Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/664 E. 2020/511 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/664 Esas
KARAR NO : 2020/511

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 05/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacılar, 10.10.2017 tarihinde davalıya ait uçakla Paris’ten Antalya’ya seyahat etmiş ve bu seyehat sırasında davacılara ait bagaj kaybolduğunu, Davacılar bu konuda Kayıp/Eksik Bagaj Formuyla, bagaj ve bagajda bulunan eşyaların bedellerinin tanzimi için davalı şirkete bildirimde bulunduğunu, yine davacılar tarafından davalı tarafa mail yolu ile kaybolan valiz ile ilgili uğramış oldukları zararlar talep edildiğini, Bu mailde davacılar bagajın kaybolmasından dolayı 797,50 EURO, 7543,00 TL ve 100,00 USD zararları bulunduğunu davalı tarafa bildirildiğini, Davalı tarafın ……… dosya numaralı belgelde zararın yalnızca 700,00 TL’lik kısmının karşılanacağı belirtildiği, bu rakamı kabul etmediğini bildirmek için Antalya ……… Noterliği’nin 08.12.2017 tarih ve …….. yevmiye nolu ihtarnamesi düzenlenerek davalıya gönderildiğini Davalı taraf …….. dosya numaralı belgede belirttiği son rakam ise 1.500,00 TL olarak belirlendiğini, söz konusu rakam zararı karşılamadığı için huzurdaki davayı açtıklarını beyan etmişlerdir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; HMK m.6 gereğince davanın, davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olan Bakırköy Tüketici Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiğini, bu itibarla Mahkemenin yetkisine itiraz ederek, davanın yetki yönünden reddine ve yetkili Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesinin karar verilmesini talep etmiştir. Huzurdaki davada davacı,10.10.2017 tarihli ve Paris-Antalya seferi sonrasında bagajının teslim edilmediğini ifade etmiş, 7543TL’lik maddi ve 5.000,00 TL’lik manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Ancak, açılan davanın aşağıda sayılan gerekçelerle reddini talep etmiştir. İhtilafa konu taşıma Paris ile Türkiye arasında olduğundan, taşımanın uluslararası bir taşıma olduğunu, bu nedenle dava konusu olaya 28 Mayıs 1999 tarihli olan ve ülkemiz açısından 26.03.2011 tarihi itibariyle yürürlüğe giren, “Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme” (Montreal Sözleşmesi) hükümlerinin uygulanması gerektiğini bildirmiştir. Taşıma işi sonrasında verilen bagaj dağıtım hizmetinin de, işin doğası gereği dış müdahaleye açık bir işlem olduğunu, bu nedenlerle, davacının iddiasının aksine, davalı müvekkil Ortaklığın veya adamlarının kasdi veya kasda yakın pervasız bir davaranışları da olmadığından sınırsız sorumlu tutulamayacağını, nitekim ekteki (Ek-1) kararlardan da görüleceği üzere, davalı müvekkil Ortaklık bagaj kaybı/geç teslimi halinde sınırlı sorumlu tutulduğunu bildirmiştir. Davacı taraf bu sınırlı sorumluluk limitleri içinde kalmak kaydıyla ancak ispat ettiği ölçüdeki gerçek zararını talep edebileceğini, davacının gerçek zararı sınırın altında ise gerçek zarara sınırın üstünde ise sınıra hükmolunması gerektiğini ve yargıtayın mustakar hale gelmiş içtihatlarının da bu yönde olduğunu bildirmiştir. Mezkur Protokol hükümleri tahtında, davacı zararın oluştuğu tarihinden itibaren değil, ancak karar tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini, bu konuda Yargıtay …….. Hukuk Dairesi’nin aynı mahiyetteki bir dava ile ilgili olarak karar düzeltme talepleri doğrultusunda lehillerine verilmiş olan …….. E. ve ….. K. sayılı 09.02.2001 tarihli kararın olduğunu, davacı tarafından istenecek faizin toplam miktarı ise konvansiyon’da öngörülen sınırı aşamayacağını bildirmiştir. Manevi tazminata hükmedebilmek için özel kanunlarda buna olanak veren açık hüküm bulunmasını veya BK. 58. maddesindeki koşulların mevcut olması gerektiğini ancak olayda manevi tazminat isteminin şartları oluşmdığını, manevi tazminata hükmedilebilmesi için, yasa “kişilik hakkına hukuka aykırı bir saldırı” yapılmış olmasını aradığını, ayrıca talep edilen 5.000.00-TL’lik manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, Türk toplumunun sosyal ekonomik yapısına ve davacı yan ile müvekkil Ortaklığın içinde bulundukları hukuki ilişkinin şartlarına uymadığını, manevi tazminata hükmedilirken meydana getirilen eylem ile hükmedilen tazminat arasında makul ve haklı, inandırıcı bir orantı kurulmasını ve en önemlisi tazminatın davacı için bir zenginleşme aracı olacak tutarda bulunmaması gerektiğini, bu şartların hiçbiri oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddinin gerektiğini bidirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK.’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiştir. (Ankara BAM 20 . HD ‘nin emsal 2017/339 esas 2017/314 karar sayılı ilamı)
Somut olayda, davanın açıldığı 04.07.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, dosyanın öncelikle İstanbul …….. Tüketici Mahkesinde açıldığı, bu dosyada verilen yetkisizlik kararı uyarınca dosyanın Bakırköy …….. Tüketici Mahkemesine gönderildiği, Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesinin görevsizlik kararı uyarınca dosyanın mahkememize gönderildiği emsal Ankara BAM 20 . HD ‘nin emsal 2017/339 esas 2017/314 karar sayılı ilamı da dikkate alınarak yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yargılama yapma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemesi’ne ait olduğundan HMK 114/1-ç maddesi delaletiyle HMK 115/2 maddesi gereğince davacının davasının USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi uyarınca dosyanın mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Mahkememiz kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiğinde Bakırköy ……… Tüketici Mahkemesi ile Mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluşacağından görev hususunun halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
4-Yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarının görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden verilen görevsizlik kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 05/10/2020

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim ,…….
¸e-imzalıdır