Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1047 E. 2022/518 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1047 Esas
KARAR NO : 2022/518

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 04/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili ile davalı arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmamasına rağmen davalı taraf, müvekkil şirket aleyhine Bakırköy ……. icra dairesi …….. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, ilgili icra dairesinde başlatılan icra takibinden ancak bankalara bloke konulduğunda haberlerinin olduğunu usulsüz tebligat ile kesinleştirilen ilamsız icra takibinde ayrıca icra hukuk mahkemesinde buna ilişkin dava açıldığı borçlu olmadıklarının ispatı için hakkında menfi tespit davası da ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, ortaklık sözleşmesinden kaynaklı herhangi bir borçlarının olmadığını, bu nedenlerle, teminatsız olarak eğer mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülecek teminat vermek suretiyle, haklı davamız sonuçlanıncaya kadar icra takibinin müvekkil açısından durdurularak ihtiyati tedbir ara kararı verilmesini talep ettiklerini, icra takibinin tedbiren durdurulması hususunda ara karar oluşturulmasını ve akabinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı şirket ile müvekkil şirket arasındaki borç ilişkisi davacı vekilinin dilekçesi ekinde sunduğu ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmadığını, Bakırköy ……… İcra Dairesi ……. esas sayılı dosyadaki borcun dayanağı cari hesap alacağı olduğu, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete borç olarak verilen paranın tahsili için yasal takip başlatıldığı, müvekkili şirket tarafından 29.08.2019 tarihinde davacı şirkete 120.000,00 TL borç verildiği, banka aracılığıyla gönderilen borcun açıklamasına “borç olarak” gönderildiği de yazıldığı, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete borcunu ödemek için defalarca bildirim yapılmasına rağmen davacı şirket borcunu ödemediğini, daha sonra müvekkil şirket davacı şirketin borcunu ödemeyeceğini anladığında yasal yollara başvurduğu ve Bakırköy ……… İcra Dairesi …… esas sayılı yasal takip ile alacağını yasal faiziyle birlikte talep ettiği, ona rağmen davacı şirket borcunu ödemediği davacı şirket müvekkili şirketle yapılan görüşmelerinde borcun varlığını kabul etmekle birlikte “50.000,00 TL ödeyelim alacağınızdan feragat edin” gibi tekliflerde bulunduklarını açılan davanın amacı müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını engellemek olduğunu, bu sebeple ihtiyati tedbir talep edildiğini, müvekkili şirketi zarara sokma amacı güdüldüğünden ihtiyati tedbirin reddi gerektiği, ihtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmesi gerektiğini, ihtiyati tedbir şartları mevcut değilse, yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini, Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorunda olduğunu, davacı şirketin iddia ettiği hususları yaklaşık olarak dahi ispat etmediği gözetildiğinde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, 17/12/2021 tarihli arar karar ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi kararına ilişkin itiraz etme zorunluluğu olduğunu, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının …….. Taşımacılık Turizm İnşaat Ve Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi borçlunun ……. Tekstil İthalat İhracat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, takibe konu alacağın 136.362,74TL olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiği takibin durdurulduğu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; taraflar arasında herhangi bir borç ilişkisinin olmadığını, davalının icra takibi başlattığı, ortaklık sözleşmesinden kaynaklı borç olmadığını, davanın kabulünü talep ettiği,
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; taraflar arasındaki borç ilişkisinin ortaklık sözleşmesinden kaynaklı olmadığını, borcun dayanağının cari hesap alacağı olduğunu, icra takibinin davalı tarafa verilen borç için başlatıldığını, banka yoluyla gönderilen borç açıklamasında “borç olarak” gönderildiğinin yazılı olduğunu, borcun ödenmediğini, davanın reddini talep ettiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının icra dosyası nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde sunduğu dekont ile cari hesap alacağı iddiası da dikkate alınarak davacıdan alacaklı olup olmadığı, taraflar icra takibinden kaynaklı alacaklılık ve borç durumunun tespitine ilişkin menfi tespit davası olduğu,
Dosyanın yapılan incelenmesinde; davacı tarafın iş ortaklığı beyannamesi sunduğu, tarafların iş bu dosya tarafları olduğu, tam okunaklı olmayan sözleşme içeriğinde davaya konu miktara ilişkin açıklamanın tespit edilemediği, icra dosyasının celp edildiği, takibin konusunun cari hesap alacağı olarak belirtildiği, ödeme emri bedelinin 136.362,74 TL olduğu, davacı tarafın cevap dilekçesi ile birlikte sunduğu dekontun 29.08.2019 tarihli olduğu, eft içeriğinin borç olarak ödeme olduğu, miktarın 120.000TL olduğu, 3,20 TL komisyon masrafının olduğu, davalı tarafından davacı tarafa gönderildiği, davacı tarafın yargılama aşamasında 25.09.2019 tediye tarihli, 29.08.2019 tarihli lehdarının davalı, borçlusunun davacı olduğu bono sunduğu, ticari defter ve belge incelemesi için kesin süreli ara karar kurulduğu, davacı tarafın bilirkişi ücreti yatırmadığından defter incelemesinin yapılmadığı, davacı tarafın kesin süreden sonra 25.05.2022 tarihinde ücret yatırdığı, davacı vekilinin 25.5.2022 tarihli vekillikten çekinme dilekçesi sunduğu, ikinci celseye katılan vekilin ticari defterlerin kayıp olması nedeniyle bilirkişiye verilemediğini dosyanın mevcut haliyle karar verilmesini talep ettiği,
Somut olayın incelemesinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; İspat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, kanuni bir karineye dayanan tarafın, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altında olduğu, kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı tarafın, kanuni karinenin aksini ispat edebileceği,” menfi tespit davasında da anılan Yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerektiği, buna göre, menfi tespit davasında ispat yükünün kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşeceği, zira hukuki ilişkinin varlığını iddia eden ve bundan dolayı alacaklı olduğunu ileri süren tarafın davalı olması sebebiyle TMK’nın 6. maddesi (HMK. md. 190) uyarınca ispat külfetinin davalı alacaklıda olduğu, kuşkusuz bu kuralın uygulanabilmesi için davacı borçlunun dava konusu hukuki ilişkiyi inkar etmesi ve borcun hiç doğmadığını ileri sürmesi gerektiği,
Davacı tarafın dava dilekçesinde herhangi bir borç ilişkisi olmadığını beyan ederek ortaklık sözleşmesini sunduğu, icra takibinin konusunun cari hesap alacağı olduğu, davalı tarafın sunduğu belgelerden borç olarak gönderilen ödemenin olduğu, davacı tarafın aynı tarihli aynı meblağlı senet sunduğu, bu suretle taraflar arasında ticari ilişki olduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacı tarafın ticari ilişkiden kaynaklı borçlu olup olmadığının tespiti için tarafların ticari defter ve belgelerinin süresinde defter incelemesi yapılmasına ilişkin ara karar kurulduğu, bilirkişi ücretinin kesin süre içerisinde davacı tarafça yatmadığından incelenemediği, davacı tarafın ticari defter ve belgelerini zayi olduğundan incelemeye sunulamayacağını beyan ettiği, zayi durumuna ilişkin belge ibraz edilmediği mevcut dosya kapsamındaki belgeler uyarınca davanın reddine karar verilerek, dosya kapsamında tedbir kararı verildiğinden tazminat şartları oluştuğundan aşağıdaki şekilde de karar verildi.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan menfi tespit davasının reddine,
2-İİK 72/4 uyarınca teminat karşılığında icra takibi de durdurulduğundan dava değeri olan 136.362,74TL olarak belirtilmiş üzerinden %20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 2.328,89.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 2.248,19‬.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.904,46.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen kararının, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM ‘ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2022

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır