Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/944 E. 2022/90 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/944 Esas
KARAR NO : 2022/90

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 07/02/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkillerinin davalıdan cari hesaptan kaynaklı alacağı olduğunu, davalının borcunu ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.

CEVAP
Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacı ile ticari ilişkileri olmadığını, davacının belirttiği faturalardaki imzaların kendilerine ait olmadığını, defter incelemesi ile bu durumun ortaya çıkacağını, davacıya borçları olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

İstanbu ……. İcra Müdürlüğü’nün …….. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Belirtilen icra dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçluya yönelik 6.552,59 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça; davalıdan 4.563,98 TL asıl alacak ve 1.988,61 TL işlemiş faiz alacağı talebi ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı neticesinde takibin durdurulduğu, davacı tarafça mahkememizde açılan işbu dava ile sadece 4.563,98 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ve takibin devamını talep ettiği anlaşılmıştın.
Davalı tarafça gerek icra takibine itiraz dilekçesinde gerekse cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki hukuki ilişki ve sözleşmenin inkar edildiği, faturadaki imzaların kendilerine ait olmadığının ileri sürüldüğü görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, 3 adet 01/11/2017 tarihli fatura ve 06/11/2017 tarihli faturada yer alan malların davalı tarafa teslim edilip edilmediği ve varsa bu ticari ilişki nedeni ile davacının davalıdan alacaklı bulunup bulunmadığı hususlarıdır.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümü için etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Taraflarca her ne kadar tanık deliline dayanılmış ise de; davanın niteliği ve taraflar arasındaki uyuşmazlık tarihinde geçerli olan sınır itibariyle HMK’nun 200.maddesi uyarınca tanık dinletme taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden ilgili döneme ilişkin BA-BS formları celp olunmuştur.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen 09/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu 2017 yılına ait 4 adet fatura bedeli olan 4.563,98 TL alacağın davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde yer aldığı, bu faturaların irsaliyeli fatura olduğu, faturalarda teslim alan kısmında yer alan isimlerin davalı tarafın SGK hizmet dökümlerinde yer almadığı, faturaların BS-BA formlarında yer almadığı, fatura miktarları itibariyle BS-BA form bildirim sınırının altında oldukları, faturaların davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmadığı ve sahibi lehine delil niteliğinin bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunda davalı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin bulunmadığı hususundaki kanaatin sebep ve gerekçeleri hususunda tereddüt hasıl olduğundan bu konuda bilirkişiden ek rapor aldırılmış, sunulan 28/09/2021 tarihli ek raporda özetle; davalı tarafın 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yaptırıldığı fakat kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığından dolayı sahibi lehine delil niteliğinin bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davalı şirket yetkilisine yemin delili hatırlatılarak yemin metnini sunması konusunda süre verilmiş, sunmuş olduğu yemin metni yemin davetiyesi ile birlikte davacı şirket yetkiline tebliğe çıkartılmış ve duruşmaya katılan davacı şirket yetkilisi tarafından, alacak dayanağı faturalarda yer alan malların davalıya teslim edildiği ve eksik teslim edilen bir mal bulunmadığı konusunda yemin eda edildiği görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; her ne kadar alacak dayanağı olan 4 adet faturanın irsaliyeli fatura olması ve irsaliyede teslim alan kısmında yer alan isimlerin SGK kayıtlarında davalı ile bağı teslim edilememiş ise de; tarafların tacir olmaları nedeniyle ticari defter tutmakla mükellef bulundukları, bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve sunulan bilirkişi raporlarından davacı tarafça tutulan ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu ve alacak dayanağı 4 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı bulunduğu, faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiş ise de, davalı tarafça tutulan ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış olması nedeni ile davalı defterlerinin davalı tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, TTK’nun 7251 sayılı yasa ile değişik 222.maddesi uyarınca davacı tarafça usulüne uygun olarak tutulan ve bu nedenle kendi lehine delil olabilecek nitelikte bulunan davacı defterlerindeki kayıtlara itibar edilmesi gerektiği, bu kapsamda söz konusu faturalarda yer alan malların teslim edilmediği yönündeki savunmanın davalı tarafça ispatı gerektiği, bu konuda başkaca bir delil bulunmadığı ve yemin deliline başvurulmuş olmakla davacı şirket yetkilisinin de yemin eda etmiş olması nedeni ile davanın kabulü gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının İstanbul ……. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin takipte talep edilen asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 311,77.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 54,40.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 32,76.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 54,40.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 705,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.563,98.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır