Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/909 E. 2021/1228 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/909 Esas
KARAR NO : 2021/1228

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 27/12/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 28/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekillerinin davalıdan ticari ilişkilerinden kaynaklı bakiye alacağı olduğunu, davalının borcunu ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.

Davalı tarafından cevap sunulmamıştır.

Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçlu yönelik 14.476,36 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor sonuç kısmında özetle ; Küçükçekmece …… İcra Dairesinin ……. E sayılı dosyasında iş bu dava da davalı konum da olan … aleyhine 12.476,36 TL olarak bakiye alacağı konusu ile takip başlatılmış oldugu, davalı tarafça,arabuluculuk ve Mahkemede yapılan incelemeye katılım olmadığı, davacı şirketin dava konusu ihtilafı kapsayan 2020 yılı defter bilgileri TTK ve VUK hükümlerine uygun olarak yasal süresi için de tasdik edilmiş olduğu ve kesin delil olma vasfi taşıdığı, davacı ……… hesapta takip edilmiş olup cari hesap bakiye kalanı 12.476,38 TL borç bakiye vermiş oldugu, ticari defter kayıtlarını destekleyen BS formlarının süresi için de verilmiş olduğu, davacının ticari ilişkiden kaynaklı olarak cari bakiye kalanı olarak 12.476,38 TL davalıdan alacaklı olduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalının bilanço esasına göre defter tuttuğu anlaşılmakla her iki tarafın da tacir sıfatının bulunması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmelerinden kaynaklanması nedeniyle davanın nispi ticari davalardan olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğu saptanmıştır.
Davacı tarafça davalı ile aralarındaki ticari ilişki uyarınca alacaklı olduklarından bahisle dava konusu icra takibinin başlatıldığı, davalının takibe itirazı üzerine davacı tarafça işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; davacının davalıdan alacağı olup olmadığı noktasındadır.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter incelemesine ilişkin ara kararın (inceleme gününün) davalıya tebliğ edilmemiş olduğunun anlaşılması üzerine yeniden ara karar kurularak davalı tarafa ticari defterlerini sunması konusunda kesin süre verilmiş ve bu ara karar tebliğ edilmiş ancak davalı tarafın verilen süre içerisinde ticari defterlerini ibraz etmediği görülmüştür. Mali müşavir bilirkişisinin davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği.21/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 12.476,38 TL (takip ve dava konusu yapılan miktar: 12.476,36 TL) tutarında alacağı göründüğünün saptandığı bildirilmiştir.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlüdürler. Davacı taraf, tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın usulüne uygun tuttuğu kendi defter kayıtlarının o taraf lehine delil olarak kabul edilebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir(Aynı yönde Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı). Aksinin kabulü, kötüniyetin korunması anlamına geleceğinden kamu düzenine aykırılık teşkil eder. Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, burada bir tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterlerini ibraz etmesi ancak diğer tarafın ibrazdan kaçınması durumunda, ibraz eden lehine adi bir karine öngörüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmeyip anılan adi karinenin aksini ispat edemediğinden, davacı tarafın HMK’nun 222/2.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının yasanın açık hükmü uyarınca davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defter kayıtları ile davalı tarafın defter ibrazından kaçınması göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin takipte talep edilen asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 852,26.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 150,86.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 62,38.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 150,86.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 865,10.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır