Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1026 E. 2022/367 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1026 Esas
KARAR NO : 2022/367

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2016
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ :09/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirketin kimya sanayinde iştigal etmekte olduğunu, müvekkili şirketin, davalı şirketle iş yapılacağına duyduğu inanç ve güvenle bir çok çek vermesine rağmen müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bu zamana kadar tek bir kuruşluk dahi iş ve ticaret yapılmadığını, müvekkili şirketin dava konusu çek nedeniyle davalı şirkete borçlu olmadığını ve taraflar arasında hiç bir ticari ilişki olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin bu çekleri avans olarak verdiğini, hem davacı hem de davalı şirkete ait 2014, 2015, 2016 yılına ait BA – BS formlarında taraflar arasında hiç bir ticari ilişkinin olmadığını, hiç bir fatura olmadığı açıkça görülmekte olduğunu belirterek davanın kabulüne, müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, …… bank …. şubesine ait 24/07/2016 ödeme günlü …. nolu 143.930,00 TL bedelli çekin iptaline, dava konusu çekin vadesi yakın olduğundan müvekkili şirketin davalı şirkete tek bir lira borcu olmadığından ve esasen borcu olmasını gerektirecek bir ticari işlem de bulunmadığından, müvekkili şirketin bedeli ödemek zorunda kalması halinde telafisi imkansız zararlar doğacağından, mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında davaya konu çekin davalıya veya üçüncü kişilere ödenmemesi ve ayrıca takip yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, çekin ödenmemesi için bankaya müzekkere yazılmasına, dava sırasında çekin icra takibine konu edilmesi veya ödenmesi halinde davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, bu durumda çek bedelinin ve ferilerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek TCMB avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalının ayrıca % 40 tazminata mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkiline gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu, dava konusu çeklerin müvekkili şirketin …. Şubesi tarafından teslim alındığını, oysa ki tüm tebligatların …. şubesine gönderildiğini, dava konu olan çekin müvekkili tarafından değil, 3. bir şahıs tarafından tahsil edildiğini, bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, böylece davacının borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının kalmadığını, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşme ihtimali de bulunmamadığını, ayrıca ortada istirdat davasının dava şartı olan herhangi bir icra takibi de bulunmamadığını, bu nedenlerle davaya konu çekler tahsil edildiğinden ve menfi tespit davasının istirdada dönüşemeyeceğinden huzurdaki davanın konusuz kaldığını, konusuz kalan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek tebligatların usulsüzlüğünün tespitine, menfi tespit davasının istirdada dönüşemeyeceğinden konusuz kaldığından davanın açılmamış sayılmasına, haksız ve kötüniyetli davanın reddine, çek miktarının %20’sinde az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Çekin dava sırasında ödenmiş olması nedeniyle davacı çek bedelinin davalıdan istirdadını talep etmiştir.
Davacı, davaya konu çekin keşidecisi olduğunu, çekin davalıya iş yapılacağı inancıyla avans olarak verildiğini, ancak davalının çek karşılığında herhangi bir mal veya hizmet vermediğini, çekin bedelsiz kaldığını, davalının lehdar olması nedeniyle bedelsizlik definin davalıya karşı ileri sürülebileceğini beyanla menfi tespit (çekin ödenmiş olması nedeniyle bedelin istirdadı) isteminde bulunmuş; davalı ise çekin kendileri tarafından değil üçüncü kişi tarafından tahsil edildiğini, ortada icra takibi olmadığından davanın istirdat davasına da dönüşemeyeceğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, ayrıca davacının iddiasını yazılı delillerle ispatlamak zorunda olduğunu, çekin mücerretliği ilkesi de gözününde bulundurularak davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davaya konu uyuşmazlığın, davacının davalıya verdiği çeklerin avans çeki olup olmadığı, çekten dolayı davacıya borçlu olup olmadığı, çek bedelinin ödenmesi nedeniyle ödenen bedelinin istirdatını talep edip edemeyeceğine ilişkindir.
Dosyanın yapılan incelemesinde davaya konu uyuşmazlık hakkında yapılan ilk yargılamada çekin teminat çeki veya bir alışverişin avansı olarak verildiğine ilişkin dosya kapsamı itibariyle sunulmuş herhangi bir delil olmadığından davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, bu kararın davacı vekilince istinaf edildiği, davacı vekilinin 20.02.2019 dilekçesi ile vekillikten istifa ettiği,
İstanbul BAM … HD’nin….. esas ….. karar sayılı “Çek bir ödeme aracı olup kural olarak aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davacı taraftadır. Davacı vekili çekin avans çeki olduğunu iddia etmiş, iddianın ispatı için tarafların ticari defter ve kayıtlarını göstermiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davaya konu çekin keşideci olan davacı tarafından lehdar davalıya verildiği ve kişisel defilerin (çekin avans olarak verildiği, bedelsiz kaldığı) davalıya karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olduğu da gözetildiğinde tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesi hatalı olduğundan, davacı istinafının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.” ilamıyla, Mahkememizce verilen kararın kaldırıldığı,
Bu kararın Mahkememizi bağlayıcı nitelikte olup kaldırma kararı uyarınca tensip zaptı ara kararların oluşturulduğu, ara karar yazı cevapları geldiği, 30.12.2021 tarihli ara kararıyla tarafların ticari defterlerinin incelenmesi yönünde değerlendirme yapıldığı, davacı tarafa çıkartılan tebligatın iade dönmesi nedeniyle defter ibrazı için verilen sürede dikkate alınarak 28.01.2022 tarihli defter ibrazına ilişkin ara karar kurulduğu, vekillikten çekinme dilekçesinin HMK 82 maddesi uyarınca davacı şirkete tebliğ işleminin yapıldığı, davacı tarafın masraf yatırmadığından defter incelemesi yapılamadığına ilişkin tutanak düzenlendiği, davalı vekilinin taraflar arasındaki benzer nitelikli uyuşmazlıklara ilişkin BAM …. HD denetiminden geçen kararları da ibraz ederek defter incelenemesin de hukuki yararın bulunmadığına ilişkin dilekçe sunduğu, davacı şirketin duruşmayı takip etmediği, davalı şirketin takip ettiği, BAM kararında belirtilen eksikliğin giderildiği, kural olarak menfi tespit davasında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu ancak davaya konu çekin avans çeki olduğunun iddiası durumunda ispat yükünün davacı tarafa ait olacağı, davacının bu iddiasının ispatına ilişkin ticari defterlerine dayandığı, ancak davacı tarafa usulüne uygun yapılan ihtarlar sonucu ticari defterlerin ibraz edilmediği delil avansının yatırılmadığı, duruşmayı takip etmediği, davacının iddiasını ispat edemediği dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın ispat edilemediğinden reddine,
2-İİK 72/4 madde yasal şartlar oluşmadığından tazminat talebinin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 2.457,97.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 2.377,27‬.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.620,50.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda verilen kararının, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi‘ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır