Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/701 E. 2022/1172 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/701 Esas
KARAR NO : 2022/1172

DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 25/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin 16/05/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalılarla müvekkili arasında …. AVM’de yer alan … ve … numaralı dükkanlar için ön kira sözleşmesi akdedildiğini, bu protokol uyarınca asıl kira sözleşmesinin 01/09/2018 tarihinde yapılmasının kararlaştırıldığını, yine bu protokol uyarınca davalıların davacıya 140.000 TL ödeme yapması gerektiğini, ancak davalıların protokole uymadıklarını, davalıların mecura ilişkin 16/08/2018-21/09/2018 tarihleri arasında oluşan kira, elektrik, ortak alan ve reklam katkı payı borçlarını ödemediklerini, bunun üzerine davalılar hakkında Çorlu …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalılardan ….’ın takibe karşı yetki itirazında bulunması üzerine, bu davalı yönünden Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takibin devam ettiğini, davalıların itirazları üzerine takiplerin durduğunu, taraflarca akdedilen protokol, faturalar ve ihtarname incelendiğinde itirazların yerinde olmadığının görüleceğini belirterek yapılan itirazların iptalini ve davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetini karar verilmesini Çorlu Sulh Hukuk mahkemesinde talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Pazarlama A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz yerde açıldığını Müvekkili şirketin merkezinin …. , diğer davalı ….’in ikametgah adresinin … olduğunu Yetkili ve Görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan yetkisilik kararı verilmesini ve davacı ile müvekkili arasında hiçbir zaman kira sözleşmesi akdedilmediğini, yalnızca ön kira sözleşmesi imzalandığını, dava konusu edilen protokolün hazırlandığı toplantı esnasında şirket adına protololün altında imzası bulunan kişinin müvekkili şirketi temsile ve ilzama yetkili olmadığını, protokol altında imzası bulunan …’ın müvekkili şirketi temsile yetkili olmaması sebebiyle protokolün …. Pazarlama açısından bağlayıcılığı olmayacağını, davacının alacaklı olduğunu iddia etmesinin kötü niyetli ve haksız olduğunu belirterek davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Çorlu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelttikleri yetki itirazı neticesinde müvekkiline ilişkin takibin Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına kaydedildiğini, bu kere mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkili açısından davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, müvekkilinin diğer davalı …. Pazarlama’nın sigortalı çalışanı olduğunu, bu sebeple çalıştığı şirketin ticari işleriyle ilgili yaptığı iş ve işlemlerden şahsi sorumluluğu olamayacağını, dava dışı … Ltd. Şti. İle davacı şirket arasında 2016 yılı Nisan ayında kira sözleşmesi imzalandığını ve bu kira ilişkisinin 30/11/2018 tarihine kadar davacının bilgisi dahilinde kesintisiz olarak devam ettiğini, işbu dava dosyasına sunulan protokolün taraflar arasında imzalanan gerçek protokol olup olmadığını tespiğt edemediklerini belirterek müvekkili yönünden ikame edilen davanın reddini talep etmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 28/11/2022 tarihli rapor sonuç kısmında özetle ; Büyükçekmece …. İcra …. E: 15/02/2019 takip çıkışlı , alacaklı -…. ,borçlu -… olarak 160.197,32 TL asıl alacak 437,57TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 160.634,89 TL olarak takip başlatıldığı ,06/08/2018 tarihli protokolde madde 1 de tarafların …. ile …. olduğu , madde 2 de aylık mecur (… AVM DÜKKAN no 25-26) 2500 euro *kdv olarak belirlendiği , 01/01/2019 tarihinden itibaren 2600 euro * kdv * ortak alan m2*4 birim bedeli * ciro satış %10 oranı olduğu , madde 3 de 31/12/2018 tarihli 140.000 TI ödenmesi için en son tarih olup bu tarihe kadar …. A.Ş. protokole konu dükkan bir bayisine devir ederse devir tarihi itibari ile 140.000 TL ödemeyi kabul ve taahüt eder.” şeklinde yazıldığı, …. … a.ş. asıl kira sözleşmesinde de iş bu protokol de de kiracı sıfatıyla yer alacak olup danış özkara … karşı bahse konu dükkanın işletmesini bayilere devretmiş olsa dahi …. sorumludur. Taraf imzaları tespitin de “… ile … (…. … A.Ş.adına) akdedilmiştir. Şeklinde ön kira sözleşmesi akdedildiği ,madde 3 de 31/12/2018 tarihine kadar danış … 140.000 TL ödeyecek olup bahse konu bedeli sözleşme devam etsin yada etmesin asıl kira sözleşmesi yapılsın yada yapılmasın geri talep etmeyeceğini iş bu protokolle kabul ve taahüt etmektedir. 31/12/2018 tarihli 140.000 TL ödenmesi için en son tarih olup bu tarihe kadar …. … A.Ş. protokole konu dükkan bir bayisine devir ederse devir tarihi itibari ile 140.000 TL ödemeyi kabul ve taahüt eder.” şeklinde belirtildiği, 140.000 TL asıl alacak olduğu, ön kira sözleşmesi gereği ; 13.422,50 TL (mecur kira )* 1.388,60 TL elektirik * 4.535,86 ortak alan * 850,36 TL reklam katkı =20.197,32 TL olarak tespit edildiği,Takip öncesi İşlemiş faiz talebinin 437,57 TL olarak hesap ve tespit edildiği , taraflar arasındaki sözleşmeyi imzalayan …’ın davalı şirketin ticari vekili sıfatına sahip olduğu, bu nedenle de, bu kişinin imzaladığı sözleşmenin davalı şirketi bağlaması gerektiği, dolayısyla yukarıda belirtilen borçtan davalı şirketin sorumlu olduğu, davalı … vekil sıfatıyla sözleşmede yer aldığından, sözleşmede taraf sıfatı bulunmadığından, sözleşmenin ihlal edilmesinden kaynaklanan zararların davalı …’dan istenemeyeceği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 16/08/2018 tarihli protokol nedeniyle başlatılan takibe davalıların itirazının iptali istemine ilişkindir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. HUKUK DAİRESİ 18/05/2022 tarih,… Esas ve … Karar sayılı ilamında ticari mümessil ve ticari vekil
” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 551. maddesinde ise; “Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir. Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticarî mümessilin, bir işletmenin tüm işlerini idareyle görevlendirilmesine ve böylece, işletmenin belirli yetkilere sahip “idarecisi” niteliğinde olmasına ve adeta işletmenin sahibiymiş gibi işletme konusuna giren tüm işlemleri (BK’nın sınırlamalar dışında) yapabilme yetkisine sahip bulunmasına karşın, ticarî vekilin temsil yetkisi, işletmenin olağan işleriyle sınırlıdır; ticarî vekil, işletmenin yönetimine ve yürütülmesine ilişkin yetkilere sahip değildir. Dolayısıyla, ticarî mümessil işletmenin olağan ve olağanüstü nitelikteki bütün işlerini yapma yetkisine sahip olduğu hâlde, ticarî vekil, kural olarak sadece olağan işleri yapabilir; ticarî vekilin, olağan işler dışında kalan alanlarda işletmeyi temsilen işlem yapabilmesi, ancak işletme sahibince o konuda özel olarak yetkilendirilmesiyle mümkündür. Bir başka fark da şudur; 6762 sayılı TTK hükümlerine göre ticarî temsilcinin tersine ticarî vekil, ticaret siciline tescil edilemez.
Ticarî vekilin müvekkilini borç altına sokabilmesi için, bu konuda kendisine açıkça yetki verilmiş olması şarttır. Oysa ticarî mümessilin borç altına sokan işlem yapabilmesi, bu yönde açık ve ayrıca verilmiş bir yetkinin varlığına bağlı değildir (Tacir yardımcıları, ticarî mümessil ve ticarî vekil kavramları hakkında, bu kararın yazımında da yararlanılan ayrıntılı açıklamalar için, bkz: Feyzi Necmeddin Feyzioğlu, Ticari Mümessiller ve Diğer Ticari Vekiller, Halil Arslanlı’nın Anısına Armağan, İstanbul 1978, s. 407 ve devamı; Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku, 6. Baskı, Ankara 2001, s. 167 ve devamı; Ünal Tekinalp, Kambiyo Senetlerinde Temsile İlişkin Bazı Sorunlar, Temsil ve Uygulamada Vekalete İlişkin Sorunlar Sempozyumu, 14-16 Haziran 1976, İstanbul 1977, s. 35 ve devamı; Dr. İsmail Kırca, Ticari Mümessillik, Ankara 1996, s. 33 ve devamı).
Önemle vurgulanmalıdır ki; yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı gibi öncelikle bir kişinin ticarî vekil mi, yoksa ticarî mümessil mi olduğunun çekişmeli bulunduğu hâllerde, o kişiye işletme sahibi (veya işletmeyi temsile yetkili kişi) tarafından verilen yetkilerin içerik ve kapsamları dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmalıdır.
Eğer verilen yetkiler, işletmenin hem olağan ve hem de olağanüstü nitelikteki bütün işlerinin idare edilmesine olanak tanıyan bir içerik ve genişlikte ise, ortada ticarî mümessilin bulunduğu; buna karşılık, sadece olağan işlerle sınırlı bir yetki verilmiş ise, ticarî vekilden söz edilmesi gerektiği kabul edilmelidir.
Bu aşamada şu husus da belirtilmelidir ki; olağan işlerin neler olduğunun belirlenmesinde, hem işletmenin niteliği, iş hacmi gibi unsurlar, hem de yapılacak işlemlerin türü ve değeri göz önüne alınmalıdır. Örneğin, işletmenin satış politikasında değişikliğe gitmek, işletmede kullanılan makineleri daha yeni teknolojiyle üretilmiş olanlarla değiştirmek konusunda sözleşmeler yapmak, olağanüstü nitelikteki işlemlerden sayılmaktadır. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 19.04.2006 tarihli ve 2006/19-165 E., 2006/213 K.; 29.11.2006 tarihli ve 2006/12-758 E., 2006/754 K., 05.11.2008 tarihli ve 2008/15-651 E., 2008/654 K. ve 16.05.2018 tarihli ve 2017/19-836 E., 2018/1097 K. sayılı sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Açıklamalardan da anlaşılacağı üzere ticarî temsilci ile ticarî vekil arasında; atanması, temsil yetkisinin kapsamı, mahiyeti, niteliği vs. açılarından farklılıklar vardır. Ticarî temsilcinin temsil yetkisi, iyiniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı sınır ve kapsam bakımından emredici hükümlerle tanzim edilmişken; ticari vekillerde, vekilin temsil yetkisini düzenleyen hükümler daha ziyade tamamlayıcı mahiyettedir. Ticarî vekilin temsil yetkisinin sınır verilen hizmetin niteliğinden doğar; temsil yetkisinin sınırı ve kapsamı da dış ilişkideki görünüşe göre belirlenir. Ticarî vekil, ticarî işletmenin olağan işlerini görmek amacıyla tayin edildiğinden, temsil yetkisi de bu çerçevede olacaktır (Ayhan, Rıza/Özdamar, Mehmet/Çağlar, Hayrettin: Ticari İşletme Hukuku Genel Esaslar, Ankara 2014, s.355 vd.).” şeklinde açıklanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 16/08/2018 tarihli protokolün geçerli olup olmadığı ve geçerli olması halinde davalıların sorumlu olup olmayacağı noktalarına ilişkin olduğu davalı taraflarca sözleşmesinin yırtıldığı, dolayısıyla takibe konu sözleşmenin bulunmadığı yönünde itirazda bulunulmuş ise de sözleşme aslı mahkememize sunulduğundan bu itiraz yerinde görülmemiş ayrıca … tarfından imzaya itiraz edilerek suç duyurusunda bulunma hakkı saklı tutulmuş ise de suç duyurusnudaticari vekil olması halinde bulunulmamış, …’ın 01/03/2021 tarihli 2.celsede isticvabına karar verildiği ve isticvab hususunda meşruhatlı davetiyenin …’a tebliğ edilmesine rağmen hazır olmadığından mahkememizce HMK 211. Maddesi uyarınca imzayı ikrar etmiş sayılarak sözleşmedeki imza davalı …’a ait olduğu kabul edilmiştir.
…’ın yukarıda açıklamalar ışığında ticari mümessil olmadığı açık olup tartışılması gereken hususun ticari vekil olup olmadığı ve davaya konu sözleşme nedeniyle ticari işletmenin sorumlu olup olmayacağı hususunun önem arz etmektedir.Dosya kapsamında davacıya it protokole konu … AVM nolu dükkanların kullanımı konusunda çıkan ihtilaf üzerine davalı şirket tarafından sorunun çözümü amacıyla şirket çalışanı-genel müdürü …’ın gönderildiği ve davaya konu protokolün imzalandığı,ticari vekil her ne kadar olağan işleri yapmaya yetkili ise de şirket tarafından davacı ile olan uyuşmazlığın çözümü için özel olarak yetkilendirildiği ve protokolün görüşmeler sonunda imzalandığı, davalı tarafça davaya konu sözleşmenin bulunmadığı yapılan sözleşmelerin imha edildiği yönünde savunma yapılmış ise de bir sözleşmenin kaç nüsha yapıldığını ve imha halinde suret kalıp kalmayacağının genel müdür olan ve protokolü imzalayan … tarafından bilinmesi ve gerektiğinde davacı tarafta kalan nüsha ile ilgili dava açılması gerektiği,davalı şirketin bu dava ile protokolden haberdar olduğu varsayımında da davalı tarafça protokol aslının sunulması akabinde dava açılması ya da imzaya ilişkin suç duyurusunda bulunulması gerektiği ancak bu yollardan hiç birine başvurulmadığı, dolayısıyla davaya konu protokolün davalı şirket adına … tarafından imzalandığı ve şirketin protokol hükümleri gereğince sorumlu olduğu anlaşıldığından davalı şirket yönünden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı …’ın prtokolden şahsi olarak sorumluluğu gerektirecek hukuki bir nedenin bulunmadığı, davalının davaya konu protokole konu imzayı genel müdürü olduğu diğer davalı şirket adına attığı anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİNE
Davanın davalı …. Pazarlama Hizmetleri A.Ş. yönünden KABULÜNE
Davalı … yönünden REDDİNE
1-Davalı …… A.Ş.’nin Çorlu …İcra Dairesi … E sayılı dosyasıyla başlatılan takibe yönelik itirazının 160.197,32 TL asıl alacak ve 437,57 TL faiz yönünden iptali ile takibin aynen devamına,
-Devamına karar verilen 160.197,32 TL alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına
2-Alacağın likit olması nedeniyle 160.197,32 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalı …. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.943,08.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.932,60.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 803,17.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 8.207,31.-TL karar harcının davalı …. Pazarlama Hizmetleri A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 20,40.-TL başvurma harcı ve 1.932,60.-TL peşin harcın davalı …. Pazarlama Hizmetleri A.Ş.’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan 2.000 TL bilirkişi ücreti 656,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.656,90.-TL yargılama giderinin davalı …. Pazarlama Hizmetleri A.Ş.’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı … tarafından dosyada yapılan 164,50 TL posta giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 25.029,60.-TL vekalet ücretinin davalı …. Pazarlama Hizmetleri A.Ş.’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı … taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 25.029,60.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
9-Davacı ve davalılar tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı …. vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istanbul Bölge Adliyesi (istinaf) Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 29/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır