Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/85 Esas
KARAR NO : 2022/402
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/05/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 08/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin davalıya ürün sattığını, davalının borcunu ödemediğini , bir kısım alacak için açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, süresinde cevap dilekçesi ibraz edilmediğinden dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Merzifon İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Belirtilen icra dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçluya yönelik 26.368,88 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor sonuç kısmında özetle ; Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yan ile ticari ilişkisinin mevcut olduğu, davacının incelenen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde olduğu, TTK hükümlerine uygun olarak tutulduğu, davacının incelenen kendi ticari defterlerine göre; takip tarihi 27/02/2018 itibariyle davalı yandan 87.934,44 TL cari hesap alacak bakiyesinin olduğu, bakiyenin 65.000 TL’sinin protesto olan Merzifon İcra Dairesinin …… Esas dosyası ve Merzifon İcra Dairesinin …… Esas dosyası ile icra ve takip başlatılan senetlerinin “128 Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabına” kayıt edilmesi yerine, …… Alıcılar Hesabının … (…. ) alt cari hesabına iadesinden kaynaklandığı, 1.340,65 TL’sinin ise takip konusu senetlerin protesto ve komisyon giderlerinin davalının cari hesabına yansıtılmasından kaynaklandığı, 87.934,44 – (65.000,00-1.340,65)= 21.593,79 Tl üzerinden itirazin iptali davasının devam etmesi gerektiği, mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, takibin 21.593,00 TL ‘den devam etmesi gerektiği, dava tarihi bakiyesi dikkate alındığında ise takibin 26.368,88 TL olarak devam etmesinin yerinde olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça; davalıya satılıp teslim edilen ürünlerden dolayı davalıdan alacaklı olduklarını, bu alacağın bir kısmı için kendilerine bir kısım senetlerin verildiğini ve bu senetleri Merzifon İcra Müdürlüğünün …… Esas ve…… Esas sayılı dosyaları ile icra takibine koyduklarını ve bu takiplerin kesinleştiğini, borcun bakiye kısmı için de dava konusu icra takibini başlattıklarını bildirerek takibe itiraz üzerine bu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve hukuki dinlenilme hakkı tanınmış, ancak davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış ve herhangi bir delil de bildirmemiştir.
Mahkememizin 30/03/2019 tarih …… Esas ……. Karar sayılı kararı ile, icra takibi başlatılan icra müdürlüğünün yetkisiz olması nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği, ancak bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması neticesinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin …. E-K sayılı kararı ile özetle; icra dairesinin yetkisine itiraz edilip edilmediğinin incelenmesi için icra dosyasının celp edilip incelenmesi ve mahkemenin yetkisine itiraz edilip edilmediği gözetilerek değerlendirme yapılmasının gerekmesi gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
BAM kararı sonrasında mahkememizce yapılan incelemede; celp edilen icra dosyasında borçlunun ödeme emrine itirazında icra müdürlüğünün yetkisine bir itirazı bulunmadığı gibi davaya cevap vermeyerek mahkemenin yetkisine de itiraz etmediği, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmemekle icra müdürlüğünün yetkisinin kesinleştiği anlaşılmakla bu konudaki özel dava şartının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıya mal satıp teslim edip etmediği, bu nedenle bono nedeni ile başlatılan icra takipleri de dikkate alındığında davalıdan bakiye alacağı bulunup bulunmadığı hususlarıdır.
Taraflarca (davalı tarafın cevap vermemesi nedeni ile davacı tarafça) dayanılan ve uyuşmazlığın uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davalının tacir sıfatının bulunup bulunmadığı araştırılmış ve vergi dairesinden celp edilen uyuşmazlık dönemine ilişkin vergi beyannamelerinden gelirinin esnaf sınırını aştığı, tacir sayılması gerekiği sonucuna varılmıştır.
Davacı vekiline icra takibinin dayanağı faturaların ve belgelerin okunaklı suretlerinin sunması için süre verilmiş, davacı vekilinin bir kısım sevk irsaliyeleri suretlerini sunduğu ve davalıya satılan malların …. Kargo ve ……. Kargo firmaları ile gönderildiğinin bildirilmesi üzerine bu firmalara müzekkere yazılarak ilgili evrakların gönderilmesi istenilmiştir. ….. Kargo firması tarafından verilen cevapta, ürünlerin toplam adedinin 137 adet olup fazla olması nedeni ile gönderilere ait teslim nüshalarının toplanamadığının bildirilerek teslim edilen ürünlere ilişkin excel listesinin sunulduğu görülmüştür. …… Kargo firması tarafından verilen cevapta ise iki yıllık saklama yükümlülüklerinin sona ermesi nedeni ile belgelerin sunulamadığının bildirildiği görülmüştür.
Tarafların uyuşmazlık dönemine ilişkin vergi dairelerinden BS-BA formları celp edilmiştir.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için talimat yazılmış, ancak davalı tarafın ticari defter ve belgelerini sunmaktan imtina ettiği görülmüştür.
Davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan 07/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 87.934,44 TL alacak bakiyesi bulunduğu, bakiyenin 65.000,00 TL’sinin protesto olan Merzifon İcra dairesinin …… Esas sayılı ve…… Esas sayılı icra takibine konu edilen senetlerin 128 şüpheli ticari alacaklar hanesine kayıt edilmesi yerine 120 1 00052 alıcılar hesabının …’ya ait cari hesabına iadesinden kaynaklandığı, 1.340,65 TL’sinin ise takip konusu senetlerin protesto ve komisyon giderlerinin davalının cari hesabına yansıtılmasından kaynaklandığı, 87.934,44 TL – (65.000,00 TL -1.340,65 TL)= 21.593,79 TL üzerinden itirazın iptalinin gerektiğinin bildirildiği görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporunun gerekli teknik değerlendirmeyi içerdiği, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla rapora itirazların reddedilerek ve yenider rapor alınmasına gerek görülmeyerek, teknik yönden alınan bu bilirkişi raporuna mahkememizce de itibar edilerek rapor hükme esas alınmıştır. Ayrıca Bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından rapora itiraz dilekçesi sunulmadığı ve bu suretle davacı lehine usulü müktesep hak doğduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu alacağın davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlüdürler. Davacı taraf, tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın usulüne uygun tuttuğu kendi defter kayıtlarının o taraf lehine delil olarak kabul edilebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir(Aynı yönde Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı). Aksinin kabulü, kötüniyetin korunması anlamına geleceğinden kamu düzenine aykırılık teşkil eder. Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, burada bir tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterlerini ibraz etmesi ancak diğer tarafın ibrazdan kaçınması durumunda, ibraz eden lehine adi bir karine öngörüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmeyip anılan adi karinenin aksini ispat edemediğinden, davacı tarafın HMK’nun 222/2.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının yasanın açık hükmü uyarınca davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınması, yine davalı tarafın bilirkişi raporunun tebliğine rağmen rapora itiraz etmemesi nedeni ile davacı taraf lehine usulü müktesep hak doğmuş olması göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının bilirkişi tarafından saptanan miktarda ispat edildiği, davalının borca itirazının bu miktarda haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin ise ispat edilememesi nedeni ile reddine, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının Merzifon İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 21.593,79 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
21.593,79 TL asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 21.593,79 TL asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.475,07.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 450,32.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 450,32.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.084,90.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 888,44 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 09/05/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır