Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/754 E. 2021/187 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/754 Esas
KARAR NO : 2021/187

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2020
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2021

Küçükçekmece …….. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/08/2020 tarih ve ………. E-K sayılı kararı üzerine mahkememize tevzi edilen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; davalı tarafından İstanbul …… Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2020 tarihli ihtiyati haciz kararına dayanılarak borçlu ……. aleyhine İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu …….’in müvekkil şirketin hissedarlarından ve yönetim kurulu üyelerinden biri olduğunu, takip dosyası kapsamında Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. talimat sayılı yazıları ile takip dışı 3. şahıs konumundaki müvekkil şirket tarafından yönetilmekte olan ……. AVM’ye 18/06/2020 tarihinde hacze gelindiğini ve menkul mallar üzerinde haciz ve muhafaza işlemi yapıldığını, borçlu adına kayıtlı çok fazla menkul ve gayrimenkul bulunmasına rağmen borçlu şahsın özel ticari işletmesi niteliğinde olmayan, borçlu şahıstan ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği olan, müvekkil firma tarafından yürütülen ……. AVM’ye haciz ve muhafaza işlemi yapılmasının kanuna aykırı olduğunu, şirketin ticari itibarının sarsıldığını, bu sebeplerle, 1.000.000,00-TL tutarındaki manevi tazminatın, haciz tarihi olan 18/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkilin alacağının tahsili için İstanbul ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… D.İş sayılı dosyası ile verilen ihtiyati haciz kararının infazı kapsamında İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı dosyası ile esasa geçilmiş ve borçlu …….’in menkul, gayrimenkul mal ve alacaklarının haczi için Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü ……. Tal. Sayılı dosyasına haciz talimatı gönderildiğini, talimat gereği hacze gidildiğini ve İ.İ.K 85, 96 ve 97. Maddeleri uyarınca haciz işleminin usulüne uygun olarak yapıldığını, davacı tarafa karşı haciz işlemi talep edilmediğini, haciz mahallinde bilgisayar üzerinde yapılan incelemede bilgisayarın arama çubuğuna dava dışı borçlu …….’in isminin yazılması neticesinde 3413 adet arama kaydı çıktığı, ayrıca borçluya ait şahsi evraklar ile borçlunun hissedarı olduğu diğer şirketlerine ait evrakların bulunduğunu, dolayısıyla yapılan haciz işleminin hukuka uygun olduğunu, kaldı ki dosya borcunun haciz tarihi itibariyle ödendiğini ve icra dosyasının kapatıldığını, dolayısıyla iş bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, haksız haciz dolayısıyla uğranılan manevi zararın tazminine ilişkindir.
Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde, bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Anayasa’nın 5, 12, 17, 20, 26. maddelerinde kişilik değerlerini ihlal edenlere karşı kişinin korunması garanti altına alınmıştır. Kanun koyucu, manevi tazminat davası açılabilecek halleri MK’un 24, 25, 85, 143, 126, 305, BK’nun 49 ve 58. maddelerinde ayrı ayrı düzenlemiştir.
Manevi tazminat hakkı, zarar görenin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür. Amacı, kişinin hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoymasıdır. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Manevi tazminatın belirlenmesinde, her olayın kendine özgü özel hal ve şartları değerlendirilmelidir. Olayın oluş şekli, eylemin haksız fiil niteliği taşıyıp taşımadığı, tarafların kusur oranları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın sadaka niteliğinde olamayacağı gibi, davacının zenginleşmesine de sebep olmaması gibi olgular her davada, o davaya özgü olarak değerlendirilmelidir.Gerçek kişilerin yanında, tüzel kişilerin de manevi tazminat talep edibileceği ve şartları oluşmuşsa, manevi tazminata hükmedileceği Yargıtay tarafından ve öğretide kabul edilmektedir.
Buna göre, manevi tazminata hükmedilebilmesinin temel şartları, haksız bir fiilin varlığı, bu haksız fiilin davalı tarafından meydana getirilmesi veya davalının kusururun bulunması ve bu haksız fiil sonucu davacı tarafın zarar görmesidir.
Bu dört unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
“Davacı ile borçlu birlikte aynı evde oturduklarından, alacaklının bu adreste haciz yapmasının kötü niyetli bir davranış olarak nitelendirilemeyeceği”( Yargıtay 21. HD. 22.3.2004 T. 754/2741)
“Haciz takip dayanağı belgede ve ödeme emri tebliğ olunan işyerinde gerçekleştiğine göre alacaklının kötü niyetinden söz edilemeyeceği”(Yargıtay 21. HD. 22.12.2003 T. 8729/10611)
” İİK.nun 97/15. maddesi uyarınca 3.kişi lehine tazminata hükmedilmesi için alacaklının kötü niyetinin tahakkuk etmesi zorunludur. Buradaki kötü niyetten maksat; haciz sırasında mahcuzun 3.kişiye ait olduğunun alacaklı tarafından bilindiği halde, alacaklının haciz uygulamasını kasten icra memurundan talep etmesidir. Yoksa kural olarak, alacaklı üçüncü kişi ile borçlu arasındaki işlemlere yabancı sayıldığından, istihkak iddiasına itirazı olağan kabul edilir.”( Yargıtay 17. HD. 09.12.2010 T. 2010/10369 E-2010/10779 K)
“..Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz.”( Yargıtay 4. HD. 2019/1363 E. 2019/6232 K.)
” haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalıların kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gereklidir. Olayların dosya içerisindeki gelişimi dikkate alındığında salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işleminin yapıldığı başka bir ifade ile takibin haksız ve kötü niyetli olduğu söylenemez..” (Yargıtay 4. HD. 2019/666 E. 2019/5470 K.)
“…..Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava dışı borçlu hakkında alacağın tahsili amacıyla menkul haczinin düzenli adresi tespit edilemediği için yapılamadığı, dosya alacaklısının da haricen edindiği bilgiler doğrultusunda ve borçlunun ticaret odasında belirtilen adresi olduğu iddiasıyla davaya konu haciz işlemlerinin yapıldığı adrese menkul haczi için gittiği anlaşılmaktadır. Kadıköy ……. İcra Müdürlüğünün……. talimat sayı ve 08/06/2012 tarihli haciz zaptının incelenmesinde, apartman görevlisinin boçlu ……. ’un zaman zaman mahale gelip gittiğini ve kendisini gördüğünü beyan ettiği, aradan bir süre geçtikten sonra tekrar söz alarak beyanını değiştirmek istediği ve borçlunun 15 günde bir çocuklarını almak için geldiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Ayrıca mahkeme gerekçeli kararında davacılara ait eşyaların muhafaza altına alındığı kabul edilmişse de haciz zaptının incelenmesinde “…malların yedieminliğe götürülmek üzere nakliye aracına yüklendiği … “ şeklindeki kısmın üzeri çizilerek iptali ile malların yediemin olarak davacının kardeşi ……. ’na bırakıldığı görülmüştür. Şu halde; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminatın şartları oluşmadığından davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir….” (Yargıtay 4. HD. 2019/1363 E. 2019/6232 K.) şeklinde belirtilmiştir.
Dava dosyamız bu ilmi içtihatlar ve yasal mevzuat ışığında bir bütün olarak incelendiğinde; davalı alacağının tahsili için İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. D.İş sayılı dosyası ile verilen ihtiyati haciz kararının infazı kapsamında İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı dosyası ile esasa geçilmiş ve dava dışı borçlu …….’in menkul, gayrimenkul mal ve alacaklarının haczi için Küçükçekmece……. İcra Müdürlüğü ……. Tal. Sayılı dosyasına haciz talimatı gönderildiği, 18/06/2020 tarihinde talimat gereği İ.İ.K 85, 96 ve 97. Maddeleri uyarınca borçlunun da ortağı olduğu davacı şirkete ait ……. AVM’ye hacze gidildiği, hacze başlamadan evvel davacı şirket bilgisayarlarında yapılan aramada dava dışı borçlu …….’e ait çok sayıda kayıt bulunduğu, ayrıca borçluya ait şahsi evraklar ile borçlunun hissedarı olduğu diğer şirketlerine ait evrakların bulunduğu ve bu hususların tutanağa geçirilmesi akabinde haciz ve muhafaza işlemlerine başladığı, bir kısım menkullerin sökümüne başlandığı, akabinde ödemenin yapılması neticesinde haciz ve muhafaza işleminin durdurulduğu anlaşılmıştır. Dinlenen davacı tanıkları beyanı uyarınca dava dışı borçluya ait başka borçlara ilişkin de daha önceden aynı mahalde haciz işlemlerinin yapıldığı ve yapılan ödeme neticesinde haciz işlemlerinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında; haciz yapılan şirkette dava dışı kişinin ortaklığının bulunması, haciz sırasında borçluya ait kayıt ve belgelerin ele geçirilmesi ve daha öncede aynı mahalde borçlunun başkaca borçları için haciz yapılmış olması gibi sebeplerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, takip (haciz) yaptıran davalı şirketin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusunun gerçekleşmediği, ödeme sonucu haciz ve muhafaza işleminin durdurulması neticesinde ağır bir zararın da önüne geçildiği takdir ve sonucuna varılarak şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının manevi tazminat davasının REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 17.077,50-TL peşin harçtan mahsubu bakiye kalan 17.018,20-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3 maddesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/02/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır