Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/990 E. 2021/62 K. 22.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/990 Esas
KARAR NO : 2021/62

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/01/2021

Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesinin …….. Esas, …… Karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilerek Mahkememize tevzi edilen dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin İstanbul ili, ….. İlçesi, ……. Mahallesi, …… Mevkiinde bulunan …… parsel üzerinde inşa edilen D Blok (B2), …… Kat, …… numaralı bağımsız bölümü, 29.04.2016 tarihinde davalı ……. Gayrimenkul Yatırım İnş. Turizm Tic.A.Ş.’den İstanbul …… Noterliğince ……. yevmiye no ile düzenlenen Düzenleme Şeklinde Banka Kredili ve Vadeli Satışlar için Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile 617.000,00-TL bedel mukabilinde satın aldığını, 51 olan bağımsız bölüm numarasının sonradan 55 olarak değiştiğini, müvekkilinin satış bedelinin tamamını ödediğini, taşınmazın fiilen tesliminin yapıldığını ancak tapuda devrinin yapılmadığını, tapu devrinni yapılması için ihtarname gönderdiklerini ancak yine devir işleminin yapılmadığını belirterek, dava konusu İstanbul ili, …… İlçesi, ……. Mahallesi, ……. Mevkiinde bulunan….. parsel üzerinde inşa edilen ….. Blok (B2),…… Kat, …….numaralı bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek müvekkili adına tescilini, tapu iptali ve tescilinin mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç bedelinin tespit tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile beraber davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının tüketici sıfatına haiz olmadığını, davada tüketici mahkemesinin görevsiz olduğunu, mücbir sebep nedeniyle tapu devrinin gerçekleştirilemediğini, müvekkilinin tapu devrinin yapılamamasında kusurunun bulunmadığını, mücbir sebep süresi nedeniyle sözleşme hükümlerine göre devir tarihinin henüz gelemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Bakırköy ….. Tüketici Mahkemesinin ……. Esas ve ……. Karar sayılı ilamı ile;”… Davacının dava konusu taşınmazı 2015 yılında davalıdan teslim aldığı ve taşınmazda hiç oturmadığı, dava konusu taşınmazın konut olarak kullanma amacıyla satın aldığının teslim aldıktan sonra oturulduğu belgelenerek ispat edilemediği, “tüketici” olduğunu iddia ve ispat edemediğinden davacının taşınmazı yatırım amaçlı satın aldığı, taşınmaz yatırım amaçlı satın alındığından davacının 6502 sayılı Kanun kapsamında “tüketici” sıfatına haiz olmadığı ve bu nedenle taraflar arasındaki işlemin “tüketici işlemi” olmadığı, dava konusu uyuşmazlık tüketici işleminden kaynaklamadığından mahkememizin görevsiz olduğu, davada 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. ve 5. maddeleri gereği davada Bakırköy Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu, davada HMK.nun 114/1 maddesinde belirtilen dava şartlarından “Mahkemenin görevli olması” dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından, HMK m:115/2 gereği davanın usulden reddine” kararı verilerek dosyanın davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan…” bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize geldiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ön ödemeli konut satış sözleşmesine istinaden tescil, tesccil olmadığı takdirde rayiç bedel istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
4077 sayılı Kanunun 3.maddesinin ilk şeklinde “mal” kavramı “ticaret konusu taşınır eşya” olarak tanımlanmışken 4822 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle bu tanım genişletilmiş; diğer unsurlar yanında ” alış-verişe konu olan konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da mal kavramına dahil edilerek, bunlar da tüketici hukukunun kapsam ve koruması altına alınmıştır.
Eş söyleyişle, 4822 sayılı Kanunla, tüketicinin korunacağı alanlar genişletilerek; konut ve tatil amaçlı taşınmazlar da bu Kanun uygulamasında mal olarak kabul edilmiştir.
Kanunun uygulanabilmesi için bu taşınmazların satıcısının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında bu malı sunuyor olması ve alıcının da bunları konut amacıyla satın alması gerekli ve yeterlidir. Kanunda konutun tamamlanmış olup olmadığı yönünden bir ayırıma gidilmemiş; konut amaçlı taşınmaz mal ifadesiyle kullanım amacının konut olması yeterli bulunmuştur.
O halde, 4822 sayılı Kanunla konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/c maddesinin kapsamına alındığından, tüketici hukuku hükümleri kapsamında ve onun koruması altında olduğu kabul edilmelidir.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin satıcı olması gerekir.
Somut olayda; davacının söz konusu bağımsız bölümü konut olarak kullanmak için satın aldığını beyan ettiği, davacının henüz taşınmazı kullanmaya başlamamasının taşınmazı ticari amaçlı olarak aldığı anlamına gelmeyeceği, bu itibarla davacının “tüketici” olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine ait olup Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesinin görevsizlik kararı hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek, yargılama yapma yetki ve görevinin Türketici Mahkemesi olması sebebiyle dosyanın HMK 20. Maddesi kapsamında daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, ancak mahkememiz ile Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluşması sebebiyle görev uyuşmazlığı sebebiyle dosyanın ilgili İstinaf Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
Yargılama yapma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemesi olması sebebiyle dosyanın HMK 20. Maddesi kapsamında daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Mahkememiz ile Bakırköy …… Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluşması sebebiyle görev uyuşmazlığı sebebiyle dosyanın ilgili İstinaf Dairesi’ne gönderilmesine,
Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Yoluna başvuru hakları olduğu hatırlatılarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.22/01/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır