Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/727 E. 2022/29 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/727 Esas
KARAR NO : 2022/29

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 17/01/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 16/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekillerinin davalıya konaklama hizmeti verdiğini fatura kestiğini oluşan borcu davalının ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; dava dilekçesinde iddia edilen hizmeti müvekkillerinin almadığını, bu nedenle davacıya borçları olmadığını, iddia edilen faturayı kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ……… E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy ……… İcra Müdürlüğü’nün ………. E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçlu yönelik 39.328,22 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor sonuç kısmında özetle ; Davalı tarafın ticari defter sunmadığını, davacı tarafın sunduğu ticari evrakların incelendiğini, yanlar arasında 2019-2020 yılı, davacı tarafından davalıya konaklama hizmeti verilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu işbu ticari ilişki neticesinde davacının 38.569,60 TL Asıl alacakt 758,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 39.328,22 TL bedelli icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile huzurdaki davanın ikame edildiği, davacının ticari kayıtlarında 17.02.2020 Tarihli İcra Takibinde davalıdan 38.569,60 TL asıl alacak talebinde bulunduğu, icra takibine dayanak olarak 07.1.2019-31.01.2020 tarihleri arasında davacıya düzenlenen faturalar gösterilmiş olup söz konusu faturaların bedelleri toplamının 39,198,05 TL olduğu davacı ticari kayıtlarından tespit edildiğini, dolayısı ile taleple bağlılık esası gereğince davacı talebinin dayanakları açısından uygün olduğu davalının İcra takip tarihinde davalıdan 37.244,02 TL Alacaklı gözüktüğü, icra takip talebi olan 238.569,60 TL ile ticari kayıtları icra takip tarihindeki farkın 1.325,58 TL olduğu bu farkın kaynağının ise davacının takibini salt fatura bedelleri üzerinden başlatması ve davalıdan gerçekleştirdiği tahsilatlar mukabilinde Cari besap bakiyesini dikkate almamasından kaynaklandığı, neticeten davacının icra takip tarihinde davalıdan tahsilini talep edebileceği tutarın 37.244,02 TL olduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafın davalıya sahibi bulundukları hotelde konaklama hizmeti verdiklerini, bu hizmetin bedeli olarak düzenledikleri fatura bedellerinin ödenmediğinden bahisle icra takibi başlattıklarını ve itiraz üzerine işbu davayı açtıkları görülmüştür.
Davalı tarafça; davacı tarafça ileri sürülen hizmetin verilmediğinden bahisle borçlu bulunmadıkları savundukları görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafa davacı tarafça dava konusu icra takibiyle talep edilen faturalarda yer alan konaklama hizmetinin verilip verilmediği ve bu nedenle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususudur.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davalı tarafça her ne kadar icra müdürlüğüne sunulan ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş ise de, yetki itirazında yetkili yerin bildirilmemesi nedeni ile usulüne uygun olmayan yetki itirazının reddine karar verilmiş ve bu konuda yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılmış olunması konusundaki dava şartının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Davanın değeri ve niteliği itibariyle HMK’nun 200.maddesi dikkate alınarak tarafların tanık dinletme taleplerinin reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı tarafın yapılan ihtarata rağmen uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defterlerini sunmaktan imtina ettiği görülmüştür. Mali müşavir bilirkişisinin davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği 19/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 37.244,02 TL tutarında alacağı göründüğünün saptandığı bildirilmiştir.
Dava konusu asıl alacağın icra takibiyle talep edilen miktarının 37.244,02 TL’lik kısmının davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlüdürler. Davacı taraf, tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın usulüne uygun tuttuğu kendi defter kayıtlarının o taraf lehine delil olarak kabul edilebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir(Aynı yönde Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı). Aksinin kabulü, kötüniyetin korunması anlamına geleceğinden kamu düzenine aykırılık teşkil eder. Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, burada bir tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterlerini ibraz etmesi ancak diğer tarafın ibrazdan kaçınması durumunda, ibraz eden lehine adi bir karine öngörüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmeyip anılan adi karinenin aksini ispat edemediğinden, davacı tarafın HMK’nun 222/2.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının yasanın açık hükmü uyarınca davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın defter ibrazından kaçınması göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının 37.244,02 TL’lik kısmının ispat edildiği, davacı defterlerinde kayıtlı bulunmayan ve alınan bilirkişi raporuyla davacı tarafın davalı tarafça yapılan ödemeleri dikkate almayarak takip başlatmasından kaynaklandığı anlaşılan fazlaya ilişkin asıl alacak kısmının reddi gerektiği, yine takipten önce davalının temerrüde düşürülmemesi nedeni ile işlemiş faiz yönünden de davanın reddi gerektiği. davalının borca itirazının 37.244,02 TL’lik kısım yönünden haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının Bakırköy ……… İcra Müdürlüğünün ………. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 37.244,02 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz taleplerinin REDDİNE
37.244,02 TL Asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 37.244,02 TL asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.544,14.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 474,99.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 196,64.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 474,99.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 915,50.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 866,98 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.586,60.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.084,20.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre 1.250,05 TL’sinin davalıdan, bakiyesinin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/01/2022

Katip ………
¸e-imzalıdır

Hakim ………..
¸e-imzalıdır