Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/905 E. 2022/27 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/905 Esas
KARAR NO : 2022/27

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 17/01/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekillerinin davalıdan cari hesaptan kaynaklı alacağı olduğunu, davalının borcunu ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; müvekillerinin cari hesapta kaynaklı alacakları ödedikleri, davacının iddia ettiği bakiyeye ilişkin faturalara konu ürünlerin kendilerine teslim edilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Büyükçekmec ……… İcra Müdürlüğü’nün ………. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Büyükçekmece ……… İcra Müdürlüğü’nün ………. E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçlu yönelik 25.819,78 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor sonuç kısmında özetle ; Davacı tarafın ticari defterlerine göre davalıya toplam 113.934,00 TL’lik 6 adet fatura kesildiği, Bu faturalara karşılık toplam 13.983,00 TL ödeme giriş kaydının yapıldığı, 02.01.2018 Tarihinde davalı tarafından davacıya 106.676,13 TL iade faturası kesildiği, BA/BS kayıtlarından tespit edildiği üzere 2 tarafında iade faturasını muhasebe kayıtlarına aldığı, 31.12.2020 tarihli kapanış fişinde 25.819,78 TL BORÇ bakiyesi verdiği, Buna göre davacının davalıdan 25.819,78 TL alacaklı olabileceği, davacı tarafından davalıya kesilen faturaların ve FORM BS ve davalı tarafından davacıya kesilen İade faturasının FORM BA vergi dairesine davacı yanca kanuni süre içinde beyan edildiği, celp edilen T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Büyükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğü ………. vergi kimlik numaralı E……… sayılı 2016,2017,2018 yıllarına ait BA-BS formları hakkında gönderilen yazı incelendiğinde; Davacı ………Davalı ……….. a KDV HARİÇ 6.500,00 TL Fatura düzenlendiği davalı yanca fatura ödenmiş olmasına rağmen, davalının BA Kayıtlarında faturanın beyan edilmediği, 2017 yılında davacı davalıya toplam 107.434 TL’lik fatura kesildiği bu faturaların davacı ve davalı tarafından BA-BS kayıtlarında yer aldığı, 2018 yılında Davalının davacıya KDV HARİÇ 90.403,00 TL İADE FATURASININ davacı ve davalı tarafından BA-BS kayıtlarında yer aldığı, davacı ……… Matbaacılık ve Yayıncılık AŞ. Ticari defterlerinde ve cari hesap ekstresinde 31.12.2020 yılı kapanışında 25.819.78 TL Borç bakiyesi verdiği, Davacı yanın Ticari defter ve belgelerine göre 31.12.2020 itibariyle Davalının Davacı yana 25.819,78 TL BORÇLU olduğu, İcra Takip Tarihi olan 13.10.2020 itibari ile davacı yanın ticari defter ve belgelerine göre, davalı davacıya 25.819,78 TL BORÇLU olduğunun tespit edildiği davacı alacağının kabulü halinde, davacının 13.10.2020 Takip ve 12.12.2020 dava tarihi itibariyle davacı tarafın ticari defterlerine göre 25.819,78 TL ASIL ALACAK ALACAĞI OLDUĞU, davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunmadığı, taleple Bağlı kalınarak, asıl alacağa 13.10.2020 takip tarihinden itibaren aylık 113,75 Faiz talep ettiği, 3095 sayılı Kan. Tacirler arasında faiz oranının uygun olacağı, değişen oranlarda uygulanması gerektiği belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların, davacı tarafça davalıya matbaacılık ürünlerinin yapılarak teslimi konusunda anlaştıkları, davacı tarafça buna istinaden düzenlenen faturalardan dolayı davalıdan alacaklı olduklarının ileri sürülmesine karşın davalı tarafından ise teslim edilen ürünlerin karşılığı olarak 120.000,00 TL ödeme yaptıklarını ancak talep edilen 25.819,78 TL cari hesap alacağına ilişkin ürünlerin teslim edilmediği ileri sürdükleri görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafça icra takibi yapılan 25.819,78 TL asıl alacağa ilişkin ürünlerin davalı tarafa teslim edilip edilmediği ve bu nedenle davacının bu bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususudur.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen tüm deliler toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Taraflarca her ne kadar tanık deliline dayanılmış ise de davanın niteliği ve dava değeri itibariyle HMK’nun 200.maddesi uyarınca tanıkla ispatın caiz olmaması nedeni ile tanık dinletme taleplerinin reddi gerekmiştir.
Tarafların uyuşmazlık dönemine ilişkin bağlı bulundukları vergi dairelerinden BS-BA formları celp edilerek dosya arasına alınmış, incelenmesinde: BS-BA formlarının birbiri ile uyumlu olduğu, tarafların kayıtları arasında davalı tarafça iade yapılan 90.403,00 TL’lik fatura dışında farklılık bulunmadığı, bu iade faturasının da davacı tarafça kayıtlara işlendiği görülmüştür.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı tarafın yapılan ihtarata rağmen uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defterlerini sunmaktan imtina ettiği görülmüştür (Davalı vekili tarafından her ne kadar defterlerinin mali müşavirlerinin değişmesi nedeni ile sunulamadığı ileri sürülmüş ise de, bunun ticari defterlerin süresinde sunulmaması için geçerli bir mazeret sayılamayacağı kanaatine varılmıştır). Mali müşavir bilirkişisinin davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği 15/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 25.819,78 TL tutarında (takip asıl alacağı tutarı kadar) alacağı göründüğünün saptandığı bildirilmiştir.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlüdürler. Davacı taraf, tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın usulüne uygun tuttuğu kendi defter kayıtlarının o taraf lehine delil olarak kabul edilebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir(Aynı yönde Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı). Aksinin kabulü, kötüniyetin korunması anlamına geleceğinden kamu düzenine aykırılık teşkil eder. Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, burada bir tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterlerini ibraz etmesi ancak diğer tarafın ibrazdan kaçınması durumunda, ibraz eden lehine adi bir karine öngörüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmeyip anılan adi karinenin aksini ispat edemediğinden, davacı tarafın HMK’nun 222/2.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının yasanın açık hükmü uyarınca davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın defter ibrazından kaçınması ve mahkememizce celp edilen BS-BA kayıtları göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının Büyükçekmece …….. İcra Müdürlüğünün ……… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin takipteki şartlarla aynen devamına,
Alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.763,70.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 440,94.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 440,94.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 798,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/01/2022

Katip ………
¸e-imzalıdır

Hakim ………
¸e-imzalıdır