Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1000 E. 2022/274 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1000
KARAR NO : 2022/274

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 30/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE:Müvekkili ile davalı şirketin anlaşarak ……. plakalı aracın 270.000,00 TL bedelle satışı konusunda mutabık kaldıklarını, araç sahibi davalı şirketin aracın üzerinde haciz olması sebebiyle haciz fek işlemlerinin yapılabilmesi için müvekkilden araç satış bedelinin yarısı olan 135.000,00 TL’yi göndermelerini istediğini, müvekkilinin ise bu teklifi kabul ettiğini, 30/07/2021 tarihinde bedelin yarısını davalının iban numarasına yatırdıklarını, davalının ödemeyi aldığını ancak haczin kaldırılması için işlemleri yapmadığını, daha sonra davalı tarafın kalan kısmı da müvekkilinden talep ittiğini, müvekkilinin ise haciz ekli olan aracın haczin kaldırılmadığından satış işleminin yapılamaması sebebi ile kalan bedeli ödemediğini ve önceden yapmış olduğu 135.000 TL’nin iade edilmesini istediğini, iade işlemini hemen yapmayan davalı şirketin 09/08/2021 tarihinde müvekkilinin iban hesabına aracın kapora iadesi açıklaması ile 125.000 TL iade yaptığını, eksik gelen iade tutarına istinaden müvekkilinin aradaki farkın ödenmesini istediğini, ancak davalı tarafın herhangi bir ödeme yapmadığını buna ek olarak sonradan edindikleri bilgiye göre davalı tarafın henüz iade işlemini yapmadan önce 05/08/2021 tarihinde müvekkiline satılması planlanan aracı başka bir şirkete 350.000,00 TL’ye sattığını belirterek eksik kalan iade tutarının alınmasına yönelik başlattıkları icra takibinede davalı tarafın haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE:Müvekkili ile davacı şirketin ……. plakalı aracın davacının iddia ettiği 270.000 TL bedel ile değil 360.000 TL bedel ile satışı konusunda anlaştıklarını, anlaşılan zaman içinde davacı şirketin kararlaştırılan bedelin tamamının müvekkili şirkete ödenmediğini, müvekkili şirketin ise haklı olarak bedeli ödenmeyen aracın satışını yapmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında en azından bedelin tamamının ödeneceğini gösterir bir ödeme yapılması için konuşulduğunu ve konuşmanın akabinde 135.000 TL’lik ödeme gerçekleştiğini, ancak taraflar olarak bu bedelin kapora olduğunu satış esnasında satış bedeli olan 270.000 TL’den düşüleceğini cayma durumunda ise bedel içinden 10.000 TL cayma bedeli alınacağının sözlü olarak anlaşıldığını, davacı tarafın “araç üzerinde haciz olmasından dolayı fek işlemlerinin yapılabilmesi için davalı tarafın araç satış bedelini istediği” iddiasının gerçeği yansıtmadığını, araç üzerinde o dönem böyle bir haczin söz konusu olmadığını, davacı şirketin bedelin yarısını kapora olarak gönderdiğini ancak kalan yarısını göndermekte geciktiğini, araç piyasasının hızla değişen bir piyasa olduğunu ve hızlı artış ve azalmaların meydana geldiğini, davacı tarafın uzun süre bekletmesinin müvekkilini zarara uğratacağını, müvekkilinin bekletildiği dönem aracı satın almak isteyen bir kaç alıcı varken sırf kapora alındığından dolayı müvekkili şirketin aracı satmadığını ve davacı tarafı beklediğini, ancak ödemenin yine de yapılmadığını, yaklaşık 1 hafta geçtikten sonra en son anda karşı tarafın ödemeyi yapmak istemediğini ve aracı satın almaktan vazgeçtiğini müvekkiline bildirtikten sonra zaten hali hazırda alıcısı olan hazır aracın 3. Kişiye satıldığını ve çok bekletilmeden yaklaşık 3 gün sonra cayma bedeli düşülerek kalan kapora miktarının davacı tarafa ödendiğini, davacı şirketin satış işlemi kaporanın ödenmesi ile aracı teslim aldığını, bakiyeyi ödeyemediği için vazgeçmesinden sonra aracı şirkete iade ettiği gün aracın ……Şti’ne satıldığını yine cayan davacı şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde 10.000 TL kapora düşülerek kalan kaporanın iade edilidiğini belirterek, davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, araç satış borcunun ifa edilmemesi sebebiyle bakiye sözleşme bedelinin iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı, davalı ile araç satışı için anlaştıklarını, araç üzerindeki hacizlerin kaldırılması için araç bedelinin yarısını davalıya gönderdiğini, davalının araç satış işlemini gerçekleştirmediğini, yapılan ödemenin iadesini istemesine rağmen paranın 10.000-TL eksik olarak iade edildiğini, bu nedenle bu paranın tahsili için icra takibi başlattığını iddia ederek davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, anlaşılan zaman içinde araç bedelinin tamamının davacı tarafça ödenmediğini, bu nedenle satışın gerçekleşmediğini, aracı beklettiği dönem için kapora olarak 10.000-TL düşerek, kendisine ödenen parayı iade ettiğini, 10.000-TL’nin cayma bedeli olduğunu iddia etmiştir.
Taraflar arasında bir satış sözleşmesinin yapılmasına ilişkin bir iradenin mevcut olduğu, davacının davalıya 135.000-TL ödeme yaptığı fakat aracın 3.kişiye satılması nedeniyle davacının ödediği parayı iade istediği ile davalının 125.000-TL iade ödeme gerçekleştirdiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, 10.000-TL’nin cayma parası olarak belirlendiğine ilişkin taraflar arasında bir anlaşmanın bulunup bulunmadığı ile bu bedelin iadesinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Bağlanma parası (kapora), Türk Borçlar Kanununun 177.maddesi uyarınca “Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.”, cayma parası ise TBK.nın 178.maddesinde “Cayma parası kararlaştırılmışsa, taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır; bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır; almış olan cayarsa aldığının iki katını geri verir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Taraf dilekçelerinden, davalıya yapılan 135.000-TL ödemenin bağlanma parası niteliğinde olduğu anlaşılmakla aksi yönde bir iddia da mevcut değildir. Bununla birlikte davalı iade edilmeyen 10.000-TL’nin cayma parası olduğu yönünde taraflar arasında anlaşma bulunduğunu iddia etmiştir.
Davalı, söz konusu miktarın cayma parası olduğu iddiasını ispatla yükümlü olmakla, HMK.200. Maddesi uyarınca 10.000-TL’lik cayma parası üzerine anlaşıldığı iddiasının, 2022 yılı itibariyle senetle ispat sınırı olan 6.640-TL’nin üstünde bulunması nedeniyle yazılı bir delille ispat edilmelidir. Bu kapsamda davalının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından 30.07.2021 tarihinde araç alım bedeli açıklaması ile 135.000-TL ödemenin davalıya yapıldığı, aracın satışının ise 05.08.2021 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye yapıldığı görülmüştür.
Davalının dosyaya sunduğu telefon mesajlarının da davacı tüzel kişi yetkilisi ile davalı yetkilisi arasında değil üçüncü bir kişi ile gerçekleştiği ve aralarında bir cayma parası anlaşması veya davacının satış bedelini ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğine delalet beyanlar içermediği görülmekle somut olaya ilişkin tanık dinlenilmesine olanak sağlayacak bir delil başlangıcının da mevcut olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda, ödenen 135.000-TL’nin karine olarak bağlanma parası olduğu, sözleşmenin kurulmaması neticesinde bağlanma parasının tamamının iadesinin gerekmesi, davalının 10.000-TL’yi cayma parası olması nedeniyle iade etmediğini iddia ettiği, iade edilmeyen 10.000-TL’nin cayma parası olarak belirlendiği hususunun yazılı delille ispat edilememiş olması nedeniyle, davalının 10.000-TL bakiye bağlanma parasını iade etmesinin gerektiği değerlendirildiğinden, davanın kabulüne, alacağın belirlenebilir yani likit olması ve davalının davasında haksız çıkması nedeniyle aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası üzerinden davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine yürütülen icra takibine yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak miktarı olan 10.000,00 TL üzerinden TAKİBİN DEVAMINA,
Devamına karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
Davalı itirazında haksız çıktığından ve alacağın likit olması sebebiyle İCRA İNKAR TAZMİNATI TALEBİNİN KABULÜ ile 10.000,00 TL toplam alacağın % 20’si üzerinden hesaplanan 2.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683,10.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 174,91.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 508,19.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ve 174,91.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 47,75.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır