Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/718 E. 2022/411 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/718 Esas
KARAR NO : 2022/411

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/05/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 17/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekillerinin davalıya ürün sattığını fatura kestiğini davalının borcunu ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.

Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Belirtilen icra dosyasının tetkikinde alacaklı davacı tarafından borçlu davalıya yönelik 6.180,60 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor sonuç kısmında özetle ; Davacı ……… ÜRÜNLERİ GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş’nin DAVALI ………. OTOMOTİC İNŞAAT GIDA SAN, TİC.LTD.ŞTİ. 17/12/2019 tarih itibari ile 6.180,60 TL alacaklı olacağı 31/03/2020 tarih itibari ile 5.180.60 TL alacaklı olacağı; sonucuna ulaşıldığı, faiz hesaplaması ile toplam tutarın 5.891,85 TL olacağı belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve hukuki dinlenilme hakkı tanınmış, ancak davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış ve herhangi bir delil de bildirmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafın davalı taraftan dava konusu icra takip dosyası dayanağı faturalardan dolayı alacağı bulunup bulunmadığı hususu olarak saptanmıştır.
Davacı tarafça bildirilen ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bu surette, davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde istinabe yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor aldırılmış olup, sunulan 01/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacının davalıdan 17/12/2019 tarihi itibari ile 6.180,60 TL, 31/03/2020 tarihi itibari ile 5.180,60 TL alacaklı olduğu sonucuna varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce, davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi raporu aldırılmasına ilişkin ara kararı verilerek ilgili duruşma tutanağı ve defter inceleme gün ve saatine davalı vekiline tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafın yapılan ihtarata rağmen uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defterlerini sunmaktan imtina ettiği görülmüştür.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden ilgili döneme ilişki BS-BA formları celp edilmiş, davalı tarafça icra takibi dayanağı faturaların 11 adet olarak ve KDV hariç 5.879,00 TL şeklinde vergi dairesine bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Dava konusu alacağın davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlüdürler. Davacı taraf, tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın usulüne uygun tuttuğu kendi defter kayıtlarının o taraf lehine delil olarak kabul edilebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir(Aynı yönde Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı). Aksinin kabulü, kötüniyetin korunması anlamına geleceğinden kamu düzenine aykırılık teşkil eder. Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, burada bir tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterlerini ibraz etmesi ancak diğer tarafın ibrazdan kaçınması durumunda, ibraz eden lehine adi bir karine öngörüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmeyip anılan adi karinenin aksini ispat edemediğinden, davacı tarafın HMK’nun 222/2.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının yasanın açık hükmü uyarınca davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınması ve celp olunan BS-BA formları içeriği göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davacı tarafın bildirdiği üzere davalı tarafın takipten sonra 1.000,00 TL ödemesi bulunduğu ve bu ödemenin alacaktan düşülmesi gerektiği, davacı tarafça dava açılışında bu miktar düşülerek talepte bulunulmuş olduğu, neticeten davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın 5.180,60 TL asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne, davalının takipten önce temerrüde düşürülmemesi nedeni ile işlemiş faiz talebi yönünden davanın reddine, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan her ne kadar davanın kısmen reddine karar verilmiş ise de, Arabuluculuk Kanunu veya yönetmeliğinde arabuluculuk toplantısına davet konusunda herhangi bir şekil şartının öngörülmediği, dosyada mevcut arabuluculuk tutanağının incelenmesinden, arabulucu tarafından davalı tarafın arabuluculuk ilk toplantısına usulüne uygun şekilde davet edildiği (davet mektubunun kargo ile gönderildiği ancak iade gelmesi üzerine şirket yetkilisine telefonla ulaşıldığı ancak davalı şirket yetkilisinin toplantıya katılmayacakların bildirdiği) halde herhangi bir mazeret bildirmeden arabuluculuk toplantısına katılmadığı anlaşılmakla, 6325 sayılı HUAK’nun 18/A maddesinin 11.fıkrasında yer alan “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez…” hükmü uyarınca davalı taraf arabuluculuk ücreti dahil tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuş ve davalı lehine vekalet ücretine hükmolunmamıştır.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile
Davalının Küçükçekmece ……. İcra müdürlüğünün …….. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 5.180,60 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin (işlemiş faiz talebinin) reddine,
5.180,60 TL Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Davanın itirazın haksız çıkması ve alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile devamına karar verilen 5.180,60 TL’nin %20 si oranında hesaplanacak İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 353,89.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 62,07.-TL peşin harç ve 32,57 TL icra peşin harcının mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 62,07.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 887,60.-TL yargılama giderinin davalı tarafın arabuluculuk ilk toplantısına mazeretsiz olarak katılmaması dikkate alınarak tamamının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafın arabuluculuk ilk toplantısına mazeretsiz olarak katılmaması dikkate alınarak davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
8-Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 11.fkrası uyarınca davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/05/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır