Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/941 E. 2022/1143 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/941 Esas
KARAR NO : 2022/1143

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 22/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; 26/01/2020 tarihinde ……’ın sevk ve idaresinde bulunan ZMMS (Trafik) sigorta poliçesi ile davalı ……’ye sigortalı ….. plakalı aracın, davacı müvekkili …’in kullandığı araca çarpmak sureti ile kendi aracının içerisinde bulunan müvekkilin kalıcı sakatlık bırakacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği, davalı … şirketine sigortalı aracın sürücüsü ……’ın, 26/01/2020 günü saat: 02:00 sularında Haramidere Bağlantı Yolu Kuzey D-100 istikameti ışıklı köprüyü (Esenyurt) geçtikten 400 metre sonra, ….. plakalı aracı ile yukarıda belirtilen mevküye geldiği esnada, aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının sağ yan kısımlarıyla aynı istikamette seyir halinde olan müvekkili sürücü …’in sevk ve idaresindeki …… plakalı araca sol yan kısımlarından çarptığı, ….. plakalı aracında, çarpmanın etkisiyle yoldan çıkarak su kanalına girdiği ve takla atmak suretiyle ters dönerek yeşil alanda durabildiği, bu sırada …… plakalı araç da, yine aynı şekilde çarpmanın etkisiyle yoldan çıkarak su kanalına girdiği ve yeşil alanda spin atarak durabildiği, kazanın oluşumunda davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü ……’ın, 2918 sayılı K.T.K’nun 52/1-6 (aracının hızını yük ve teknik özelliğine, görüş yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak) kuralını ihlal ettiğinin kaza tespit tutanağında tespit edildiği, sürücü ……’ın 96100 kusurlu olduğu, bu kaza sebebi ile müvekkilin belinde omurga kırığı meydana geldiği, kaza sonrasında müvekkilin geçici ve daimi iş göremezlik zararının tazmini için davalı … şirketine ….. nolu hasar dosyası ile başvurulduğu, sigorta şirketi ile anlaşmaya varılmadığı halde kendilerine kısmi ödeme yapıldığı, müvekkilin, kaza geçirdiği tarih ve öncesinde ticari taksi işleticisi ve şoförü olduğu, aylık gelirinin yaklaşık 10.000,00 TL. olduğu, ancak kazadan sonra vücudunda meydana gelen kalıcı sakatlık sebebiyle artık ticari taksi işletmeliği ve şoförlüğü yapamayacak olduğundan ciddi bir maddi gelir kaybına uğradığı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve sonradan artırılmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL daimi iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve sonradan artırılmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL geçici iş göremezlik maddi zararının kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Huzurda görülen davanın öncelikle davaya konu tazminat bedelinin ödenmiş olması sebebiyle reddi gerektiği, davacı tarafından huzurda görülen davadan önce müvekkil şirkete başvurulduğu, şirket nezdinde …… numaralı hasar dosyası açıldığı, dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda sigortalı aracın kusur oranı da dikkate alınarak 31.03.2020 tarihinde 92.610,71 TL ve 14.10.2020 tarihinde ise 41.147,87-TL olmak üzere toplam 133.758,58- TL tazminat tutarının davacıya ödendiği, müvekkil sigorta şirketinin davaya konu edilen poliçeden doğan sorumluluğunun sona ermiş olması sebebi ile huzurda görülen davanın öncelikle açıklanan sebeple reddi gerektiği, bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması ve ödeme tutarının güncellenmesi gerektiği, Mahkemece müterafik kusur hususlarının araştırılarak, tazminat tutarından indirim yapılmasını talep ettikleri, davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğu, geçici iş göremezlik zararları, müvekkil şirketin sorumluluğunda olmadığından davacı yanın bu yöndeki taleplerinin de reddi gerektiği, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlü dava tarihinde muaccel hale geldiği, bu sebeple, Mahkemece – faize hükmedilmesi halinde, hükmedilecek faizin, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğu, izah edilen ve re’sen takdir edilecek nedenlerle; itirazları kapsamında davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava , trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 26/10/2020 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının davalı … şirketinden geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 11/12/2022 tarihli dilekçe ile taraflar arasında dava konusu ile ilgili sulh sağlanıldığını, aktüerya bilirkişisinden rapor alınmasından vazgeçilmesini ve taraflar karşılıklı olarak yargılama giderleri ve vekalet ücreti de talep edilmediğini, sulh sebebiyle, hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği, dosyaya sunulan vekaletname incelendiğinde davacı vekilinin sulhe ilişkin özel yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK. 313vd. Maddelerinde “…Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir… Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir… Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Davacı tarafça sunulan 11/12/2022 tarihli dilekçeleri ile davalı ile sulh olunduğunun belirterek, davada karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesinin talep edildiği, dilekçe ekinde sulh protokolü olmasa da davacı vekilinin bu hususta vekaletnamede yetkisinin bulunduğu, davaya konu uyuşmazlığın davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşıldığından, sulhe ilişkin talep uyarınca dosya üzerinden duruşması yapılmadan işbu dava yönünden karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verildiği bununla birlikte yargılama gideri ve vekalet ücreti olmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL karar harcının Harçlar Kanunu 22/3 maddesi uyarınca 2/3’ünden 53,80 TL miktarın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL’ nin mahsubu ile karşılandığından harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafın sulhe ilişkin talep dilekçesi de dikkate alınarak dosyada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafın sulhe ilişkin talep dilekçesi de dikkate alınarak taraf vekilleri lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair Tarafların yokluğunda verilen kararının, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/12/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır