Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/934 E. 2021/630 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/934 Esas
KARAR NO : 2021/630

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 05/07/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin güvenlik kameraları ve sistemlerinin satış sonrası bakım, onarım ve servis hizmetlerini yaptığını, davalı taraf ile müvekkili arasında davalıya ait Hadımköy, Topkapı ve Kasımpaşa daki işyerlerindeki kamera sistemlerinin periyoduk bakım ve onarımı için 2011 yılında sözleşme imzalandığını, her bir işyeri için ayrı ayrı fiyatlandırma yapıldığını, sözleşmenin 11.maddesinde sürenin belirlendiğini ve sözleşmenin 1 yıl geçerli olduğu, bitiş tarihinden önce fesih edilmediği takdirde %15 fiyat farkı uygulanmak suretiyle 1 yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığını, tarafların sözleşmeye bugüne kadar fesih etmediklerini, davalının sözleşme gereğince 2011 ve 2012 yıllarına ait ödemelerini yaptıklarını, ancak 2013 yılına bakım, onarım bedeline ilişkin 11/03/2013 tarih ve ………. seri nolu 30.075,84-TL tutarlı faturanın ödenmediğini, bunun üzerine B.Çekmece ……… İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, faturanın davalının muhasebe elemanı ………. a imza karşılığında tebliğ edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin haksız olduğunu, müvekkilinin davalıya fatura gereğince doğmuş bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında 19/11/2009 tarihinde güvenlik sistemleri sözleşmesi imzalandığını, daha sonra Kasımpaşa daki mağaza içinde 27/04/2010 tarihinde ek bir sözleşme imzaladığını, sözleşmeler gereğince müvekkili firmanın işyerlerine güvenlik kamera sistemlerinin kurulduğunu, alınan hizmet bedellerinin davacıya ödendiğini, bu sözleşmelerden sonra ayrı bir bakım onarım sözleşmesi olmak üzere fiyat içermeyen 08/03/2011 tarihli hukuken geçerliliği bulunmayan ayrı bir bakım onarım sözleşmesi imzalandığını, 08/03/2011 tarihli ana sözleşmenin 11.maddesinde sözleşmenin 1 yıl için geçerli olduğunun hüküm altına alındığını, bitiş tarihinden itibaren en az 1 ay öncesinde aksi bildirilmediği takdirde 1 yıl daha uzayacağının belirtildiğini, bu hüküm gereğince 06/01/2012 tarihinde 1 yıl daha uzamıştır. Uzayan sürede 06/01/2013 tarihinde dolduğunu ve sözleşmenin tamamen 1+1 yıllık sürenin dolması nedeniyle sona erdiğini, bu tarihten sonra taraflar arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunmadığını, yeni sözleşme imzalamamasının nedeninin davacının bakım onarım dışında temin ettiği malzemeleri faiş fiyattan müvekkiline fatura etmesinin olduğunu, bakım, onarım bedellerinin de piyasaya göre aşırı faiş olduğunu, bu husus tespit edildikten sonra davacıya bildirimde bulunarak faturaları düzeltmesinin istenildiğini, takibe konu fatura üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, fatura altında muahmmet koç adına imza bulunduğunu, ancak imzanın bu şahısa ait olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 30/06/2016 tarih ……… Esas …….. Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen bu karara karşı davalı tarafın temyiz yoluna başvurması neticesinde Yargıtay ……..Hukuk Dairesinin 22/01/2020 tarihli …….. Esas …….. Karar sayılı kararı ile; “Taraflar arasında imzalanan bakım ve onarım sözleşmesinin 11. maddesinde; sözleşme süresinin 1 yıl olduğu ve bitime 1 ay kala aksi bildirilmediği takdirde 1 yıl uzamış sayılacağı kararlaştırılmıştır. Bahsi geçen hüküm nedeniyle, mahkemece, 3. yıl için taraflar arasında geçerli bir akdi ilişki bulunmadığının kabulü gerekirken, aksi yöndeki gerekçe doğru olmamıştır. Bu durumda, TTK’nın 20. maddesi hükmü de dikkate alınarak, alanında uzman bilirkişi marifetiyle, davacı yanca hizmetin verildiği tarihlerdeki mahalli rayiçler tespit edilerek, davacı alacağının hesaplanması gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır” gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, bozma kararına karşı davacı tarafın tashihi karar talebinin 12/10/2020 tarih ve ………. Esas …….. Karar sayılı kararı ile reddine karar verildiği görülmüş ve dosya bozma sonrası mahkememizin …….. Esas sayılı esas numarasını almıştır.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda;

Dava; İ.İ.K. 67 ve devamı maddeleri gereğince itirazın iptali ve tazminat talebine ilişkindir.
Dosya arasına celp olunan B.Çekmece ……… İcra Müdürlüğünün ……… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusuna karşı 11/03/2013 tarihli, 30.075,84-TL fatura alacağının tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddiaları, alacak borç durumunun tespiti için ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, her iki tarafta ticari defterlerini sunmuş, bilirkişi ibraz etmiş olduğu raporunda özetle; taraf defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğunu, dava konusu 11/03/2013 tarihli faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğunu, ancak davalının defterlerinde kayıtlı olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle 2011 ve 2012 yılına ait bakım onarım faturalarının defterlerde kayıtlı olduğunu ve bedelin ödenmiş olduğunu, 2012 yılında ödenen fatura bedelinin 10.750,00 USD + KDV olduğunu, sözleşmenin 11.maddesine göre %15 arttırım yapılarak 2013 yılı bakım onarım bedeli belirlenlenmesi halinde 12.362,50-USD + KDV olacağını beyan etmiştir.
Davaya konu faturada imzası bulunan ………. un imzası inkar edildiğinden imza örnekleri toplanılarak ATK dan bu hususta rapor alınması cihetine gidilmiş, ATK ibraz etmiş olduğu 30/03/2016 tarihli raporda 11/03/2013 tarih ve ……… seri nolu faturadaki imzanın …….. ‘un el ürünü olmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında davacı tarafından davalının ticari işletmelerine güvenlik kameraları bakım onarım hizmeti sunulması konusunda 2011 yılında tarih bulunmayan bir sözleşme, 03/02/2011 tarihli sözleşme, 06/01/2012 tarihli sözleşmeler imzalanmıştır. 2011 tarihli sözleşmenin 11.maddesinde sözleşmenin yapıldığı gün yürürlüğe gireceği ve 1 yıl geçerliliği olduğu, bitiş tarihinden itibaren 1 ay öncesinde aksi bildirilmediği takdirde otomatikmen 1 yıl daha uzayacağı ve 1 yıl sonraki bakımda %15 fiyat farkı uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasında sözleşmeler gereğince davacı tarafından davalıya güvenlik kameraları bakım ve onarımı yapılmasına ilişkin 2011 yılında ve 2012 yılında hizmet sunulmuş, fatura bedelleri de davalı tarafından ödenmiştir. Dava konusu olan 2013 yılına ait bakım onarım bedeline ilişkin kesilen fatura uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır. Her ne kadar davalı taraf cevap dilekçesinde açıkça kabul etmesede 20/05/2014 tarihli celsedeki beyanında sunulan hizmetin taraflarınca kabul edildiğini beyan etmesi karşısında hizmetin davacı tarafından sunulduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır. Hizmetin sunulduğu hususunda bir ihtilaf bulunmayıp, aralarındaki sözleşmenin geçerli olup olmadığı, bedelin sözleşmeye göre belirlenecek bedel olduğu, sözleşme hükümleri geçerli olmayacak ise piyasa rayicine göre bir bedelin mi tespit edileceği hususlarında bulunmaktadır.
Dava konusu edilen 11/03/2013 tarihli faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği ve altında davalı çalışanı …….. un imzasının bulunduğu, davacı tarafından iddia edilmiş olup, davalı tarafından imza inkarında bulunulması karşısında bu hususta ATK dan rapor alınmış ve fatura altındaki imzanın …….. ‘a ait olmadığı kesinlik kazanmıştır. İmzanın tebliği sabit olmadığından TTK nun 21/2 maddesi gereğince 8 gün içerisinde itiraz edilmemesi halinde içeriği hakkında itirazda bulunulamayacağı hükmünün uygulanma kabiliyeti dava konusu olayda bulunmayacaktır. Zira imza incelemesi neticesinde imzanın davalı taraf çalışanına ait olmadığı kesinleşmiştir.
Taraflar arasında 2011 yılında imzalanan sözleşmenin 11.maddesinde imzalandığı tarihte yürürlüğe gireceği ve 1 yıl geçerli olduğu, bitiş tarihinden en az 1 ay öncesinde aksi bildirilmediği takdirde otamatikmen 1 yıl daha uzayacağı hükmü yer almaktadır. Davalı taraf bu hükmü sözleşmenin 1+1 yıl olarak imzalandığını ve 2011-2012 yıllarında uygulandığını, artık sözleşmenin uygulanmasının mümkün olmadığını, sözleşmeye göre bir fiyatlandırma yapılamayacağını ileri sürmüştür.
Dava konusu olayda sözleşme, 2011 yılı bitimine 1 ay kala feshedilmemiş olması nedeni ile aynı şartlarda 2012 yılı için de geçerli hale gelmiş(uzamış) ise de, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere; taraflar arasındaki sözleşmede bunun her yıl için geçerli olacağına yani 2012 yılının bitimine 1 ay kala feshedilmemesi durumunda sözleşmenin 2013 yılı için de geçerli olacağı (2013 yılı bitimine uzayacağı) ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla 2011 yılı sonunda 2012 yılı için uzamış olan sözleşmenin 2013 yılı için de uzadığını ve sözleşme hükümlerinin uygulanmaya devam edileceğinin ileri sürülmesinin mümkün bulunmadığı, bu durumda TTK’nun 20.maddesi de dikkate alınarak alanında uzman bilirkişi marifetiyle hizmetin verildiği tarihlerdeki mahalli rayiçler tespit edilerek davacı alacağının tespit edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu kabul doğrultusunda; mahkememizce davacı tarafça yapılan davalıya ait 3 farklı yere ilişkin güvenlik kamera sistemi bakım onarım için bilirkişiden rayiç esas alınarak alacak hesaplaması yaptırılmış, dosyaya sunulan 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporunun gerekli teknik değerlendirmeyi içerdiği, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu kanaatine varılarak davacının davalıdan 2013 yılı için toplam 21.240,00 TL alacağı bulunduğu kanaatine varılarak davanın bu meblağ yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacının icra inkar tazminatı talebi yönünden ise; alacak hesaplamasının sözleşme hükümlerine göre değil, mahalli rayice göre bilirkişi incelemesi ile hesaplanmış bulunması nedeni ile alacağın likit bulunmadığı anlaşılmakla şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 21.240,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
21.240,00 TL asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit olmaması nedeniyle davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.450,90.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 382,05.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 158,10.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 910,75 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 25,20.-TL başvurma harcı ve 382,05.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
( Bozmadan önce 1.411,63 TL harcın tahsili için harç tahsil müzekkeresi yazıldığı anlaşılmakla, harç tahsil edilmişse harcın iadesi, tahsil edilmemiş ise harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesi için karar kesinleşince ve talep halinde ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,)
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.290,10.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 866,35 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan toplam 417,95.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 137,28 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY TEMYİZ yolu açık olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/07/2021

Katip …
e-İMZALI

Hakim …
e-İMZALI