Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/797 E. 2021/578 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/797 Esas
KARAR NO : 2021/578

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketten 10.11.2020 tarihi itibarı ile 1.888.496,32-TL tutarında mevcut bankanın alacağı ile ilgili olarak; konkordato komiserliği ve Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasından verilen karar ile kabul edilmeyen alacak tutarımız olan 1.741.644,51-TL (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) kısım açısından davalı firmanın davacı bankaya borçlu olduğunun tespiti ile tespit edilen alacağımızın konkordato projesine dahil edilerek proje kapsamında davacı bankaya ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İlgili dava İİK 308b’ye göre açıldığını, konkordato tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içinde iş bu davanın açılması gerektiğini, dava süresinde olmayıp hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, müvekkil şirkete ilişkin Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. e sayılı dosyası ile 10.12.2018 tarihinde konkordato geçici mühleti verildiğini, yargılama sonucunda 14.10.2020 tarihinde müvekkilin konkordatosu kanundaki tüm şartları yerine getirdiği için tasdik olduğunu, İİK 308/c ve ç maddeleri gereğince tasdik kararı verilmekle tasdik tüm alacaklıları etkilediğini, Kanun, tasdik kararının sonuç doğurması için ayrıca bir kesinleşme unsuru aramadığını, ayrıca bir paranın ödenmesine yönelik bir talebin mevcut olduğunu, proje yolu ile de olsa mahkemenin vereceği karar yalnızca tespite yönelik değil, bir paranın bir şekilde davacıya ödenmesine yönelik olacağından işbu davamızda arabuluculuk dava şartının zorunlu olduğunu, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Bakırköy ….. ATM’nin ….. Esas sayılı dosyasında alınan Komiser Heyeti Raporu, gerekçeli karar ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Bakırköy …… ATM’nin …… Esas sayılı dosyasında görülen konkordato talepli davada çekişmeli alacak olarak kabul edilen taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın İİK 308/b maddesi gereğince tespiti ve konkordato sürecine dahil edilmesi taleplidir.
İİK 308/b m de,”Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler.
Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler, bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” şeklindedir.
7155 sayılı yasanın 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.maddesiyle eklenen 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinde “(1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmüne yer verilmiştir.
7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinde “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2)Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…” düzenlemesi getirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; dava konusu talebin bir miktar alacağın tespit ve tahsilini içerdiği, mahiyeti itibarıyla ticari nitelik arz ettiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı yasanın 5/A maddesi uyarınca söz konusu talebe ilişkin davanın dava şartı olarak arabuluculuğa tabi işlerden olduğu ve dava açılmadan evvel arabulucuya başvurulmasının somut olay bakımından zorunlu olduğu ve bunun aynı zamanda 6100 sayılı HMK gereği dava şartları arasında sayıldığı kanaatine varılmıştır.
6325 sayılı yasanın değişik 18/A-2 maddesine göre dava şartı olarak arabuluculuğa tabi davada, davanın açılmasından evvel arabulucuya başvurulmuş, ancak anlaşmaya varılamamış olması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmek zorunda olduğu, başvuru şartının sağlanmış ancak anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslının yada arabulucu tarafından onaylı örneğinin dilekçe ekinde Mahkemeye sunmaması halinde davacıya son tutanağın ibrazı için 1 haftalık kesin mehil verilmesi gerektiği, buna rağmen sunulmazsa davanın usulden reddi gerektiği ancak arabulucuya başvurulmadan dava açılması halinde davanın herhangi bir işlem yapılmadan ve bu konuda davacıya süre verilmeden dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Davamızda, gerek sunulan belgelerde gerekse dava dilekçesi içeriğinde arabulucuya başvurulduğu ortaya konulmamış olduğundan dava açılmadan evvel arabulucuya başvurulmadığının kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmakla, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/2 yollamasıyla TTK’nın 5/a maddesi uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 29.742,94-TL peşin harçtan mahsubu bakiye kalan 29.683,64-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve davanın usulden reddine karar verildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/06/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır