Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/697 E. 2022/95 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/697 Esas
KARAR NO : 2022/95

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/02/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; ……. Elemanları ve Hazır Beton Fabrikaları San. ve Tic. A.Ş. İle davalı ……. İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. aralarındaki ticari ilişkiden dolayı. Müvekkili Şirket’in borçlu Şirket’ten bakiye para alacağı bulunduğu, söz konusu alacaklara dayanak faturaların müvekkili şirket tarafından düzenlendiğini, fatura tutarlarının ödenmesi konusunda taraflar arasında yazışmalar gerçekleştirildiğini, ancak borçlu şirketin kötü niyetli olarak borcunu ödemediğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 29.523,01 TL alacağı için Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı dosyası nezdinde takip başlatıldığını, yapılan takibe yönelik yine kötü niyetli olarak borç itirazında bulunduğunu, borçlu Şirketin borcun varlığı ve miktarı hususunda bilgi sahibi olduğunu, söz konusu borçları ve miktarlarını TTK m.21 hükmü uyarınca kabul ettiğini, faturanın alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmediğini, dolayısı ile icra dosyasındaki itirazı kötü niyetli olarak yaptığını belirterek itirazının iptali ile takibin devamını talep etmiştir.

Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Belirtilen icra dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçluya yönelik 29.523,01 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Mahkememize sunulan bilirkişi rapor sonuç kısmında özetle ; Davacı …… firması, Davalı ……. firmasına 58.001,13 TL tutarında satış yaptığı, yapılan satışa karşılık 30.000,00 TL tahsil edildiği, kalan borcun 28.001,13 TL olduğu, davalı ……. firmasının İcra tarihi itibariyle 28.001,13 TL borçlu olduğu, TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği, davalı ……. firmasının Bilirkişi İncelemesine katılmadığı, herhangi bir defter ve belge de sunmadığı, dolayısıyla ticari defter incelemesi yapılamadığı belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça davalıdan alacaklı olduklarından bahisle başlatılan icra takibine davalının vaki itirazı üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış ve hukuki dinlenilme hakkı tanınmış olmasına rağmen davaya cevap vermediklerinden HMK’nun 128.maddesi uyarınca davalı taraf münkir addolunmuştur.
HMK’nun 222.maddesinin 1.fıkrası “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” şeklinde olup, tarafların tacir sıfatını taşımaları ve TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunmaları nedeni ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı tarafın yapılan ihtarata rağmen uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defterlerini sunmaktan imtina ettiği görülmüştür. Mali müşavir bilirkişisinin davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği. 14/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 28.001,13 TL tutarında alacağı göründüğünün saptandığı bildirilmiştir.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK’nun 18.maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlüdürler. Davacı taraf, tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın usulüne uygun tuttuğu kendi defter kayıtlarının o taraf lehine delil olarak kabul edilebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir(Aynı yönde Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı). Aksinin kabulü, kötüniyetin korunması anlamına geleceğinden kamu düzenine aykırılık teşkil eder. Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, burada bir tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterlerini ibraz etmesi ancak diğer tarafın ibrazdan kaçınması durumunda, ibraz eden lehine adi bir karine öngörüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmeyip anılan adi karinenin aksini ispat edemediğinden, davacı tarafın HMK’nun 222/2.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının yasanın açık hükmü uyarınca davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınması göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın asıl alacak yönünden kabulüne, davalının takipten önce temerrüde düşürülmemesi nedeni ile takipte talep edilen işlemiş faiz yönünden davanın reddine, alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin takipte talep edilen toplam 28.001,13 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin (İşlemiş faiz talebinin) REDDİNE
28.001,13 TL asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 28.001,13 TL asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.912,76.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 356,56.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 147,62.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 356,56.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 865,10.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 820,51 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre 1.251,96 TL’sinin davalıdan bakiyenin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır