Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/904 E. 2020/799 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/904 Esas
KARAR NO : 2020/799

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkilinin …… TC kimlik numaralı …….’un işsizlik sigortası primlerinin tahsili için çıkarılan ödeme emrinin asıl borç muhatabı olmamasına karşın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından …… sayılı ödeme emri kendisine tebliğ edildiğini, taraflarınca Bakırköy ……. İş Mahkemesi’nin…… E. Sayılı dosyası ile ödeme emrine itiraz edilerek dava açıldığını, Bakırköy ….. İş Mahkemesi tarafından taraflarına Menfi Tespit davası açılmak üzere süre verildiğini ve işbu yasal süre içerisinde davalarını açtıklarını, müvekkilin davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin bahsi geçen bu firmanın adı altında ticari faaliyet göstermediğini ve fatura düzenlemediğini, belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, işsizlik sigorta primi nedeniyle davacıya yapılan ödeme emirlerinden davacının borcunun olmadığı istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda; bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. HMK 138. Maddesi uyarınca mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.
13.01.2011 tarihinde kabul edilen ancak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde ticari davaların genel tanımı yapılarak “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” davaların ticari dava olduğu belirtilirken, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında “Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde” öngörülen hususlardan kaynaklanan ticaret mahkemeleri olduğu hükmünü amirdir. Kanun yürürlüğe girmeden, 6335 sayılı Kanun ile 5. maddede değişiklik yapılmış ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk (ve diğer hukuk mahkemeleri) arasındaki ilişki, “işbölümü” ilişkisi olmaktan çıkarılıp, “görev” ilişkisine dönüştürülmüştür. Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Ancak, 6335 sayılı Kanunla 6102 sayılı TTK’na eklenen Geçici-10. madde, görev düzenlemesinin derdest davaları etkilemeyeceğini hükme bağlamıştır. (İstanbul B.A.M 37.H.D 2018/1080 Esas-2018/1492 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda; davaya konu talebin 5510 sayılı yasanın 88/2. Maddesinden kaynaklandığı, 7036 sayılı iş mahkemeleri kanununun 5/1-6 maddesi uyarınca işbu davada görevli mahkemenini iş mahkemeleri olduğu, tarafların tacir olmadığı, uyuşmazılığın ticari işten kaynaklanmadığı, mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşılan davanın İş Mahkemeleri tarafından görülmesi gerekeceği, mahkeme görevinin dava şartı olup mahkememizce resen dikkate alınacağı değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE.
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
İşbu karar duruşma yapılarak verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından gider avansından gerekli harcama yapılarak; davanın karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğe çıkarılabileceği hususlarının tüm taraflara tebliğine,
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır