Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/740 E. 2022/220 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/740 Esas
KARAR NO : 2022/220

DAVA : Menfi Tespit ve Çekin İadesi Talebi
DAVA TARİHİ : 19/06/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve Çekin İadesi Talebi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kasasından 16/12/2018 tarihinde icra takiplerine dayanak keşidecisi ……… Tekstil…ltd.şti, lehdarı müvekkili şirket, keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 30.05.2019, seri nosu ……. olan, 500.000-TL bedelli …… Bankası çekinin çalındığını, çek iptali davası açıldığını, ödemeden men kararı alındığını, çeklerin davalılar tarafından bankaya ibraz edildiğini, çek iptali davasından ve çekin çalıntı olduğundan haberleri olmasına rağmen icra takibine girişildiğini, çek örneğinin incelendiğini ve kaşenin müvekkiline ait olmadığını, müvekkili şirkete atfen atılan imzanın müvekkili şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığnı, ciro silsilesinde arada görünen isim ve unvanların gerçek olmayan fiktif firmalar olduğunu, davalıların dava konusu çeklere uygun işlem yapabilecek ticari kapasitede olmadığını, dava konusu 1 adet çekin müvekkili şirkete iadesine, icra takibinin teminatlı veya teminatsız durdulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ……… vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;faturaları ile satışı yapılmış ticari emtia karşılığında çekin alındığı, davacı yanın destekten yoksun karalama beyanlar ile zaman kazanmaya ve müvekkili yasal alacağını tahsilden alıkoymaya çalıştığını, çeke ilişkin ödeme yasağı kararının verilmesinin çeki icra takibine konu etmesine engel teşkil etmeyeceği gibi borçlular adına icra takibi yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığını, davacının tüm beyanlarının asılsız olduğu gibi çekte iyi niyetli hamil olan müvekkile karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
DELİLLER:
Bölge Adliye Mahkemesi …….. Hukuk Dairesi’nin ……… Esas, ……… Karar sayılı ilamı, İstanbul Ticaret Odası yazı cevabı, …….. Bankası yazı cevabı, İstanbul ……… İcra Hukuk Mahkemesi yazı cevabı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, çalınan çeke dayalı yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve çekin istirdadı talebine ilişkindir.
Somut olayda söz konusu çekin zorunlu unsurları konusunda bir uyuşmazlık olmayıp, çek geçerli ve tedavüle uygun çektir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının iş yerinde gerçekleşen hırsızlık olayı neticesinde çalınan dava konusu çekli iktisap eden davalı hamil ……… ve davalı cirantaların çekleri iyi niyetle kazanıp kazanmadığı, borçlu olmadığını bile bile ve davacıyı zararlandırmak için çeki iktisap edip etmedikleri noktasında toplandığı açıktır.
Kambiyo senetlerinde, imzaların istiklali ilkesi geçerlidir. Çeke hangi sıfatla olursa olsun imza atarak sorumluluk altına giren her kişi diğer imza sahiplerinin sorumluluğundan ayrı ve bağımsız olarak borç altına girer. Bu husus, 6102 sayılı TTK’nın 677. md. de açıkça ifade olunmuştur. Zincirleme ve birbirine bağlı, lehtardan hamile tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez. Ayrıca imzaların istiklali prensibi gereğince ciro silsilesinde şekli bir eksiklik bulunmadığı sürece çeki elinde bulunduran hamilin iyiniyetli olduğu kabul edilir.
Somut olayda, davaya konu çekin ciro silsilesinde şeklen bozukluk yoktur. Davacı taraf, lehdar ve aynı zamanda ilk ciranta olup, kaşenin ve adına atılan imzanın sahteliğini ileri sürmüştür. Kural olarak imza sahteliği iddiasının bulunması halinde öncelikle bu hususun çözüme kavuşturulması gerekir. Ancak imza incelemesi halinde imza davacıya ait çıkmasa bile istirdat talebi için davalı hamilin kötüniyetle çekleri iktisap ettiğinin kanıtlanması gerekeceğinden, öncelikle mali inceleme ve kötü niyet hususu inceleme konusu yapılmıştır. Kaldı ki; İmza incelemesi neticesinde imza davacıya ait çıksa bile davacı kaşe ve imza yapıp tedavüle hazır bir şekilde çekleri elinde bulundurabileceğinden, somut olayda cirantaların kötü niyeti önem arzetmektedir.
Dosyaya celp edilen soruşturma evrakı uyarınca davacı iş yerinde hırsızlık olayının gerçekleştiği, davacının kayıtları üzerinde yapılan mali inceleme uyarınca davacının dava konusu çeki ticari ilişki kapsamında edindiği ve davacı cirosunu takip eden cirantalar ile davacının herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dosyada mübrez İstanbul …….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ………. esas sayılı dosyası ve mahkememizin …… ve …….. esas sayılı dosyalarına konu çeklerin de aynı hırsızlık olayında çalınan çeklerden olduğu, bu çeklerdeki ciro silsilesi ile dava konusu çeklerdeki ciro silsilesinin bire bir aynı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce UYAP entegrasyon ekranında yapılan inceleme ve dosyaya arasına alınan iş bu kayıtlar uyarınca davalı …….. şirketinin tek ortağı ve yetkilisi olan ………’nun benzer mahiyette çok sayıda gerek hukuk ve gerekse ceza davalarının olduğu tespit edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişisi ……… eliyle tarafların ticari kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlanan 14.10.2021 tarihli raporda özetle; davaya konu …….. seri numaralı çekin, 11.12.2018 tarihli …….. Nolu tahsilat makbuzu kapsamında ……… Tekstil firmasından alındığı, söz konusu tahsilat makbuzunuz ……… Nolu 450.000,00TL tutarlı, ………. Nolu 500.000,00TL tutarlı ve ……… Nolu 500.000,00TL tutarlı toplamda 1.450,000,00TL olmak üzere 3 adet çek için verildiği, davaya konu çekin davacı ile dava dışı ……… Tekstil firması arasındaki ticari ilişki nedeniyle teslim alındığı, davacının çek keşidecisi ……… Tekstil dışındaki hiçbir cirantayla ve davalıyla ticari ilişkisinin bulunmadığı,

Davalı ……… firması ile ……….. arasında ilk ticari ilişkinin 14.03.2019 tarihli fatura ile başladığı, 03.05.2019 tarihinde son faturanın kesildiği, toplamda kesilen 11 fatura ile davalı tarafından 1.942.120,80 TL tutarında satışın ……… firmasına yapıldığı, buna karşılık ……… firması tarafından 15.03.2019 tarihinden itibaren davalı ……… firmasına cari hesaba mahsuben verilen muhtelif çek ve senetler taplamının 3.868.900,60TL olduğu, böylelikle alıcı konumundaki ……… lehine cari hesap bakiyesinin 26.06.2019 tarihi itibariyle 1.926.779,20TL bakiye verdiği, davalının davaya konu Keşidecisi ……… Tekstil Kumaş Paz. Tic. San. Ltd. Şti., lehtarı davacı şirket olan, keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 30.05.2019. seri no.su ……… olan, 500.000,00-TL bedelli ……… Bankası çekini, ………- ……… Tekstil firmasından 24.04.2019 tarihinde — …….. sayılı tahsilat makbuzu ile aldığı ve 24.04.2019 tarih ve …….. yevmiye numaralı kayıt ile ticari defterlerine işlediği, Başka bir deyişle; ticari ilişki kapsamında, ticaret hacminin çok üstünde ödemede bulunulmasının ve bu ödemelerden 18 ay geçtikten sonra dahi alacak bakiyesinin yüksek tutarlarda devam etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı değerlendirildiği,
Davalı ……… firmasının ticari kayıtlarına göre; davalı ……… — …….. Tekstil firmasının cari hesaba mahsuben davalı ……… firmasına verdiği toplamı 3,868.900,00TL tutarlı olan çeklerin, davaya konu 500.000,00TL tutarlı çek dahil 7 adette 3.150.000,00TL tutarlı olan kısmının davacı tarafından çalındığı beyan edilen çeklerden oluştuğu, dolayısıyla davalının davaya konu çeki usulüne uygun almadığı yönünde kanaat hasıl olduğu şeklinde görüş bildirdiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde mübrez mahkememiz dosyası olan ………. Esas sayılı dosya üzerinden alınan Mali Müşavir bilirkişisi ……… tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; davacı ile çeklerde ciranta olan davalı şirketler …….. , ………. Tekstil şirketleri ve ……… arasında herhangi bir ticari ilişki ve kayıt tespit edilemediği,
Dava konusu çeklerin davalı ……… tarafından davalı ……. Tekstil’den teslim alındığı ve davalı ……… Tesktil şirketine teslim edildiği, Davalı ………’in ……. Tekstil’e Nisan ayında toplamda 4 adet 617.600 TL bedelli fatura düzenlediği, düzenlenen fatura içeriği kumaşların toplam miktarının 14.600 kg olduğu, ……… tarafindan ……. Tekstil’ e düzenlenen 4 adet faturanın her birinin içeriği satışı yapılan kumaş miktarının ortalama 3600 kg olduğu ancak sevk irsaliyelerinde teslim alan Nakliye araç plakası gibi Vergi Usul Kanunu hükümlerince zorunlu olan bilgileri içermediği dolayısı ile fatura konusu malların teslim edildiği anlaşılamamış ve aralarında gerçek bir ticari ilişki bulunduğu ve bu kapsamda çeklerin alındığı izlenimi oluşmadığı,
Davalı ………’in ……. Vekstil’den tahsil ettiği dava konusu çekleri, ……… Tekstilden yaptığı alımların ödemesi olarak teslim ettiğini beyan ettiği, davalı ……… Tekstil kayıtlarında davalı ………’e düzenlenen fatura ve karşılığı teslim alınan çeklerin yer aldığı, ancak davalı ……… Tekstil Şirketi’nin 2019 Mart-Nisan-Mayıs ayına ait BS Form beyanını süresinde yapmadığı, ……… Tekstil – ………’in ise alım satım yaptığı hiçbir faturayı BA-BS formları ile vergi dairesine beyan etmediği anlaşılmıştır. Kaldı ki, ……… Tekstil – ………’in hem fatura |tarihlerinde ve hem de davaya konu çekleri ………. tekstile teslim ettiği Nisan 2019 döneminde faaliyetini terk etmiş sayıldığı ve faal olmadığı,
Davalı ……… Tekstil tarafından ibraz edilen muavin kayıtları uyarınca; davalı ………’e fatura düzenlenen tutarların çok üzerinde çek tahsilatı yapıldığı ve yapılan ticaretin kayıtlarla örtüşmediği tespit edilmiştir. Bu tespitler ışığında ……… ile ……… arasında gerçek bir ticari ilişki bulunmadığı ve çeklerin usulüne uygun olarak iktisap edilmediği şeklinde görüş bildirdiği anlaşılmıştır.
Tüm bu deliller nazara alınarak ceza yargılamasının sonucunu beklemekte ve imza incelemesi yapmakta hukuki yarar görülmemiştir.
Açıklanan bu deliller ışığında; hırsızlık olayı neticesinde çalınan gerek dava konusu çekin ve gerekse de yukarıda belirtilen mahkememizin diğer dosyalarına konu çeklerin aynı cirantaların imzası ile ……… şirketinin eline geçerek son hamil olarak bankaya sunulması, ……… firmasının kayıtlarının şüpheli işlemler barındırması, bu firmanın ticari ilişki içinde olduğu ………’in ticari kayıtlarının gerçeklikten uzak olması, bu kişinin ortak olduğu benzer sayıda şirketlerin bulunması, diğer cirantaların şirket olması ve bu şirketlere ulaşılamaması gibi hususların birlikte değerlendirilmesi neticesinde; ortada hayatın olağan akışına uygun ticari ilişkinin bulunmadığı, davalıların iyi niyetini ortadan kaldıran organize bir durumun olduğunu göstermektedir.
Bu açıklamalar ışığında davalı hamilin kötüniyetli olduğu kabul edilerek davacı tarafın davasının kabulüne, davacının İstanbul ……….. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı takip dosyasından ve takibe konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve dava konusu çekin davacıya iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE,
1-Dava konusu İstanbul ………. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasına konu …….. Bankasına ait, …….. çek nolu, 30/05/2019 keşide tarihli 500.000,00TL bedelli keşidecisi ……… Tekstil…Ltd. Şti. Olan çekten dolayı DAVACININ BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ ile çekin davacıya iadesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 34.155,00-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 44,40-TL peşin harcı ve 8.543,00TL tamamlama harcından mahsubu ile eksik kalan 25.567,60-TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 44,40 peşin harç ve 8.543,00-TL tamamlama harcının davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 800,00.-TL bilirkişi ücreti ve 880,00-TL posta ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.680,00-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 42.050,00-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/03/2022

Başkan ………
¸e-imzalıdır
Üye ………
¸e-imzalıdır
Üye ……..
¸e-imzalıdır
Katip ……..
¸e-imzalıdır