada hasar ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Hasarın meydana geldiği tarih ve taşımanın güzergahı Devletler itibariyle uygulanması gereken 1999 Montreal Konvansiyonu 31/2 maddesi ” ihtirazi kayıtsız veya bildirimsiz bir şekilde kargonun tesliminin karine olarak malın sağlam taşındığı ve teslim edildiğinin kabul edilmiş sayılacağı “na ilişkin olup hasar halinde, teslim almaya yetkili kişinin, hasarın öğrenilmesinden sonra derhal ve teslim alınışlarından itibaren kargo yükü için en geç on dört gün içinde taşıyıcıya ihbarda bulunmak zorunda olduğu,her ihbarın, yukarıda belirtilen süreler içinde, ayrı bir yazılı bildirim olarak gönderilmesi belirtilen süreler içinde ihbarda bulunulmaması halinde, hileli davranması hali dışında, taşıyıcı aleyhine dava açılamayacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.Bu düzenleme karşısında, ihbar sürelerine uyulmaması halinde, yalnızca taşıyıcı lehine bir karine söz konusu olmayıp, taşıyıcının sorumluluğu da sona ermektedir ( ……, Uluslararası Hava Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu, 2012, s.134-135).
Yargıtay 11 HD.somut olaya emsal olabilecek 2016/14162 esas ,2018/5436 karar sayılı güncel bir ilamında “Ancak, taşıyıcının herhangi bir suretle hasarı öğrenmesi halinde ihbarın süresinde yapılmadığını ileri sürmesi TMK’nın 2. maddesi uyarınca iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağından bu durumda hasar nedeniyle ihbar şartı aranmamalıdır. Dosya içerisinde yer alan ve davalı şirket yetkilisi olduğu iddia edilen kişi ile yapılan mail yazışmalarında, yapılan aktarma sırasında taşınan mallara ilişkin hasar ve zayi olgusunun bilindiği iddia olunmuştur. Bu durumda, mahkemece taşıyanın hasarın varlığından haberdar olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış” denilmiştir.
Dosyanın yapılan incelemesinde, arabuluculuk dava şartının sağlandığı, davacının emtia nakliyat abonman sözleşmesini, nakliyat emtia sertifikasını, ödeme belgesini, hava yolu taşıma belgesini, ekspertiz raporunu sunduğu, ekspertiz raporunda sigortalı ……. ‘e ait emtianın Şangay/Çin ‘den Manisa /Türkiye ‘ye taşınması sürecinde hasarın 1.12.2020 de fark edildiği, hasar nedeninin yükleme ,istifleme hatası ve /veya kötü elleçleme olarak belirtildiği, taşınan emtianın TV led paneli olduğu, ……… plakalı araçla gelen beş adet paletin kontrol sonucu hasar aldığının tespit edildiği, sigortalı …….. hasarla ilgili satıcı firmaya , ……. Ltd ‘ye rücu ihtarnamesi gönderdiğinin belirtildiği, hasarın 2.653,20 usd olarak hesaplandığı, teminat kapsamında olduğunun belirtildiği, davacının, …….. 1.12.2020 tarihinde hasar raporunu sunduğu, …….. tarafından sigortalı ……… şirketine taşıma hizmeti verildiğine ilişkin faturayı sunduğu, …….. Taşımacılık AŞ tarafından sigortalı ……… şirketine elleçleme, gümrükleme liman içi terminal ücreti hizmeti verilediğine ilişkin faturayı sunduğu, davacı tarafın sigortalısı ile arasındaki mail yazışmasını sunduğu, davacının yabancı dil içeren evrakların tercümesini sunduğu,
Davalı ……. ‘nin havayolu taşıma belgesini sunduğu, davalı ……..’nın havayolu taşıma belgesini, zarar raporunu ve emsal yargı kararlarını sunduğu
Davacı tarafın 16.03.2022 tarihli dilekçesinde hasarın fiili taşıyıcı ……. tarafından tutanak altına alındığını, 14 gün süre içerisinde ayrı bir bildirim yapılmasına gerek olmadığını, ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediği iddiasını kabul etmediğini beyan ettiği,
Dosyada deliller toplandığından bilirkişi elektrik mühendisi ……, lojistik ve taşıma uzmanı …….. ve sigorta uzmanı ……..’den oluşa heyetten rapor alındığı, raporda özetle ödeme dekontu ile teyit edilen tazminatı davacının rücuen talep edebileceği, 15 palette 720 adet cell-tv malzemesinin hasar ayrıştırma sonucunda 48 kaptan 15 kapın tamamen ayıklanmış ve içinde 18 adet zayi mertebesinde hasar olduğunu, 18 adet ürünün zayi olmasına ilişkin hesaplanan zararın somut olaya uygun olduğunu, ürünü niteliği gereği sovtaj kıymeti olmadığını, her biri için tedarik faturalarına yansıyan 134 USD’nin …….. olduğunu, her iki davalı tarafından düzenlenen faturalar olduğunu, ……. ara hava yük senedi ile davalı ……..’nin taşıma sürecinde akdi taşıyıcı olduğunu, kendi taşıma senedini düzenleyen davalı ……… ‘nin kendi adına ve hesabına varma havalimarı faturası tanzim etmesi ile acente olmayıp akti taşıyıcı olduğunu, taşıma senetlerine göre her iki davalının taşımadan kaynaklı müteselsilen sorumluluğunun bulunduğu, davalı …….. tarafından tutulan hasar raporunda taşıma süreci sonunda hasar tespiti olduğu, içerik denetiminin yapılmadığı, dış görünüşe göre hasar belirlemesinin yapıldığını, daha sonradan içerik denetiminin somutlaştırılarak taşıyıcıya Montreal Konv. 31/2 uyarınca 14gün içerisinde yapılarak taşıyıcıya bildirilmesi gerektiği, 14 gün içinde hasar ihbarının dosyada sabit olmadığını, tespit tutanağı ile uyumlu elleçleme ve ayrışma sonucu 18 adet ürün hasar bakımından davalıların sorumluluğuna gidilebileceğini, sınırlı sorumluluk bakımından sdr hesaplamasının davacının talep ettiği zarara göre daha fazla olduğunun belirtildiği, davacı tarafın rapora kaşrı beyanda bulunduğu, davalı …….. ‘nin rapora itiraz ettiği, itiraza ilişkin ekli belge olmadığından ve hukuki değerlendirme mahkememize ait olduğundan ek rapor alınmasına gerek görülmediği,
Somut olayın incelenmesi sonucunda, davacı tarafın sigortalısına ait emtiaların taşımasına ilişkin sürecin davalı taraflarca üstlenildiği, davalı …… ‘nin düzenlendiği faturalar da dikkate alındığında acente olduğuna ilişkin pasif husumet itirazının yerinde görülmediği, akdi taşıyıcı olarak kabul edildiği, taşıma sırasında hasar gerçekleştiğine ilişkin …….. tarafından düzenlenen zarar raporu olduğu, bu rapordan sonra davalı ……..’ına ayrıca yazılı ihbar yapılmasına gerek olmadığını değerlendirildiği, eksper raporunda sigortalı tarafından malın satın alındığı yabancı firma ile ……. Ltd ‘ye rücu ihtarnamesi gönderdiğinin belirtildiği, ancak dosya kapsamında sunulan rücu ihbarnamesinin olmadığı, davacı tarafın hasar tutanağı olması nedeniyle ayrıca ihbar yapılmasına gerek olmadığına ilişkin savunmasına davalı ……. şirketi yönünden Montreal Konvasiyon hükümleri de dikkate alınarak yerinde görülmediği, bu nedenle iş bu davalı yönünden hak düşürücü sürede ihbar olmadığından davanın reddine karar verildiği, davalı …….. yönünden ise davacı tarafından karşılanan zararın kadri matuf olması, sınırlı sorumluluk limit altında kalması, teminat kapsamında olması, …….. tarafından düzenlenen zarar raporu ile ihbarın yapıldığının değerlendirilmesi, zararın taşıma sürecinde meydana gelmesi, sigorta şirketinin ödeme tarihinden itibaren işlemiş faiz talep edebileceği nedenleriyle açılan dava kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın davalı ……. Taşımacılık A.Ş yönünden hak düşürücü süre içerisinde ihbarda bulunulmaması sebebiyle usulden reddine
2- Davacının davasının davalı ……. A.O yönünde kabulü ile ; 20.983,63-TL alacağın ödeme tarihi olan 07/07/2021 tarihinden itibaren değişen avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.433,40.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 358,35.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.075,05.-TL karar harcının davalı ……. A.O’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 358,35.-TL peşin harcın davalı …… A.O’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 2.653,50.-TL yargılama giderinin davalı ……… A.O’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalılar tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalı …… A.O’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı …….. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …….. tarafa verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalı ….. A.O’dan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair davacı vekilinin ve davalı taraf vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır