Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/979 E. 2021/977 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/979 Esas
KARAR NO : 2021/977

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacı, davalı … ……. ile Türkiye’de ticari bir şirket kurulması üzerine anlaştıklarını, bu sebeple şirketin sermayesi için davacı ile ……. arasında makbuz senedi tanzim edildiğini, bu senede göre ……. adıyla kurulacak olan şirket için müvekkilimden 48.000…… aldığını ikrarla şirket masrafları düşürüldükten sonra geri kalan parayı da iade edeceğini taahhüt ettiğini, davacı tarafından …… Bankası aracılığı ile çek karşılında ….’ye 48.000 ……. ödendiğini, …….. Türkiye’de herhangi bir şirket kurmadığı gibi aldığı parayı da iade etmediğini, bu sebeple davacı tarafından ……. aleyhine Suudi Arabistan Krallığı Riyad …… Hukuk Mahkemesinde 20/09/2018 tarihinde alacağını almak amacıyla dava açtığını, mahkeme kararında dava edilen ….’nin senet karşılığında almış olduğu 48.000 ……. davacıya ödenmesine karar verdiğini, bu kararın 10/10/2018 tarihinde kesinleştiğini, davalı hakkında, ülkemizde hukuki süreci yürütme ve müvekkilin alacağını tahsil etmesi amacıyla usulüne uygun şekilde kesinleşmiş mahkeme ilamın hakkında MÖHUK 50.maddesinde “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” belirtilen hüküm gereğince tenfizini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı olduğunu, kararın davalının savunma haklarına riayet edilerek verilmiş olması gerektiğini, kamu düzeni ve mevzuata aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Büyükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. Esas, …… Karar sayılı ilamı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı taraf Suudi Arabistan Krallığı Adalet Bakanlığı Riyad …… Hukuk Mahkemesi’nin 20.09.2018 tarihli …… dosya numaralı …… sayılı ilamının tenfizini talep etmiş; davalı taraf ise tenfiz konusu edilen davanın kamu düzenine aykırı olduğunu, kararın davalının savunma hakkına riayet edilmeden verildiğini, davanın reddini talep etmiştir.
“5 Ekim 1961 tarihli” Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılmasına İlişkin Lahey Sözleşmesi ” ne, kararın verildiği Suudi Arabistan taraf değildir. Bu sebeple, yabancı mahkeme ilamına apostil şerhi işlenmesi mümkün değildir. Suudi Arabistan makamlarınca hazırlanan resmi belgelerin Türkiye’de bu vasfı taşıması, Suudi Arabistan yetkili makamı veya Türk Konsolosluk makamı tarafından onaylanmasına bağlıdır. Tenfizi ve tanınması istenen yabancı mahkeme kararının, o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğinin ve onanmış tercümesinin sunulması 5718 sayılı MÖHUK’un 53/1 m.sine göre yasal zorunluluktur. Eldeki dosyada yabancı mahkeme ilamının onaylı aslı ve kesinleşmiş ve onaylı Türkçe çevirisi dosyaya ibraz edilmiştir. Çeviri belgeler ile davacı tarafça sunulan diğer belgelerden iş bu dosya taraflarının tenfize konu mahkeme kararındaki taraflar olduğu tespit edilmiştir. Tenfizi istenen karara ilişkin kesinleşme şerhi düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı Kanunun 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın “açıkça” olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı). Zira aksinin kabulü, aynı davanın Türk mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir Türk mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğurur. Ancak, örneğin Türk hukukunun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensiplerini ihlal eden veya milletlerarası alanda geçerli olan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararları tenfiz edilemez. Tenfiz hakimi takdir hakkını kullanırken, her somut olayın kendine mahsus özelliklerini de dikkate almalıdır.
Davaya konu somut olayda davalı taraf, yabancı mahkemece kendisine herhangi bir bildirim yapılmadığından savunma hakkının kısıtlandığı ileri sürülmüştür. Davacı tarafça sunulan belgeler ve tenfizi istenen ilamdan davalıya tebligat yapıldığı belirtilmiştir. Davacıya verilen kesin süre içerisinde de tebliğ evrakı olduğu belirtilen bir belge sunulmuş bu belgenin tercüme edilen içeriğinden davalıya tebligat yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise hangi tarihte yapıldığı hususu tespit edilememiştir. Söz konusu evrak mahkememizce tebliğ evrakı olarak kabul edilmemiştir.
Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nün …… tarihli yazısında, Suudi Arabistan’la Ülkemiz arasında mahkeme kararlarının tenfizini mümkün kılan bir anlaşma olmadığı, ……. Suudi Arabistan’da yabancı kararların uygulanmasının varsa ikili veya çok taraflı adlî yardımlaşma anlaşması esaslarına göre, herhangi bir anlaşma olmaması durumunda ise karşılıklılık ilkesine göre yapılmakta olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Ülkemiz ile Suudi Arabistan arasında adli iş birliğine ilişkin ikili bir anlaşma bulunmamakta olup, Suudi Arabistan, l954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi ile l965 tarihli Lahey Tebligat Sözleşmesine taraf değildir. Dolayısıyla bu ülkeyle tebligatlar uluslararası adli yardımlaşma kuralları çerçevesinde yerine getirilmektedir.
Davalı taraf Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olup, uyap sistem kayıtlarından 21.02.2018 tarihinde İstanbul İli Esenyurt ilçesine taşınmıştır. Bu kapsamda Suudi Arabistan Krallığı Adalet Bakanlığı Riyad ….. Hukuk Mahkemesi’nin nezdinde yürütülen yargılamanın mahkeme kayıtlarından 20.09.2018 tarihinde yapılmış, davalı yargılama tarihinde ülkemizde ikamet etmektedir.
Davalıya yapılacak tebligatların Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün ……. numaralı, 16.11.2011 tarihli Genelgesinin 47. Maddesi uyarınca adli evrakın tebliği, davalının bulunduğu yerdeki Cumhuriyet başsavcılığı vasıtasıyla Tebligat Kanunu’nun 26’ncı maddesine uygun olarak yaptırılması gerekir. Ancak davacı tarafça bu şekilde tebligat yapıldığına ilişkin belge sunulmamıştır. Davacı tarafça sunulan belgede de davalının adresi, ne zaman kime tebliğ edildiğine ilişkin bilgi bulunmamaktadır. Bu deliller ışığında yabancı mahkemece davalı tarafa usule uygun tebligat yapılmadığı kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar sonucunda davalının savunma olanaklarından yararlandırılmayarak yabancı mahkemece savunma hakkının ihlal edildiği, bu hususun Türk hukukunun emredici hükümlerine aykırılık teşkil ettiği ve böyle bir kararın infazının kamu düzenine aykırı olacağı takdir ve sonucuna varılarak tenfiz için aranan ve ön şart niteliğinde olan savunma hakkı yoksunluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 44,40-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 14,90-TL davacı tarafından tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır