Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1022 E. 2022/1156 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1022 Esas
KARAR NO : 2022/1156

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 02/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, taşıma işine dair fatura kapsamında başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesi ile özetle; lojistik firması olduklarını,davalı ile aralarında taşıma sözleşmesinin kurulduğunu, sözleşme kapsamında borçlarını yerine getirdiklerini, verdikleri hizmete ilişkin düzenledikleri faturanın ödenmediğini bu sebeple icra takibi başlattıklarını, davalının haksız şekilde icra takibine itiraz ettiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasının tetkikinde davacı/alacaklı …. Şirketi tarafından, davalı/borçlu …. Ltd.Şti.’ye yönelik 79.768,00-TL asıl alacak ile2.232,96-TL işlemiş faiz alacağının tahsili için takip yapıldığı, alacağa avans faizi işletilmesinin talep edildiği, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK.nın 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık, taşıma işine ilişkin fatura nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ile icra takibine yapılan itirazın yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Uyuşmazlık kapsamında mali müşavir bilirkişi aracılığı ile yapılan inceleme neticesinde; davacının defterlerinin tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davacının davalı adına düzenlediği faturaların ödeme vadelerinin peşin olduğu, davacının davalıdan iki adet çek alarak borcuna mahsup ettiği, davacının takip tarihi itibariyle 28.05.2021 tarihli ve 79.768,00-TL bedelli fatura kapsamında davalıdan alacaklı gözüktüğü tespit edilmiştir.
Davalı ticari defterlerini incelemeye sunmamıştır.
Somut olayda; davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu e-postalar ile Hatay-Samsun arası yükleme yapılacak araç plakalarının taraflar arasında paylaşıldığı, dava konusu alacağa ilişkin faturanın da Samsun-Hatay 10 araç nakliyesi açıklaması içerdiği, davacı ticari defter kayıtlarından da taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı şirkete, TTK.83/2 maddesinin yollamasıyla HMK.220.maddesinde yer alan hususları içerir şekilde ticari defterlerini sunması, defterlerini sunmaması halinde davacı defterlerinin lehine delil kabul edilebileceği hususunda tebliğ ile ihtarat yapılmış fakat davalı tarafça ticari defterleri mazeretsiz olarak incelemeye sunulmamıştır.
Yargıtay 15.HD.nin 2016/4087 E. 2017/261 E. sayılı kararının “…Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. Maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesi ile,
Yargıtay 23.HD’nin 2014/2785 E. 2015/317 K. sayılı kararının “HMK.nın 220. Maddesi bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini ön görmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HMK.nın 220.maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır.” şeklindeki gerekçesi ile verilen ve süregelen emsal kararlar kapsamında uyuşmazlık değerlendirilmiş, davalının HMK. 220 çerçevesinde yapılan ihtara rağmen ticari defterlerini incelemeye sunmaması nedeniyle usulüne uygun tutulan ve uyuşmazlık konusu faturaları içeren davacı defterleri lehine delil olarak değerlendirilmiştir.
Dosyada mevcut ve taşıma işine ilişkin araç güzergahına ve araç plakalarına dair teyit içeren ve taraflar arasında gerçekleşen e-posta yazışmaları, araç güzergahını ve sayısını içeren fatura ile davacının lehine delil teşkil ettiği ve HMK.220 uyarınca üstünlük tanınan defter kayıtları kapsamında; davacının davalıdan 79.768,00-TL miktarı ile alacaklı olduğunun kabulünün gerektiği fakat davalının bu fatura kapsamında usulüne uygun şekilde yapılan bir ihtar ile temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların tacir, işin ticari olması nedeniyle alacağa avans faizi işletilmesine, faturadan kaynaklanan alacağın likit olduğu göz önüne alınarak, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyası üzerinden davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine yürütülen icra takibine yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, toplam alacak miktarı olan 79.768,00-TL üzerinden TAKİBİN DEVAMINA,
Devamına karar verilen 79.768,00-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren AVANS faizi işletilmesine,
Davalı itirazında haksız çıktığından ve alacağın likit olması sebebiyle İCRA İNKAR TAZMİNATI TALEBİNİN KABULÜ ile 79.768,00 -TL toplam alacağın % 20’si üzerinden hesaplanan 15.953,60-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.450,18 TL’lik harçtan peşin alınan 1400,38 TL harcın mahsubu ile 4.049,8 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1400,38 TL’lik peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 950 TL bilirkişi ücreti ve 218 TL’lik tebligat müzekkere masrafı toplamı olan 1.168 TL yargılama giderinden davanın kabul nispetine göre 1.136,34 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmı davacı üstünde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tayinine yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 12,762,88-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde HMK m.333 gereği bakiye avansı ilgilisine iadesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/Amaddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul nispetine göre 1.284,22 TL’sinin davalıdan, bakiyesinin davacıdan alınarak alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/12/2022
Katip ….

Hakim …..