Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1053 E. 2022/286 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1053 Esas
KARAR NO : 2022/286

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/05/2015
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dilekçesinde ÖZETLE; Davalının davacı şirkette % 29 hisse sahibi olup, yönetim kurulu üyesi olarak çalışmakta iken, kimseye haber vermeden şirketten ayrıldığını, hakkında emniyeti suistimal ve dolandırıcılık suçlarından dava açıldığını, zimmetine şirket varlığını geçirdiğini, davacı şirketin dava dışı …… A.Ş.’den alacağı nedeniyle icra takibi başlatıldığını, borçlu şirkete ait teknenin haciz edildiğini, teknenin satışa çıkarılması sonucu alacağa mahsuben şirket adına 42.000,00 TL’ye satın alındığını, bu bedel düştükten sonra kalan 35.649,00 TL alacak olmasına rağmen davalının talebi ile icra takibinin düşürüldüğünü, bu sebeple şirketin bu miktar kadar zarara uğradığını, ayrıca söz konusu teknenin yönetim kurulu kararı olmadan davalı tarafından kendisine 45.000,00TL’ye satış yapıldığını, hemen ardından 3. Kişiye bu teknenin 81.000 $’a satışını yaptığını, satış tarihindeki kur dikkate alınarak davalının bu suretle 76.500,00 TL haksız kazanç sağladığını, bu haksız kazancı gizlemek için şirketi borçlandırdığını, bunlardan ayrı olarak şirketin envanterinde bulunan ……. plakalı aracı 3. Şahısa satıp 12.000,00 TL bedeli almasına rağmen parayı şirket kayıtlarına geçirmediğini, davalının yine temsilcisi olduğu dava dışı ……. Tekstil…A.Ş.’ye 3 adet çek tanzim ettiğini, bunları kendisinin cirolayarak 3. Şahıslara verdiğini ileri sürerek toplam 153.926,00 TL şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İş bu dava Bakırköy ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. esasına kayıt edilmiş, 19/01/2012 tarihli ara kararda dava değeri dilekçede açık olduğundan eksik harcın tamamlanması için davacı tarafa verilen sürede davacı eksik nispi harcı tamamlamıştır.
Bakırköy …… ATM’nin ……. esasında devam eden yargılama, Ticaret Mahkemelerinin bölünmesi sonucu Bakırköy …… ATM’nin …… Esasından devam etmiş, bu mahkemenin …. Esas, …… Karar sayılı ve 12/09/2013 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın temyizi üzerine verilen karar Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin …… Esas, ……. Karar sayılı ve 13/01/2015 tarihli ilamı ile bozularak dosya bu sırada Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi, Mahkememizle birleştiğinden mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Davacı vekili, aynı hukuki sebeplere ve vakalara dayanarak 22/10/2013 tarihinde Bakırköy …… ATM’nin 10.000,00 TL’lik kararından geriye kalan 130.726,00 TL’nin davalıdan tahsili için Bakırköy …… ATM’nin …… Esas sayılı dosyası ile dava açmış, bu mahkemenin Bakırköy …… ATM ile birleşmesi sonucu Bakırköy …… ATM’nin ……. Esas, ….. Karar sayılı ve 09/09/2015 tarihli kararı ile her iki dava birleştirilerek yargılamaya mahkememizin dosyasında devam olunmuştur.
Davalı vekili, her iki davada iddiaları redderek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLEDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle anonim şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat davasıdır.
Asıl davada davacı vekili, davalının 1990 yılında kurulan müvekkili şirketin %29 hissesinin sahibi ve şirket yönetim kurulu üyesi olduğunu, 13.10.2010 tarihinde yanına yüklü miktarda çek ve paralar ile birlikte şirketten ayrıldığını, hiçbir şekilde şirketle ilişki kurmadığını, suç duyurusunda bulunduklarını, davalı hakkında ceza davası açıldığını, yapılan inceleme sonrasında davalının 153.926.- TL’lik şirket varlığını zimmetine geçirdiğinin tespit edildiğini, bunun 35.649.- TL’sinin davacı müvekkilinin alacaklı bulunduğu …… A.Ş.’nin borcundan davacı tarafından düşülmesinden kaynaklandığını, şirkete ait aracı 12.000.- TL satmasına karşılık satış parasını şirket kayıtlarına geçirmediğini, şirket yetkilisi olduğu dönemde, 9.513.- TL, 9.064.- TL, 10.000.- TL bedelli çekleri kendi şahsına ciro ederek, kendi şahsi borçlarını ödemede kullandığını ve şirket aleyhine zarar oluşturduğunu, 2.200.- TL bedelli çeki ise kendisine keşide edip ödemede bulunmasına rağmen kayıtlara intikal ettirmediğini, bu şekilde toplam 153.926.- TL şirket zararı oluştuğunu ileri sürerek şimdilik 10.000.- TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, ilk davayı 10.000.- TL üzerinden açtıklarını, harç ikmal edilmesine rağmen ıslah yapılmadığından bakiye alacak için ek dava açtıklarını ifade ederek 130.726.- TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde Bakırköy(Kapatılan) ……… Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/09/2013 tarih ve ……. Esas ve ………. Karar sayılı dosyasında;”… dava konusu olayda genel kurul tarafından dava açılması hususunda yetki verildiği, çek bedelleri, teknenin satış bedeli, dava dışı …… Tekstil A.Ş.’nin ibra edilmesi nedeniyle davalı tarafından davacı şirketin zarara uğratıldığı, davalının TTK’nın 336.maddesi gereğince yasa ve esas sözleşmenin kendisine yüklediği görevleri kasten ihmal ederek şirketi zarara sokması nedeniyle bu zararlardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve fazlaya dair talep hakkının saklı tutulmasına…” karar verilmiş ve iş bu karar davalı vekili tarafından temyiz etmiştir.
İş bu karara ilişkin temyiz incelemesinde ise Yargıtay …….. HD’nin …….. E. ……… K. Sayılı ilamı ile; “….Dava, davacı şirketin eski yönetim kurulu üyesi olan davalının şirkete verdiği iddia edilen zararın tahsili istemine ilişkin olup, dava dilekçesinde davacı vekili, davalının müvekkilinin alacaklı olduğu dava dışı …… A.Ş.’nin 35.649,00 TL’sı bakiye borcundan yetkisi olmadığı halde feragat ettiğini, şirkete ait aracın 12.000,00 TL satılmasına rağmen satış parasını şirket kayıtlarına geçirmediğini, şirket yetkilisi olduğu dönemde çekleri kendi şahsına ciro ederek, kendi şahsi borçlarını ödemede kullandığını ve yine davalının tekne satışından dolayı davacıyı zarara uğrattığını iddia etmiş, mahkemece araç satışı ile ilgili olarak istemin yerinde olmadığı sonucuna varılarak davanın kabulüne ve davacının fazlaya ilişkin talep hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Oysa, yukarıda belirtilen üç kalem zarar istemi kabul edilip bir kalem zarar istemi reddedildiğine göre mahkemece reddedilen istem gözardı edilerek davanın kısmen kabulü yerine gizli talep aşımı suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan tekne satışından dolayı davalının davacıyı zarara uğrattığının mahkemece kabulü ilkesel olarak isabetli ise de davaya konu teknenin satış tarihi itibariyle piyasa değerinin uzman bilirkişi aracılığı ile denetlebilir bir şekilde belirlenmeden davalının 45.000TL’ye davacıdan aldığı tekneyi 121.500,00 TL’ye kendi adına satmasına dayalı olarak salt aradaki farkın davacının zararı olarak kabulü doğru olmamış, kararın bu yönü ile de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Diğer yandan, davaya konu çeklerle ilgili olarak davalı vekili müvekkilin dava dışı ……. …A.Ş.’nin de ortağı olduğunu, dava konusu çeklerin davacının anılan şirkete olan borçlarının ödenmesi için keşide edildiğini, bu çeklerin dava dışı şirketteki ortaklar cari hesabındaki alacağının tahsili için kullanıldığını savunmasına rağmen mahkemece bu savunma üzerinde durulmadan, diğer bir deyişle davacının bu kalem istemle ilgili olarak gerçekten zarara uğrayıp uğramadığı belirlenmeden, salt işlem yasağından hareketle davacının zarara uğradığının kabulü de keza doğru görülmemiş,…” gerekçesiyle karar bozularak mahkememizin ……. esasını almış ve bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yapılan yargılama neticesinde mahkememizin …….. E. ve …….. K. Sayılı dosyasında; “…iddia ve savunmaya sunulan ve toplanan delillere, ticaret sicil müdürlüğünden gelen cevabı yazılara, bozma öncesi yaptırılan bilirkişi incelemelerine, bozma ilamında yazılı gerekçelere, bozma ilamından sonra aynı bilirkişi heyetinden alınan 30/06/2016 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ile 10/05/2017 tarihli 2.ek rapora ve tüm dosya kapsamına göre davacı şirkette davalının yönetimde bulunduğu dönemde, dava dışı …… A.Ş.’den 77.649,00 TL alacaklı olunduğu halde, teknenin alınmasından sonra takibin düşürülmesinde davalının sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenle bilirkişi raporlarında da belirtildiği gibi 42.000,00 TL’lik tekne satışına rağmen bakiye 35.649,00 TL yönünden ibra edilme hususunun davalının yetkisini aştığı ve makul olmadığı, yönetim kurulu üyesi olan davalının özen ve sadakat yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediği, şirket adına satın alınan tekneyi kendisine satış yapıp sonrasında 3. Kişiye 120.500,00 TL bedele satması sonucu davacı şirketin 76.500,00 TL zarara uğradığı, şirkete ait aracın satışı ile ilgili davacı tarafın iddiasını ispat edemediği, 3 adet çek yönünden yaptırılan inceleme sonucu alınan rapora göre çeklerin şirket adına dava dışı ……. Tekstil…A.Ş.’ye verildiği, çeklerin şirket defterinde kayıtlı olduğu, her iki şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu, bu nedenle çeklerin verilmesinde bir usulsüzlüğün ispat edilemediği anlaşılmakla, her ne kadar kısmi dava açılmış ise de, eksik harç tamamlandığından ve buna göre değerlendirilme yapılması gerektiğinden asıl dava yönünden yukarıda belirtildiği üzere (35.649,00 TL + 76.500,00 TL) davacının uğradığı ispat edilen toplam 112.149,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, birleşen dava ise asıl davadaki aynı vakalara ve hukuki sebebe dayandığından her iki dava arasında derdestlik söz konusu olduğundan dava şartı yokluğundan davanın reddine…” karar verilmiştir. Mahkememizin iş bu kararı davalı tarafından temyize konu edilmiştir.
İşbu karara ilişkin temyiz incelemesinde ise Yargıtay ……..HD’nin …….. E. ……..K. Sayılı ilamında; “…Davacı vekili 22.10.2013 tarihinde bakiye 130.726,00 TL’nin davalıdan tahsili için Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi ……… esas sayılı dosyasında yeni bir dava açmıştır. Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulmuş, yargılama devam ederken Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi …….. esas sayılı dosya da işbu dava ile birleştirilmiştir….Birleşen davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir….Birleşen davada verilen karar usul ve yasaya uygun olmamakla birlikte, temyiz edenin sıfatına göre bozma sebebi yapılamamaktadır.
Asıl dava, davacı şirketin eski yönetim kurulu üyesi olan davalının şirkete verdiği iddia edilen zararın tahsili istemine ilişkindir… Ancak asıl dava yönünden konu değerlendirildiğinde, davacının talebinin 10.000,00 TL olduğu, asıl davada davacı vekilinin müddeabihi ıslah ile arttırma yoluna gitmediği, bozma ilamımızda da açıkça davacının bir kalem zarar istemi reddedildiğinden gizli talep aşımı yapılarak davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı ifade edilmiş ve böylelikle davalı lehine usuli müktesep hak doğmuştur. Mahkemece, davalı lehine doğmuş olan usuli müktesep hak gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozularak iş bu esası almıştır.
Birleşen dava, davacı tarafından temyize konu edilmediğinden onanmasına karar verilerek kesinleştiği için birleşen dava yönünden hüküm tesis edilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden ise Yargıtay bozma ilamına mahkememizce uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Asıl davada davacı taraf davalının dava dışı …… A.Ş.’nin 35.649,00 TL’sı bakiye borcundan yetkisi olmadığı halde feragat ettiğini, şirkete ait aracın 12.000,00 TL satılmasına rağmen satış parasını şirket kayıtlarına geçirmediğini, şirket yetkilisi olduğu dönemde çekleri kendi şahsına ciro ederek kendi şahsi borçlarını ödemede kullandığını ve yine davalının tekne satışından dolayı davacıyı zarara uğrattığını iddia etmiş ve mahkememizin 12.09.2013 tarihli ilk kararında araç satışı ile ilgili olarak istemin yerinde olmadığı sonucuna varılarak bu talebin reddine, diğer üç talebin ise kabulüne karar verilmiştir. İş bu karar davacı tarafından temyize konu edilmediğinden reddedilen talep yönünden davalı lehine usulü müktesep hak söz konusu olduğundan araç satışı ile ilgili talep yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın iddiasına konu davalının şirket yetkilisi olduğu dönemde çekleri kendi şahsına ciro ederek kendi şahsi borçlarını ödemede kullandığına ilişkin mahkememizin 16/11/2017 tarihli ikinci kararında “3 adet çek yönünden yaptırılan inceleme sonucu alınan rapora göre çeklerin şirket adına dava dışı ……. Tekstil…A.Ş.’ye verildiği, çeklerin şirket defterinde kayıtlı olduğu, her iki şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu, bu nedenle çeklerin verilmesinde bir usulsüzlüğün ispat edilemediği” gerekçesiyle bu talebin reddine karar verildiği ve iş bu karar da davacı tarafından temyize konu edilmediğinden, reddedilen bu talep yönünden de davalı lehine usulü müktesep hak söz konusu olup bu talep yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının diğer iki iddiasına ilişkin yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; davalının davacı şirketin yönetim kurulu üyesi olarak özen ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek ve yetkisini aşarak dava dışı …… Tekstil A.Ş.’yi 35.649-TL için ibra etmesi, şirkete ait tekneyi 45.000-TL bedelle satın alıp kısa süre sonra 121.500-TL’ye başkasına satması kapamında bilirkişi raporu ile tespit edilen toplam 112.149,00-TL için davacıyı zarara uğrattığı takdir ve sonucuna varılarak, taleple bağlı kalınarak davanın 10.000,00-TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalı tarafından Teksur firmasındaki feragat edilen alacak ve tekne satımından kaynaklı olarak davacı şirketin zarara uğratıldığı anlaşılmakla, bu kalemler uyarınca talep gereği 10.000,00TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Birleşen davanın kesinleşmiş olması nedeniyle bu konuda hüküm tesis edilmesine yer olmadığına,
Asıl dava yönünden;
3-Alınması gereken 683,10-TL karar harcının peşin alınan 148,50 TL harçtan ve 2140,00 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 1.605,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.540,00 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 92,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 1.320,00 TL yargılama giderinin red oranına göre hesaplanan 1.240,80TL’nin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red olunan miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 gün yasal sürede Yargıtay Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.31/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır