Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/784 E. 2022/294 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/784 Esas
KARAR NO : 2022/294

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 11/07/2017
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davacı tarafından ……. Turizm İşletmeleri adına 43.956,00 TL ödenmek istenirken sehven …ne gönderildiğini, gönderirken hesap adı olarak ……. Turizm belirtildiğini, hesap adı ve iban uyuşmadığı halde bankanın parayı ……. Mühendisliğe gönderdiğini, kusurun bankada olduğunu belirterek davanın kabulünü şimdiliki 1000 TL nin temerrüt faizi ile tazminini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; husumet itirazları olduğunu, davanın ……. Mühendislik firmasına ihbarı gerektiğini, davanın olayda kusuru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor sonuç kısmında özetle ; davacının 2016 yasal defterlerinin birbirini doğruladığını açılışın zamanında yapıldığı ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacının ……. Mühendislik ve ……. Turizm ile aralarında bir ticari ilişkinin hizmet alım satım ilişkisinin mevcut olduğu, davacının iddiasına göre ……. Turizm firmasına yapması gereken 43.956 TL’ nin EFT”nin sehven ……. Mühendislik firmasına yaptığı hususunda yasal defterler açısından değerlendirildiğinde bu iddiayı destekler nitelikte yevmiye kayıtlarını yaptığını, davacının internet batıkacılığı aracılığı ile yaptığı dava konusu EFT işleminde, işlem yapmak istediği ……. Turizm İşletmeleri A.Ş. yerine, ……. Mühendislik İnşaat Dış Tic. Lid. Şti. IBAN numarasını yazarak hatalı işlem yaptığını, davalı bankanın havale alıcısı ismi/ünvanı ile hesap numarasının uyuşmadığı görüldüğünde, ödeme işlemini yapmaması gerektiğini, davalı bankanın elektronik ortamda müşkrileri trafından yapılmasına izin verilen bankacılık işlemlerinde her türlü hatalı ve şüpheli işlemlerin önlenmesi amacı ile banka tarafından kuruları sistemlerin her türlü önlemi alması gerektiğini, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KALDIRMA KARARI:
Mahkememizin 30/11/2017 tarihli : …… Esas ….. Karar sayılı kararı ile davanın husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafın istinaf yoluna başvurması sonucunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin 16/10/2020 tarihli …… Esas …… Karar sayılı kararı ile özetle;
“…Havale, TBK’nın 555. maddesinde “Havale, havale edenin, kendi hesabına, para, kıymetli evrak ya da diğer bir mislî eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlemdir” şeklide tanımlanmıştır. Sözkonusu hükümde de belirtildiği üzere, havale, çifte yetkilendirmeyi içeren tek taraflı ve varması gerekli bir hukukî işlemdir. Hesap sahibi, bankaya verdiği havale talimatı sonucunda, bankayı kendi hesabından belirli bir miktarda para çekip havale alıcısına ödemeye yetkili kılmaktadır. Bunun yanında, havale işleminin özelliği gereği, havale talimatı sayesinde, havale alıcısı da, havale edilen tutarı kendi adına tahsil etme yetkisine kavuşmuş olur (ÇEKER Mustafa, “Banka Hukuku Açısından Havale İşlemi ve Karşılaşılan Sorunlar”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XII, Y. 2008, Sa. 1-2, s. 64 – 65). Bunun yanında “havale eden ile havale alıcısı arasındaki ilişki” TBK’nın 556. maddesinde, “geri alma” ise 559. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre hangi halde havale yetkisinin geri alınabileceği TBK’nın 559. maddesinde düzenlenmiş olup sözkonusu hüküm “(1)Havale eden, havale alıcısına verdiği yetkiyi her zaman geri alabilir. Ancak, havale alıcısının yararına, özellikle onun alacağını elde etmesi amacıyla verdiği yetkiyi geri alamaz. (2)Havale ödeyicisi, havale alıcısına havaleyi kabul ettiğini açıklamadığı sürece havale eden, ona verdiği yetkiyi geri alabilir. (3) Havale edenin iflası hâlinde, henüz kabul edilmemiş olan havale kendiliğinden sona erer” şeklindedir. Bu, havale edenin, havale ödeyicisine verdiği ödeme veya havale alıcısına verdiği kabz yetkisini geri almasıdır. Görüldüğü üzere TBK’nın 559. maddesinin 2. fıkrasında havale edenin, havale ödeyicisine verdiği ödeme yetkisini geri alabileceği belirtilmiş ancak, bunu bir süre ile sınırlamıştır. Bu süre, ödeme yetkisinin verilmesinden, havale ödeyicisinin kabul beyanının kendisine gönderilene yapılmasına kadar geçen zaman parçasıdır. Havale ödeyicisinin kabulü ile mücerret ilişki kurulmuş olacağından havale gönderen verdiği ödeme yetkisini artık geri alamaz. Kabul, tek taraflı, varması gerekli bir irade beyanı olup bu beyan yazılı olabileceği gibi havalenin havale alıcısının hesabına kaydedilmesi yoluyla fiili de olabilir. Havale ödeyicisi, havale bedelini önceden kabul etmeksizin kendisine gönderilene öderse, bu halde de geri almadan söz edilemez. Ayrıca, 559. maddenin 1. fıkrası, havale edenin, havale alıcısına karşı geri alma imkânını, karşılık ilişkisinde olduğu (m. 559/2) gibi zaman açısından değil, işin mahiyeti icabı sınırlamıştır. Maddenin 1. fıkrası, havalenin geri alınmasını iki yönden sınırlamıştır. Bunlar; havalenin, havale alıcısının menfaati ve alacağını tediye için yapılmış olması halleridir. Buna göre havale işlemi, alıcının hesabına alacak kaydedildiği anda gerçekleşmiş olur. Alacak kaydı yapılmadığı sürece alıcının bankadan herhangi bir talepte bulunabilmesi mümkün değildir. Havale tutarının gönderenin hesabından alınıp alıcının hesabına alacak kaydı ile işlem tamamlanır ve alıcının bankadan ödemeyi talep hakkı doğar. Havalenin hesaba alacak kaydından sonra ise artık cayma hakkı kullanılamaz. Zira bu işlemler sonucunda banka, alıcıya havaleyi kabul ettiğini bildirmiş olmakta ve alıcının bankadan bir alacak hakkı (havale tutarının kendisine ödenmesini talep hakkı) doğmaktadır. Yapılan açıklamalar ışığında istinaf incelemesi yapılan somut olay incelendiğinde, mahkemece davalı …… Bankası A.Ş.’nin taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davalı banka, davacı havale edenin vermiş olduğu yetki ile havale alıcısına ödeme yapacak olduğundan yani havale ödeyicisi sıfatını haiz olmasına göre husumetin yönlendirilmesinde her hangi bir hata bulunmamaktadır. Bu anlamda ilk derece mahkemesince davanın davalının taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle reddi doğru olmamıştır. Hal böyle olunca, davalının taraf sıfatının bulunduğunun kabulü ile davanın esasının incelenerek tarafların tüm delilleri toplanmak suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça yanlış havale neticesinde gönderilen paranın davalı bankadan tahsili (iadesi) talebine ilişkindir.
Davacı tarafça; dava dışı ……. Turizm İşletmeleri adına 43.956,00 TL havale yoluyla gönderilmek istenir iken ticaret ünvanı benzerliği neticesinde hataen … isimli şirkete paranın havale yoluyla gönderildiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; hataen gönderilen para nedeni ile davalı bankanın bir kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, dolayısıyla davacının gönderilen paranın iadesini davalı bankadan talep edip edemeyeceği hususundadır.
Mahkememizce davanın husumet yönünden usulden reddine dair verdiği karar istinaf yoluna başvurulması neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin mezkur kararı ile kaldırılmış olup, mahkememizce bu kaldırma kararına uygun bir şekilde tahkikata devam edilmesi gereği doğmuş, bu minvalde mahkememizce Davacının ticari defter ve belgeleri ile davalı bankanın ilgili kayıtları üzerinde bir SMMM ve bir bankası bilirkişiden tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve özellikle davacının 2016 yılı ticari defterlerinde “……. Turizm İşletmeleri A.Ş ” ve “……. Mühendislik İnş. San ve Dış Tic. Ltd. Şti.” ile davacı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı varsa kapsamı, dava konusu eft işleminin aşamaları itibari ile bankacılık uygulaması gereğince davalı bankanın kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiştir.
Dosyaya sunulan 14/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacının iddiasına göre ……. TURİZM firmasına yapması gereken 43.956 TL’ nin EFT’nin sehven ……. MÜHENDİSLİK firmasına yaptığı hususunda yasal defterler açısından değerlendirildiğinde bu iddiayı destekler nitelikte yevmiye kayıtlarını yaptığı, davacının internet bankacılığı aracılığı ile yaptığı dava konusu EFT işleminde, işlem yapmak istediği ……. Turizm İşletmeleri A.Ş. yerine, ……. Mühendislik İnşaat Dış Tic. Lid. Şti. IBAN numarasını yazarak hatalı işlem yaptığı, davalı bankanın havale alıcısı ismi ünvanı ile hesap numarasının uyuşmadığı görüldüğünde, ödeme işlemini yapmaması gerektiği, davalı bankanın elektronik ortamda müşterileri tarafından yapılmasına izin verilen bankacılık işlemlerinde her türlü hatalı ve şüpheli işlemlerin önlenmesi amacı ile banka tarafından kurulan sistemlerin her türlü önlemi alması gerektiği” yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Davalı tarafın davanın ihbarı talebinin kabulü ile, dava ……. Mühendislik İnş. San. Ve Dış. Tic. Ltd. Şti’ne ve …’a ihbar edilmiştir.
Davacı vekili tarafından, dava konusu hatalı olarak gönderilen paranın, paranın gönderildiği şirket yetkilisi olan …’dan uzlaşma kapsamında tahsil edildiğine bildirdiği, yine ihbar olunan …’un da duruşmada verdiği beyanında bu hususu teyit ettiği görülmüştür.
Davacı vekili ile ihbar olunan …’un beyanı ve uzlaştırma ile ilgili kayıtlardan, davacının iadesini talep ettiği paranın yargılama sırasında kendilerine geri ödendiği anlaşılmış ve bu kapsamda davanın konusuz kalması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Ancak; HMK’nun 331/1.maddesinde yer alan “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder” hükmü gereğince bu doğrultuda değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; davacı tarafça, dava dışı ……. TURİZM firmasına yapması gereken 43.956 TL’ nin EFT’nin internet bankacılığı yolu ile sehven ……. MÜHENDİSLİK firmasına yapıldığı (davacının asıl para göndermek istediği firmanın ticaret ünvanını gerekli kısma yazmasına rağmen hatalı firmanın IBAN numarasını yazdığı) hususunda bir duraksama bulunmamaktadır. Zira, gerek davacı şirketin ticari defter kayıtları, gerekse ödenen paranın hatalı olarak gönderildiği dava dışı firma yetkilisi tarafından yargılama sırasında davacı tarafa iade edilmiş olması nedeni ile bu husus sabittir. Bu konuda, davalı bankanın bir kusur ve sorumluluğu bulunup bulunmadığı yönünden yapılan değerlendirmede, alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davalı bankanın internet bankacılığı yolu ile yapılan işlemlerde, hata yapılmasını önleyici her türlü tedbiri alması gerektiği, özellikle davacı tarafça internet bankacılığı yolu ile EFT yapılmak istenirken, EFT yapmak istediği firmanın ticaret ünvanını ilgili kısma doğru yazmasına rağmen sehven ünvanı benzer hatalı firmanın IBAN numarasını ilgili kısma yazdığı, davalı bankanın kullanmış olduğu internet bankacılığı sisteminde para gönderilmek istenenin adı/ticaret ünvanının sisteme yazılmasını işler hale getirerek bu konuda kontrol ve denetim yükümlülüğünü üzerine aldığı, bir başka değişle, davalı bankanın internet bankacılığı yolu ile para gönderilmek istenildiği sırada, yazılan ticaret ünvanı ile yazılan IBAN numarasını karşılaştırarak uyumsuzluk bulunması halinde EFT işlemini gerçekleştirmemesi gerekir iken gerçekleştirmiş olması nedeni ile kusurlu olduğu, işbu nedenlerle davanın açıldığı tarihte davacı tarafın işbu davayı açmakta haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davalı bankanın davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması sebebiyle ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 31,40 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 31,40 TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.713,80.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,

6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile ihbar olunan yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır