Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1087 E. 2022/931 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1087 Esas
KARAR NO : 2022/931

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2015
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davalı lehine davacı tarafça ödenen SGK borcunun davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesi ile özetle; satın aldığı taşınmaz üzerinde daha önce davalının yarım bıraktığı inşaatın bulunduğunu, taşınmaz üzerindeki inşaatı yeni inşaat ruhsatı alarak tamamladığını ve taşınmaza iskan almak için gerekli işlemleri yapmaya başladığını, iskan alma işlemleri sırasında daha önce inşaatı yarım bırakan davalı şirketin SGK’ya olan ……. borçları nedeniyle taşınmaz üzerinde haciz ve borç çıktığını öğrendiklerini, borçlar ile ilgili davalı ile görüşüldüğünü, davalının borcu ödemeyeceğini beyan ettiğini, iskan işlemlerini tamamlamak için bu borçları 31.12.2014 tarihinde ödediğini, taşınmazın iskanının alındığını, davalı şirketten ödenen bedelin istendiğini, ödemenin yapılmaması üzerine icra takibi başlattıklarını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi ile özetle; davacının ödediğini iddia ettiği SGK borcunun bulunmadığını, söz konusu borcun kendilerine ait olmadığını, davacının bu borcu ne şekilde tahukkuk ettirdiğinin kendilerince bilinmediğini, inşaatta çalışan tüm işçilerin ödemelerinin yapıldığını, arsa maliklerinin inşaat harcamalarını ödememesi nedeniyle inşaata devam etmediğini, inşaatın devam etmediği dönemde işçi çalıştırmadığını, ilgili döneme ilişkin kendilerine tahakkuk edilen bir borç bulunmadığını, borç bulunmadığı yönünde SGK’dan belgelerinin mevcut olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan SGK beyan dilekçesi ile özetle; davanın müvekkil kurumla herhangi bir ilgisinin olmadığını, kurum yönünden davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık, davacının, yaptığı inşaat işine ilişkin iskan belgesini almak için davalının SGK borcunu ödeyip ödemediği, ödendiği iddia edilen borcun davalıya ait olup olmadığı, söz konusu ödemenin davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği ile icra takibine yapılan itirazın yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
İstanbul …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyasının tetkikinde davacı/alacaklı …. tarafından davalı/borçlu …..Şti.ye yönelik, 21.289,78-TL asıl alacak, 328,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.618,75-TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, davanın İİK.nın 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Dosyadaki delillerin incelenmesi ile; tapu senedinden; inşaatın yapıldığı 432 ada 9 parsel numaralı taşınmazın, davacı tarafça 16.03.2009 tarihinde dava dışı …… satın aldığı; davacının SGK’ya yapmış olduğu ödemelerin; her biri 31.12.2014 tarihli ve Borç türü:Geçmiş Dönem 4A prim tahsilatı olan, “…. ada parsel ödemesi” açıklamalı 14.825,74-TL, borç türü: 4111-İşveren İcra Dosyası tahsilatı olan, “SGK Mosip” tahsilatı açıklamalı 5.960,36-TL ve yine borç türü: 4111-İşveren İcra Dosyası tahsilatı olan, “SGK Mosip” tahsilatı başlıklı 503,68-TL olmak üzere toplam 21.289,78-TL ödeme olduğu, ödemelerin herhangi bir ihtirazı kayıt düşülmeden yapıldığı görülmüştür.
Bilirkişi incelemesi ile; davacının iskan almak üzere işlemlerini yaptığı sırada hem davalıya hem de kendisine ait “SGK Borcu yoktur.” belgelerinin talep edildiği, davacının kendi dönemine ait tüm ödemelerini 23.12.2014 ve 24.12.2014 tarihlerinde yaptığı, davalı adına borç çıkarıldığı ve bu borç ödemelerinin de davacı tarafça yapıldığı, dava konusu borçların 2004 yılına ait olduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda; davalı her ne kadar, davacının çalıştırdığını beyan etmediği işçiler nedeniyle ortaya dava konusu borçların çıktığını iddia etmişse de; SGK’nın cevabi yazısından, davacı ve davalı adına çıkarılan borçların ayrı ayrı ve açıkça belirlendiği,30.12.2014 tarihli SGK yazısı ile borç tahakkukunun da dava konusu bedellerle sınırlı olmak üzere davalı adına yapıldığının ve bedellerin davalı tarafça ödenmesinin istendiği, bilirkişi raporu ile tahsil edilen borçların 2004 yılına ait olduğunun tespit edilmesi, davacının da işi 2004 yılında bıraktığı yönündeki beyanı ve davacı tarafça inşaat yapılan arsanın 16.03.2009 tarihinde satın alınması kapsamında söz konusu borç tahakkukunun davacının çalıştırdığını beyan etmediği işçilere ilişkin olduğu yönündeki itirazının yerinde olmadığına ve davacının ödediği borçların davalıya ait borçlar olduğu değerlendirilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun “Vekaletsiz İşgörme” başlıklı bölümünde yer alan 526. Maddesi ile “ Vekâleti olmaksızın başkasının hesabına işgören, o işi sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlüdür.” ile 529.maddesinde “İşsahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, işgörenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan işgören hakkında da uygulanır. İşgören, yapmış olduğu giderleri alamadığı takdirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
Davacı, tamamladığı inşaatın iskanını alabilmek için kendi menfaatine olmakla birlikte, davalının da menfaatine olacak şekilde davalıya ait SGK borcunu ödemiştir. Davacının borçlu olmadığını bilerek ve kendisine menfaat sağlamak üzere, davalının ödemekle yükümlü olduğu ve bir kamu borcu olan SGK borcunu ödemesi vekaletsiz iş görmeye vücut vermektedir. Yargıtay HGK.nın …. E.-…. K. sayılı kararındaki “Başkasının borcunu ödeyen kişi borçlu kendisine yetki vermemiş olsa bile borçlunun temsilcisi sıfatıyla hareket etmiş olacağından, ödemede bulunan davacının, davalıya (borçluya) karşı vekaletsiz işgören sıfatıyla istemde bulunabileceğine, vekaletsiz işgörme, borçlunun menfaatlerine uygun değilse ya da borçlunun karşı koymasına karşın yapılmışsa, davacının giderleri değil, ancak borcun sona ermesi nedeniyle borçlunun malvarlığında oluşan zenginleşme istenebilir.” gerekçesi de bu yöndedir. Dolayısıyla, davacının yaptığı ödeme miktarı ile davalının malvarlığında zenginleşme oluştuğu, söz konusu borcun davalıdan vekaletsiz iş görme hükümleri kapsamında talep edilebileceği, SGK tarafından açıkça davalı adına borç tahakkukunun yapılması, davacının ödediği borcun 2004 yılına ait olması, davacının inşaat yaptığı arsayı 2009 yılında satın alması ve inşaata bu tarihten sonra devam etmesi, kendi adına çıkarılan tüm SGK borçlarını ödemiş olması kapsamında, borcun davalıya ait olduğu hususunun da ispat edildiği değerlendirilmekle, davalının usulüne uygun yapılan bir ihtar ile temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle işlemiş faiz talebi yerinde görülmemekle, takibin 21.289,78-TL üzerinden devamına, tarafların tacir olması nedeniyle ise alacağa avans faizi işletilmesine, alacağın dekontlar kapsamında likit olması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası üzerinden davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine yürütülen icra takibine yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, asıl alacak miktarı olan 21.289,78-TL üzerinden TAKİBİN DEVAMINA,
Devamına karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davalı itirazında haksız çıktığından ve alacağın likit olması sebebiyle İCRA İNKAR TAZMİNATI TALEBİNİN KABULÜ ile 21.289,78-TL toplam alacağın % 20’si üzerinden hesaplanan 4.457,95-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.454,30.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 369,20.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.085,10.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70.-TL başvurma harcı ile 369,20.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.100,15.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.068,01.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan toplam 18,00.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 0,27.-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 328,97.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.299,80 TL’sinin davalı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına bakiye kalan kısımın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
25/10/2022
Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır